Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) öğretim üyesi Doç. Dr. Murat Küçükuğurlu, "Ermeni mezalimi ardından gelen siyasi ve ekonomik çalkantılar, Erzurumluların ruhunda onarılması güç yaralar açmıştır" dedi. Küçükuğurlu, Erzurum'da katıldığı bir seminerin ardından yaptığı açıklamada, Rus işgali öncesinde, kötü olan Erzurum'un sosyal ve ekonomik durumunun 19 ile 20. yüzyılda kendini gösteren, askeri ve siyasi ekonomik kırılmalarla sıkıntılı sürecin başladığını ifade etti.
Trabzon-Erzurum-İran transit yolunun eski işlevini kaybetmesinin, ekonomik yapıyı tamamen değiştirdiğine dikkati çeken Küçükuğurlu, "Rus işgali öncesinde, yani 1. Dünya Savaşı'nın arifesinde aslında Erzurum'un sosyal ve ekonomik durumu pek iç açıcı değildi. Erzurum özellikle 19. yüzyıl ile 20. yüzyılın başında yaşamış olduğu askeri, siyasi ve ekonomik kırılmaların ağırlığını iyice hissetmeye başlamış. Sıkıntılar da bu süreçte artmıştır" diye konuştu.
ERMENİLERİN ÇIKARDIĞI KARIŞIKLILKALR
Küçükuğurlu, 20. yüzyıl başındaki vergi isyanı, Ermenilerin çıkardıkları karışıklıklar ve ardından yaşananların, Erzurumluların manevi dünyasında derin izler bıraktığını belirterek, şunları kaydetti:
"Erzurum şehrinin genel görünümü açısından 1. Dünya Savaşı bir dönüm noktasını teşkil eder. Savaştan sonraki Erzurum'u, önceki Erzurum ile mukayese etmek bile zordur. Bu süreçte büyük bir yıkım yaşanmıştır. Fakat bu yıkımı sadece Rus işgaline bağlamak doğru değildir. İşgal öncesi ve sonrasında yaşananlar da son derece önemlidir. Erzurum bu dönemde yaşadığı yıkımın izlerini 1940'ların sonlarına kadar üzerinden atamamıştır. 1940'ların Erzurum'un da savaşın acı izlerini canlı olarak müşahede etmek mümkündür. İşgal yılları, seferberlik, Ermeni mezalimi ve ardından gelen siyasi ve ekonomik çalkantılar, Erzurumluların ruhunda onarılması güç yaralar açmıştır. Her şeyden önce insanların umutları yok olmuştur. Manevi dünyadaki bu kırılmalar, maddi hayatı etkilemiş, bütün bu olaylar aynı zamanda şehrin sosyal ve demografik yapısını değiştirmiştir. Aynı şekilde, asırlardan beri şehrin sosyal hayatını yönlendiren vakıf sistemi büyük zarar görmüştür. Örneğin, vakıflar tarafından idare edilen içme suyu meselesi, içinden çıkılamaz bir hale gelmiştir."
MEZAR TAŞLARINI KALDIRIM TAŞI YAPTILAR
Küçükuğurlu, Erzurum'daki tarihi mezarlık, türbe ve Kümbet gibi yapıların ortadan kaldırılmasının daha çok 1. Dünya Savaşı ile sonrasında gerçekleştiğini, bu yapıların genelde aynı gerekçelerle bulundukları yerlerden kaldırıldığını belirtti.
Erzurum'da 1930'lu yıllarda, Kars Kapısı olarak bilinen yerin içerisindeki Cirit Meydanı'nda, "Kel Kümbet" adında tarihi bir mekanın bulunduğunu vurgulayan Küçükuğurlu, şöyle konuştu:
"Erzurum'daki mezarlık ve türbe gibi yapıların ortadan kaldırılması, daha çok 1. Dünya Savaşı içinde ve sonrasında gerçekleştirildi. Savaş esnasında daha Rus işgali başlamadan evvel bazı mezarlıklar ve türbeler ortadan kaldırıldı. Bütün bunlar imar programı gerekçe gösterilerek yapılmıştır. Tarihi bir şehir olan Erzurum, mezarlık, türbe ve Kümbet yönünden oldukça zengindi. Şehrin birçok yerinde tarihi mezarlıklar vardı. 'Erzincan Kapısı Mezarlığı' gibi bir mezarlık, fiziki genişlemeyle birlikte şehrin ortasında kalmıştır. Bu tarihi mezarlıkların ortadan kaldırılışı özellikle 1930'lu yıllara denk düşer. Mesela Kars Kapısı'nın içerisindeki Cirit Meydanı olan yerdeki 'Kel Kümbet' bu tarihlerde yıkılmış. İşin bir diğer acı tarafı, Erzurum'da yatan birçok tarihi şahsiyetin mezar taşları, o dönemlerde çeşitli gerekçelerle öteye, beriye atılmış hatta kaldırım taşı olarak kullanılmış." Küçükuğurlu, Rusların Erzurum'da petrol arama faaliyetlerinde bulunmasının incelenmesi gereken önemli bir konu olduğunu da kaydetti.