SAMET ÖZÜNAL(GHA) – Prof. Dr. Hayati Doğanay, “Erzurum, dengeleyici bir yatırım kenti olmadığı sürece batıya göç devam edecektir.” dedi. Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi (KKEF) Ortaöğretim Sosyal Alanlar Eğitimi Bölümü Coğrafya Eğitimi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hayati Doğanay, Erzurum’un da içinde bulunduğu Doğu Anadolu Bölgesi’nin en önemli toplumsal sorunlarından birisinin, göç hareketi olduğunu söyledi.
//ERZURUM YATIRIM KENTİ OLMAK ZORUNDA
Bu alanda gösterilebilecek en tipik örneğin Erzurum olacağını kaydeden Doğanay, şehirdeki nüfus kaybının 1950 yılından sonra başladığına dikkat çekerek, “Erzurum’da 1950 ile 1990 yılları arasındaki göç toplamı 463 bin 800 dolayında. Bu süre içinde il nüfusu 431 binden 848 bine çıkmış. Bu verilerin anlamı şudur: Sadece 1950 ile 1990 yıllarını kapsayan 40 yıl içerisinde ilin nüfus artışından daha fazla göç olmuştur. Bu devrenin artışı yaklaşık 388 bin dolayında iken, göçenlerin toplamı 463 bini aşmıştır. Aynı şekilde 1990’dan günümüze kadar da, göç olgusu karşımıza ciddi bir tablo olarak çıkmıştır.” diye konuştu.
Göçün tamamen durdurulmasının olanak dışı bir durum olduğunu ve akışın devam edeceğini kaydeden Doğanay, Erzurum’da göç hızını kesebilmek için şehrin dengeleyici bir yatırım kenti haline getirilmesi gerektiğini dile getirdi. Yatırımların, tarım, sanayi ve hizmetler adı altında üç büyük kategoriye ayrılabileceğini belirten Doğanay, Erzurum’un bu yönüyle yatırımlardan vazgeçebilen bir kent veya il görüntüsü verdiğini ifade etti.
//HAZİNE VE DEVLET ARAZİLERİ TAHSİS EDİLSİN
Erzurum’da yetişen işgücünün, çalışma alanı bulamadığı için batıdaki merkezlere doğru kaydığını ve geride niteliksiz işgücü kaldığını vurgulayan Prof. Dr. Hayati Doğanay, “Yatırıma yönelmeyip, ilde yeni iş sahaları oluşturulmadığı müddetçe Erzurum’dan kaliteli göç devam edecektir.” dedi. Yeni iş sahaları açılması sürecinde sanayinin bölgeye olan bakış açısını değiştirebilmek için ucuz elektrik enerjisine ihtiyaç bulunduğuna işaret eden Doğanay, Hazine ve devlet arazilerinin satışından da, vazgeçilmesini önerdi. Doğanay, “Hazine ve devlet arazilerinin satışından vazgeçip, bunları sanayi yatırımcılarına tahsis etmemiz ülke ekonomisi açısından çok daha faydalı olur. Sanayi yatırımlarının yanında, hizmet yatırımlarını da teşvik etmek zorunluluğumuz var.” diye konuştu.
//DOĞANAY: TURİZMDE SADECE KIŞA YOĞUNLAŞMAK YANLIŞ
Erzurum için iki önemli hizmet yatırımına öncelik verilmesi gerektiğini kaydeden Doğanay, bunlardan birisinin turizm, diğerinin de, ikinci üniversite olduğunu belirtti. İkinci üniversite için somut adımlar atıldığını anımsatan Doğanay, turizm konusunda ise, ilin doğal ve beşeri güzelliklerinin gözden kaçırılmaması tavsiyesinde bulundu. Doğanay, “Erzurum’da sadece kış turizmini teşvik edersek, büyük bir yanlışa düşeriz. Turizmi çeşitlendirmek zorundayız. Erzurum’da kültürel turizm yatırımları, inanç turizmi yatırımları, termal turizm yatırımları ve kongre turizm yatırımları gibi atılımlar yapmak zorundayız. Bunu başarabilirsek, göç veren değil, göç alan bir şehir haline geliriz ki, bu da yıllardan beridir kanayan bir yaranın iyileşmesi anlamını taşır.” şeklinde konuştu.