Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Biz bu ülkeyi, bu milleti 1 dolara satan, çukur eylemleri ile bölmeye çalışan şerefsizlerin emir aldıkları yerlere boyun eğmedik, eğmeyeceğiz” dedi.
Ardahan, Bayburt, Bolu, Bursa, Erzurum, Gaziantep, Kayseri, Niğde, Osmaniye, Sinop, Şırnak, Trabzon, Uşak, Van, Yozgat ve Zonguldak’tan gelen muhtarlarla Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde 41. Muhtarlar Buluşması’nda bir araya gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan, FETÖ elebaşı ve üyelerinin er ya da geç hak ettiklerini bulacaklarını söyledi. “Ülkemizde muhtarlıkları ve muhtarları görmezden gelerek hiçbir işi hakkıyla başarmak, hiçbir reformu hayata geçirmek mümkün değildir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin 2019 yılında yeni bir yönetim sistemine geçeceğini hatırlattı. Erdoğan, “16 Nisan’da kabul edilen anayasa değişikliği ile milletimiz Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini onayladı, şimdi bu sistemin uygulamada nasıl işleyeceği konusundaki hazırlıkları yürütüyoruz. Yeni yönetim sisteminde muhtarlarımızın çok önemli bir görev üstleneceklerine inanıyorum. Artık çoğunluğu köy statüsünden çıkıp mahalle statüsüne geçmiş olan yerleşim birimlerimizde muhtarlarımızdan beklentilerimiz sorumluluk alanlarındaki yerleşim birimlerine her alanda sahip çıkmalarıdır. Mahalli idareler ve merkezi yönetim organları ile mahalle arasındaki ilişki muhtarlar üzerinden yürüyecektir. Eksik olan kaldırım taşının takibinden, susuzluktan kuruyan ağacın yeşertilmesine, kalemi defteri olmayan öğrencinin ihtiyacının karşılanmasından yüreği yanan ananın-babanın tesellisine kadar hayatın her alanında muhtarlarımızı görmemiz lazım. Köyden mahalle haline dönüşmek bu tür görevleri ortadan kaldırmaz, daha fazla emek vermeyi gerektirir” diye konuştu.
Şehirlerdeki yerleşim birimlerinde meydana gelen değişimlere uygun şekilde mahalle kavramının da yeniden tarif edilmesi gerektiğini belirten Erdoğan, “Öyle 20, 50, 100 nüfuslu muhtarlıklar bizim hayalimizdeki hizmet birimleri olarak görev yapamaz. Belki mahallelerin teşkili için bir alt ve üst nüfus sınırı getirilebilir. Bunu yapabiliriz, maliyetleri artırıyoruz. 50 nüfuslu muhtarlık, 100 nüfuslu muhtarlık maliyeti artırır. Bizim nüfus itibariyle sınırı yükseltim buralarda muhtarın da hizmet verirken hem gücünü artırmak hem de oradaki hizmette kaliteyi artırmasına imkan hazırlamamız lazım. Böylece kimi yerlerde olduğu gibi muhtarlıklarımızı sadece bir mühürden ibaret yerler olmaktan çıkartıp, etkin ve işlevsel yönetim birimlerine dönüştürebiliriz. Tüm bu meselelerin önümüzdeki süreçte ele alınacağına ve 2019 yılındaki seçimlere yeni bir anlayışla gireceğimize inanıyorum. Meclisimizden, Başbakanlığımızdan, İçişleri Bakanlığımızdan ve diğer ilgili birimlerimizden bu çalışmaları süratle başlatıp neticelendirmelerini bekliyorum” şeklinde konuştu.
“Dışarıdan olanı halletmek kolay, ama içeriden olunca iş berbat”
Türk milletinin ecdadından devraldığı mirası korumak ve ileriye taşımak için verdiği mücadelede karşısına kimin çıkacağının bilinmez olduğunu ifade eden Erdoğan, “Yeri geldi darbeci, cuntacı kılığında karşımıza çıktılar, yeri geldi vesayet, yeri geldi uluslararası kuruluş kisvesine büründüler, yeri geldi silahlı terörist, yeri geldi ekonomik tetikçi olarak göründüler. Aslında hepsi aynı prizmanın birbirinin eşi olan farklı yüzleriydi. Amaç bu ülkeye ve bu millete diz çöktürtmekti. 15 Temmuz ihaneti bu sinsi niyetin artık gizlenemez, üzeri örtülemez hali olarak karşımıza çıktı. Atalarımız ne güzel söylüyor ‘hırsız içeriden olunca kapı kilit tutmaz.’ Bu alçak işgal girişiminde kullanılan kuklalar maalesef içeridendi. Dışarıdan olanı halletmek kolay, ama içeriden olunca iş berbat. Devletin namuslarına emanet ettiği silahları millete çeviren bu hainler Türkiye’yi teslim alacaklarını sandılar” ifadelerini kullandı.
“Nereye kadar yaşayacaksın?”
