Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Barış Pınarı Harekatı'nın özellikle ABD'de sadece diplomatik boyutta değil iç politikada da ciddi sonuçlar doğurmaya başladığını görüyoruz. Bunun iki ayrı örneğine temsilciler meclisinde kabul edilen tasarılarla şahit olduk. Bu tasarılardan biri sözde Ermeni soykırım iddiaları ile ilgili. Yaklaşık 20 yıldır bu yönde gayret gösteriyoruz. Bu yöndeki girişimler ABD kamuoyunda ülkemiz aleyhinde oluşan hava kullanılarak temsilciler meclisinden geçirildi. Bir anlamda fırsatçılık yapıldı. Buradan ABD kamuoyuna ve tüm dünyaya sesleniyorum. Bu atılan adımın hiçbir kıymeti harbiyesi yok. Bunu tanımıyoruz zaten. Kendileri çalıp kendileri oynuyorlar" dedi.
CUMHURBAŞKANI GRUP TOPLANTISINDA TONUŞTU
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Grup toplantısında konuştu. Sadece Avrupa'da yaşayan 5 milyon üzerindeki vatandaşın birlik ve beraberlik içinde hareket ederek gücünü ortaya koyduğunda bunun karşısında kendine çeki düzen vermeyecek hiçbir ülke olmayacağını belirten Erdoğan, "Bunlar, Barış Pınarı Harekatı sebebiyle askerimizi selamlayan sporcularımızdan korkacak kadar zavallıdır. Sporcularımızın selamından korkacak kadar zavallılar. Bir kız tekvandocumuz şampiyon oluyor, asker selamını çakıyor bunlar korkuyor. Bunların durumu bu, tablo bu. Biz durmadan, yolumuza kararlılıkla devam edeceğiz. Selamımıza ara vermeyeceğiz. Selam tüm Mehmetçiğe deyip yolumuza devam edeceğiz. Artık aramızdaki küçük farklılıklardan kaynaklanan ayrılıklara, husumetlere, çekişmelere son verilmesinin vakti gelmiştir. Türkiye’nin beka mücadelesinin en önemli ayaklarından birini yurt dışındaki vatandaşlarımızın oluşturduğunu görmeli, bilmeli, kabul etmeli ve yerine getirmeliyiz. Özellikle Avrupa ve Amerika'da yaşayan Türklere yakışan budur. Dış temsilciliklerimiz ve resmi kurumlarımız vasıtasıyla yapılacak tüm girişimlere elbette destek vereceğiz. Asıl olan vatandaşlarımızın kendi inisiyatifleriyle bu başarıyı sağlamalarıdır. O günlerin yakın olduğuna inanıyorum" dedi.
TERÖRLE MÜCADELE
Terörle mücadele ve Suriyelilerin geri dönüşü noktasında atılan adımlara, 9 Ekim'de başlatılan Barış Pınarı Harekatıyla bir yenisinin eklendiğini ifade eden Erdoğan, "Bu harekat asla bir sürpriz değildir. Fırat Kalkanı harekatı ile güvenli hale getirmeye başladığımız günden beri bu bölgeyi teröristlerden temizleyeceğimizi söylüyoruz. Bu aslında bir bölgeyi terörden temizleme harekatıdır. Zira o kuşak 444 kilometre Irak sınırından Creablus'a kadar olan kuşak bizim için bir tehdit bir taciz kuşağıydı. Burası terörle bezenmiş, oradan sürekli olarak bizim sınır illerimize taciz atışlarının yapıldığı bir yerdi. Biz, onlara bu bölgeyi temizleyin dedik, temizlemediğiniz takdirde gereğini biz yaparız dedik ve yaptık. Buna rağmen harekata başladığımızda bölgede etkinlik gösteren güçler ve genel olarak dünya kamuoyunda bir şaşkınlık belirdi. Onlar bu kadar kısa sürede bir netice alacağımıza ihtimal vermiyorlardır. Türkiye'nin söylediğini yapacak güce, iradeye kararlılığa ve imkana sahip olduğunun hala yeterinde kabul edilemediği anlaşılıyor. Biz kimin ne dediğine değil kendimizin neye ihtiyacı olduğuna bakıyoruz" şeklinde konuştu.
