Başbakan Erdoğan, AK Partinin, Erzurum'da, Gar Meydanı'nda düzenlediği mitingde halka hitap etti. Erdoğan, konuşmasında, “Maşallah barekallah Erzurum, Dadaşlar diyarı Erzurum, İslam topraklarının kilidi Erzurum. Seni yürekten selamlıyorum Erzurum” diyerek başladı.Erzurum ve ilçelerinin isimlerini sayarak vatandayları selamlayan Erdoğan, şöyle konuştu:“Dadaş bu ne güzel manzara, Dadaş. Bu ne güzel manzara, Erzurum. Bugün bir kez daha tarih yazıyorsun. Bugün kabına sığmıyorsun, Erzurum. Bugün Allahuekber Dağları gibi heybetlisin, Erzurum. Bugün Nene Hatun gibi düşmana korku salıyorsun, ey Erzurum. Varolasın dadaş. Çok hayırlar göresin, dadaş. Rabbim hepinizden razı olsun.
MEVLAYA EMANET OLSUN ERZURUM
”Alvarlı Muhammet Lütfü Efe’nin, “Mevlaya Emanet Olsun Erzurum” isimli şirini okuyan Erdoğan, şöyle devam etti:“Alvarlı Efe’yi rahmetle yad ediyorum. Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretlerini yad ediyorum. Şükrü Paşa, Hacı Salih Efendi’yi, Nene Hatun’u, Kazım Karabekir’i, rahmetle, minnetle yad ediyorum. Kafkas cephesinin, Sarıkamış şehitlerini, Erzurum’un tüm şehitlerimizi rahmetle yad ediyorum, mekanları inşallah cennet olsun diyorum. Bugün bir kez daha Erzurum’da yer Allahuekber, Erzurum’da gök Allahuekber’dir, Erzurum’da dağ Allahuekber’dir. Erzurum, işte bugün meydanda Allahuekber, diyor.”“Erzurum bugün tek yürek halinde iradesine sahip çıkıyor, yiğitlerin şehri, mertlerin, dürüstlerin şehri, kahramanları şehri Erzurum, bir kez daha dim dik duruyor” diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:“Dadaş, sen burada olduğun müddetçe biiznillah bu ülkeye hiçbir şey olmaz. Dadaş, sen böyle yiğit, böyle mert, böyle yürekli durduğun müddetçe namahrem eli bu ülkeye uzanamaz. Rabbim her birinizden razı olsun. Dadaşın analarından Allah razı olsun. Bizim ablalarımız, birilerinin ablaları gibi değil. Allah yol arkadaşlığımızı, kardeşliğimizi daim etsin. 30 Mart seçimleri, ülkemiz, milletimiz, demorkasimiz, en çok da Erzurum için hayırlara vesile olsun.”
“ERZURUM, GERÇEK GÖNÜL İNSANIYLA SAHTESİNİ BİRBİRİNDEN AYIRIR”
Erzurum mitinginin kendileri için çok önemli olduğunu ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:“Erzurum bizi anlıyor, biz Erzurum’u anlıyoruz. Biz Erzurum’un ne demek istediğini biliyoruz, Erzurum da bizim ne demek istediğimizi biliyor. Erzurum ilim şehridir. Erzurum, gönül şehridir. Erzurum, evliyanın, ulemanın şehri demektir. Bu topraklarda nice aydınlar yetişti. Alvarlı Efe Hazretleri, Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri, Solakzade Hazretleri, Hacı Salih Efendi Hazretleri, işte bu şehirden çıktı. Erzurum o muhteşem basireti sayesinde gerçek gönül insanıyla sahtesini birbirinden ayırır. Erzurumlu’nun o şaşmaz feraseti, vatanseverle vatanında fitne çıkaranı birbirinden ayırır. Erzurum, kendi hırsına teslim olanlarla, hırsını ayaklarının altına alanı birbirinden ayırır. Cahille ilim sahibini, birbirinden ayırır. Biz hükümet olarak Pensilvanya’daki bu zatın yalanlarına maalesef aldandık. Başka hesapların peşinde olduğunu, başka niyetlerle yol yürüdüğünü bilemedik. Kimin hesabına çalıştığını maalesef bilemedik. İyi niyetimizin kurbanı olduk.”
"SADİ EFENDİ’DEN ŞİKAYETÇİ OLAN GENÇ..."
