Erzurum’un simgesi olan Çifte Minareli Medrese’nin restorasyon çalışmalarıyla ilgili tartışmalar devam ediyor. Restorasyonun ne zaman biteceğinin belli olmaması otoriteler tarafından eleştiriliyor. Sanat Tarihi Bölümü Araştırma Görevlisi Muhammet Burak Gökler a konuyla ilgili özel açıklamalarda bulundu.
Medreseye dışarıdan bakıldığında estetik bir görünüme sahip olduğunu söyleyen Gökler, “Ziyarete kapalı olduğundan gezmek için bir fırsat bulamadım fakat dışarıdan bakıldığında güzel bir görüntüsü ve estetik bir duruşu var.” diye konuştu.
TARİHİ DOKUYU BOZDU
Restorasyonda kullanılan bazı malzemelerin yapının tarihi dokusunu bozduğunu ifade eden Gökler konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı: “Sanat tarihçisi olarak bakıldığında ise restorasyonu yapılan medresenin arka tarafında ki estetik açıyı bozan pencerelerin olması, yapının benliğini kaybetmesine neden oldu. Modern dönem özellikleri katılınca tarihi değerini kaybetmesine değerinin azalmasına yol açtı. Dışarıdan bakıldığında tarihi özellik taşıyan Çifte Minareli Medrese’ye modern eklemeler yapılınca bu özelliğini de kaybetmiş oluyor. “
Son yıllarda Türkiye’de sanat tarihine verilen önemin arttığına dikkat çeken Gökler, “Bir iyileşme söz konusu. Fakat henüz istenilen bir seviyede değil.” açıklamasında bulundu.
BEKLENTİLERİN ALTINDA
Yapılan restorasyon çalışmasının beklentilerin altında kaldığını belirten Arş. Görevlisi Gökler, “Restorasyonu tam manasıyla başarılı bulmadım. Sadece ayakta tutacak bir restorasyon olmuştur ve bunun için de yüzdelik verirsek yüzde altmışlık gibi bir başarı oranı sağlanmıştır. Restorasyonda sanat tarihçisi olarak hocalar ımız da bulunmuştur. Çifte Minareli Medrese restorasyonu için doğru söylemek gerekirse sanat tarihçilerinden bir fikir alındı. Restorasyon süresince başka birinin bulunması tamamen yanlış olurdu.Hamza Gündoğdu hocamızın başında bulunması ayrıca önemlidir. Bir arkeolog olsun bir tarihçi olsun sanat tarihçisinin gözüyle o yapıya bakamaz. Fakat işin ehli olmayan kişi veya kurumları bu alana girince işin uzmanlarının da yapacak pek birşeyi kalmıyor.” dedi.
“RESTORASYONUN UZAMASI TURİZME ZARAR VERİYOR”
Restorasyonun uzun sürmesinin Erzurum turizmine zarar verdiğini dile getiren Gökler şöyle devam etti: “uzmanlığını bozmuş olur . Restorasyonun uzun sürmesi nedeniyle Erzurum, turizm açısından zarar görmüştür. Denildiği tarihte bitirilmesi gerekiyordu. Daha erken bitirilebilirdi uzatılması yapının açık olmaması kültür açısından büyük bir kayıptır Şehrin kalkınmasına da büyük zarar vermiştir.”
EN İHTİŞAMLI MEDRESELERDEN BİRİ
Medresenin mimari özellikleri hakkında da bilgiler veren Gökler, “Mimari özelikleri bakımından incelendiğinde Anadolu’da açık avlulu , 2 katlı, en ihtişamlı medreselerden biridir. Sivas’ta ki medrese ayakta olsaydı 1. ya da 2. örneği olacaktı. Sivas’ta ki medrese ayakta olmadığı için Erzurum Çifte Minareli Medrese’yi en önemli medrese örneğidir diyebiliriz. Özellikle giriş kapısının üstünde yükselen çifte minare Anadolu da bulunan tek örnektir. Bu gibi örnekleri İran’da da görmekteyiz.” İfadelerini kullandı.
ÇİFTE MİNARELİ MEDRESE ERZURUM’UN SİMGESİ
Medresenin Erzuurm için çok önemli olduğunun altını çizen Gökler şunları söyledi: “Çifte minareli medreseleri diğer medreselerden ayıran özellik çifte minareli olmasıdır. Medrese planlarında minare görülmesi Anadolu’da pek rastlanan bir durum değildir. Diğer bir özelliği ise abidevi bir görünüme sahip olmasıdır. Abidevi büyüklükte olması diğer medreselerden bir adım daha öne çıkarmasını sağlamıştır. Medresenin Erzurum turizmine katkıları yadsınamaz. Gerek yerli turist, gerek yabancı turist Çifte Minareli Medrese’yi görmeye geliyor. Paris için Eyfel Kulesi ne ise Çifte Minareli Medrese Erzurum içinodur. Adeta bir simge haline gelmiştir. Erzurum’u tanıtması açısından önemli bir yere sahiptir. Gelen turistlerin ilgisini çeken medrese vazgeçilmez bir alan oluşturdu.”
.