Kalkınmak zorundayız
ETSO Yönetim Kurulu Başkanı Cindilli, Erzurum’un manevi varlığının her Erzurumluya sorumluluk yüklediğini, kalkınma enerjisini harekete geçirmenin Dadaşlık gereği olduğunu vurgulayarak kayıt düştü.
ETSO, ildeki ticaret ve sanayi sektörlerinin çağdaş yapılanması, istihdam sorunlarına çözüm üretecek yatırımların yoğunlaşması, il ekonomisinin geleceğe yönelik olarak sağlıklı yapılanması, ticaret sektöründe ciddi boyutlara ulaşan durgunluk sorununun giderilmesi yolunda Erzurum’a kalkınma yol haritası oluşturma faaliyetlerini sürdürüyor.
KALKINMA VE ERZURUM SEVDASI
ETSO Yönetim Kurulu Başkanı Cindilli Erzurum’un kalkınma sorunu ve geri kalmışlık gerçeğini, ERZURUM gazetesi’ne anlattı. İlde kalkınma disiplini alt yapısı oluşturmanın önemine değinen Cindilli, kalkınma mücadelesinin bir Erzurum sevdası olduğunu, her Erzurumlunun bu yolda kararlı bir yol izlemesi gerektiğini açıkladı.
GERİ KALMIŞLIK BİZE YAKIŞMAZ
Erzurum’un ifade ettiği mananın, geri kalmışlık tarifiyle bir arada tutulamayacağını kaydeden Cindilli, “Erzurum’un geçmişine bakarak övünmek, şimdiki haline bakarak dövünmek gibi, sıradan bir yaklaşımı doğru bulmuyoruz. Erzurum’un zaman,olgu olarak bütününe bakmak lazım. “Kalkınmanın taşrasına niye düştüğümüzü” anlamak için, geçmişi, siyasi iktidarları suçlamak sadece tevil olur. Dikkati, Erzurum gerçeğine yoğunlaştırmak gerek.“ dedi.
YA KALKINACAĞIZ..YA KALKINACAĞIZ
Göç sorununa değinen Cindilli: “Erzurum geri kalmıştır, böyle geldi, böyle gider düşüncesini boşamalı, Erzurum kalkınacaktır fikri, ilde yaşama tema’sı haline gelmelidir. “Ya kalkınacağız, ya kalkınacağız”, diyeceğiz. “Erzurum’da işsizlik var, istihdama yönelik yatırım yok” diye göç bahaneleri icat etmek yerine, kalkınma mücadelesi içinde yer almak düşüncesini taşıyacağız. Erzurum’un manevi varlığı bize bu mesuliyeti yüklüyor. ” yorumunu yaptı.
ETSO 2008
2008 yılı faaliyet projeksiyonunu aktaran Cindilli, ETSO meclis toplantılarını ilçelere taşımayı planladıklarını, bu yaklaşımla sorunların yerinde tespit edilip ve halk ve esnaf nabzının tutulacağını bildirdi. Cindilli, ETSO’nun bölge ve komşu illerle kalkınma yolunda iş ve güç birliği yapmayı sürdüreceğini söyledi.
SUNUŞ:
Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası (ETSO), ildeki ticaret ve sanayi sektörlerinin çağdaş yapılanması, istihdam sorunlarına çözüm üretecek yatırımların yoğunlaşması, il ekonomisinin geleceğe yönelik olarak sağlıklı yapılanması, ticaret sektöründe ciddi boyutlara ulaşan durgunluk sorununun giderilmesi yolunda Erzurum’a kalkınma yol haritası oluşturma faaliyetlerini sürdürüyor. ETSO, son yıllardaki ciddi çıkışları, kamuoyu oluşturan tespitleriyle Türkiye’de ön plana çıkan bir meslek teşekkülü olarak ilin tanıtımına da büyük katkı sağlıyor.