Meselenin çok eskilere dayandığını, bu meselenin de anlaşıldığını ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:“Bu Pesilvanya’daki zat gençliğinde, Erzurum’da bu çok önemli, bilmeyebilirsiniz, öğrenmekte fayda var, Erzurum’da Alvarlı Efe Hazretlerinin mederesesine gidip geliyor, kendi yazdığı kitapta, Alvarlı Efe’nin torunu olan Sadi Hoca’dan ders aldığını, Sadi Hoca’nın tecrübesiz ve bilgisiz olduğunu aralarındaki anlaşmazlık nedeniyle medreseden ayrıldığını söylüyor, bi taraftan Şadi Hoca’dan ders aldığını söylüyor, diğer taraftan da bilgisiz olduğunu söylüyor. Bir gazeteci hanım kardeşimiz, Alvarlı Efe Hazretlerinin torunu, Nagip Efendi’ye ulaşıyor, işin aslını soruyor. Nagip efendi, bu gazeteci kardeşimize meselenin, aslını anlatmış ve bir gün medreseye jandarmalar geliyor. Sadi efendinin kollarına, kelepçe takıyor. Gürcükapı’dakri karakola götürüyorlar. Erzurum ayağa kalkıyor. Halk Gürcükapı’daki karokolun önüne yığılıyor. Erzurum’da adeta kıyamet kopuyor. Kısa süre sonra hadise anlaşılıyor. Sadi Efendi’den şikayetçi olan genç, Pensilvanya’daki zat, biliyor musunuz. Jandarmaya gitmiş, ‘Sadi Efendi Atatürk aleyhinde konuşuyor’ diye şikayette bulunmuş. Ve bu yalanla da Sadi Efendi’yi tutuklattırmış. Görüyorsnuz değil mi, takiyyenin, yalanın, fitnenin ne zaman başladığını. Görüyorsunuz değil mi?”
“HER ŞEY ARTIK AYAN BEYAN ORTADA"
Burs himmet, kurban nereye gitti, bunlar CHP’ye, MHP’ye, BDP’ye” ifadesini kullanan Erdoğan, şöyle dedi:“Kardeşlerim, ben sizlere buradan farklı bir gerçeği, hakikati haykıracağım. Unutmayın kişi sevdikleriyle bebarer haşrolunacaktır. Kılıçdaroglu ile haşrolunacaksın. Bahçeli ile haşrolunacaksın. BDP ile haşrolonucaksın. Her şey artık ayan beyan ortada. Bu ülkenin Başbakanına hain diyecek kadar seviye kaybına uğrayan, bunun bedelini ödeyecek. Elhamdulillah bizim bu ülkede ihanetimiz olmadı ama sen 1999’da bu ülkeden kaçıp gittin. Said-i Nursi’yi seviyoruz, diyorsun, yalan söylüyorsun. Said-i Nursi, kaçıp gitmedi. Onu Sibirya’ya sürdüler, Sibirya’dan fırsat bulup tekrar vatanına döndü, buraya kaçtı, geldi. Sen niye Pesvilvanya’da bulunuyorsun? Sorduklarında inizivaya çekilmek için. Niye Pensilvanya’ya gittin, Medeniye’ye git, Mekke’ye git, Erzurum’a gel. Konya’ya gel. Bizim ne yerlerimiz var, bu topraklarda inzivaya çekilmek için.”
Erdoğan, Erzurum İstasyon Meydanı'nda düzenlenen mitingde, CHP Tunceli milletvekili Hüseyin Aygün'ü ima ederek, "Bir terör örgütünün Meclis'teki gönüllü temsilcisi. Hani güya şu dağa kaçırılan çiçek çoçuğu" değerlendirmesi yaptı.
Erdoğan, "Pensilvanya için 'Fethullah hazretleri' diyerek, 'beter olsun' diyerek 'korkudan ödü patlıyor' diyerek, hakaretler ediyordu. O Tunceli milletvekilinin bozkurt işareti yapan genel başkanı hakkında, Pensilvanya'nın dizinin dibine oturan genel başkanı hakkında, ne düşündüğünü de çok merak ediyorum. Bu vekil polise taş atarken, hakaret ederken, intikam yeminleri ederken çok cesur görünüyordu. Hadi şimdi çıksın da partisini bir değerlendirsin. Ne kadar cesurmuş, mertmiş, dürüstmüş görelim" diye konuştu.
