Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Bu saldırı Türkiye'ye yapılan bir saldırıdır. Kimse, Türkiye içinde bir diğerinin bir gruba saldırısı gibi değerlendirmemeli. Aksine, bütün Türkiye'ye yönelik bir saldırı olarak hepimiz ortak bir tavır sergilemeliyiz" dedi.
Başbakan Davutoğlu, Şanlıurfa'da, dün Suruç'ta gerçekleştirilen terör saldırısında yaralananları hastanede ziyaretinin ardından Valiliğe geçti.
Vali İzzettin Küçük'ten brifing alan Davutoğlu, daha sonra gazetecilere yaptığı açıklamada, gerçekleşen saldırıda şu ana kadar 32 vatandaşın hayatını kaybettiğini, 29 kişinin hastanelerde tedavi gördüğünü söyledi.
Davutoğlu, yetkililerden detaylı bir brifing aldığını belirterek, Türkiye'nin ortak duygu ve hissiyatla davranması gereken çok acı bir olayla karşı karşıya kaldığını ifade etti.
Ülkenin bu tarz bir olayla ilk defa karşı karşıya kalmadığını vurgulayan Davutoğlu, 2003'te İstanbul'da El Kaide bağlantılı terör olaylarını ve sivil alanda yapılan saldırıları hatırlattı.
Davutoğlu, 2007'de Ulus Anafartalar'da PKK bağlantılı yapılan saldırıyı, 2008'de Diyarbakır'da çok sayıda vatandaşın vefatıyla gerçekleşen canlı bomba olaylarını anımsatarak, "Yine Reyhanlı saldırısı 2013'te ve geçtiğimiz seçim kampanyası döneminde gerçekleşen Diyarbakır saldırısı, farklı örgütler tarafından yapılmış olsa da milletimizin bütünlüğüne dönük saldırılardır. Bir kez daha ifade ediyorum, dün gerçekleşen saldırı daha önce El Kaide'nin, PKK'nın ya da DAEŞ'ın veya Suriye, rejim bağlantılı grupların Reyhanlı'da yaptığı saldırıların hepsi aynı insanlık dışı zihniyetin gerçekleştiği saldırılardır" diye konuştu.Bütün bu saldırılarda vefat edenleri rahmetle andığını kaydeden Davutoğlu, ailelere de bir kez daha taziyelerini sundu.
GEREKLİ TALİMATLAR VERİLDİ
Başbakan Davutoğlu, hastanede ziyaret ettiği vatandaşlarla ilgili bütün hastane ve Sağlık Bakanlığı yetkililerine gerekli talimatların verildiğini vurgulayarak, "Bir hastamız yoğun bakımda, daha acil bir durumda olduğu için onun süratle helikopter ambulans ya da uçakla daha iyi bir hastaneye nakli için de gerekli talimatları verdik" dedi.
"ŞÜPHELİ KONUSUNDA ÖNEMLİ BİR AŞAMAYA GELDİK"
Bu tarz bir olayla karşı karşıya kalındığında ilk ve öncelikli düşüncelerinin insani boyut olduğuna işaret eden Davutoğlu, "Orada kaybettiğimiz vatandaşlarımızın hepsi yüreğimizden kopan birer parçadır. Siyasi düşünceleri ne olursa olsun, siyasi geçmişleri, ideolojileri ne olursa olsun hepsi bizim vatandaşımızdır, hepsi bizim canımızdır. Bu anlamda bu insani boyut, vatandaşlık bağlamındaki ortak kader boyutu söz konusu olduğunda bütün diğer konular ikinci noktaya gelir" değerlendirmesinde bulundu.
