Kocaeli Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yunus Kishalı, 2011 Üniversite Oyunlarını vesile sayarak çekirdek Erzurum'un ortaya çıkarılması gerektiğini belirterek, “Erzurum tarihi kültür mirası korunacak şehirlerimizin başında gelmektedir. Bu koruma düşüncesi önce yaşayan kent halkının konuya sahip çıkması ile anlam kazanacaktır. Gözümüzün önünden birer birer kayıp gider eserlerin tamamı yok olmadan, onlara hemen bir an evvel sahip çıkılması bir insanlık borcudur” dedi.
KENT GELİŞİM PROFİLİ
Kentin gelişim trendi ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Kishalı, “Ülkemizde şehir yaşantıları ile ilgili yazılı ve yayımlanmış belgeseller veya hatıralar maalesef çok azdır. Geçmişte batılı gezginlerin ve yerli yazarların hakkında en çok yayın yaptığı İstanbul bile, emsalleriyle karşılaştırıldığında yeterince ele alınmamıştır. Ne yazık ki layık olduğu kadar belgesele veya hatırata sahip olmayan Erzurum ile ilgili ve nesilden nesile aktarılan şifahi bilgiler de, şehrin karakteristik dokusunun bozulmasıyla, artık devam etmemeye dolayısıyla unutulmaya mahkûmdur. Erzurum'un otomobilsiz halini hatırlayanlar, deve kervanlarının gelip geçtiğini görenler, zankaların, faytonların keyfini sürenler, tandır ekmeği pişirilmesini bizzat evinde görenler, kışın bacasının karlarını temizleyenler, yazın bu bacalarda henifene (piknik) yapanlar, buzlu caddelerde mütevazı tekniklerle yapılmış patenini kayanlar, kömürlük meydanında at yarışlarını izleyenler, kiremitlik tabyasında tramplenden kayakla atlayanlar ve onları seyredenler birer birer bu Dünya'dan göç etmektedirler.
Bu paha biçilmez kültür mirasımızı en azından daha sonraki nesillere görsel olarak anlatacak olan eserler ise yeterince korunamamakta, şehrin karakterini temsil eden yapılar, çok kötü restore edilen türbeler, kümbetler, mezarlıklar, şehir kapıları, kervansaray, medreseler, kale, saat kulesi, taş ambar gibi bazı tarihi eserler dışında, ya tamamen yok olmakta ya da zamanın tahribatına bırakılmaktadır” dedi.
TABYALARA GEREKEN ÖNEM VERİLMEDİ
Tabyalara yeterince önem verilmediğini belirten Kishalı, “Erzurum'un anlı şanlı toprak tabyaları ağaçlandırılıp, korunacağına insafsızca ortadan kaldırılmıştır. Varlığını sürdürmekte olan cami, hamam, çeşme gibi bazı ortak kullanım alanları ise şehircilikle ilgisi olmayan uygulamalar yüzünden ya yeterince görünememekte ya da çirkin ve yüksek betonarme bir yapının gölgesinde kalmaktadır. Eşine Dünya'nın hiçbir yerinde rastlanamayacak konaklar, evler, dükkânlar ve hanların tamamen yok olmasına, bu anlayış ve tutumun devam etmesi halinde, herhalde fazla zaman kalmamıştır. Yarım yüzyılı tamamlamakta olan "Asri Mezarlık" girişi bile korunmaya değer bulunmamış, alış veriş merkezi girişine benzetilmiştir.
Türkiye'de şehirlerin üst yapıları giderek birbirine benzemektedir. Yeni yapılaşma alanlarında bile dikkat edilmesi gereken şehir karakterleri "Site" mantığıyla planlanan yerleşim yerleri nedeniyle tamamen yok olmuştur. Mahalle arkadaşlığı, dostluğu, dayanışması bu yapılaşma tarzı nedeniyle eskide kalmıştır. 2011 Üniversite Oyunlarını vesile sayarak çekirdek Erzurum'un ortaya çıkarılması, yaşanılır ve ziyaret edilebilir hale getirilmesi, kısaca şehrin tarihi karakteri bozulmamış mahallelerinin eski haliyle muhafaza edilmesi konusunda radikal önlemlerin alınması gerekmektedir. Artık oturulmayan yüzlerce evin depo, ardiye, hurda yeri hatta çöplük olarak kullanılması tahribatın boyutunu artırmıştır. Bunun önlenmesi
tarihi bir görev olarak sorumluları beklemektedir. Çekirdek Erzurum'dan kastımız tarihi dokunun en geniş şekliyle ortaya çıkarılabileceği kale civarı ile eski şehrin doğu kısmıdır. Dünya üzerinde özellikle Avrupa'da eski kısımları restore edilerek korunan binlerce şehir vardır. Almanya, İtalya, Fransa, İspanya ve daha birçok ülkede bu örnekleri görmek mümkündür. Üstelik bu ülkelerde iki Dünya Savaşı'nın acımasız tahribatına rağmen değerlerin korunması konusunda büyük titizlik gösterilmiştir. Ülkemizde de Beypazarı, Safranbolu gibi ilçelerin korunması sevindirici olaylardır. Bu ilçelerimiz, korunmaları sayesinde önemli turizm geliri elde etmektedirler” diye konuştu.
ESKİ ERZURUM EVLERİ KORUNMALI
Kent tarihi dokusunun korunması için eski Erzurum evlerine gereken ilginin gösterilmesi gerektiğini belirten Kishalı, “Eski Erzurum evleri, içindeki müştemilatının zenginliği ile kışın ve yazın rahat bir yaşam sürülmesini sağlayacak düzeydedir. Atatürk Üniversitesi yerleşkesinde aslına uygun inşa edilerek ziyarete açılmış bulunan örnek Erzurum evi, çağın yaşamına uygun hale getirilmiş şekliyle mahzun ve ilgisiz bir şekilde yıkılmayı bekleyen evlerin; "bizler biraz tadilatla bugün bile hizmet verecek özelliklere sahibiz" şeklindeki hislerine adeta tercüman olmaktadır. Erzurum tarihi kültür mirası korunacak şehirlerimizin başında gelmektedir. Bu koruma düşüncesi önce yaşayan kent halkının konuya sahip çıkması ile anlam kazanacaktır. Gözümüzün önünden birer birer kayıp gider eserlerin tamamı yok olmadan, onlara hemen bir an evvel sahip çıkılması bir insanlık borcudur. Önce bu bilinci uyandıralım ve elimizi çabuk tutalım, zamanın tahribatı çok hızlı ve acımasız” dedi.