AHMET TOPAL
ANKARA (İHA) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 3 yıldan bu yana bir türlü lider olamadığını, CHP'de Genel Müdür olarak kaldığını söyleyerek, "Geçmişte genel müdürlüğünü yaptığı SSK'yı nasıl batırdıysa CHP'yi de tepe tepetaklak aşağı doğru çekmeye başladı. Şu anda kamuoyu yoklamaları bunu gösteriyor" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM'deki grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Konuşmasının uzun bir bölümünü Gezi Parkı olaylarına ayıran Erdoğan, bu olaylar sırasındaki tavrından dolayı CHP ve Kılıçdaroğlu'na yüklendi. 3 yıl önce 22 Mayıs 2010 tarihinde Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP'nin Genel Başkanı seçildiği kurultayı hatırlatan Başbakan Erdoğan, "CHP o kadar yetersiz muhalefet yapıyordu ki, bu yeni genel başkan CHP'ye gönül verenler tarafından çok büyük umutla karşılandı. Etkin muhalefet yapacağı umudu vardı. Ancak bu yeni genel başkan daha ilk günden itibarine çok büyük bir hayal kırıklığına sebep oldu. Sözleriyle, üslubuyla, tavrıyla oturduğu koltuğu maalesef dolduramadı, çok zayıf kaldı" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu için "Her gün yeni bir yalan çıktı. Her gün çark etti. sürekli kendi söylediğini kendisi yalanladı. Son derece ilkesiz, son derece tutarsız bir çizgi izledi" diyen Başbakan Erdoğan, "Bütün CHP kitlesi kendisine umut bağladığı halde, halk oylamasında oy kullanacağı sandığı dahi bulamadı oy kullanamadı" dedi. Kılıçdaroğlu için "Acemidir, kendisini geliştirir, değişir" denildiğini hatırlatan Erdoğan, "Ama aradan geçen 3 yıla rağmen bu zat lider olamadı, genel başkan olamadı, olsa olsa CHP'de genel müdür olarak kaldı. Geçmişte genel müdürlüğünü yaptığı SSK'yı nasıl batırdıysa CHP'yi de tepe tekaklak aşağı doğru çekmeye başladı. Şu anda kamuoyu yoklamaları bunu gösteriyor. Böyle bir partinin böyle bir genel başkanın CHP seçmenleri üzerinde oluşturduğu hayal kırıklığı, umutsuzluğu biz çok iyi anlıyoruz. Biz doğrusu böyle bir genel başkandan böyle bir genel müdürden memnunuz siyasette. Fakat, Türkiye'de muhalefet boşluğu olmasını bir talihsizlik olarak görüyoruz. Türkiye'de bu muhalefet boşluğu bizde maalesef hayal kırıklığı içerisindeki, umutsuzluk içerisindeki kitleleri çok açık provokasyonlar ve tertipler neticesinde sokağa dökmüştür" diye konuştu.
CHP'den umudu kesenlerin sokaktan medet umar hale geldiğini ifade eden Erdoğan, "CHP içerisinde yetersizliğini gören milletvekilleri de son derece sorumsuz, son derece seviyesiz şekilde sokağı adres olarak göstermiş, sokak sokak direniş çağrıları yapmış, sokağı bizzat terörize etmiştir" şeklinde konuştu. "Meclis'te muhalefeti başaramayanlar, sokaktaki vandalların arkasına sığınmış, polis ile göstericiler arasında durmayı muhalefet yaptık zannetmişlerdir" diyen Başbakan Erdoğan, "Kennedy Caddesi'nde o yürüyen isyancıların önünde orada yere oturmak suretiyle TOMA'ların karşısına dikilen milletvekilleri bu ülkenin huzuruna hizmet eden milletvekilleri değildir. Ve o demokratik hak da değildir, o bir özgürlük mücadelesi de değildir. O kamu düzenini bozmaktır, yapılan budur. Kamu düzenini bozmaya kimsenin hakkı yoktur. ister milletvekili olsun, kim olursa olsun" diye konuştu.