OLAYIN İKİNCİ BOYUTU
Başbakan Davutoğlu, olayın ikinci boyutuna da değinerek, şöyle devam etti: "Tabii ki bunun idari ve hukuki soruşturmasıdır. Biraz önce çok detayı bir brifing aldım, derinlemesine bu soruşturma sürdürülüyor. Bu grup Suruç'a yaklaşırken güvenlik birimlerimiz tarafından gerekli aramalar yapılıyor. Bunları bütün detaylarını, bilgilerini aldık. Belediye, iki kişi de orada da göz altına alınıyor, bu arama esnasında daha önce arananlar listesinde olmaları hasebiyle. Daha sonra belediyenin kültür merkezine ki bu kültür merkezinin etrafı 1 metre 20 santimlik bir duvar, üzerinde de demir engellerle korunaklı bir yer. Oraya intikal ettirildiğinde de gelen talep üzerine belediye alanı olduğu için ikinci bir arama yapılmıyor.
Anlaşılan o ki bütün bu süreç içerisinde ya bir sızma ya da grup içinde söz konusu olan, kimliği teşhis edilemeyen bir şahıs tarafından bir canlı bomba olmak suretiyle bu katliam gerçekleştiriliyor. Buradan anlaşılıyor ki bir canlı bomba olma suretiyle bu kayıp yaşandı. Şahsın tespiti konusunda ciddi bir mesafe alındı. Emniyet birimlerimiz, bütün irtibatları tespit edebilmek ve bu şahsın Türkiye içinde, Türkiye dışında ne kadar bağlantısı varsa ortaya çıkarabilmek için de yoğun bir çaba içinde. Şüpheli konusunda önemli bir aşamaya gelmiş bulunuyoruz. Soruşturmanın selameti açısından şu aşamada bu isim, muhtemel şüpheli isim hususunda güvenlik birimlerimizin açıklamasına kadar bir açıklama söz konusu olmayacaktır."
Bir kez daha bütün bu olayın oluş süreci esnasında kimler bundan sorumluysa gereken her şeyin yapılacağının altını çizen Davutoğlu, "İdari hukuki soruşturma irtibatlarıyla çıkartılacak ve gereken çalışmalar yürütülecektir. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. En ufak bir eksikliğe, en ufak bir ihmale kesinlikle tahammül gösterilmez" ifadesini kullandı.
"DÜN YAPTIĞIM ÇAĞRIYI BİR KEZ DAHA TEKRARLIYORUM"
Olayın, Türkiye'nin kaderini ve huzurunu ilgilendiren siyasi boyutu da olduğunu söyleyen Davutoğlu, "Bu saldırı Türkiye'ye yapılan bir saldırıdır. Kimse, Türkiye içinde bir diğerinin bir gruba saldırısı gibi değerlendirmemeli. Aksine, bütün Türkiye'ye yönelik bir saldırı olarak hepimiz ortak bir tavır sergilemeliyiz. Yurtdışında, ülkemizin sınırlarının ötesindeki çatışmaların Türkiye içine sirayet ettirilmesine izin vermemiz gerekir. Bu bağlamda da dün yaptığım çağrıyı bir kez daha tekrarlıyorum. 4 parti genel başkanları olarak, terörün, şiddetin her türüne karşı ortak kader bilinci ve ortak vatandaşlık aidiyet bilinciyle davranmamız gereken günlerdeyiz" diye konuştu.
Başbakan Davutoğlu, kimsenin, bu olayların siyasi istismarına yönelmemesi gerektiğine işaret ederek, şunları söyledi:
"Yapılacak siyasi istismar, sadece halkımızı rencide etmekle kalmaz, ülkemizin geleceğini de ciddi şekilde tehdit altına alır. Terör, şiddet söz konusu olduğunda hepimiz ortak bir perspektifte, anlayışta buluşmalıyız. Geçmişte yaşadığımız acı olayları zikrettim, bu olayların failleri farklı olabilir ama zihniyetleri, hedefleri aynıdır. Zihniyetleri terör üzerinden bir siyasi rant sağlanmadır, hedefleri ise Türkiye'dir. Biz her ne surette olursa olsun Türkiye'ye zarar gelebilecek herhangi bir gelişme karşısında, alınacak her türlü tedbiri almaya kararlıyız. Türkiye'yi ve özellikle de partimizi itham edecek şekilde tavır takınanlara da bir kez daha sesleniyorum. Türkiye ve AK Parti iktidarlarının, hiç bir zaman hiç bir terör örgütüyle doğrudan ya da dolaylı bir ilişkisi söz konusu olmadığı gibi hiç bir terör örgütüne de müsamaha gösterilmemiştir. Bugün aldığım brifing çerçevesinde yarın Bakanlar Kurulunda da alacağımız ek emniyet tedbirlerini gözden geçireceğiz. İçişleri Bakanlığımıza gerekli çalışmaları yapmaları için talimatı verdik. Yarın Bakanlar Kurulunda sınırımızda alınacak ek güvenlik tedbiriyle ilgili ayrıca bir eylem planı hazırlığını değerlendireceğiz ve gerekli tedbirleri alacağız."