TSO Yönetim Kurulu Başkanı Muammer Cindilli’yle iki etap halinde Erzurum’un kalkınma sorunu ve geri kalmışlık gerçeğini, ETSO’nun misyon ve vizyonunu konuştuk. Bu hafta söyleşinin ilk bölümünü sunuyoruz. Erzurum’un, ekonomiye ve sosyal olaylara değgin öngörü ve tespitleriyle bir bileni konumunda olan, ilde kalkınma disiplininin kurulması yolundaki çabalarıyla, kalkınma önderi olduğu kamuoyunca kabul gören Cindilli’nin değerlendirmelerini büyük bir beğeni ile okuyacağınızı umuyoruz.
ETSO ERZURUM’UN HİZMETİNDE..
ERZURUM: Sayın Cindilli Odanızın yaptığı son çalışmalar ve yapmayı planladığınız faaliyetlerle ilgili olarak okuyucularımızı bilgilendirir misiniz?
CİNDİLLİ:Oda olarak üyelerimizin gelişimi konusunda değişik içerikli çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Gelir İdaresi Başkanlığı ile birlikte esnaf, tüccar ve sanayicimize yönelik olarak veri uygulamaları ve fiili envanter bilgilendirme etkinliği gerçekleştiriyoruz.
Geçtiğimiz hafta, 12 kişilik ekibimizle Rize’ye giderek Ovit Tüneli projesinin hayata geçirilmesi noktasında RTSO’yla iş ve güç birliği oluşturduk. Amacımız DAP’ı GAP’a ve Karadeniz Bölgesine açmak. İpekyolu kavşağındaki Erzurum’un hak ettiği konuma gelmesi için yoğun gayretle içerisindeyiz. Erzurum’u ortada vadede lojistik merkez, uzun vadede üretim merkezi haline getirmek için düşünce ve eylem bazında girişimlerimiz var.
YERLİ ÜRETİCİYE DESTEK KAMPANYASI
ERZURUM: Bir de yerli üreticiye destek kampanyası gerçekleştirdiniz, sonucunu değerlendirir misiniz?
CİNDİLLİ: Erzurum esnaf ve üreticisini sonuna kadar destekliyoruz. Bu amaçla kampanya düzenledik. Bu destek kampanyasının bedeli olacaksa, onu da ödemeye hazırız. Erzurum ve bölge kamuoyundan önemli destekler aldık. Bu kampanyanın en önemli sonucu, dikkatlerin yerli üretici ve esnafa yoğunlaşması olmuştur. Yerli üreticinin global ekonomi karşısındaki konumu tartışılmaya başlanmıştır. Yerli üreticinin sorunları gündeme gelmiş, rekabet gücü eksikliği vurgulanmış, bunların giderilmesine yönelik düşünce üretimi tetiklenmiştir. Kampanyanın temel amacı budur. Erzurumlu kendi gerçeğini, kendi ticari ve ekonomik boyutunu fark etmeli, kendi ekonomik geleceğine yol bulmak adına kendine ve değerlerine sahip çıkmalıdır. Biz, yürekleri ve dimağları buna çevirttik.
ABİGEM KURULUYOR
ERZURUM: 2008 yılında hayata geçireceğiniz proje var mı?
CİNDİLLİ: Biz proje üretiminin yanı sıra, Erzurum’un kalkınmasına yönelik proje ve düşüncelere destek veriyoruz. Önümüzdeki yıl ABİGEM Projesinin hayata geçirilmesini hedefledik. Erzurum’da Avrupa Birliği İş Geliştirme Merkezi açacağız. Türkiye’de dört yerde kurulacak merkezlerden biri Erzurum’da faaliyet verecek. Merkezde yabancı dil bilen elemanlar istihdam edilecek. KOBİ’lerle işbirliği yapılarak hibe programları anlatılacak ve KOBİ’lerimizin bu desteklerden yararlanma oranlarının artışı sağlanacak. Merkez bir bilinçlendirme projesidir.
