GENETİK BAŞARI
Atatürk Üniversitesi, Genetik sahasında Uluslararası bir projeyi daha nihayete erdi. Atatürk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü biyokimya Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İrfan Küfrevioğlu’nun, Almanya Göttingen Max Planck Enstitüsü Genler ve Fonksiyonları Bölümü’nden Prof. Dr. Gregor Eichele ile birlikte 2001 yılından beri yürüttüğü Gen Ekspresyon Analizi tamamlandı.
Fare genleri üzerinde yapılan detaylı inceleme ve gözlemleri kapsayan proje sayesinde, birçok hastalık daha yolun başında tedavi edilme imkanı bulacak. Konuyla ilgili olarak GHA muhabirine özel açıklamalarda bulunan Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü biyokimya Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İrfan Küfrevioğlu, bu proje sayesinde fare beyni ve embriyosunda gen ekspresyonunun detaylı kartının bulunması noktasında önemli bir mesafe alındığını kaydetti. Küfrevioğlu, “Fare beyni ve genleri hem moleküler, hem de fonksiyonel açıdan insan beyniyle büyük benzerlikler gösterir. Dolayısıyla fareler üzerinde yürüttüğümüz bu proje, insan sağlığı için büyük önem taşıyor” dedi.
“İNSANLARIN DİZ KAPAKLARINDA GÖZ, SIRTINDA DA KOLLARI ÇIKABİLİRDİ”
Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü biyokimya Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İrfan Küfrevioğlu, bir insanda yaklaşık 100 trilyon hücre ve bazı hücreler hariç, hemen hepsinde de, 2 metre boyunda DNA bulunduğunu aktararak, “Her DNA molekülü üzerinde 30 bin civarında protein geni mevcuttur. Her bir hücrede bulunan bu moleküller üzerinde, insanın karakteristik özelliklerini ve vücuttaki bütün organların şifrelerini taşıyan 30 bin civarında gen vardır. İnsanın ilk oluşumunda annenin yumurtalık hücresi ile babanın sperm hücresi birleşerek zigot denilen hücre meydana gelmekte e 30 bin genlik şifre ve program bu alanda oluşturulmaktadır. Daha sonra hücre bölündükçe bu şifre hücreden hücreye aktarılmakta ve her hücre aynı programa tamamen sahip olmaktadır” diye konuştu.
Küfrevioğlu, 30 bin gen yapısının her hücrede aktif olmadığına dikkati çekerek, “Örneğin göz hücrelerindeki genlerde, sadece göz organıyla ilgili genler aktifken, diğer genler baskı altıda beklemektedirler. Bu yüzden şifrelenmeleri de mümkün değildir. Yani insanın yaratılışı esnasında vücudun her yerinde her türlü organ çıkma ihtimali varken, sadece en uygun organ oluşmaktadır. Örnek olarak diz kapaklarımızda göz çıkma ihtimalinin yanı sıra, sırtımızda kollarımız da çıkabilirdi Nitekim sinekler üzerinde bu anlamda yapılan bir çalışmada, DNA gen dizini değiştirildiği için dünyaya gelen sineklerin ayaklarının başlarında çıktığı görülmüştür” şeklinde konuştu.
PROF. DR. KÜFREVİOĞLU: PROJE İÇİN 2 MİLYON AVRO AYRILDI
EUREXPRES adını taşıyan proje için Avrupa Topluluğu tarafından 2 milyon Avro kaynak ayrıldığını bildiren Küfrevioğlu, 662 fare üzerinde yapılan araştırmaların sonucu olan söz konusu projeyle, fare genlerinden hangilerinin şifrelendiği yönünde önemli bilgilere ulaşıldığını dile getirdi.
Elde edinilen bu bilgilerle, insan genleri üzerinde bilimsel anlamda fikir sahibi olunabileceğini ifade eden Prof. Dr Küfrevioğlu, sözlerine şöyle devam etti: “Böylece uluslar arası düzeyde yapılan ve birçok hastalığın, fizyolojik olayların aydınlatılmasına neden olacak bu proje, bu konuda yapılacak olan çalışmalar için önemli bir başlangıç olmuştur. Bu çalışmalar genlerin fonksiyonlarının anlaşılmasına ve birçok hastalığın hem teşhis, hem de tedavisinde önemli aşamalar kazanılmasına hizmet verecektir. Bu proje 2000 yılında ilan edilen gen dizilimlerinin anlaşılması kadar belki daha ileri bir aşama olmuştur. Bu sonuçlarla ülkemiz adına dünya bilimine önemli katkılarda bulunulmuştur.”