Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu Cumhurbaşkanlığı Külliyesine davet ettiklerini belirterek, “Gel bütün tuvaletleri gez, eğer bir altın kaplama bulsan ben Cumhurbaşkanlığı makamından çekileceğim. Eğer bulmasan şu Cumhuriyet Halk Partisi'nin başına bela olmaktan çekilecek misin?” dedi.
Erdoğan, konuşmasında, paralel yapıyı eleştirerek “Pensilvanya ile Kandil’in ülkenin hayrına bir araya gelmesi mümkün mü" diye sordu.
Iğdır’a, hava yoluyla gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Zübeyde Hanım Bulvarında düzenlenen toplu açılış törenine katıldı. Burada halka hitap eden Erdoğan, bölücü örgüt güdümü parti ile milliyetçi olduğu iddiasındaki partiyi aynı çatı altında toplayan aklın Iğdırlılara hayrı olmayacağını söyledi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nu eleştiren Erdoğan, şöyle konuştu: “Ana muhalefet partisinin kendisini bırakıp eş başkanlık partisi için oy istediği bir ortamda hayır çıkması mümkün mü? Bakın diyor ki Beştepe'deki Cumhurbaşkanlığı Külliyesinin klozetleri altın kaplıymış. Dün akşam TRT’deydim, orada hodri meydan dedim. Kendisini Cumhurbaşkanlığı Külliyesine davet ettim. Bu sabah genel sekreterim kanalıyla yazılı olarak kendisine hemen bir bildirimde bulundum ve Kılıçdaroğlu'nu Cumhurbaşkanlığı Külliyesine davet ettik. Gel bütün tuvaletleri gez, eğer bir altın kaplama bulsan ben Cumhurbaşkanlığı makamından çekileceğim, eğer bulamasan şu Cumhuriyet Halk Partisi başına bela olmaktan çekilecek misin? Zerre kadar kişilik varsa, haysiyeti varsa bu yazılı davetime iştirak eder, orayı gezer görür. Aksi takdirde söyleyeceğim başka şeyler var; şimdi onlara girmiyorum. Bunların kılavuzu karga. Bir siyasetçi, bir partinin genel başkanı bu tür yalan yanlış şeyler söyler mi? Geldiğimizden beri bardak çanak pulu arıyorsun, biz geldiğimizde ne bardak aldık ne de çanak. Geldiğimizde ne varsa onlarla çalışıyoruz. Bunlardaki mantık çamur at izi kalır. Mantık bu, hepsi aynı.”
“PENSİLVANYA İLE KANDİL ÜLKENİN HAYRINA BİR ARAYA GELMEZ
Erdoğan, konuşmasında paralel yapıyı eleştirerek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Pensilvanya ile Kandil’in ülkenin hayrına bir araya gelmesi mümkün mü? Bakın şimdi bir araya geldiler. Niye, çünkü 99’da bunların hoca efendisi var ya, kaçtı gitti bu ülkeden. Amerika’ya kaçtı. Ya sen hoca efendi değil misin? Mekke, Medine’ye gitsene, oraya niye gidiyorsun. Orada ne işin var? Şimdi küçük imamlar buradan başladı, onlarda kaçıyorlar. Niye? Dedik ya inlerine gireceğiz. Evet, şu anda inlerine girdik. Onlar kaçacak biz kovalayacağız. Hukuk içerisinde ne gerekiyorsa bunu yapacağız. Iğdır bu oyuna gelir mi? Hayır, o zaman 7 Haziran bir milattır, bunu unutmayın.”
“BUNLAR KANDAN BESLENİYOR”
HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş’ı da eleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
“6-8 Ekim olaylarında halkı sokağa döken, 50 kişinin ölümüne yol açan eş başkanı, türkü bar sanatçı havasında pazarlamak için var güçleri ile çalışıyorlar. Bir eline saz veriyorlar bir eline mikrofon; bunları da artık görmeye başladık. Böylece taraf olmaya çalışıyorlar. Bugüne kadar Kürt halkının tarihi, kültürü, inancı için ağzından tek laf çıkmayanların barajı geçmeleri için İstanbul’daki elitler seferber olmuş. Aydın maydın geçinen karanlıklar var. Bunlar ne aydını ya, bu ülkede 50 kişinin ölümüne neden olan insana aydın denilebilir mi? Üçüncü kattan Yasin’i atıp, bıçaklamak sureti ile üzerinden araba ile geçip onu şehit edenlere bu ülkede bu tür aydın geçinenlerin destek vermelerine ne diyeceksiniz? Karanlık bunlar, kandan besleniyorlar kandan, yaptıkları bu! Arkalarında terör örgütleri olmasa bu kadar oy almaları mümkün değil”
“AHLAKİ OLMAYAN YÖNTEMLE BİR YERE VARAMAZSINIZ”
Protesto edilmesine de değinen Erdoğan, “Şimdi geliyorum burada bir grup, bir şey diyeceğim edebim müsaade etmiyor. Sırtlarını dönüp zafer işareti yapıyor. Siz de zerre kadar haysiyet varsa, kabiliyet varsa, nezaket varsa; siyasette yer parlamentodur. Orada konuşursunuz. Bu tür ahlaki olmayan yöntemle bir yere varamazsınız" dedi. 40 yıldır siyaset yaptığını anlatan Erdoğan, şunları söyledi: "Bu süre içerisinde aldığım ahlaki, dini terbiyem hiçbir zaman böyle bir yönteme tevessül etmemiştir. İşte ne diyor, ‘Taksim bizim Kabe’miz’ Benim dindar Kürt kardeşim ‘Taksim benim Kabem'dir’ der mi? Hayır. Bir zamanlar Cumhuriyet Halk Partililer ‘Kabe Arab’ın olsun, bize Çankaya yeter’ diyordu. Birbirlerinden farkı yok, görüyorsunuz al birini vur birine. Ama bizim Kabe’miz Mekke’de orada. Burada dindar Kürt halkıma sesleniyorum, bunlar dağa kaçırdıkları gençlere zerdüştlük dersi veriyor. Dağdakilerin İslam ile alakaları yok. Benim Kürt kardeşlerimin bunu bilmesi lazım.”