TARİH, GÜN IŞIĞINA ÇIKIYOR
Erzurum'da Prototürklerin 3500 yıllık arkeolojik izlerinin keşfedildiği kazıda, insan heykelciğinin ardından, sunu çizmeleri, 2 mezar ve çok sayıda seramik parça bulundu.
ERZURUM’DA ORTA ASYA KÜLTÜRÜ İZLERİ
Avrasya Arkeoloji Araştırmaları Bilim Derneği Başkanı ve 9 Eylül Üniversitesi Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Semih Güneri, yaptığı açıklamada, Orta Asya'da Türk Kültürünün Arkeolojik Kaynakları (OTAK) adlı uluslararası projenin Türkiye ayağını, Pasinler İlçesi Bulamaç Deresi yakınlarındaki Bulamaç Höyüğü'nde yaptıkları kazı çalışmalarında, çok önemli arkeolojik bulguların gün yüzüne çıkarıldığını ifade etti.
2001'de başlanan projenin 4. kazı döneminde önemli bulgulara rastladıklarını belirten Güneri, Doğu Anadolu'da Prototürklerin 3500 yıllık arkeolojik izlerinin keşfedildiğini söyledi.
BELGELER GÜN IŞIĞINA ÇIKIYOR
Bulamaç Höyüğü kazılarının, henüz aydınlatılamamış olan günümüzden 3500-4000 yıl öncesine ait Geç Karaz Kültürü evresini aydınlatmayı hedeflediklerini belirten Güneri, şunları söyledi:
''Kazıda ortaya çıkarılan heykel başının ardından, çok sayıda tarihi belgeyi ortaya çıkardık. Son Tunç Çağı'na ait kültürlerin kalıntıları olan 1 oda mezar, 1 toprak mezar bulduk. Bunun yanı sıra dini törenlerde kullanılan kutsal sunu kabı olarak bulunan kült kabına rastlandı. Sunu çizmeleri olarak görülen parçada, 2 çizme üzerine içecek veya giyecek ikram edilen kap yerleştirilmiş şekilde. Bunların yanı sıra 100'ün üzerinde seramik bulgular ile tarımda kullanılan öğütme taşları bulundu.''
TÜRKLERİN ANADOLU'YA GELİŞİ
Güneri, bu kazıda, M.Ö 3000'den itibaren Türk dili konuşan kabilelerin Kafkasya üzerinden Doğu Anadolu'ya gelişlerine ilişkin arkeolojik belgelerin gün ışığına çıktığını bildirdi. Bulguların Türklerin Anadolu'ya gelişinin bin yıl daha erken olduğunun kanıtladığını kaydeden Güneri, şöyle devam etti:
''Daha önceki kazılarda seramik, küp mezarlar bunu gösteriyordu. Ancak, tarihte heykel, sunu çizmeleri ve mezar türünde ilk kez bir kanıt elde edildi. Bu bulgular ayrıca, Prototürklerin göçebe değil, yerleşik bir yaşam sürdüklerini de gösteriyor. Avrasya'da M.Ö 3000'de Şamanist gelenekler hakimdi. Erzurum'da bu bulguların ortaya çıkarılması, Türk dili konuşan grupların Kafkasya üzerinden Anadolu'ya girdiklerinin bir işareti olabilir.''
2001'de 14. Türk Tarih Kongresi'ne sunulan bildiride de Türk dili konuşan grupların Kafkasya üzerinden Anadolu'ya girdikleri iddiası olduğunu anımsatan Güneri, ''Göçebe Orta Asya grupları var diyorduk. Şimdi bunların Türk olduklarını iddia edebiliyoruz'' dedi.
BULGULAR, TÜRK İZLERİ TAŞIYOR
Bulunan 1 çift çizme üzerindeki Kült Kabı'nı değerlendiren Güneri, günümüze kadar Karaz ve Urartu dönemlerine ait bu tür bulgunun bu bölgede ilk kez elde edildiğine dikkat çekti. Çizmelerdeki işlemenin Moğolistan'da etnografik eserlerde hem de bu bölgenin Orta Asya'nın erken arkeolojik eserlerinde görüldüğüne değinen Güneri, ''Bulgularımız, Türk izleri taşıyor. Bu bölgede Prototürklerin yerleşik hayat sürdüğünü ve Türklerin başlangıç tarihinin M.Ö 6. Yüzyıldan bin yıl daha önce olduğu tezimizi bulgularımızla birlikte bilim dünyasına sunacağız'' diye konuştu.
KAZI, HEYECAN VERİYOR
OTAK Projesi kapsamında 4 hafta sürmesi gereken kazıyı, 1 hafta daha uzattıklarını belirten Güneri, kazı süresince birbirinden değerli eserlerin gün ışığına çıkarıldığını söyledi.
''Kazı, heyecan veriyor'' diye konuşan Güneri, ''Kazıda çıkan her parça, bölge ve Türk tarihi için bir keşif niteliğinde. Seramik ve küçük buluntuların yanında aynı döneme ait mimari izler bulundu. Kazı, devam ettiği sürece, yeni bulgulara rastlamak mümkün'' diye konuştu.
OTAK Projesi kapsamında Bulamaç Höyüğü'nde 2001 yılından itibaren sürdürülen bu kazının en az 10 yıllık bir proje olduğuna değinen Güneri, ''Kültür ve Turizm Bakanlığı'nca 2004 yılı için kazıya izin verildi. Bu iznin 2005 ve devam eden yıllar için de verilmesi gerekiyor. Gerekli izin verilmesi halinde, Türk tarihinin aydınlatılacağı bir gerçektir'' dedi.
30 üniversite öğrencisiyle başlattıkları kazıyı 3 öğrenciyle tamamlayabildiklerini de belirten Güneri, maddi imkansızlık nedeniyle kalacak yer için gerekli parayı temin edemediklerini, 3 öğrenciyle birlikte kurdukları çadırlarda kaldıklarını sözlerine ekledi.
Güneri, 2004 yılı kazı çalışmaları için herhangi bir kurumdan maddi destek alamadıklarını, kazıyı kendi imkanlarıyla yaptıklarını bildirdi.