AK Parti’nin kuruluşundan buya görev yapan il başkanları ile AK Parti Genel Merkezi’nde bir araya gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan, önemli açıklamalarda bulunurken, AK Parti’nin kuruluşundan bu yana görev alan eski il başkanlarından davalarına sahip çıkmaya devam etmelerini istedi.
Hiçbir AK Partili ‘eski AK Partili’ olarak sıfatlandırmadıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “AK Partilinin eskisi yenisi olmaz. AK partili olmak demek sadece bir partinin rozetini taşımaktan ibaret değildir. AK Partili olmak demek, bu milletin ve ülkenin asırlara sari medeniyet davasının bayraktarlığına talip olmak demektir. Dava adamının görevi ancak son nefesini verince biter. Teşkilat yöneticisi, belediye başkanı, milletvekili gibi ünvanlı görevler bu büyük yürüyüşte birer hizmet vasıtasıdır. Asıl önemlisi hiçbir sıfat sahibi olmadan da o büyük davanın başarısı için bir nefer gibi çalışabilme erdemini gösterebilmektir. Bunun için hiçbir kardeşimizi ‘eski AK Partili’ olarak sıfatlandırmadık, sıfatlandıramayız. İnşallah bizim davamız kıyamete kadar ayakta kalacaktır. AK Parti bu davanın temsilcisi olmayı hak ettiği sürece varlığını ve hizmetini sürdürecektir. Bu bakımdan şuanda birlikte olduğumuz il başkanlarımızı aktif her hangi bir davası olsun, olmasın, AK Parti davasının neferleri, ebedi temsilcileri olarak görüyor ve alkışlıyorum. Elbette bu kutlu yolculukta yoldan çıkanlar, yolunu kaybedenler, kerameti kendinde görenler olmuştur ve olacaktır. Bu ilk insandan bu güne dek var olan bir gerçektir. İşte en önemlisi de Kabil ile Habil meselesidir. İki kardeş değil mi? Kabil, kardeşi Habil’i öldürmüştür. Süreç oradan başlıyor. Bundan sonra da bu devam edecektir. ‘Kardeş kardeşi niye vurdu’ demeye gerek yok, bu bir var olan gerçek. İstenmez ama var. Bu nasip meselesidir. Dava adamı sıfatını sonuna kadar taşımak herkese nasip olmaz. Biz kimin nereye gittiğine değil, kendimizin hangi istikamette yürüdüğüne bakacağız. Hamdolsun bu gün bu salonda 18 yıldan beri tüm kardeşlerimizle aynı istikamette yürümeye devam ettiğimizi görüyorum” diye konuştu.
“GÖNÜL SEFERBERLİĞİNİ BAŞLATIYORUZ”
2020 yılının sonuna doğru yapılması planlanan büyük kongrede milletin işaret ettiği şekilde kendilerini yenileyeceklerini, kararlılıklarını bileyeceklerini, enerjilerini tazeleyeceklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “2023 yılına kadar olan seçimsiz dönemi en iyi şekilde değerlendirerek hep birlikte AK Parti’yi çok daha ileri bir noktaya taşıyacağız. Yeni yönetim sisteminde başarı çıtasını yüzde 50’nin üzerine çıkarttık. Bu değişim için kimse bizi zorlamadı. Milletimize ve kendimize güvendiğimiz için çıtayı böylesine iddialı bir seviyeye yükselttik. Eğer tek derdimiz iktidarımızı sürdürmek olsaydı eski sistemde bu unu çok kolay yapabilirdik. Biz ülkemizin istikbalini, milletimizin beklentilerini, demokrasimizin ihtiyaçlarını dikkate alarak tarihimizin en köklü yönetim reformunu hayata geçirmeyi tercih ettik. Gelecek seçimleri değil, gelecek nesilleri düşünen bir partinin başka türlü hareket etmesi mümkün değildir. AK Parti’yi diğer partilerden ayıran en önemli özellik işte budur. Kısır siyasi çekişmeler, gündemler, kişisel hesaplar yerine büyük ve güçlü Türkiye hayali ile engin ufuklara açılarak farkımızı bir kez daha gösterdiğimize inanıyorum. Bu durum hepimizin daha çok çalışmasını, daha çok gayret göstermesini gerektiriyor. Bunun gereğini yerine getirmek üzere sizleri partimiz saflarında çok daha etkin, çok daha yoğun bir şekilde katkı sağlamaya davet ediyoruz. Genel Merkezimizin koordinasyonlarında şehirlerimizin her birinde il başkanlarımızdan başlayarak partimizde hizmet etmiş tüm kardeşlerimizi yeniden bir araya getirecek bir gönül seferberliğini başlatıyoruz” şeklinde konuştu.