CHP'li milletvekillerinin polise olan tavrını da eleştiren Başbakan Erdoğan, isim vermeden CHP Ankara Milletvekili Levent Gök'e polise yaptığı ağır küfürlerden dolayı tepki gösterdi. CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün'ün twitter üzerinden yaptığı açıklamaları da hatırlatan Erdoğan, "Bir başka milletvekili günlerdir CHP milletvekilli değil de terör örgütü millitanı gibi kitleleri kışkırtıyor, mezhep çatışması yaratmak için attığı tweetlerle her türlü yalanı anlatıyor" dedi. Erdoğan, İstanbul Divan Otel'de Vali'ye hakaret eden CHP milletvekili için de "Sen milletvekili misin, eşkiya başı mısın? Nesin sen ya?" diyerek tepki gösterdi. Bu sırada ise tribünden bir partilinin 'Çapulcu' diye bağırması üzerine Başbakan Erdoğan da "Aynen öyle" cevabı verdi.
"BU KADAR MI ÜMİTSİZSİN, CHP'DEN UMUDUNU BU KADAR MI KESTİN?"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, polise 'itaatsizlik' çağrısı yapan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu için, "CHP Genel Başkanı gibi davranamıyor, terör örgütünün militanı gibi davranıyor. O polis emre itaat etmeyecek de ne olacak? O vandallar gelip seni mi başbakan yapacak? Bu kadar mı ümitsizsin? CHP'den umudunu bu kadar mı kestin?" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, AK Parti'nin TBMM'deki grup konuşmasında CHP'ye yüklendi. CHP'nin Gezi Parkı olayları sırasında takındığı tavrı eleştiren Erdoğan, bir süre tribünlerden gelen zılgıt ve sloganlar nedeniyle konuşamadı. Şırnak'tan gelen partililerin attığı sloganları dinleyen Erdoğan daha sonra "Şırnak gözlüğü düşürdün, gözlük aşağıda" diyerek gözlük düştüğünü söyledi. Daha sonra Şırnaklı bir kadını partililere gösteren Erdoğan, "Bizim bu Haticemiz, gerçekten Şırnak'ta AK Parti'nin muhafazakar-demokrat kimliğinin mücadelesini hakikaten çok güçlü veren bir kızımız" dedi.
Daha sonra CHP ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, "Hani bu CHP cumhuriyetin en köklü partisiydi, hani bu CHP Atatürk'ün partisiydi? Ki, Atatürk'ün yanında bölücübaşlarının resmi var, bir tarafında Türk bayrağı var. Neredesiniz CHPliler, neredesiniz ulusalcılar? Niye Atatürk'ün etrafını temizlemediniz? O anıtın etrafını ne hale getirdiler. Kim temizledi orayı. Bu milletin polisi gitti temizledi. Bu vaka ortada" diye konuştu.
CHP için "Bu genel başkan ve bu yönetimin elinde CHP irili ufaklı illegal örgütlerin sığınağı ıbir parti haline dönüştürülmüş, tarihin en rezil günlerini yaşar hale gelmiştir" diyen Başbakan Erdoğan, "CHP Genel Başkanı çıkıyor ne diyor, 'Polis emirlere itaaat etmesin' diye çağrı yapıyor. CHP Genel Başkanı gibi davranamıyor terör örgütünün militanı gibi davranıyor. O polis emre itaat etmeyecek de ne olacak? O vandallar gelip seni mi başbakan yapacak? Bu kadar mı ümitsizzsin? CHP'den umudunu bu kadar mı kestin?" diye sordu.
CHP'nin AK Parti'yi bölücülükle suçladığını, terör örgütleriyle müzakere etmekle suçladığını belirten Erdoğan, "Ama sonuçta geldiler Taksim'deki o bölücü paçavralarının hatta Atatürk anıtı üzerindeki bölücü paçavralarını savunup himaye eder hale dönüştüler. Hakkari'de nasıl Türk bayrağını sallayamadılarsa Ankara'da Türk bayrağının yakılmasına da çıtlarını çıkaramadılar" şeklinde konuştu.
