İMAJ VE VİZYON KAYIBI
Erzurum’un sosyal ahenk ve heyecan noktasında yıllar önce önünde bulunduğu Diyarbakır gibi illerin arkasına düştüğünü, ülke gündemine girme bakımından sıradanlaşmış bir görüntü verdiğini aktaran Kocabeyoğlu, “Erzurum ciddi biçimde imaj ve vizyon kaybı yaşıyor” dedi.
SEYİRCİLER VE ŞİKAYETÇİLER
Yaşanan değer kaybında sorumluluğun yalnızca siyasilere ve Ankara merkezli değerlendirmelere yüklenmesinin oldukça yanlış ve haksız olduğu görüşünü savunan Kocabeyoğlu, Erzurum’un kendi imkan ve fırsatlarını kullanamadığını, bunları harekete geçirecek olanların ise seyirci kalmayı ve sadece şikayet etmeyi sürdürdüklerini vurguladı.
ŞİKAYETİN KİME FAYDASI VAR?
Çözüm üretme, kaynakları dile getirerek cazibe merkezi oluşumuna yönelim sağlama bakımından gerek medyanın ve gerekse de müessir çevrelerin sadece muhalif bir tavır içinde bulunduğunu, eleştirme ahlakının etkin çevrelere hakim hale geldiğini ifade eden Kocabeyoğlu, “Erzurum’u yalnız şikayet ederek değil, ruhunu ve değerlerini vurgulayarak da tanıtmak mümkün. Belki en doğrusu da bu. Sorunları herkes biliyor, ama herkes malumu ilam yapıyor. Bunun kimseye faydası yok..” diye konuştu.
SAMİMİYET SORUNU
Erzurum’da hayati biçimde bir “samimiyet sorunu” yaşandığına dikkat çeken Kocabeyoğlu, Erzurum’un halkı, siyasileri, medyası, esnaf ve tüccarı, yerel yöneticileri bazında özeleştiriye muhtaç bulunduğunu, herkesin Erzurumluluk ve İl’e katkı bakımından kendisini sorgulaması gerektiğini söyledi.
GÖÇ’Ü İNKAR NE GETİRİR?
TÜİK’in geçen hafta açıkladığı nüfus verilerinde “göç” vurgusunun herkesin dikkatinden kaçtığına ya da kaçırılmak istendiğine işaret eden Kocabeyoğlu, meselenin gündemden düşürülmesi için bazı çevrelerin özel bir gayret sarf ettiğini, sorunun ise Erzurum’un geleceğini ilgilendirdiğini kaydetti. Kocabeyoğlu, “Göçü gizlemenin kime ne faydası var? Gerçeği görmemek ne getirir?” suallerini yöneltti.
ERZURUM GIPTA EDİLİR OLMAKTAN ÇIKTI
Erzurum’un gıpta edilir bir il olmaktan, başka illere gıpta eder hale geldiğine değinen Kocabeyoğlu, bunda il için üretilen değerlere bazı çevrelerin sırt dönmesinin etken olduğunu söyledi. Kocabeyoğlu, “ ETSO Hipodrom kurulması gibi, İl’e ciddi bir istihdam sağlayacak projeyi gündeme getirdi, hayata geçirme aşamasına taşıdı. Ama dikkat edilirse destekten çok eleştiri aldı. Bunun izahı var mı? Var elbette, bunun adı Erzurum’a samimiyetsizliktir” diye konuştu.
NİTELİĞİMİZİ YİTİRİYORUZ
Göç’ün sayısal boyutundan çok içeriğine dikkat etmek gerektiğini vurgulayan Kocabeyoğlu, Erzurumludan çok “Erzurumluluğun göç etmesi”ne dikkat çekti. Kocabeyoğlu, “Büyüklerimiz Erzurum’a hizmet eden yada düşünce üreten herkese saygılıydı. Önemli olan, Erzurum ve kalkınmasıydı. Şimdi Allah için bakın, neyin daha önemli olduğunu söyleyin.” dedi.
ETB SÖYLEDİ, DİYARBAKIR YAPTI
ETB’nin beş yıldır Erzurum için hayati önem taşıyan Hayvancılık Organize Sanayi Bölgesi Projesi’ni yer sorunu ve toplumsal destek bulmama yüzünden hayata geçirilmediğini hatırlatan Kocabeyoğlu, “Cumartesi günü Diyarbakır’da Tarıma Dayalı ihtisas Besi-Süt Organize Sanayi Bölgesi’nin temeli atıldı. ETB bunu dile getirdiğinde Diyarbakır yoktu. Bugün o il nerede, biz neredeyiz? Bunun müsebbibi kimdir” diye sordu.
ERZURUM NEREYE GİDİYOR?
Diyarbakır’ın son bir yıl içinde Organize Tarımsal Sanayi Bölgesi, Hipodrom, Yem Borsası gibi üç önemli yatırıma kavuştuğunu, bunun Güneydoğu’ya yatırım anlamında kendilerini sevindirdiğini ama Erzurum noktasında ise üzdüğünü belirten Kocabeyoğlu, “Diyarbakırlı istihdam üretecek her projeye sahip çıkıyor. Biz ise üreteni yaptığına pişman ediyoruz. Erzurum’un organize Hayvancılık Bölgesi, Tekno Kent’i, Hipodromu nerede? Yani Erzurum nereye gidiyor?”diye konuştu.