ÇAĞRI MERKEZİ
ERZURUM: Sağlık Bakanlığı’nın Çağrı Merkezi projesine hangi destekleri vereceksiniz?
CİNDİLLİ: Sağlık Bakanlığınca kurulacak çağrı merkezine eğitim programı desteği vereceğiz. Bu çağrı merkezlerinin istihdamla katkı sunduğu düşüncesini paylaşıyoruz. Erzurum’da işsizliğin artış sebeplerinden birisi kalifiyeli eleman sorunudur. ETSO çağrı merkezlerine eleman yetiştirerek, istihdama katkı verecek.
TOBB BİLİŞİM FAKÜLTESİ
ERZURUM: TOBB üniversitesiyle ilgili son durum nedir?
CİNDİLLİ: TOBB Başkanı Sayın Hisarcıklıoğlu nezdinde, TOBB’nin Erzurum’da bilişim yoğun eğitim verecek bir fakülte açması yolundaki girişimlerimiz sürüyor. TOBB, Erzurum’da kendi üniversitelerinin bir birim açması fikrini destekliyor. Bu konuda başlatılan süreç iyi işliyor. Öyle zannediyoruz ki, 2008 yılı başlarında mesele açıklığa kavuşacak.
KIŞ TURİZMİ GELECEK VAADEDİYOR
ERZURUM: 2011 Erzurum”la ilgili değerlendirmenizi alabilir miyiz?
CİNDİLLİ: 2011 Üniversite Kış oyunlarının Erzurum’a verilmesinden sonra bayram havası esti. Ancak sürecin ilerleyen dönemlerinde ortak akılla hareket etme yönü azaldı. Yüksek beklentiler, bazen yüksek hayal kırıklıkları oluşturur. Kamuoyu, yani vatandaş, 2011’den çok şey bekler hale geldi. İl ve bölgenin kurtuluş reçetesi olarak algıladı. Haliyle 2011 bir umut projesi olarak kabul gördü. Bu sonuç, 2011 sürecinin iyi işletilmesini zorunlu kılıyor. BU yıl 40 milyon YTL tutarında ödenekle, yatırımlar başlayacak. FİSU’ya taahhüt edilen zamanda tesislerin bitirileceğine inanıyoruz. Ama bizim altını çizdiğimiz, vurguladığımız gerçek, 2011’in halkın beklentilerine cevap vermesidir. Yani Kış Turizmi ve Oyunları mali getirilerinin halka yansıtılması, esnafa çevrilmesidir. Erzurum’un bu etkinlikle dünya gündemine taşınması ve Kış Turizminde marka olmasıdır. Bunun için 2011 vatandaşla iyi paylaşılmalı, 2011 yalnız resmi kurumların işi olarak görülmemelidir.
2011 YETERLİ Mİ?
ERZURUM: İl için yalnızca 2011’in ifade ettiği Kış Turizmi yeterli bir açılım mıdır sizce?
CİNDİLLİ: Hayır elbette. 2011 önemli bir başlangıçtır ama Erzurum’un ekonomik ve turistik potansiyelini tek başına ifade etmez. Erzurum’un tarihini, doğasını, termal kaynaklarını ve beşeri sermayesini Kış Turizmiyle entegre etmez, kalkınma umut ve işini yalnız 2011’e ve kış turizmine ihale ederseniz, beklentiler gerçekleşmez. Erzurum 2011 vesilesiyle termal kaynaklarını, doğal zenginliklerini, tarih hazinelerini de dünyaya açmalıdır.
KALKINMANIN TAŞRASINA NİYE DÜŞTÜK, DERSİNİZ?
ERZURUM: Şöyle uzun yıllı bir hedef koyarsanız, Erzurum’un kalkınma önceliklerini nasıl sıralarsınız?
