Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Erzurum Şube Başkanı Murat Ertaş’la AVM Kültürü ve Dil üzerine sohbet ettik. AVM’nin, dil, kültür, tüketim, ticaret ilişkileri açısından büyük oranda İngiliz kültürünün şirinleştirilmiş elçileri, casusları olduğunu söyleyen Ertaş, “Bizim geleneksel ticaret merkezlerimiz olan çarşı ve meydan kültürümüzün ötesinde, Batılı bir zihniyetin tezahürüdür.” dedi
Ertaş’la gerçekleştirdiğimiz söyleşiyi ilgiyle okuyacağınıza inanıyoruz…
GENEL İTİBARİYLE AVM’LERİ NASIL DEĞERLENDİRİYORSUNUZ?
Kısa adı AVM olan alışveriş ve sosyal merkezleri, bizim geleneksel ticaret merkezlerimiz olan çarşı ve meydan kültürümüzün ötesinde, Batılı bir zihniyetin tezahürüdür. Bir şeye toptan karşı çıkma bağnazlığına elbet düşmeyeceğiz; lâkin popülizm, küreselleştirme tezgâhlarına da gelmemeye direneceğiz.
Erzurum’a bundan sekiz sene evvel ilk AVM (İlk açıldığında adı Redevco olup sonra Erzurum AVM’ye dönüştürülen Yenişehir’deki AVM) açıldığında yazdığım gazete yazısında (1 Kasım 2009) belirttiğim gibi AVM’lerin elbette olumlu tarafları da vardır: Her sınıftan, sosyal tabakadan, meslek grubundan ve statüden insanın aynı mekânda karşılıklı etkileşim ve iletişimle daha iyi sosyalleşebilmeleri; mağaza çalışanlarının nazik, sevecen, samimi ve eğitimli olmaları ve bunun şehrin diğer esnaflarına olumlu tesiri, AVM’deki mağazalarda ürün çeşidi ve zenginliği, kış memleketi Erzurum’da kapalı bir sosyal yaşam alanı ihtiyacını karşılaması vs.
Ancak her AVM’nin, dil, kültür, tüketim, ticaret ilişkileri açısından büyük oranda İngiliz kültürünün şirinleştirilmiş elçileri, casusları olduğunu söylemeliyim.
DİLİMİZİN VE TÜRKÜLERİMİZİN SOKULMADIĞI YERE KASILA KASILA GİRİYORUZ!
DİL VE KÜLTÜR AÇISINDAN AVM’LERİ DEĞERLENDİR MİSİNİZ?
Benim için AVM eşittir, yabancı kimlikler, yabancı veya spastik tabelalar, yabancı müzikler, çığırtılar, yabancı görseller, resimler… Bu bir işgal değil midir, bir hegemonya.
Tarih boyunca tüm bilge kişilerin üzerinde hem fikir oldukları bir konu var: Dil. Bir milletin varlığının adı olan dil. Dil, bir milletin namusudur. Dil, bir milleti yok etmek için kullanılan en sinsi silahtır, sonra kültür…
Soruyorum size, sizin nezdinizde tüm kamuoyuna… AVM’de türkü duyuyor musunuz, ya sanat musikisi… Türk’e ait bir ezgi… Kanun sesi var mı, ut, santur, bağlama… Yok. O halde orada Türk yok. Türkülerimizin sokulmadığı yere kasıla kasıla giriyoruz ama… Bu ihanet değilse nedir? En iyi ihtimalle cahilliktir, Batı’ya hayranlık ve şarlatanlıktır, umursamazlık ve gaflettir. İş vatana, millete, bayrağa gelince mangalda kül bırakmıyoruz. Bizim neremiz milliyetçi, neremiz muhafazakâr?
DİL AÇISINDAN BAKTIĞIMIZDA
Bir kere hemen hemen tüm AVM’lerde olduğu gibi bu AVM’nin de adı kendini ele veriyor. MNG MALL… Gördüğüm kadarıyla MNG Alışveriş ve Sosyal Yaşam Merkezi deniyor hep; lâkin AVM'nin orijinal adı MNG MALL…
AVM’de tabelaların kaçı Türkçe? Yabancı tabelalar yetmezmiş gibi Türkçe’yi bozarak türetilen yoz ve melez tabelalar da arttı. AVM’den içeri girdiğinizde kibirle ve şaşkın yürüyen insanlarıyla, kulağınıza gelen şuh müziklerle, yabancı dille donatılmış tabelalarla hiç Türk çarşısında geziyormuş hissine kapılıyor musunuz?