"HERKES DERS ALMALI"
Kimsenin bu olaylar üzerinden Türkiye'yi töhmet altında bırakıcı, halkı tahrik edici bir tutum içine girmemesini de isteyen Başbakan Davutoğlu, özellikle HDP'li yöneticilerin bu anlamda yaptıkları açıklamalara dikkat etmelerinin büyük önem taşıdığını vurguladı.
Davutoğlu, geçmişte yaşanan terör olaylarından herkesin ders alması gerektiğini ifade ederek, yurtdışında, terör olayları karşısında gösterilen dayanışmanın daha güçlüsünün bugün Türkiye'de gösterilmesi gerektiğini söyledi.
Bütün vatandaşları, nereden, hangi kesimden gelirse gelsin, şiddetle teröre karşı ortak bir tavır almaya çağıran Davutoğlu, "Herkes müsterih olmalıdır. Bu olayın bağlantılarıyla açıklığa kavuşturulması konusunda hiç bir çaba eksik bırakılmayacaktır. Bu olay sonrası ortaya çıkabilecek güvenlik sorunları konusunda da gereken her türlü tedbirler alınacak, Türkiye'nin istikbali ve demokrasimizin geleceğinin tehdit edilmesine kesinlikle izin vermeyeceğiz" dedi.
Adıyaman'da şehit edilen askerin cenaze törenine de katılacağını belirten Davutoğlu, "Terör eylemleri karşısında hiç bir zaman taviz vermeyeceğimizi buradan bütün halkımıza bir kez daha ifade etmek istiyorum" diye konuştu.
Başbakan Davutoğlu, saldırıyla ilgili soruşturmanın detaylarının ve saldırganın kimliğinin tespiti yönündeki çalışmaların sorulması üzerine, bir şüphelinin tespit edildiğini bildirerek, "Yurtiçi ve yurtdışı bağlantıları çıkarılıyor. Dün de vurguladığım gibi şu an özellikle DAEŞ bağlantısı ve canlı bomba ihtimali yoğunluk kazanmış durumda ama nihai soruşturma neticeleri ortaya çıkmadan tabii bir şey söylemek doğru değil. En kısa zamanda bu soruşturmanın tamamlanmasını bekliyoruz. O an bu çerçevede de gerek adli, gerek idari olarak açıklamalar yapılacak" diye konuştu.
Davutoğlu, Suruç'taki terör saldırısının ardından ortak bir deklarasyon imzalama çağrısı yaptığı siyasi partilerden dönüş olup olmadığının sorulması üzerine, şunları söyledi:
"Şimdiye kadar kamuya yapılan açıklamaları herhalde siz de gördünüz. Ben bu çağrıyı tekrar edeceğim. Bütün parti genel başkanları, teröre karşı ortak bir tutumda birleşene kadar gerekiyorsa her gün bu çağrıyı yapacağım. Ta ki teröre karşı net tavır alsınlar, açık bir şekilde ortaya çıksınlar. Dün Cumhuriyet Halk Partisinden olumlu bir mesaj geldi. Ümit ederim HDP de Milliyetçi Hareket Partisi de aynı tutumu sergilerler. Bugünler, herkesin ilkesel tutum sergilemesi gereken günlerdir. Eğer siyasi liderler 'Buradan şu veya bu cihetle siyasi bir rant elde edebilir miyiz' gibi bir yaklaşım içinde tavır sergilemeye kalkarlarsa bedelini bütün bir ülke öder ama dört parti genel başkanının ortak bir deklarasyonla hepimizin anlaştığı bir metinde, teröre karşı güçlü bir ses çıkarırlarsa terör örgütleri izole olacaklardır."