15 Temmuz darbe girişimi sonrasında Türkiye’nin geleceğine çok daha güvenli bakan, eskisinden çok daha güçlü ve azimli bir ülke olarak bakmaya başladığını kaydeden Erdoğan, “FETÖ denilen alçağın arkasından giden kulları neredeler? Bir kısmı cezaevinde, bir kısmı yurt dışına kaçtı, Pensilvanya'daki oradan ayrılamıyor, o da Amerika’ya sığındı. 1999 yılından beri kendisine ayrılmış olan bir yerde, 400 dönümlük arazide kendi köleleri ile beraber orada yaşıyor. Nereye kadar yaşayacaksın. Er ya da geç hak yerini bulacaktır. Çok mazlumun ahını aldın, alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste, bu çıkacak. Seninle beraber bu zulme ortak olanlar da bunun hesabını verecekler. Biz PKK’nın nasıl inine kadar sürüyorsak izini, bunların da izini inine kadar sürmeye devam edeceğiz. Ülkemize diz çöktürmek için başlatılan bir saldırı, ülkemizi şaha kaldıran bir dirilişe vesile oldu” açıklamasında bulundu.
“Hak ettikleri cezayı da en ideal şekilde alacaklardır”
Ankara’da magandaların saldırısına uğrayan gazilere ve ailelerine üzüntülerini ileten Erdoğan, “Şehit yakınlarımız ve gazilerimiz 80 milyon vatandaşımızın tamamının namusuna emanet edilmiş yadigarlardır. Ülkesinin ve milletinin özgürlüğü, geleceği, korunması için gözünü kırpmadan ölümün üzerine giden, kimi şehit kimi gazi olarak bu mücadeleden çıkan insanları başımızın üzerinde taşısak yeridir. Gazisine saldıran, şehit yakınına terbiyesizlik eden bu şehir magandaları, bu teröristler bu zihniyetin bu ülkede nasıl barınabildiğini ellerimizi başımızın arasına alıp sorgulamamız lazım. Tek tük de olsa bazı hadiselerin daha önce yaşandığını biliyoruz. Demek ki bir yerlerde eksiğimiz var, hatta yanlışımız var. Gaziliğin, şehitliğin, ezanın, bayrağın, vatanın ne demek olduğunu ana sınıfı çağından başlayarak tüm çocuklarımıza en güzel şekilde öğretmeliyiz. Aksi taktirde bu tür vandallıkların, cehaletlerin, ayıpların önüne geçemeyiz. Bu hukuk meselesinden ziyade bir kültür meselesidir. Ankara’daki olayın failleri hakkında gereken işlemler yapılıyor, yapılacak. Hak ettikleri cezayı da en ideal şekilde alacaklardır. Ama biz çocuklarımıza, gençlerimize, tüm topluma bu bilinci aşılamazsak benzer ayıpların önüne geçemeyiz. Saldırıya uğrayan gazilerimize ve yakınlarımıza geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Her fırsatta şehit yakınlarımızla ve gazilerimizle beraber olan bir Cumhurbaşkanı olarak bir daha benzer hadiselerin tekerrür etmemesi için elimden geleni yapacağımı belirtmek istiyorum” dedi.
“Çeşitli ülkelerin bazı insanlarının burada rahatlıkla cirit atmalarına fırsat vermeyeceğiz”
FETÖ ile ilgili daha önceden “tabanı ibadet, ortası ticaret, tavanı ihanet” teşhisinde bulunduğunu, FETÖ’nün illegal örgüt olduğunu ilan ettiğini hatırlatan ve uyarılarda bulunduğunu belirten Erdoğan, “Bilmiyorduk” diyenlere, “Artık bilsen ne olur bilmesen ne olur” diye cevap verdi. “15 Temmuz darbe girişimi başarılı olsaydı, Türkiye 80 milyon vatandaşı ile FETÖ’nün eline geçseydi halimiz nice olurdu?” diyen Erdoğan, Çanakkale’de, Sevr’de ve Kurtuluş Savaşı’nda başarılamayanın 15 Temmuz’da başarılmış olacağını kaydetti. Erdoğan, “O gece sevincinden çığlık çığlığa birbirlerini arayanları biliyoruz. Ama şimdilik bunları televizyonlarda paylaşmıyoruz. Ama uluslararası toplantılarda birileri ile özel paylaşıyoruz. Biz kimin ne olduğunu gayet iyi biliriz. Bundan dolayıdır ki, Türkiye’de bundan sonra çeşitli ülkelerin bazı insanlarının burada rahatlıkla cirit atmalarına fırsat vermeyeceğiz. Ne gerekiyorsa onu da yapacağız. Bu gerçekler bu kadar açıkça ortadayken biz nasıl ülkemizin ve bekasını tehdit eden böyle bir saldırı karşısında sessiz kalabilirdik. Hiç kimse kusura bakmasın. Tüm ikazlara rağmen ısrarla örgüte destek veren, bunun bedelini ödemeyi göze alıyor demektir. Aynı durum PKK, DEAŞ, DHKP-C için ve diğer terör örgütleri için de geçerlidir. Biz bu ülkeyi, bu milleti 1 dolara satan, çukur eylemleri ile bölmeye çalışan şerefsizlerin emir aldıkları yerlere boyun eğmedik, eğmeyeceğiz. Çünkü biz İstiklal Marşımızı sadece bir şiir olarak görmüyoruz, her kelimesini, her satırını kanımız pahasına uymamız gereken bir emir telakki ediyoruz. Bizim milletimize sözümüz var, gerekirse baş vereceğiz ama baş eğmeyeceğiz” diye konuştu.