Copy center, consept, shopping, home, resort gibi atadan dededen kalma kelimelerimizin yanında MALL'ımız eksikti. Mall, yani İngilizlerin alışveriş merkezine koydukları ad. Türkiye'de, Erzurum'da biz de bir İngiliz ruhuyla MALL sahibi olduk. Ne mutlu İngilizcemize... Hayırlı olsun. İngilizcemizi yaşatanlara minnettarız. Sonra da kalk “Kerkük Türk’tür Türk kalacak..” Erzurum ne kadar Türk kaldı ki Kerkük Türk kalsın.. Pratik Türkçenin neredeyse yüzde ellisi İngilizceden alınan kelimeler… Dilimiz artık “Türkçe” değil, “Turkche” olmuş. Adam tabela asmış “Dönerchi”. Bu ihanettir, net. Gönüllü sömürge olmadır. İzahı yok. Türklüğünden, dilinden ve kültüründen utanmadır. Hal böyleyken, bizim ilk kaygımız Erzurum Türk’tür Türk kalacak olmalı.
TİCARET KÜLTÜRÜMÜZ AÇISINDAN BAKTIĞIMIZDA
Bir kez AVM’lerde herkes birbirine yabancı… Herkesin gözü sadece vitrinlerde ve tüketim içgüdülerinde… Herkeste bir tüketerek, harcayarak ötekinin önüne geçme yarışı… İnsanlar harcadıkça, israf ettikçe statü kazandıklarını sanıyorlar, kendilerine güvenleri geliyor. Bak şu profesör şunu giyiyor ben de aynından giyineyim. Aynı kıyafeti giyen kendisini ötekiyle eş görüyor. Hocanın kürkü hikâyesindeki gibi.. Dükkân sahipleri gelirlerinin büyük bölümünü kiraya veriyor. Verdikleri verginin büyük bölümü de Erzurum dışına çıkıyor. Modern insan gibi iş yerleri de bencil ve soğuk… İsrafın olduğu yerde bereket olmaz. Yeni nesil gözlerini AVM’lerde açtı, bu yüzden yeni nesil ne bilsin çarşının bereketini, dostluğunu, muhabbetini, dayanışmasını…
AVM şehrin çarşı ve caddelerini yalnızlaştırdı, AVM açılışını bu bakımdan da hiç önemsemiyorum. Her AVM olumsuz manada bir kentsel dönüşümdür. Cumhuriyet Caddesi, Gürcükapı, Taşmağazalar, Mahallebaşı şehrin kendisidir, insanıdır, kimliğidir. Belki istihdam diyeceksiniz, AVM olmasa da birçok ticarethane cadde ve çarşıda aynı istihdamı oluşturacaktı. Üstelik AVM'ler ruhen içimize sinen ve bizi kemiren truva atlarıdır. Dayattığı kimlik, eğlence, görseller, sosyal yaşam alternatifleri, şuh müzik vs. enstrümanlarıyla... AVM'lerde Türk kokusu almanız çok zor. Birçok insan AVM'lere özünden, kendi töresinden kaçmak ve farklı bir kimliğe bürünmek için gidiyor... O kimlik de maalesef harcayarak statü kazanma ve kendini "eropalı" hissetme hazzı.
TEK BAŞINA AVM OLMAZ ÇEVRE DÜZENLEMESİ ŞART!
AVM'ler elbet şehir dışına yapılmalıdır. Yapılan konutlarla, açılan iş yerleriyle yaya, iş ve araç yoğunluğu artan caddeler trafiği kaldıramaz hale gelir. İnsan ve araç yoğunluğunu artıran her yatırımla beraber o yatırımlara giden yollara yeni yollar eklenmeli, eski yollar gözden geçirilmeli. MNG MALL'ın önündeki caddede onlarca kahveci ve yemek salonu açıldı, yeni konutlar yapıldı, okul bağlantı yolları var, ETÜ'ye, otogara ve havaalanına gidenlerin yoğunluğu var... Ne olacak şimdi?
Çile bülbülüm çile! Erzurum Büyükşehir Belediyesi, mutlaka bu işe el atacaktır, diye düşünüyorum.
Şehrin bir tarafı boşalırken diğer tarafı yoğunluktan tıkanıyor, izdiham yaşanıyor. Şehrin genleriyle oynamak buna denir.