Reyhanlı'daki patlamanın da CHP'ye göre bir demokratik eylem sayıldığını ifade eden Erdoğan, "Bunlar bugün vandalları, barbarları, yağmacıları nasıl demokratik eylemci olarak görüyorsa inanın Reylanlı saldırısını yapanları da demokratik eylemci olarak görüyor" dedi. Reyhanlı saldırısını yapanların ve bunların işbirlikçilerinin ortaya çıkmaya başladığını hatırlatan Erdoğan, CHP'yi Suriye'ye götürenlerin Reyhanlı saldırısında rol aldıklarına gönderme yaptı. Erdoğan "Biz CHP'nin Reyhanlı saldırılarıyla irtibatını hatırlamaya ve hatırlatmaya devam edeceğiz" dedi.
"DEMOKRASİMİZ VE EKONOMİMİZ BU SÜREÇTEN ALNININ AKIYLA ÇIKMIŞTIR"
Başbakan Erdoğan, konuşması sırasında tribünde bulunan bir partili kadının " 'Öl' de ölelim reis" diye bağırması üzerine "Hamdolsun şimdi biz birileri gibi 'öl de ölelim, vur de vuralım' demedik, demeyeceğiz. Onu Bahçeli yapıyor zaten. Biz ne Kılıçdaroğlu'yuz, ne Bahçeli, ne şu ne bu. Biz bu milletin değerleriyle hareket eden bir hareketin lideriyiz. Bizim farkımız bu" diye konuştu. Yaşanan son olaylarda milletin iktidarına, demokrasisine, ekonomisine ve milli iradeye sahip çıktığını belirten Başbakan Erdoğan, "Demokrasimiz bir kez daha sınanmış ve bu olaylardan alnının akıyla çıkmıştır. Ekonomimiz bir kez daha sınanmış bu süreçten çok daha güçlü çıkmıştır. Bu süreç dost ile düşmanın, milli irade sevdalılarıyla milli irade hasımlarının ortaya çıktığı, herkesin sınandığı, özellikle maskelerin düştüğü bir süreç olmuştur. Biz bu süreci inşallah hayra tebdil edecek, Türkiye adına milletimiz adına bu süreçten hayırlı dersler çıkaracağız. Unutmayın her olanda hayır vardır" şeklinde konuştu.
Herkesin, bir ve beraber şekilde birbirine daha da kenetleneceğini ve demokrasinin daha da ilerilere taşınacağını ifade eden Başbakan Erdoğan, "Bu süreçte mezhebi ne olursa olsun, fakat bazı bu konuda tahrikler yapanlar var. Ben bütün bu mezhebi farklılıklarda mezhep mensubu kardeşlerime de sesleniyorum; lütfen bu oyuna gelmeyin. Lütfen bu konuda hassas olun. Bu milli birliğimizi dinamitlemeye yönelik bir adımdır. Ne eksiğiniz var, neyinizi yapamıyorsunuz? Lütfen bu konuda bu hassasiyeti bu ülkedeki huzur için hepsinden istiyorum. Hiç kimse bir başkasının yaşam tarzına karışmıyor, karışamaz. Yaşam tarzına dokunulmamasını isteyen başkasının yaşam tarzına da saygı duymayı bilecek" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, İstanbul Kazlıçeşme ve Ankara Sincan'da yapılan "Milli İradeye Saygı" mitingleriyle Gezi Parkı eylemlerini kıyasladı. Milli İradeye Saygı mitinglerine katılanlar için "Onlar kırmadılar, onlar yakmadılar, onlar dökmediler, onlar heyecanlarını, coşkularını hep orada saklayıp orada meydan da haykırdılar. İşte demokrasi mücadelesi budur" diyen Başbakan Erdoğan, "İradeyi ortaya koyma mücadelesi budur. Sağduyulu davranma budur. Sağduyulu davranan siyasi partilere, onların yöneticilerine, onların seçmenlerine, gönüldaşlarına da teşekkür ediyorum. Polisimize sabrından ve sağduyusundan dolayı tekrar tekrar teşekkür ediyorum" şeklinde konuştu.
