Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, ülkedeki gençlik merkezi liderleri ve üniversitelerin gençlik kulüplerinin temsilcileri ile bir araya geldi.
Bu yıl ‘Camiler ve Din Görevlileri Haftası’nın ana teması olarak belirlenen ‘Cami ve Gençlik’ etkinlikleri kapsamında ‘Diyanet-Gençlik Buluşması’ düzenlendi. Diyanet İşleri Başkanlığı konferans salonunda gerçekleşen buluşmada konuşan Diyanet İşleri Başkanı Görmez, Diyanet ile gençlik arasındaki diyaloğun önemine dikkat çekti.
Diyanet olarak gençlerle yeni bir iletişim dili kurmanın gerekliliğine değinen Başkan Görmez, Kur’an-ı Kerim’den örnekler vererek, Kuran’ın da Allah ile insanlar arasında bir diyalog olduğunu, bir talimat olmadığını dile getirdi.
Camilerde gençlerle iletişim konusunda yeni bir metoda geçilmesi gerektiğini vurgulayan Başkan Görmez, gençlere hitaben yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi;
“GENÇLERLE İLETİŞİMDE YENİ BİR METODA İHTİYACIMIZ VAR…”
Allah, kendi varlığını bile insana izah ederken, diyalog kurarak, soru sorarak izah ediyor. Aklımıza, gönlümüze hitap ediyor. Bizim de camilerde bu metoda geçmemiz gerekiyor. Camide, vaizin kürsüye oturup bir saat boyunca hiçbir soru almadan, hiçbir cevap vermeden, hiç kimseyle bir diyalog kurmadan vaaz etmesi doğru değildir. Bu Peygamberi metoda da aykırıdır. Hz. Peygamber’in hayatında böyle bir şey yoktur. Bir saat boyunca, Resul-i Ekrem’in kürsüden, insanlara sadece anlatıp, insanların hiçbir müdahalesini almadan, hiçbir sorusuna cevap vermeden yaptığı bir konuşma yoktur. Ancak biz bu hatalı metotta ısrar ediyoruz. Sonrada gençler neden camiye gelmiyor diye hayıflanıyoruz.
“CAMİ VE GENÇLİK HAFTASINDA ATACAĞIMIZ EN BÜYÜK ADIM, CAMİLERİN İÇİNİ SICAK BİR ATMOSFERE DÖNÜŞTÜRMEKTİR…”
Cami ve Gençlik haftasında, atacağımız en büyük adım, camilerin içini sıcak bir atmosfere dönüştürmektir. Peygamber Efendimiz dönemindeki cami sıcaklığının onda birini bile biz camilerimize taşıyabilirsek, inanıyorum ki gençlerimiz camiyi terk etmezler. O zaman çok daha farklı bir atmosferi, çok daha farklı güzellikleri birlikte yaşarız. Bunun için de, sizden destek bekliyoruz. Siz bize destek vereceksiniz, katkı sunacaksınız. Bizlerde istişarelerle, sizin düşüncelerinizi alarak, bu değişiklikleri yapmalıyız. Hz. Peygamber’in mescitte gençlerle ve diğer ashabıyla kurduğu ilişki, her türlü takdirin fevkindedir. Bu diyalog metodu, Kur’an’ın metodudur.
“NAMAZ, ALLAH İLE KUL ARASINDA BİR DİYALOGDUR…”
Camiyle birlikte gençlerle konuşmamız gereken en önemli şey, namazdır. Çünkü namaz hem insanın miracıdır ve kalbinizin yücelmesini istiyorsanız, yeryüzünde yüce duygularla, düşüncelerle yaşamak istiyorsanız, namaz Allah ile aranızda bir diyalogdur. Kur’an’da bazı insanlarla ilgili “Namazı kaybettiler ve şehvetlerine uydular” mealinde bir eleştiri vardır. Bu iki cümle birbirine bağlıdır. İnsanlık namazı kaybettiği zaman, o diyaloğu kaybeder, Allah ile diyaloğunun kendisine kazandırdığı o yüce duyguları kaybeder. Bunu kaybettiği zaman da, arzularının esiri olur. Belki gençlik döneminde hiçbir zaman unutmamamız gereken bir husustur bu. Namazı kaybetmeyin gençler. Namazı kaybetmek, inanan bir genç için çok büyük bir eksiklik olur. İkinci adım ise, caminin içindeki atmosferi hep birlikte değiştirmeliyiz. Oraya gelen cemaatimiz, cami cemaati, kendini caminin yegane sahibi, sizleri de oraya ara sıra gelen misafir gibi görmemelidir.
“VARLIK, MADDEDEN İBARET DEĞİL.”
Hangi üniversitede okursanız okuyun, dört konuda inancınız ve bilginiz tam olmalıdır. Bir Müslüman genç, dört konuda donanımlı olmalıdır. Birincisi varlık… Varlık dendiğinde, varlığın maddeden ve fizikten ibaret olmadığını, varlığın ardında bir mana olduğunu, fiziğin ardında bir metafizik olduğunu bilen bir anlayışa sahip olmalı. Bunun hakkında kitaplar okumalı. Çünkü Müslümanın varlık anlayışı bellidir.
“VAHİY, EN TEMEL BİLGİ KAYNAĞIDIR…”
İkincisi bilgi konusu… Bilginin sadece aklın ürettiği bilgiden ibaret olmadığını, vahyin en temel bilgi kaynaklarından biri olduğunu, ama vahiyle akıl arasında, bir bağ olduğunu çok iyi bilmeli. Küçük kitabı (insan), büyük kitabı (kainat), en büyük kitabı (Kur’an-ı Kerim) okumak gerekmektedir. Bu üç kitap arasında muhteşem bir ilişki vardır. Dikkat ederseniz, her üç kitap da ayetlerden oluşur. İnsanın gözü bir ayet olduğu gibi, yıldızlar birer ayet olduğu gibi, Kur’an’ın her bir satırı veya her bir ifadesi de bir ayettir. Bunlar hep birlikte yaratıcının varlık ve birliğini bize hatırlatır.
“İNSAN DEĞERLİ BİR VARLIKTIR…”
Üçüncüsü, insan etten ve kemikten ibaret bir varlık değildir. İnsan, muhteşem bir varlıktır. Hz. Peygamber, Kabe’ye şöyle hitap ediyor: ‘Kabe, ne kadar yücesin, hoşsun. Şanın ne kadar yüce. Ama Allah’a and olsun ki bir müminin kalbi senden daha yücedir.’ Dolayısıyla insan değerli bir varlık. Bizim insan anlayışımız belli.
“HAYAT DÜNYADAN İBARET DEĞİLDİR. ÇOK DAHA EBEDİ BİR HAYAT VAR…”
Son olarak, alem tasavvurumuz, dünyadan ibaret değildir. Bizim alem tasavvurumuz dünyadan ibaret değil, hayat dünyadan ibaret değil. Çok daha ebedi bir hayat var. Bu dört konuda bizim oturmuş fikir ve düşüncelerimiz olmalıdır.
Programda gençlerin sorun, öneri ve projelerini de dinleyen Başkan Görmez, programın sonunda gençlerle hatıra fotoğrafı çektirdi.