Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde düzenlenen 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Resepsiyonu’nda konuştu. Türkiye'de yıllarca cumhuriyetin ve Atatürk’ün adını kullanarak kendilerine bir statü elde etmeye çalışanların bu hedef doğrultusunda attıkları hiçbir somut adım olmadığını belirterek, “Tam tersine Türkiye ne zaman muasır medeniyet seviyesinde bir kalkınma hamlesi başlatsa birileri hemen çıkıp cumhuriyeti korumak ve kollamak adına buna engel olmuştur” diye konuştu.
Aradan geçen 94 yılın sonunda artık cumhuriyetin ulu bir çınar olma yolunda büyümesine ve gelişmesine devam ettiğini belirten Erdoğan, “Bugün Türkiye Cumhuriyeti bir yandan köklerine daha sıkı sarılan, diğer yandan semaya doğru daha fazla yükselen, kendi gövdesi ile birlikte geniş bir alanda güvenin, huzurun, umudun adı olan bir devlettir. Cumhuriyeti kuran ve bir kez daha kendilerini rahmetle yad ettiğimiz başta Gazi Mustafa Kemal ile arkadaşlarının yeni devletimiz için belirledikleri bir hedef vardı. Aynı zamanda Gazi Mustafa Kemal’in bizlere vasiyeti olarak ta görebileceğimiz bu hedefin adı muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkmaktır. Ülkemizde yıllarca cumhuriyetin ve Gazi Mustafa Kemal’in adını kullanarak kendilerine bir statü elde etmeye çalışanların bu hedef doğrultusunda attıkları somut hiçbir adımın olmaması dikkat çekicidir. Hatta tam tersine Türkiye ne zaman muasır medeniyet seviyesinde bir kalkınma hamlesi başlatsa birileri hemen çıkıp cumhuriyeti korumak ve kollamak adına buna engel olmuştur. Darbeler, cuntalar, vesayet girişimleri tarihimize hep cumhuriyetin kazanımlarına darbe vuran karanlık duraklar olarak geçmiştir. Geçtiğimiz yıl yaşadığımız 15 Temmuz darbe girişimi ise Türkiye’nin demokratik ve ekonomik kazanımları yanında doğrudan istiklalimize ve istikbalimize yönelik bir saldırı olarak hafızalarımıza kazınmıştır. Daha önceki darbelerde kimi zaman içinden la havle çekerek, kimi zaman dişini sıkarak sabreden milletimiz bu defa özgürlüğüne ve geleceğine sahip çıkmak için sokaklara inmiştir. Ülkemiz bu manzaraya en son Kurtuluş Savaşı’nda şahit olmuştu. Türkiye’nin dört bir yanında kurulan Müdafa-i Hukuk cemiyetleri milletimizin tamamen kendi iradesi ile başlattığı bir büyük kıyamın ortak adıdır. 15 Temmuz gecesi aynı ruh, heyecan, azim bir kez daha dirilmiş, milletimiz tamamen kendi iradesi ile çağrımıza kulak vererek ülkesine, devletine, bayrağına, ezanına sahip çıkmıştır. Türk milleti elbette o gece şehitler verdi. 250 şehidimiz, 2 bin 193 gazimiz oldu. Ama tıpkı 1071’de Malazgirt’te, tıpkı 1299’da Söğüt’te, tıpkı 1453’te İstanbul surları önünde, tıpkı 1920’de TBMM’nin açılışında olduğu gibi bir kez daha önünde yepyeni bir dönem açtı. Rabbim tüm şehitlerimizden, gazilerimizden, milletimizden razı olsun” şeklinde konuştu.
“Türkiye bir kabile devleti değildir”
Cumhuriyetin 94. yıl dönümünü kutlamanın aynı zamanda 100. yıl olan 2023’e biraz daha yaklaşıldığını ifade ettiğini söyleyen Erdoğan, “Cumhuriyetimizin 100. yıl dönümünü önemine ve ortaya koyduğumuz hedeflerle 2023’e yüklediğimiz vizyon çerçevesinde kutlamayı planlıyoruz. Şimdiden hazırlıklara başladık. Başbakanlık bünyesinde yürütülen hazırlık çalışmaları, bilim heyetinin katkıları ve oluşturulan eylem planı ile son aşamaya geldik. Önümüzdeki yıldan itibaren somut ürünleri ortaya konmaya başlayacak olan 100. yıl kutlamalarımız aşama aşama 2023’e kadar sürecektir. Yıllarca tarihinden, kültüründen, medeniyetinden uzak tutulmaya çalışılan nesillere ecdadının başarıları ve büyüklüğünden hareketle yeni bir vizyon kazandırmak öyle bir anda gerçekleştirilebilecek bir hedef değildir. Bunun için 2023’e kadar bilinçli, yoğun ve bir birini tamamlayan etkinlikler düzenlenecek olmasını isabetli buluyorum. Tüm kurumlarımızın bu çerçevede hem üzerlerine üşen görevlerini yerine getirmelerini hem de kendi bünyelerindeki hazırlıkları Başbakanlıktaki çalışma ile uyumlu bir şekilde yürütmeleri yerinde olacaktır. Türkiye’nin