"GEZİ PARKI'NDAKİLERİN YÜZDE 76'SI CHP'Lİ"
Başbakan Erdoğan, Kazlıçeşme'de gerçekleşen Milli İradeye Sayı mitingine katılan MHP, Saadet Partisi, Büyük Birlik Partisi ve hatta CHP'lilere teşekkür ederek, bu partililerin de Türkiye'ye sahip çıkmak, teröre, yakıp yıkmaya karşı çıkmak için orada bulunduklarını ifade etti. Türkiye'de yapılacak bir mitingin hukuk çerçevesi içinde yapılması gerektiğini hatırlatan Erdoğan, "Bize 'Taksim'deki mesajı aldınız mı' diyenler, acaba Sincan'daki yüz binlerin, Kazlıçeşme'deki 1 milyonu aşkın insanın mesajını alabildiler mi?" diye sordu.
İstanbul'da Taksim Meydanı, Ankara'da Kızılay ve Kuğulupark civarı, İzmir'de Alsancak'ta gerçekleşen Gezi Parkı eylemlerinin 76 milyonun ortak hissiyatı, ortak eylemi gibi yansıtılmasına da tepki gösteren Erdoğan, bu eylemlerin son derece organize bir şekilde gerçekleştirildiğini kaydetti. "Ülkemizdeki belli medya grupları bu tertip için hazırlıklıydı" diyen Başbakan Erdoğan, "Uluslararası bazı medya grupları bunun için hazırlıklıydı. Sosyal medya bu iş için hazırlanmış bu iş için donanımlı hale getirilmişti. Ülkemizin belli reklam şirketleri, faiz lobisi, içeride ve dışarıda belli örgütler, belli mihraklar bu iş için hazırlıklıydı" dedi.
Twitter üzerinden paylaşılan yalan haberlere de dikkat çeken Erdoğan, CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün'ün, Suriye'de yaralanmış bir şahsın fotoğrafını, eylemlerde yaralanmış gibi göstermesine tepki gösterdi. 7 gasp suçundan mahkum olan bir şahsın doktor diye kamuoyuna yalan haberlerle tanıtıldığını anlatan Erdoğan, polisin ise bu olaylar karşısında tarihinde olmadığı kadar demokratik bir tavır sergilediğini, demokrasi sınavından başarıyla geçtiğini söyledi. Türk polisinin dünyaya şiddet uygulayan bir polis şeklinde lanse edilmeye çalışıldığının altını çizen Başbakan Erdoğan, eylemlere katılanlar içinde AK Partililerin de olduğu iddialarının bu eylemleri haklı çıkarmayacağını anlattı. Gezi Parkı'nda bulunanların siyasi durumlarını ortaya çıkaran bazı verileri de açıklayan Erdoğan, "Yaptırdığımız kamuoyu araştırmasında da gördük ki, Gezi Parkı içerisinde olanların yüzde 76'sı CHP'ye oy vermiştir. Yüzde 16'sı BDP, AK Parti yüzde 1,2, MHP yüzde 1,2. Tablo bu" diye konuştu.
"KANDIRMAYA ÇALIŞAN HİÇBİR HAREKET ARKASINA HALKI ALAMAZ"
Başbakan Erdoğan, Gezi Parkı eylemlerinin kandırmaya yönelik olduğu için halk desteği bulamadığını söyledi. "İlkesi olmayan, ölçüsü olmayan, yalana, iftiraya, kandırmaya dayanan hiçbir hareket arkasına halkı alamaz" diyen Başbakan Erdoğan, "Nitekim bütün tertiplere, bütün hazırlıklara rağmen en başından itibaren bu şiddet eylemleri halk tarafından tepkiyle karşılanmıştır" dedi. Erdoğan kendilerinin ise milletin gerçek hissiyatını hem içerideki hainlere hem de dışarıdaki işbirlikçilerine göstermeye devam edeceklerini ifade etti.