"Erzurum oyun çok büyük, 30 Mart'ta bu oyunu sen bozacaksın, Erzurum" diye seslenen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:"30 Mart'ta bu şer ittifakını sen dağıtacaksın Erzurum. İslam mülkünün kilidi olarak bu sahtekarlara, bu darbecilere cevabı sen vereceksin Erzurum. Hanım kardeşlerim, kapılarınıza ablalar geldi mi? Ne yaptınız? Gereğini yaptınız mı? Bu ara sosyal medyada falan birileri dolaşıyor, bir gazete okuyor veriyorlar eline, bir yaşlı teyzenin eline. Ondan sonra oğlu mudur, kimdir 'ne okuyorsun anacım' diyor. O da diyor, 'verdiler elime bir gazete.' 'Ana sen o gazetenin o olduğunu, biliyor musun' diyor. 'ne?'. 'Cemaatin gazetesi.' 'Bizim Başbakan Tayyip'e hakaret eden gazete mi' diyor atıyor yere yaşlı bir teyze. Şimdi bunların dershanelerinde yavrularınız varsa alın, her hafta sonu Milli Eğitim olarak cumartesi, pazar çocuklarımıza takviye derslerini ücretsiz olarak biz vereceğiz."
Erdoğan, gerekli talimatı verdiği Milli Eğtim Bakanlığının hazırlıklarını yaptığını söyledi.
"DEVLETİN OKULLARI BİZE YETER"
Erdoğan, "Bunların okullarında okuyan yavrularınız varsa onları da alın. Devletin okulları bize yeter, hiç gerek yok. Çok söğüşlediler, artık bu oyunu bozacağız, beraber bozacağız" dedi.
Seçimlere sekiz gün kaldığını hatırlatan Başbakan Erdoğan, alandaki kadınlara "Sekiz gün kapı kapı dolaşmaya var mıyız? Gideceğiz, yüz yüze anlatacağız. Erzurum'un bütün ilçelerini dolaşacağız" diye seslendi.
"Gençler, abiler size de geldiler mi? Sizin kapılarınızı da çaldılar mı?" diye soran Başbakan Erdoğan, "Siz zaten gereği yaptınız biliyorum, ama şu sekiz gün durmak yok. Tamam" diye konuştu.
ERZURUM YATIRIMLARI
Erzurum'a büyük yatırımlar yaptıklarının altını çizen Erdoğan, şunları söyledi:
"Burada CHP'nin şu Erzurum'a hizmeti var mı? Peki, MHP'nin bu Erzurum'a hizmeti var mı? Hangi yüzle buraya geliyor. Geldi mi buraya, Bahçeli geldi mi? Büyüyen Türkiye'den rahatsız olanlara Erzurum sandıkta dadaş şamarı vuracak. Erzurum'da tahrikler yapıldığını, Erzurum'da bir gerilim atmosferini oluşturmaya çalıştıklarını biliyorum, BDP'nin adeta MHP ile ortak bir şekilde Erzurum'da gerilim siyasetini körüklediğini görüyoruz. Sokakları germeye çalışırlar, bunlar o konuda kabiliyetlidir. Birisi siyasi Kürtçülük yapıyor, birisi siyasi Türkçülük yapıyor. CHP'yi Erzurum'da konuşmamıza zaten gerek yok. O 'kumsalların partisiyim' diyor. Biz 'tek millet' diyoruz. Ben Türkü, Türk olduğu için, Kürdü Kürt olduğu için sevmiyorum. Beni yaradan Allah, onları yarattığı için seviyorum. Biz bunu devirmemiz lazım, yani kimse Türkçülük yapmasın, kimse Kürtçülük yapmasın. Yaradandan ötürü yaradılanı sevelim."
"AK Parti karşısında, bunlar bir şeyi yapmaya çalışıyorlar" ifadesini kullanan Başbakan Erdoğan, "Acaba biz AK Parti'yi devirebilir miyiz? Allah'ın izniyle tabii bu mümkün değil, inşallah. Çünkü şu meydan bunu söylüyor. Fakat Sayın Bahçeli şimdi şunu söyleyebilir, 'İstasyon Meydanı montajdı' diyebilir. Montaj. Medya nerde medya" dedi.
Erdoğan, bunların "hizmet siyaseti" diye bir anlayışının bulunmadığını ifade ederek, "Bunlar gerilim siyasetinden yana. Hakaretten yana. Ama bizim durumumuz öyle değil, biz eserlerimizle konuşuyoruz, biz icraat yapıyoruz onlar laf üretiyor" diye konuştu.