ERZURUM (İHA) - Asılsız Soykırım İddialarıyla Mücadele Derneği ve Genç İnisiyatif Platformu Başkanı Yrd. Doç. Dr. Savaş Eğilmez, yazar Paul Auster’in cezaevlerinde tutuklu bulunan gazetecileri işaret ederek Türkiye’ye gelmeyeceğini açıklamasının ifade özgürlüğünü savunan birinin Türkiye’yi suçlarken, karşılığında Fransa ve İsrail’i savunuyor olması işin rengini değiştirdiğini söyledi. Yrd. Doç. Dr. Savaş Eğilmez, “İfade özgürlüğünü savunan birinin ülkemizi suçlarken, karşılığında Fransa ve İsrail’i savunuyor olması işin rengini değiştirir ve karşımıza alışık olduğumuz çifte standartlı ifade özgürlüğü savaşçılarından birini daha çıkarmış olur” dedi.
EĞİLMEZ’İN AÇIKLAMASI
Kendisini tam bir demokrat, insan haklarına saygılı ve ifade özgürlüğünün yılmaz savunucusu olarak tanıtan ünlü yazar Paul Auster, geçtiğimiz günlerde cezaevlerinde tutuklu bulunan gazetecileri işaret ederek Türkiye’ye gelmeyeceğini açıkladığını ifade eden Yrd. Doç. Dr. Eğilmez, “Paul Auster bu düşüncesini bir adım daha ileri götürerek ülkemizi işaret ettiği şartlarla Çin Halk Cumhuriyeti ile bir tuttu. Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın tepkisi üzerine de “Başbakan İsrail devleti ile ilgili ne düşünürse düşünsün, İsrail’de düşünce özgürlüğünün var olduğu bir gerçek ve orada hiçbir yazar ya da gazeteci tutuklu değil” açıklamasını yaptı. Belirttiğimiz değer yargılarını savunan bir yazarın normal şartlar altında başka bir ülkeye takındığı bu tavır saygıyla karşılanmalıdır. Ama ifade özgürlüğünü savunan birinin ülkemizi suçlarken, karşılığında Fransa ve İsrail’i savunuyor olması işin rengini değiştirir ve karşımıza alışık olduğumuz çifte standartlı ifade özgürlüğü savaşçılarından birini daha çıkarmış olur. Paul Auster, Fransız edebiyatı okumuş, uzun yıllar Fransa’da yaşamış ve bir anlamda Fransız yazar ve düşünür Voltaire (François Marie Arouet) ekolüyle yetişmiştir. Ama anlaşılan Voltaire’in özgürlük tutkusunu, insan haklarını savını alırken, Türkleri ayrı bir kefede değerlendirme özelliğini de almıştır. Bakın ünlü filozof ve aydınlanma çağının mimarlarından Voltaire Rus Çariçesi II. Katerina'ya 11 Ekim 1770 tarihinde gönderdiği mektupta neler yazmış: "Yüce majesteleri, Türkleri öldürerek bana yeniden hayat veriyorsunuz. Siz Avrupa'nın gücünü aldınız. Türk dilini ve onu konuşanları Avrupa'dan sürmek gerek... İnsanlığın iki büyük baş belası var: Birincisi veba, ikincisi Türkler... Hümanizm ilkem olmasaydı, Türklerin hepsinin kökünün kazınmasını görmek isterdim.
Ben en azından birkaç Türk'ün öldürülmesine katkıda bulunmak isterdim.”
Özgür düşüncenin yılmaz savaşçısı Paul Auster’in Fransa’da kabul edilen inkâr yasasından sonra niye tepki göstermediğini, Voltaire’nin mektubunu hatırlayınca daha iyi anladık.
Yahudi asıllı Paul Auster İsrail’i överken de İsrail basınında çıkan haberlerin önce İsrail Askeri Sansür Heyeti tarafından kontrol edildiğini ve kendisi gibi Yahudi asıllı ünlü yazar Noam Chomsky’nin, sadece İsrail karşıtı fikirleri nedeniyle 30 Mayıs 2010 günü İsrail’e sokulmadığını unutmuş olmalı.
Bütün bunlar gösteriyor ki bu yazar da savunduğu fikirleri yer ve zamana göre dile getiriyor. Ama buna rağmen eğer bir gün ülkemize gelecek olursa, sınırları zorlayan engin hoşgörümüz ve geleneksel Türk misafirperverliğimiz ile kendisine kucak açacağımızdan emin olabilir. “ diye konuştu.