Gezi Parkı eylemlerine destek verenlerin ingilizce tweetler ile şikayetlerini BBC'ye, CNN'e, Reuters'a ve AB Parlamentosu'na anlattıklarını söyleyen Başbakan Erdoğan, "Çünkü bunların arkasında halk yok. Bunların arkasında Anadolu yok, bunların arkasında Trakya yok. Bunların arkasında işbirlikçiler durumunda olan medya, bunları kullanan sermaye var, bunları kullanan faiz lobisi var. Onun için de sorunlarını millete değil, ingilizce olarak gidip oralara ilettiler" diye konuştu.
"BİR YANDA GAZİ MUSTAFA KEMAL'İ İSTİSMAR ETTİLER, DİĞER YANDA GAZİ MUSTAFA KEMAL'İN POSTERLERİNİ BÖLÜCÜLERİN PAÇAVRALARIYLA, LİDERLERİYLE BİR ARAYA GETİRDİLER"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dün iş bırakma kararı alan sendikalara sert çıktı. Aynı sendikaların Ergenekon eylemlerinde, Cumhuriyet mitinglerinde hep ön safta durduklarına dikkat çeken Başbakan Erdoğan, "Banka reklamlarında oynayıp kapitalizmi eleştirenler ne kadar solcuysa, bunlar da o kadar solcudur" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada dün iş bırakma kararı alan ve ilgi görmeyen sendikalara değindi. "Dün iş bırakma çağrısı yaptılar. Ne oldu? Vaka bu" diyen Başbakan Erdoğan, "Çünkü yaptığınız çağrı kanunsuz, yaptığınız çağrı hukuka aykırı" dedi. Türkiye Tabipler Birliği'ne de yüklenen Başbakan Erdoğan, "Ya sen kanunsuz bir eyleme nasıl davet çıkarırsın? Sen hastaneleri boşaltma gayreti içerisine nasıl girersin? Sizin insan sevginiz nerede, insanlarla ilgilenme aşkınız nerede? Bunlarda insan diye bir dert yok. Bunlarda insana yönelik bir sevgi, bir aşk yok. Bunların her şeyi menfaate dayalı" diye konuştu. Sendikaların iş bırakma çağrısına rağmen aklı selimin galip geldiğini ifade eden Erdoğan, "Bunlar güya solcu, güya emeğin alın terinin halkın yanında. Ama son yıllarda bunların hangi eylemlerde yer aldıklarına, kimin tarafını tuttuklarına, kimin ekmeğine yağ sürdüklerine lütfen dikkat edin" dedi.
Aynı sendikaların toplumsal olaylarda hep aynı yerde durduklarına dikkat çeken Erdoğan, "Ergenekon eylemlerine dikkat edin bunlar en ön safta. Cumhuriyet mitinglerinde yine ön safta. Statükoyu savunma eylemlerinde en ön safta" dedi. İsim vermeden sanatçı Mehmet Ali Alabora'ya gönderme yapan Erdoğan, "Banka reklamlarında oynayıp kapitalizmi eleştirenler ne kadar solcuysa, bunlar da o kadar solcudur" diye konuştu. Artık maskenin düştüğünü, daha önce bir araya gelemeyenlerin bu olaylarda yan yana geldiklerini anlatan Erdoğan, ulusalcılarla bölücülerin bile yan yana durduklarına dikkat çekti. Erdoğan, "Bir tarafta ellerinde Türk bayraklarını sallayanlar, diğer yanda Türk bayrağını alçakça yakanlar bir araya gelmiştir.
Bir yanda Gazi Mustafa Kemal'i istismar ettiler, diğer yanda Gazi Mustafa Kemal'in posterlerini bölücülerin paçavralarıyla, liderleriyle bir araya getirdiler. Bir yanda güya namaz kıldılar, diğer yanda camiye ayakla girdiler, alkol kullandılar camilerimizde. Başörtülü kızlarımıza el uzattılar, el uzatmaya devam ettiler" şeklinde konuştu.
