BAHÇEŞEHİR ÜNİVERSİTESİ ÖĞRETİM ÜYESİ PROF. DR. ÇİTLİOĞLU:
"MEDENİYETLER ÇATIŞMASINI ENGELLEMENİN YOLU GÜÇTÜR"
Atatürk Üniversitesi Kültür Merkezi'nde düzenlenen ''Avrasya'da Yükselen Güçler ve Değerler Uluslararası Sempozyumu''nda konuşan Çitlioğlu, Avrasya'da terör tehdidi ve bölge ülkelerinin yönetimlerine değindi.
PROF. KÖNİ BAŞKANLIK ETTİ
Atatürk Üniversitesi'nce organize edilen ve önceki gün başlayan "Avrasya'da Yükselen Güçler ve Değerlerler" konulu sempozyuma devam edildi.
Erzurum'da, Atatürk Üniversitesi Kültür Merkezi'nde düzenlenen sempozyumun Cuma günkü bölümünde Prof. Dr. Hasan Köni'nin başkanlığını yaptığı oturuma Necdet Pamir, Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ercan Çitlioğlu, Dr. Hasan Ali Karaser ve İngiliz bilim adamı Michael Emerson konuşmacı olarak katıldı.
ÇİTOĞLU, ASYA ÜLKELERİNİN DURUMUNU DEĞERLENDİRDİ
Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ercan Çitlioğlu, Avrasya'daki ülkelerin yönetimlerinin emperyalist güçlerin etkisi altında şekillendiğini söyledi. Prof. Dr. Çitlioğlu, Avrasya kuşağındaki ülkelerin geçmişten günümüze emperyalist güçler tarafından her zaman aç bir pazar olarak görüldüğünü belirterek, söz konusu bölgedeki enerji rezervlerinin dünya enerji rezervlerinin yüzde 70-75'ini teşkil etmesinin batılı ülkelerin bölgeye ilgilerinin sürmesine sebep olduğunu söyledi.
AVRASYA, SÜPER GÜÇLERİN İLGİ ODAĞIDIR
ABD, sanayisi gelişmiş bazı AB ülkeleri, Çin ve Rusya'nın bölgede aktör olma isteğinin bulunduğunu ileri süren Prof. Dr. Çitlioğlu, "Avrasya tarihin her döneminde zamanının güçlü ülkeleri açısından göz bebeği konumunda olmuştur. Bu sebepledir ki, Avrasya'daki ülkelerin yönetimleri emperyalist güçlerin etkisi altıda şekillendirilmiştir. Örneğin Suriye'de İngiliz, Irak'ta ABD yönetim modeli anlayışı uygulanması gibi. Bölgenin aç pazar olması diğer ülkelerin buraya kendi çıkarlarını gözeterek bakmalarını sağlıyor" dedi.
TERÖR MÜSLÜMAN ÜLKELERLE ÖZDEŞLEŞTİRİLMEYE ÇALIŞILIYOR
Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ercan Çitlioğlu, son yıllarda görülen terör olaylarına da değinerek, İslam'ın ve Müslüman ülkelerin terörle özdeşleştirilmeye çalışıldığı ve söz konusu ülkelerin anonim bir suçlamayla karşı karşıya olduğunu bildirdi. Ortadoğu bölgesindeki istikrarsızlık sorununun terörizm olgusunu doğurduğuna dikkat çeken Çitlioğlu, şunları söyledi: "İslam ülkelerine bakış açısı medeniyetler çatışması tehdidini doğruyor. Olası medeniyetler çatışmasını engellemenin yolu diyalogdan ziyade güçtür. Eğer güç bakımından yeterli girişimleriniz yoksa, kuru diyalogun bir şey ifade etmesi beklenemez."
Prof. Dr. Çitlioğlu ayrıca, Türkiye'nin batılı ülkeler tarafından Ortadoğu ülkelerine karşı bir model ülke olarak görüldüğünü belirterek, batılı ülkelerin Türkiye'deki ılımlı İslam anlayışını Ortadoğu'da da görmek istediklerini kaydetti.
TÜRKİYE-AB İLİŞKİLERİ
Oturumda konuşan İngiliz bilim adamı Michael Emerson ise Türkiye-AB ilişkileri değerlendirerek, geçtiğimiz aylarda yaşanan Gazprom olayına değindi. Emerson, AB-Türkiye ilişkilerinde şeffaf davranmak gerektiğini belirterek, şöyle devam etti:
"Türkiye'nin AB'ye giriş sürecinde bazı normlara uyum sağlaması istenecek. Müzakereler uzun yıllar devam edecek. Özellikle Türkiye'nin ekonomisini modernize çalışmaları zaman alacak. Ancak her şeye rağmen Türkiye ve AB'nin dış savunma politikası bakımından uyumlu bir çalışma sergileyeceğine inanıyorum.''
AB'ye giriş sürecinde Türkiye'nin nüfusunun bir sorun olarak görülmesi konusuna da işaret eden Emerson, "Nüfus büyüklüğünün sorun olarak algılanması bazı ülke liderlerinin kafalarındaki soru işaretlerinden kaynaklanmaktadır" dedi.
TÜRKİYE AB KONUSUNDA AÇIK VE NET TAVIR SERGİLİYOR
Emerson, AB ülkeleri ve Arap ülkeleri arasındaki gerilim konusunun ise 11 Eylül saldırılarından sonra ayrı bir boyut kazandığını ifade ederek, "Türkiye AB değerlerine karşı açık bir tavır sergilerken, Arap ülkeleri bunu yapmadılar. Avrupa güvenlik konusunda sorunlar yaşanmasını istemiyor. Bir toplumsal terapi gerekiyor. Özellikle Avrupa'daki azınlık politikalarının toplumsal politikalara dahil edilmesi gerekli" diye konuştu.
Geçtiğimiz aylarda yaşanan Gazprom olayına da değinen İngiliz bilim adamı Michael Emerson, Gazprom'un çok büyük bir tekel gücü olduğunu ve Gazprom'un bir müzakere unsuru olarak ele alınması gerektiğini kaydetti.
EMERSON TÜRKİYE-AB İLİŞKİLERİNE DEĞİNDİ
Oturumda konuşan İngiliz katılımcı Michael Emerson ise Türkiye-AB ilişkilerinde şeffaf davranmak gerektiğini belirterek, şunları kaydetti:
''Türkiye'nin AB'ye giriş sürecinde bazı normlara uyum sağlaması istenecek. Müzakereler uzun yıllar devam edecek. Özellikle Türkiye'nin ekonomisini modernize çalışmaları zaman alacak. Ancak herşeye rağmen Türkiye ve AB'nin dış savunma politikası bakımından uyumlu bir çalışma sergileyeceğine inanıyorum.''
AB'ye giriş sürecinde Türkiye'nin nüfusunun bir sorun olarak görülmesi konusuna da değinen Emerson, ''Nüfus büyüklüğünün sorun olarak algılanması bazı ülke liderlerinin kafalarındaki soru işaretlerinden kaynaklanmaktadır'' diye konuştu.
Emerson, AB ülkeleri ve Arap ülkeleri arasındaki gerilim konusunun ise 11 Eylül saldırılarından sonra ayrı bir boyut kazandığını belirterek, şöyle konuştu:
''Türkiye AB değerlerine karşı açık bir tavır sergilerken, Arap ülkeleri bunu yapmadılar. Avrupa güvenlik konusunda sorunlar yaşanmasını istemiyor. Bir toplumsal terapi gerekiyor. Özellikle Avrupa'daki azınlık politikalarının toplumsal politikalara dahil edilmesi gerekli.''