"BUNLAR İÇİN PETROLÜN BİR DAMLASI BİNLERCE İNSANIN KANINA BEDELDİR"
Sınırımızı terörden arındırmak ve Suriyelilerin geri dönüşü için bu harekata ihtiyaç olduğunu ve yapıldığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Son BM genel kurulunda görüştüğüm 20 kadar dünya liderine plan projelerimizi anlattım. Buyurun, hadi sizde buraya destek verin. Desteğe gelince hiç birinde ses yok. Bunlar mağdur ve mazlumun yanında değiller. Asla böyle bir adım atma niyetleri yoktur. Bunlar sadece öldürmeyi, silah satmayı bilirler. Gelelim de bir destek verelim, böyle bir şeyin içinde yoklar. Bunu daha önce ilk attığımız adımlarda Irak'tada yaptılar. Bizim tabii ki B planı, C planımız da var. Vakti, saati geldiğinde onuda yapacağız. Petrol denildiğinde hemen dalarlar . Geri yürümezler. Bunlar için petrolün bir damlası binlerce insanın kanına bedeldir. Kahraman askerlerimiz ve SMO mensubu kardeşlerimiz bir kaç saat içinde 30 km derinliğe indiler. Şuanda Barış Pınarı Harekat bölgesinde 4 bin 219 km 558 yerleşim birimini 900 üzerinde teröristi etkisiz hale getirerek temizlemiş durumdayız. Tel Abyad ve Rasulayn arası şuanda kontrol altında. Bizim için yeterli değil. Tel Rıfat'taki teröristlerden buranın temizlenmesi sözünü aldık. Şu an itibariyle temizlendiğine dair Rusya federasyonu gerekli bilgiyi veriyor. Yine yeterli değil. Münbiç’ten YPG temizleme sözünü aldık. Onun içinde temizledik diyorlar. Silahlı kuvvetlerimiz bunun takibi içinde. Bizim için diğer önemli adım Tel Rıfat ve batısına doğru bugünkü adıyla Kobani, geçmişteki adıyla Ayn El Arab, buranın da teröristlerden boşaltılıp kontrolümüz altına girmesi lazım. Buranın teröristlerden boşaltılması kontrolümüze girmesi lazım. Peki ne olacak. Buraya Suriyeli kardeşlerimiz girecek. Bizim derdimiz onların yerlerine gitmesi. Bu adımları bunun için atıyoruz" dedi.
"RUSYA İLE DEVRİYE ÇALIŞMASINA BAŞLAYACAĞIZ"
İdlib’de benzer olayların yaşandığını hatırlatan Erdoğan, "İdlib yaklaşık 4 milyon civarında insan yaşayan bir yer buradan 300 400 bin insan sınırımıza yürüdüler. Biz buna rağmen gerekli müdahaleyi yerinde yaptık. Bunun önünü kesmiş olduk. Kontrolü devam ettiriyoruz. İstiyoruz ki biran önce ilk etapta Rasulayn Tel Abyad burayı bir halledelim. ondan sonra diğer bölgeleri. Rusya ile birlikte devriye çalışmasına başlayacağız. Bu çalışma ile sınırımızdan güneye doğru 7 km derinlikte devriye çalışmalarını sürdüreceğiz.
Kısa sürede elde ettiğimiz bu başarı sahada ve uluslararası alanda adeta bir panik halinin oluşmasına yol açtı. Teröristlerin şehit ettiği 20 evladımız yaralanan 185 yaralı vatandaşımız var. Bununla ilgili üzüntü belirtmek için arayan batılı ülke olmadı. Şehit olan 9 ve yaralanan 137 güvenlik görevlimizden bahseden hiçbir batılı olmadı. Suriye halkının SMO saflarında vatanlarını teröristlerden temizlerken şehit olan kardeşlerimizden söz eden olmadı. Kardeşimizi soran bizden başka olmadı. Onlara terörist diyorlar. Kim? Amerika .Bunlar bu toprakların sahibi. Bunlara nasıl terörist dersiniz. Bu topraklarda bizim askerimizle beraber kendi evlerini topaklarını savunurken şehit olanlar. Bunlar ölümü korkutan ölümü öldüren mücahitler. Askerimizle olan dayanışmaları, askerimizle olan dayanışmaların neticesi bu zafere doğru bizleri götürüyor. Rabbim bize zaferi en yakın zamanda nasip etsin" ifadelerini kullandı.