"ŞİDDETE BAŞVURANA MÜSAMAHA YOK"
Başbakan Erdoğan, tencere tava çalanlara da tepki gösterdi. Pazar günü üniversiteye giriş için öğrencilerin sınava girdiklerini hatırlatan Erdoğan, ona rağmen tencere tava çalındığını belirtti. "Böyle bir hukuk var mı, sen beni nasıl rahatsız edersin?" diye soran Erdoğan, "Maalesef tüm bu olanlar karşısında hala tencere tava çalmayı bile, gece yarısı bunu bile özgürlük olarak niteliyorlar. Bunların özgürlük anlayışı da garip" dedi.
Dün televizyonda bir profesörün Gezi Parkı'nın kirli olduğu yönünde açıklamalar yaptığını söyleyen Erdoğan, temizlik konusunu en iyi yapan belediyelerin AK Parti belediyeleri olduğunu ifade ederek, "Sen bunu nasıl görmezsin? Ama kirlilik bunların ruhunda var" dedi. Gezi Parkı olaylarındaki gibi artık kimsenin şiddet içinde hareket etmesine izin verilmeyeceğini söyleyen Başbakan Erdoğan, "Bu aşamadan itibaren şiddet kullanan, şiddeti bir araç olarak kullanan hiçbir kimseye, hiçbir örgüte müsamaha gösterilmesi söz konusu değildir" dedi.
Gezi Parkı olaylarının faturasını da açıklayan Başbakan Erdoğan, olayların devlete olan maliyetinin şuan itibariyle 100 trilyonu aştığını söyledi. "Kimin parası bu?" diye soran Başbakan Erdoğan, "Milletimin parası. Burada fakir fukaranın, garip gurebanın hakkı yok mu? Hani siz ya fakir fukaradan, garip gurebadan yanaydınız? Sizi rahatsız eden neydi ya? Bu huzurlu ülkeyi, dünyanın takdirle izlediği bu ülkeyi ne oldu da karıştırınız?" diye sordu. Gezi Parkı protestocularının düşüncelerine güvenmedikleri için sağa sola saldırdıklarını anlatan Erdoğan, "10 yıl önce şu yapılanlar, şu atılan adımlar yapılabilir miydi? Onlar ne yaparlarsa yapsınlar biz özgürlüğü kazanmanın, bedeli ne olursa olsun bu bedeli ödeyerek özgürlük mücadelemizi ilerleteceğiz" şeklinde konuştu.
Üniversite rektörlerinin öğrencileri sokaklara dökmesine tepki gösteren Başbakan Erdoğan, AK Parti iktidarının üniversite ve lise öğrencilerine yönelik attığı adımları hatırlattı. Komünist ülkelerde bile öğrencilere yönelik bu kadar geniş çaplı imkanlar getirilmediğinin altını çizen Başbakan Erdoğan, "Bu olayları inceliyoruz araştıracağız, arkasında kimlerin olduğunu tek tek hukuk çerçevesinde belirleyeceğiz. Ancak bu olayları da tüm boyutlarıyla analiz etmeye, tüm katmanlarıyla ortaya çıkarıp sorunları çözmeye devam edeceğiz" diye konuştu.
"10. KALKINMA PLANI TBMM BAŞKANLIĞI'NA SUNULDU"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'yi 2023 hedeflerine götürecek olan 10. Kalkınma Planı'nın TBMM Başkanlığı'na sunulduğunu duyurdu. Kalkınma planı çerçevesinde Türkiye'nin yıllık ortalama yüzde 5,5 oranında büyümesinin hedeflendiğini söyleyen Başbakan Erdoğan, "Böyle bir büyüme oranıyla 2018 yılı sonunda inşallah milli gelirimiz, 1, 3 trilyon dolara ulaşmış olacak" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Grup Toplantısı'nın sonunda hükümet tarafından hazırlanan 10. Kalkınma Planı hakkında partililere özet yaparak bilgi verdi. Kalkınma planının TBMM Başkanlığı'na sunulduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, 2023 hedeflerinden taviz vermeden çalışmalara devam edildiğine vurgu yaptı. Erdoğan planın tüm Türkiye'yi kapsayan, 76 milyonun sahipleneceği çok boyutlu ama özellikle insan odaklı bir plan olduğunu kaydetti.