AK Parti’nin her dem yeniden doğanların partisi olduğunu kaydeden Erdoğan, “Bu partiyi kuran, yaşatan, bugünlere getiren, geleceğe de taşıyacak olan milletimizin kendisidir. Milletimizle aramızdaki gönül bağı hep devam edecektir. Türkiye’ye 17 yıllık iktidarımızda nasıl çağ atlattıysak, inşallah 2023 hedeflerimize de ulaştıracağız. Yeter ki şu salondaki muhabbet iklimini koruyalım, kuvvetlendirelim, daha da yaygınlaştıralım. Her birinizin tecrübenizle, birikiminizle, müktesebatınızla, AK Parti’ye ve Türkiye’ye daha çok hizmet yapacağınıza inanıyorum” ifadelerini kullandı.
“GEREĞİNİ YAPACAKSIN ARKADAŞ, YAPMIYORSAN BEDELİNİ ÖDEYECEKSİN”
Türkiye’nin büyüdükçe imkanları ve kazançları ile birlikte dertlerinin de büyüdüğünü belirten Erdoğan, ”Özellikle son 6 yıldır kesintisiz saldırı altındayız. Bu saldırıda akla gelebilecek her araç, her tuzak, her oyun, her fırsat kullanılıyor. Gün geliyor sokaklarda kaos çıkartma senaryoları devreye alınıyor. Gün geliyor mahallelerimiz, ilçelerimiz çukurlarla bölünmeye çalışıyor. Gün geliyor yargı emniyet güçleri, gün geliyor ordumuz içindeki hainler kullanılarak darbe girişimleri yapılıyor. PKK’sından DEAŞ’ına ve FETÖ’süne kadar tüm terör örgütleri kuduz gibi ülkemize saldırıyor. Ülkemiz içinde başarılı olmadıklarında bu defa sınırlarımıza saldırmaya başladılar. Her saldırıda ekonomiyi ihmal etmiyorlar. Hatta dolaylı yolları bırakıp doğrudan ekonomimizi çökertmeyi bile denediler. Hamdolsun tüm bu saldırıları püskürtmekle kalmadık, tehditleri kaynağı kurutmak üzere ileriye atıldık. ‘Bu vatan kimin?’ diye soran şair ne diyor, ‘bu vatan toprağın kara bağrında sıra dağlar gibi duranlarındır.’ Hep birlikte sıra dağlar gibi durduk, bütün açılan çukurları kapattık, evlerden evlere tünellerin açıldığı o binaları yıkıp yerlerine yeni binaları yaptık. Bütün bu terör örgütlerinin karşısında sıra dağlar gibi durmak suretiyle oraları yaşanır hale getirdik. Bakın hala işimiz bitti demiyoruz, daha işimiz var. İçeride de, dışarıda da. Bugün Barış Pınarı Harekatını yapmamızın tek sebebi o terör devletini kurmak isteyenlerin başına oraları geçirme niyetidir, bunu başardık, bunu hallettik. Aynı şekilde içeride de. Güneydoğu’da, kısmen Doğu’da devlet kurma girişimleri oldu, kongrelerinde bayrağımızı duvara asmaktan çekinenler, Türk Bayrağına kongrelerinde yer vermeyenler, İstiklal Marşı’mızı okumayanlar, okutmak istemeyenler bedelini ödediler. Bundan sonra da ödetiriz, ödetmeye devam ederiz. Anayasamızın ilk dört maddesinde bunlar var, gereğini yapacaksın arkadaş, yapmıyorsan bedelini