"BENİ BERLİN’E ÇAĞIRIYORSUN. BEN TURİST MİYİM, NE İŞİM VAR BENİM ORADA"
Barış Pınarı Harekatı'nın durdurulmak istendiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bize ne kadar kalacaksınız diye soruyorlar. Ben kendilerine 'Siz ne zaman çıkıyorsunuz onu söyleyin' diyorum. Berlin’de bir toplantı yapsak Londra’da bir toplantı yapsak bu toplantının yapılacağı üç yer var. Şanlıurfa, Gaziantep ya da İstanbul gelin burada yapalım. Bu soru bu teklifin akılla mantıkla izahı yok. Olayın olduğu yer burası sen beni Berlin’e çağırıyorsun. Ben turist miyim, ne işim var benim orada. Bu konuda samimi dürüstseniz olayın yaşandığı yerlere gelin. Buraları görme fırsatınız olur. En son 3-4 aralık’ta Londra'da NATO liderler zirvesi var. Orda da zaten bir genelleme yapacağız. Bu arada Başkan Trump ile yaptığımız görüşmenin ardından Bir heyet geldi ülkemize. Oturduk konuştuk, sonuçta 13 maddelik bir mutabakat metnini kamuoyuyla paylaştık. Bu mutabakata göre Rasulayn ve Tel Abyad arasında yer alan 120 km genişlik ve 30- 32 km derinlikteki bölgenin terör örgütlerinden arındırılması gerekiyordu. Bunun için 120 saatlik ara verdik. Belirlenen süre sonunda hala terörist tarafından saldırılar devam ediyordu. Adeta karış karış tarayarak hem teröristleri imha ediyor hem kalan mühimmat ve malzemeleri topluyoruz" dedi.
"GEREKİRSE GÜVENLİ BÖLGE SAHAMIZI GENİŞLETECEĞİZ"
"Açık konuşuyor ve muhataplarımızı ikaz ediyoruz" diyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,"Bu hattın dışından gelecek saldırıya en sert şekilde karşılık verecek ve gerekirse güvenli bölge sahamızı genişleteceğiz. Ardından sınır bölgemizin diğer yerleri için Putin ile bir görüşme gerçekleştirdik. Müzakerelerin ardından 10 maddelik bir mutabakat üzerinde uzlaşıp kamuoyuna açıkladık. Buna göre Barış Pınarı Harekatı bölgesinin doğusundaki Aynul Arap ile batısınd kalan uzunca bir bölgede 30 km derinliğinde teröristlerden arındırılmış bölge oluşturuyoruz. Bunun ilk 10 kilometresinde Ruslarla ortak devriye yaparak, durumu bizzat kontrol altında tutacağız. Diğer bölgeler için Rusya'nın verdiği güvenceler var. Durumu bizzat kontrol altında tutacağız. Ruslarla vardığımız 150 saatlik sürenin süresi dün akşam 18’de sona erdi. Heyetlerimiz arasındaki görüşmede Rusya tarafı bize Tel Rıfat Münbiç ve Fıratın doğusundaki bölgelerden 34 bin terör örgütü mensubunun beraberindeki 3 bin 260 ağır silahla birlikte 30 km hattın dışına çıktığını ifade ettiler. Her ne kadar bizim elimizdeki veriler bu konuda başarılı olunmadığına işaret ediyorsa da sahada tespitlerimizin ardından kendilerine gereken cevabı vereceğiz" diye konuştu.
"HEDEFLERİMİZE DOĞRU İLERLEMEYİ SÜRDÜRECEĞİZ"
Bu kapsamda Cuma günü sahada Ruslarla ortak çalışmaların başlatılacağını belirten Erdoğan, "Şayet terör örgütlerinin 30 km alan dışına çıkmadığını görürsek veya saldırılar sürerse kendi harekatımızı gerçekleştirme hakkımızı saklı tutuyoruz. Şimdilik elimizdeki kazanımları güçlendirmeye bakıyoruz. Güvenli hale gelen yerlerde Alt yanının güçlendirilmesi, idari kapasitenin genişletilmesi çalışmalarına hemen başladık Suriyelinin güvenli hale getirilen yerlere geri dönüşleri projemizi süratlen hayata geçireceğiz. Avrupalı liderlerle bu konuyu NATO zirvesinde detaylı bir şekilde ele alacağız. Bu tür mücadeleler uzun solukludur. Bazen bize 30 km ötesindeki teröristten ne olacak diyorlar. Son teröriste kadar tamamı temizlenecek. Gerektiğinde sahada gerektiğinde masada oyunu değiştirecek hamleler yaparak hedeflerimize doğru ilerlemeyi sürdüreceğiz. Biz bölgemizde neredeyse yarım asırdır ilmik ilmik işlenen büyük oyunu bozduk bozuyoruz. Adım adım kendi planlarımızı, önceliklerimizi hayata geçiriyoruz. Aynı kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