gelecek çeyrek ve yarım 100 yılının belirleyicisi olacağına inandığım 2019 yılı bu vizyonun başarıya ulaşmasında kritik bir öneme sahiptir. Bu çerçevede sorumluluk sahibi herkesin birikimini ve imkanlarını ülkemizin daha güçlü, daha müreffeh, daha huzurlu, daha mutlu geleceği için seferber etmesini bekliyoruz. Bu ülkenin cumhurbaşkanı olarak milletimize söz verdiğimiz 2023 Türkiye’sini inşa etmek için gece gündüz çalışıyoruz. Önümüze çıkartılan engelleri, yıllardır neredeyse kesintisiz bir şekilde süren saldırıları Allah’ın yardımı ve milletimizin desteği ile birer birer boşa çıkartıyoruz. Küresel ve bölgesel düzeyde başarıya ulaşan projelerin, senaryoların hiç biri de ülkemizde işe yaramadı. Türkiye’yi, cumhuriyetimizin 94. Yılını kutluyor olmamıza bakarak nevzuhur bir devlet sananlar, gerimizdeki binlerce yıllık birikimi, tecrübeyi, gücü göremediler. Türkiye bir kabile devleti değildir. Türkiye asırlara varan birikimi ile dünyada devletlere örnek olmuş bir devlettir. Türk milletini sadece 80 milyon vatandaşımızdan ibaret sananlar, bizim için dua eden, gönüllerini ve gözlerini ülkemize yöneltmiş 100 milyonlarca kardeşimizi bunlar fark edemediler. Cumhuriyetimizin 100. yılına doğru işte bu büyük mücadele, bu büyük silkiniş, bu büyük uyanış ikliminde gidiyoruz” ifadelerini kullandı.
“Bu oyunu zorla bozacağız”
Türkiye’nin karşısında bulunan sıkıntıların, sorunların, engellerin büyük olduğunun altını çizen Erdoğan, “Fakat 2003’ten bu yana şuana kadar 1’e 5 katlayan büyüme hızımız bundan sonraki sürecin nereye varacağının işaretidir. İşte gördük, ilk çeyrekte bakın 5,1 büyüme gösterdi Türkiye. Yıl sonu itibariyle bu büyüme oranının yüzde 7’yi bulacağına inanıyorum. İhracatımızda inşallah yeniden yakaladığımız 157-158 milyar dolarları yeniden yaşayacağız. Daha üzerine çıkacağız. Merkez Bankamızdaki döviz rezervini bir ara 135 milyar dolara kadar çıkartmıştır. Şuanda 116-117 milyar dolardayız. Yeniden o 135 milyar dolarlara ulaşacak ve aşacağız. Hatırlayın, 23.5 milyar dolar IMF borcu ile teslim aldık. Fakat 2013’te biz IMF’ye olan borcumuzu sıfırladık. Şimdi onlar bizden borç istiyor. Böyle bir noktaya geldik. Eskiler ‘zor oyunu bozar’ derlerdi. Bizde milletimizle bir olup bu oyunu bozacağız. Karşımızdakiler demokrasinin sınırları içinde hareket ediyorlarsa demokrasinin kuralları ile bozacağız. Karşımızdakiler hakka, hukuka göre hareket ediyorlarsa hukukun kuralları ile bozacağız. Ama karşımızdakiler bunların hiç birine uymuyorsa o zaman bu oyunu zorla bozacağız. Çünkü bizim kitabımızda esaret yoktur. Kimse bu millete esaret zincirini yakıştıramaz. Bizim kitabımızda köle olmak yoktur. Bizim kitabımızda kula kul olmak yoktur, bizde Hakk’a kul olmak vardır. Bizim kitabımızda haksızlık karşısında susmak ta yoktur. Bizim kitabımızda bir yanağımıza tokat atanlara diğer yanağımızı dönmek de yoktur. Tam tersine bizim için özgürlük her şeyin başıdır. Bizim için ezanımız ve bayrağımız başta olmak üzere kutsallarımız canımızdan bile önce gelir. Milletimiz son bir asırda Çanakkale’de, Dumlupınar’da, 15 Temmuz’da işte bu ruhla, ellerinde teknolojinin son ürünü silahları ile üzerine gelen düşmanları tarumar etmiş, hüsrana uğratmıştır. F-16’lar, helikopterlerle, tanklarla geldiler. Tankın altına yatan bu ülkenin evlatlarını sindirebilmek mümkün mü? F-16’larla bomba yağdıranlara karşı yeğeni telefonla arayıp ta ‘yeğenim bir daha görüşemeyiz, şuanda bombalar yağıyor, belki şehadet var, hakkını helal et’ deyip helalleşen bu gençlerin karşısında kimse durabilir mi? Bir de diyorlar ki ‘bu gençlerdir şöyledir, böyledir’ hayır. Bizim gençlerimiz Allah’ın izni ile bu milletin asil evlatları, bu vatana ve bu millete sahip olmanın idraki içinde olduğunu 15 Temmuz’da göstermiştir. Bugün de sınırlarımız içinde ve dışında terör örgütlerine, onları destekleyenlere, onları teşvik edenlere karşı verdiğimiz mücadelenin anlamı budur. Cumhuriyetin 94. yılını bu heyecanla kutluyor, 100. yılına bu kararlılıkla hazırlanıyoruz” açıklamasında bulundu.