Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı'nın (SETA) düzenlediği "Türkiye-Gürcistan İlişkileri Çalıştayı" başladı. Çalıştayda konuşan Başbakanlık Başmüşaviri Savaş Barkçın, Kafkasya'nın sorunlar ve aynı zamanda fırsatlar diyarı olduğunu vurguladı.
Nabucco Projesi'nin Kafkasya'da bütün dengelerin yeniden tartışılmasına neden olduğunu anlatan Özhan, Kafkasya'nın bu nedenle özenle üzerinde durulması ve ilgilenilmesi gereken bir bölge olduğunu vurguladı. Türkiye ile Gürcistan arasındaki ilişkilere bakıldığında ilişkilerin enerji meselesinin ötesinde de yönleri olduğunu vurgulayan Özhan, "Türkiye Gürcistan'daki demografik yapının bir replikasını kendi içinde barındırıyor. Bu coğrafyadan uzak kalması bu nedenle de mümkün değil. Bugün farklı oturumlarda, uluslararası ilişkiler siyaset, dış politika, sivil toplum ve eğitim gibi konularda iki ülke arasındaki ilişkileri geliştirmek için neler yapılabileceğini tartışacağız. Çalıştay serimiz Gürcistan ile bitmiyor. Önümüzdeki ay Türkiye-Rusya ilişkileri konusunda bir çalıştay düzenleyeceğiz ve daha sonra Ekim ayında Kafkasya konusunda büyük bir konferans düzenleyerek çalıştay serimizi tamamlayacağız" şeklinde konuştu.
BARÇIN’DAN DEĞERLENDİRME
Başbakanlık Başmüşaviri Savaş Barkçın da Kafkasya'nın sorunlar ve fırsatlar diyarı olduğunu ve bu sorunların pek çoğunun küresel ölçekte olduğunu vurguladı. Kafkasya'yı özel yapan şeyin küresel rekabette bu bölgenin bir kırılma noktası haline gelmesi olduğunu anlatan Barkçın konuşmasını şöyle sürdürdü; "Türkiye'nin Gürcistan ile çok yakın ilişkileri var. Tarihi olarak baktığımızda Kafkasya güçlü devlet geleneklerinin olduğu bir bölge ve çok etnik yapılı ve çok dilli bir yer. Önemli ticaret yolları bu bölgeden geçiyor. Aynı zamanda bu bölge bir gerilim ve çatışma noktası. Enerji, güvenlik ve ticaret anlamında küresel rekabet alanı. Soğuk Savaş sonrası Kafkasya, çevreden merkeze geldi ve kritik bir noktaya oturdu. Yeni Kafkasya'da kürsel sistemin şekillenmesinin hem meydan okumasını hem şekillenmesini görüyoruz. Bu bölgeyi konuşmak dünya siyasetinin istikrarını konuşmak demek. Bizim dış politika açısından prensibimiz güvenlik ve demokrasi dengesi. Bunların birbirini dışlayan değil tamamlayan unsurlar olduğunu düşünüyoruz. İkinci prensibimiz komşularımızla sıfır sorun politikası. Üçüncüsü işbirliği ve karşılıklı güven. Dördüncüsü komşu bölgelerle karşılıklı entegrasyon. Sarp sınır kapısı bugün en geçişken sınır kapılarından birisi."
GÜRCİSTAN-TÜRKİYE ENTEGRASYONU
Gürcistan ile Türkiye'nin entegre olduğunu ve Batum Havaalanı'nın da bu kapsamda ortak bir havaalanı olarak iş gördüğünü anlatan Başbakanlık Başmüşaviri Savaş Barkçın, "Dördüncü dış politika prensibimiz çok boyutlu dış politika. Çok boyutlu olması ülkeler arasındaki entegrasyon içinde önemli. Diplomasi bugün büyükelçilerin ve dışişlerinin tekelinden çıkmış ve akademisyenlere, sivil toplum önderlerine inmiş durumda. Kafkasya'ya bu ilkeler nasıl yansıyor? Bir herkes için güvenlik, iki diyalog, üç
çoğulculuk, dört karşılıklı bağımlılık. Pek çok Kafkas kökenli vatandaşlar için diaspora kelimesi geçiyor" dedi.
TÜRKİYE’NİN SOSYAL ZENGİNLİĞİ
Savaş Barkçın pek çok Kafkas ülkesinin Türkiye'nin diasporası konumunda olduğunu ifade ederek, "Çünkü Türkiye'de o ülkede yaşayandan daha çok o etnik gruba ait insan yaşıyor. Türkiye'nin bu sahip olduğu bu sosyal zenginliğin kullanılmasını teşvik ediyoruz. Türkiye Gürcistan'ı bağımsızlığından beri destekliyor. Çünkü Gürcistan'ın istikrarı Kafkasya'nın istikrarı, bölgenin ve dünyanın istikrarı demektir. 2005 yılında Gürcistan ulusal stratejik belgesinde üç ülke stratejik ülke olarak tanımlandı: ABD, Ukrayna ve Türkiye. 2006'da vize kaldırıldı. Tarihteki gibi bugünde üç tane kervan yolu var. Dördüncüsü de inşa halinde. Bunlar, Bakü- Tiflis- Ceyhan Boru Hattı, Bakü-Tiflis-Erzurum Boru Hattı ve Bakü Tiflis Kars Demiryolu ve buna dördüncü olarak Nabucco eklendi. Bunların hepsinde Tiflis var. Orta noktada Tiflis, son noktada Türkiye yer alıyor. Türkiye 2001 yılından beri Gürcistan'ın en büyük ticari ortağı. Yatırımcı olarak 3. büyük ülke. Yatırımların çoğu Acarya'da. 500 Türk kobisi burada faaliyet gösteriyor. TİKA'nın çok önemli destekleri var. Gürcistan savaşından sonra zarar görenler için 100 konutluk bir proje başlattı. Toplumlar tüccarlar ve bilginlerle birbirine bağlanır. SETA'nın düzenlediği bu toplantıların bilginler ve fikir önderleri aracılığı ile çok güzel ve ihtiyaç duyulan bir etkileşimi başlatacağına inanıyorum" şeklinde konuştu.