ödeyeceksin. Bu ülke bir hukuk devleti, hukuk devletinde de bunun gereğini yapacaksın, yapmıyorsan kendine başka yer bulursun, başka yerden size zaten alkışlar geliyor, alkışların geldiği yerlerle el tutarsınız. Bakıyorsunuz paçavralarını nerelerde dalgalandırıyorlar, AP’de mi ararsın, başka yerlerde mi ararsın, her yerde. Bunlar bizim karşımıza geldiklerinde de dost görünüyorlar. Yalan, sahte, ikircikli çok yüz, biz bunlara inanmıyoruz. Bunların hepsini biz Barış Pınarı Harekatı’nda da gördük. Biz gerektiğinde bir gül bahçesine girercesine kara toprağa düşme pahasına vatanımızı koruduk. Tehditlerin evimizin kapısına dayanmasını beklemedik. Irak’ta ise Irakta, Suriye’de ise Suriye’de, dünyanın neresindeyse oraya gidip tehditleri kaynağında bertaraf edecek iradeyi ortaya koyduk. Yeri geldi dünyanın farklı köşelerinden FETÖ’cü hainleri paketleyip ülkemize getirdik, en son zamanda Meksika’dan paketledik getirdik. Yeri geldi bölücü teröristleri yüzlerce kilometre öteden gidip kendilerini en güvenli sandıkları yerlerde imha ettik. Suriye sınırlarımız boyunca kurulmaya çalışılan terör koridorunu önce Cerablus’ta, sonra Afrin’de, şimdi de sınırlarımızın kalan kısmının tamamında parçalayıp attık. Barış Pınarı Harekatımız devam ediyor. Şayet bize verilen sözler yerine gelir, sınırlarımız teröristlerden arındırılır, tahkimatlar yıkılırsa ne ala. Çok ciddi tahkimatlar, tüneller var. Hala suçlu arıyor, ne suçlu arıyorsun, bunlar bütün o tünellerin çimentolarını kimden alıp yaptılar, Lafarge. Lafarge kimin fabrikası? Fransızların. Fransa sen önce bunun bedelini öde. Siz terör örgütlerine yardım yataklık yapan bir yönetimsiniz. Önce bunun bedelini ödeyin. Burada bunlara ses çıkartmazsınız, ondan sonra Sarı Yeleklilerle uğraşırsınız. Yapmadılar, biz de kendi göbeğimizi kestik, son terörist ortadan kalkana kadar takibe devam edeceğiz. Türkiye’nin söylediğini yapabilecek iradeye, imkana ve kararlılığa sahip olduğunu herhalde tüm dünya görmüştür. Ne tehditler, ne şantajlar, ne de sinsi oyunlar bizi yolumuzdan döndüremeyecektir. Biz petrolün veya paranın değil, milletimizin istiklali ve istikbali ile ülkemizdeki Suriyelilerin evlerine güven içinde dönüşlerinin peşindeyiz. Davası hak olanın yardımcısı Allah’tır. Hak olan davada zafer de muhakkaktır. Biz davamızın haklılığına da zaferimize de tüm kalbimizle inanıyoruz. Biz sebepler dünyasında yaşıyoruz, zafer Allah’tan, gelin bu mücadeleyi birlikte yürütelim. Gelin bunun için AK Parti’yi birlikte güçlendirelim, dava sancağını hep birlikte yüceltelim” açıklamasında bulundu.