"Barış Pınarı Harekatı'nın özellikle ABD'de sadece diplomatik boyutta değil iç politikada da ciddi sonuçlar doğurmaya başladığını görüyoruz" diyen Erdoğan, "Bunun iki ayrı örneğine temsilciler meclisinde kabul edilen tasarılarla şahit olduk. Bu tasarılardan biri sözde Ermeni soykırım iddiaları ile ilgili. Yaklaşık 20 yıldır bu yönde gayret gösteriyoruz. Bu yöndeki girişimler ABD kamuoyunda ülkemiz aleyhinde oluşan hava kullanılarak temsilciler meclisinden geçirildi. Bir anlamda fırsatçılık yapıldı. Buradan ABD kamuoyuna ve tüm dünyaya sesleniyorum. ’ sesleniyorum. Bu atılan adımın hiçbir kıymeti harbiyesi yok. Bunu tanımıyoruz zaten. Açık konuşmak gerekirse, kendileri çalıp kendileri oynuyorlar. Yapılan bu. Buna rağmen ülkemize atılan iftiranın bir ülke parlamentosunda kabul görmesinden üzüntülüyüz. Bu nasıl bir anlayıştır. Biz yıllarca bu iş tarihçilerin işidir dedik. Arkeologların işidir. Görevlendirelim, heyetleri oluşturalım bu çalışmayı yapsınlar. Bu iş siyaset gömleği giydirilmesin. Bütün çalışmalar sonunda siyasetçiler masaya otursun adını koyalım. Biz arşivimizi açtık.1 milyonu aşkın belge var arşivlerimizde. Bu konuda Ermeniler bu konuda herhangi bir arşiv sunamadılar. Yok ki sunsunlar. Bal bal demeyle ağız tatlanmaz, suçlusun suçlusun demekle bizi suçlayamazsınız. Atmış olduğunuz bu adımı aldığınız bu kararı biz tanımıyoruz. Ülkemize adına oy kullanan temsilci üyelerinin bir an önce gerçekleri görmelerini diliyoruz. Herşeyden önce Türkiye geçmişte Ermeni terör ülkelerinin saldırılarına maruz kalmış bir ülkedir. ABD’ye tekrar sesleniyorum. 70'kli 80'li yıllarda Asala yüzden fazla silahlı saldırı gerçekleştirdi. Bundan haberini var mı. Belgeleri her şeyi elimizde Bu saldırılarda 40 üzerinden temsilcimiz şehit oldu. Bundan haberiniz var mı?Türkiye'nin bu kayıplarından söz dahi etmeyen bir asırdan daha uzun bir süre bunları aşmış olan önce yaşanmış bir hadise konusunda tek taraflı hüküm veren bu tür hadiselerin tamamını reddediyoruz. Bir asırdan daha uzun bu tür girişimlerin tamamını reddediyoruz. Bizim inancımızda soykırım kesinlikle yasaktır. Böyle bir ithamı milletimize yapılmış en büyük hakaret addederiz. Türkiye Büyük Millet Meclisimizin bu adıma derhal hak ettiği cevabı verecek. Ben hazırlıkların yapıldığını gördüm. Bu metin meclisimizden ittifakla geçer temennim odur. Buda aynı şekilde ABD’ye gönderilir. Tarihleri soykırım, kölelik, sömürü lekeleriyle dolu ülkelerin Türkiye’ye söz söyleme ve ders verme hakkı olamaz. Bu meseleyi önümüzdeki günlerde yakından takip edecek gereken adımların atılmasını cevap verilmesini sağlayacağız. Şahsıma aileme yakınlarımıza yaptırım uygulanması tasarısını şiddetle reddediyorum" dedi.
"ABD, BİR FETÖ’YE MAHKUM OLACAK KADAR KÜÇÜLDÜ MÜ?"
"Hiçbir tutarı olmayan bu tasarıyı şiddetle reddediyoruz" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "ABD, bir FETÖ’ye mahkum olacak kadar küçüldü mü? Bu adamın hala; Adalet Bakanlığımız sizlere 90 koli bu adamın suçlarını gönderdi. Türkiye mahkemelerinin verdiği dosyaları gönderdi. Bir oturun şunu inceleyin ya. Bakmıyorsunuz ve böyle bir terörist başını Türkiye’ye darbe yapan terörist başını ülkenizde saklıyorsunuz. Yoksa sizin özel olarak kullandığınız bir manivela mıdır? Ya bize bunu teslim edeceksiniz ya da bizden bundan sonra suçluların iadesiyle ilgili anlaşmalar konusunda herhangi bir iade beklemeyin. On binlerce insanın katili bir terör örgütü olan PKK’yı desteklemek uğruna Türkiye’ye ve şahsıma saldıranlara asla eyvallah etmeyeceğiz. Amerika’nın müttefiklik ilişkimiz yanında, siyasi dostluğumuzu da sorgulatan adımlar atmasına ısrar etmesi ilerde en çok kendine zarar verecektir. İnşallah bu yanlıştan da bir an önce dönerler."