Demokrasi riyakârlık götürmez!
22 Temmuz Genel seçimleri sonuçlarını değerlendiren DOSİAD Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Aydemir, “Milletin dediği olmuş, sandıkta halkın demokratik eğilimi ortaya çıkmıştır.” dedi. Seçim sonuçlarına değgin bir açıklama yapan DOSİAD Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Aydemir, sonuçları herkesin iyi okuması ve herkesin tahammül etmesi gerektiğini vurguladı.
SONUÇLAR İYİ OKUNMALI
Demokrasinin bir üslup ve yaşama biçimi olduğunu, demokrasi ambians ve eylemlerinin her zaman halkın düşüncelerini ifade ettiğine işaret eden Aydemir; “halk sandıkta demokrasinin gereğini yapmıştır. Önemli olan demokratik anlayışın bütün siyasi eylemlere yansıtılması, ön seçimlerin hayata geçirilmesi, çıkacak sonuçlara da herkesimin itibar etmesidir. Halk demokrasi dersi vermiştir. Bundan ibret ve sonuç çıkarmak ise siyasi parti ve otoritelere düşer.Bu seçimlerden çıkarılacak en önemli sonuçlardan birisi halkın seçimlerde gösterdiği yüksek demokrasi terbiye ve hassasiyetinin siyasi partilerce örnek alınması zorunluluğudur. Bu görev öncelikle de siyasi parti yöneticilerine düşmektedir.” dedi.
Dört buçuk yıl iktidar etmiş bir siyasi partiye olan yoğunlaşmada halkın önceliklerine dikkat edilmesini tavsiye eden Aydemir, seçim sonuçlarının bir mesaj niteliği taşıdığını ve satır aralarının iyi okunması gerektiğini kaydetti.
DEMOKRATİK REFLEKS
Halkın önce demokrasi teması içinde demokratik reflekslerini oy ile seslendirdiğini, sonuçlardan çok halkın eğilim ve yoğunlaşmasının daha önemli olduğunu söyleyen Aydemir, “Halk demokrasi konusundaki hassasiyetlerini oylarıyla aktarmıştır. Yani her şeyde demokrasi demiştir. Başka bir deyişle halk, siyasetçilere, siyasete etki eden bütün unsur ve aktörlere bir yol haritası çizmiştir. Bundan sapma olursa, sonucuna herkesin katlanması gereğini ortaya koymuştur. Sonuçlar iyi okunmalıdır. Seçim sonuçlarına değil, ortaya çıkan fikre dikkat edilmelidir.”diye konuştu.
HALK SİYASETÇİLERE ÖRNEK OLDU
Halkın demokrasi konusundaki titizliğinin siyasi otoritelerce yönettikleri siyasi oluşumlara şablon çizilmesi gerektiğinin altını çizen Aydemir: “Halkın nabzını ve onun demokrasi önceliğini yeterince algılamayan, iç bünyelerinde lider diktatoryası yöntemine ağırlık veren ve ülkeyi adeta muz cumhuriyeti hükmünde gören siyasi oluşumların bundan böyle geleceklerinin olmayacağı da ortaya çıkmıştır.”
VERİLEN MESAJ DOĞRU ALGILANMALI
“Seçimi kimin kazandığı değil, kime hangi mesajın gönderildiği daha mühimdir” diyen Aydemir, “bir siyasi parti birkaç dönem iktidar olabilir, ama, mesele iktidarı muktedir etmektir. Seçmen, buna yoğunlaşmış ve demokrasiyi iktidar etmiştir. İşin özü budur” dedi.
Sonuçların herkese hayırlar getirmesini dileyen Aydemir, yeni dönemde Erzurum’un mutlak çözülmesi gereken önemli sorunları olduğunu, Erzurum’un kalkınma performansını yükseltecek atılımlara ihtiyaç bulunduğunu anlattı.
DOĞU ANADOLU GERÇEĞİ VE SİYASET
Doğu Anadolu Bölgesinin bölgeler arası kalkınmışlık farklarından sıyrılması için, bölgesel bir ekonomik platform oluşturulmasını mutlak bir gereklilik olarak gördüklerini söyleyen Aydemir, iller ve bölgeler arasındaki ekonomik performans farklılıklarının giderilmemesi halinde göç olgusunun daha da güç kazanacağını, bunun göç veren il ve bölgelerde olduğu kadar göç alan il ve bölgelerde de sosyo ekonomik sorunlara yol açacağına değindi.
TEŞVİKLER GÜNDEME GETİRİLMELİ
Yeni dönemde teşvik uygulamalarının yeniden yapılandırılması gerektiğini, teşviklerin yerel ve sektörel bazda ele alınmasının şart olduğunu ifade eden Aydemir, teşvikli il sayıları yeniden düzenlenmelidir. 49 il içinde sosyal ve ekonomik performansı birbirinden oldukça farklı iller yer almaktadır. Bu da yatırımda yönü avantajlı illere çekmekte, Erzurum gibi iller ise yatırım alamamaktadır. Biz önce teşvikli illerin yeniden belirlenmesini ve daha sonra da her ilin potansiyel, imkan ve kaynağına yönelik sektörel uygulamaların başlatılması gerektiğini söylüyoruz. Bu kaçınılmaz bir tasarruftur.” şeklinde değerlendirme yaptı.
ERZURUM’UN KARİZMASI ÇİZİLEMEZ
Erzurum’un geçmişinden kaynaklanan ve onu itibarlı, özellikli olarak tarife imkan veren bir karizması bulunduğunu, ilin yokluk ve yoksullukla adının anılması, ihtiyaçlı il halinde bulunmasının ise bu karizmayı zedelediğini kaydeden Aydemir, “2007-2011” dönemi Doğu Anadolu Bölgesinin kalkındırılma dönemi olmalı. Erzurum, bölgenin değerlerini harekete geçirecek özelliği ve konumu dolayısıyla da pilot il olarak seçilmeli. Bugün doğu bölgeler arası kalkınma sıralamasında son sırada. Erzurum’da iller içinde aynı durumda. Biz Erzurum’un kalkınma atağına sokulmasıyla bölgeye de bir dinamizmin aktarılacağına inanıyoruz. Erzurum kalkınmazsa bölge kalkınamaz.” dedi.
SORUNLARI BÜYÜTMEK SİYASETİ YANLIŞTIR
İlde işsizlik sorunun artık katlanılmaz boyutlara vardığını, satın alma gücü olmayan ve düşen ailelerin yoksulluğa düçar olduğunu belirten Aydemir, “Bu gerçeği seçilenler de halk kadar biliyor. Kimse bu duruma sessiz kalmak lüksünde değildir. Erzurum’da hane halkı sayısı hızla büyürken, işsiz sayısı artarken, yeşil kartlı sayısı yükselirken, yardım alan ailelere her gün bir yenisi eklenirken, kimse, seyirci kalamaz. Siyaset edenler malumu ilam ile durumu izah edemezler. Erzurum ve bölge ekonomisi çıkmazdadır. Halkın büyük desteğini alanlar bu durumdan vazife çıkarmak mecburiyetindedirler” diye konuştu.