"HERKESİN İLKELİ BİR TUTUM SERGİLEMESİ LAZIM"
Davutoğlu, "HDP'nin silahsızlanma konusunda olumlu bir iki mesajı hemen Kandil'den silahlanma yönünde açıklamalarla tekzip edildi neredeyse" ifadesini kullandı.
Geçmişin çok kolay unutabildiğini dile getiren Davutoğlu, 2007'de Ulus'ta Anafartalar'da 2008'de Diyarbakır'da bir dershane önünde, Güngören'de ve Reyhanlı'da gerçekleştirilen terör saldırılarını hatırlatarak, hayatlarını kaybeden vatandaşların acılarının hala yüreklerde olduğunu belirtti.
Davutoğlu, "Aynı şekilde Diyarbakır'da seçim kampanyası esnasında vefat eden vatandaşlarımızın hatırları da gözümüzün önünde. Dikkat edin hiçbir ayrım yapmıyorum. Şu terör örgütü varsa karşı çıkalım, şu terör örgütü varsa sessiz kalalım demiyorum, DAEŞ'in yaptığı saldırılara da aynı tutumu sergiliyoruz. PKK'nın ya da el-Kaide'nin ya da Suriye rejimi bağlantılı olan saldırılarda, aynı tutumu sergiliyoruz. Burada herkesin ilkeli bir tutum sergilemesi lazım" diye konuştu.
"HEPİMİZİN ŞİMDİ ORTAK BİR TUTUMDA BİRLEŞME VAKTİDİR"
Başbakan Davutoğlu, vefat edenler açısından da bir ayrım yapmadıklarını vurgulayarak, "Kim vefat etmiş olursa bizim yüreğimizden sökülen parçalardır. Onların etnik mezhebi, kimliği, onların siyasi ideolojik arka planını tartışma konusu yapmayı, vatandaşlık, bir aidiyet bağlamında da siyasi etik bağlamında doğru bulmayız. Kim böyle bir ayrım yaparsa bu davranışı etik dışı, siyasi ahlak dışı bir davranış olarak telakki ederim" değerlendirmesinde bulundu.
Herkesin ortak bir tutumda birleşme vakti olduğuna işaret eden Davutoğlu, şöyle konuştu:
"Tekrar çağrımı yeniliyorum. Gelin hep beraber ortak bir metne imza atalım ve terörü kim yaparsa yapsın karşı çıkalım. Terörden mağdur olmuş kim olursa olsun onu da bağrımıza basalım. Grup başkanvekillerimiz bu çalışmalarını sürdürüyorlar. Ümit ederiz olumlu bir cevap alırız ve Türk siyasi tarihine gerçekten gelecek nesillerin onur belgesi olarak göreceği bir metni birlikte yazarız, birlikte altına imza atarız. 78 milyonun her bir ferdine de bir güven vermiş oluruz. Siyasete güven de böyle artar. Ama siyasete güven, terör olayını yapana göre değişen tutumlarla veya mağduruna göre değişen tutumlarla siyasete güven sarsılır."
"ŞEHİDİMİZİN DE ACISININ HİSSEDİLMESİNİ BEKLERİZ"
AK Parti'nin ilkesinin, tutumunun açık olduğunu belirten Davutoğlu, böyle bir metne hemen imza atmaya, böyle bir metni birlikte yazmaya ve konuşmaya hazır olduklarını kaydetti.
Davutoğlu, "Yeter ki yeni bir terör olayıyla yüreğimiz dağlanmasın. Yeter ki hepimiz ortak bir insani duyguda ve vatandaşlık bilincinde bulaşalım. Ama aynı şekilde bugün defnedeceğimiz askerimizin de şehidimizin de acısının hissedilmesini bekleriz. Bunlar, hepimizin yüreğidir, hepsi bizim canımızdır. Bu canların bir daha heba olmaması için ne gerekiyorsa yapacağız" ifadelerini kullandı.