CİNDİLLİ: Erzurum’un geçmişine bakarak övünmek, şimdiki haline bakarak dövünmek gibi, sıradan bir yaklaşımı doğru bulmuyoruz. Erzurum’un zaman olarak, olgu olarak bütününe bakmak lazım. “Kalkınmanın taşrasına niye düştüğümüzü” anlamak için, geçmişi, siyasi iktidarları suçlamak sadece tevil olur. Dikkati, Erzurum gerçeğine yoğunlaştırmak gerek. Kalkınmada birinci derecede öncelikli iller arasında bulunan, Teşvik yasası kapsamında yer alan bir Erzurum var. Yani geri kalmışlığımız, resmi verilerle tespitli durumda. Öte yandan ilin kalkınma imkan, kabiliyet, birikim ve enerjisi var. İkisini yan yana koyarsanız, mevcut sonucun çelişkili olduğu ortaya çıkar. Ununuz, şekeriniz, yağınız var, helva yapamıyorsunuz demektir bu.. O zaman, sorgulanması gereken budur. Bizden bir şey olmaz, Erzurum kalkınmaz şeklinde bir yanlış düşünce fikri sabit haline gelmişse, öncelikle zihniyetimizi analiz etmek durumundayız.
ERZURUM’UN MANEVİ VARLIĞI
ERZURUM: Yani öncelik zihniyet sorunun aşılması mıdır?
CİNDİLLİ: Evet. Erzurum geri kalmıştır, böyle geldi, böyle gider düşüncesini boşamalı, Erzurum kalkınacaktır fikri, ilde yaşama tema’sı haline gelmelidir. Ya kalkınacağız, ya kalkınacağız, diyeceğiz. “Erzurum’da işsizlik var, istihdama yönelik yatırım yok” diye göç bahaneleri icat etmek yerine, bu ilin evlatları olarak onun adına kalkınma mücadelesi içinde yer almak düşüncesini taşıyacağız. Erzurum’un manevi varlığı bize bu mesuliyeti yüklüyor. Kaçmak yok, kalkınma mücadelesi vermek var. Gaziantep, Niğde, Denizli, Uşak, Çorum, Kilis bunu başardı, Anadolu kaplanları oldular. Biz, “Dadaş çelik bir yaydır, onu germeye gelmez” diye övünüyoruz. Bu gerginlik bir kalkınma enerjimizin olduğunu ortaya koyuyor. Mesele oku hedefe atmaktır, yani kalkınma enerjisini hayata geçirmektir. Bu da toplumsal bir sorumluluktur. Bakkalımızdan hamalımıza, Zenginimizden yoksulumuza kadar hemen hepimiz bir şeyler yapmak, kalkınmış bir Erzurum hedefine hizmet etmek durumundayız.
GÖÇÜ ERZURUM SEVDASI AZLITR ANCAK..
ERZURUM: Göçün azalması sizce mümkün mü?
CİNDİLLİ: Elbette. Ama yatırım olursa göç azalır demek, işin kolaycılığı olur. Demin söyledim, Erzurumlunun paydası ortak. Şu kışı sekiz ay süren ilde iskan etmek ancak bir aşk ve sevda işidir. Vatan sevdasıdır bu. Erzurumlu önce “Erzurumlu” olduğunun farkında olacak. Gündelik hayatta pek çok sorunlarımız oluyor, ağır problemlerle karşılaşıyoruz, böyle olunca hayatı terk mi ediyoruz? Erzurum’un elbette sorunları var..Ama Erzurum sevdası ağır basmalı. Burada doğdum, burada öleceğim kararlılığı lazım. Erzurum adını geri kalmışlıkla yan yana yazmak aybından sıyrılmalıyız. Ecdadımızın ruhaniyeti de bunu bekliyor. Erzurum’un geleceğini, kalkınmışlık ekseni üzerinde kurmak milli bir vazife. Bundan kaçmak olmaz. O halde ilk iş, yüreğimizi yoklamak ve Erzurumluluğumuzu biraz test etmek olmalı.
DEVAM EDECEK