Planı özetleyen Erdoğan, "10. Kalkınma Planı döneminde, Türkiye'nin yıllık ortalama yüzde 5,5 oranında büyümesini hedefliyoruz" diyerek, böyle bir büyüme oranıyla 2018 yılı sonunda milli gelirin 1,3 trilyon dolara ulaşmış olacağını söyledi. Erdoğan şöyle devam etti:
"Kişi başına milli gelirimizi 5 yılın sonunda 16 bin dolara çıkarmayı hedefliyoruz. Önümüzdeki 5 yıl içinde toplam 4 milyon yeni istihdam hedefliyoruz. İlave istihdamın ağırlıklı olarak sanayi ve hizmet sektöründe yoğunlaşmasını öngörüyoruz. İşsizlik oranını da 2018 yılı sonunda yüzde 7,8 seviyesine düşürmeyi hedefliyoruz. Plan döneminde büyümeyi yükseltirken cari açığı tedrici olarak azaltacağız. Bu döneminde izleyeceğimiz politikalarla daha uzun vadede cari açıkta belirgin bir düşüş gerçekleştireceğiz. Enerji alanında yerli kaynakların kullanımı, nükleer enerji ve enerji verimliliğini güçlü bir şekilde hayata geçirirken, enerjinin yurt içinde üretimine dönük teşvik politikalarını da etkin bir şekilde uygulayacağız. Plan döneminin sonunda, yani 2018 yılında enflasyonun yüzde 4,5'e indirilmesini hedefliyoruz."
"ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDE DE MALİ DİSİPLİNE DEVAM EDECEĞİZ"
Başbakan Erdoğan, "Önümüzdeki dönemde de mali disipline titizlikle devam edeceğiz" diyerek, önümüzdeki 5 yıllık süreçte 417 milyar liralık kamu sabit sermaye yatırımı gerçekleştireceklerini kaydetti. "2013 yılı fiyatlarıyla önümüzdeki 5 yıllık süreçte 88 milyar lirası kamu-özel işbirliği yatırımları olmak üzere özel sektörün toplam 1 trilyon 638 milyar lira yatırım yapmasını beklemekteyiz" diyen Erdoğan, "Daha sağlam ve güvenilir bir kaynak olan yurt içi tasarruflarımızı artırmayı ve plan dönemi sonunda milli gelirimize oran olarak yüzde 19'a yükseltmeyi amaçlıyoruz" şeklinde konuştu.
Kalkınma planı çerçevesinde yapılacak ağaçlandırmalar konusuna da değinen Başbakan Erdoğan, ağaçlandırılan toplam arazi miktarını 3 milyon hektardan 4 milyon hektara çıkarmayı hedeflediklerini söyledi. İmalat sanayi ihracatını, 250 milyar dolara yükseltmeyi, bu ihracat içerisinde orta üstü ve yüksek teknoloji ürünlerinin payını artırmayı hedeflediklerini ifade eden Erdoğan şunları kaydetti:
"2011 yılında yüzde 54 düzeylerine çıkardığımız savunma ihtiyaçlarımızın yerli kaynaklardan sağlanma oranını daha yükselteceğiz. Plan döneminde Ar-Ge harcamalarının milli gelire oranını yaklaşık yüzde 2'ye çıkarmayı hedefliyoruz. Plan dönemi sonunda yani 2018 yılında ülkemizdeki bölünmüş yol ağını otoyol dahil yaklaşık 30 bin kilometreye çıkaracağız. Ayrıca hızlı tren hat uzunluğunu 2 bin 500 kilometreye çıkarmayı hedefliyoruz. Havayolu yolcu sayısı bugün, yıllık 151 milyon. Bunun da 2018 sonunda 232 milyona çıkmasını bekliyoruz. Havayolu sektöründe İstanbul uluslararası bir aktarma ve bakım onarım merkezi olmasını sağlayacağız. Bunun altyapılarını yapmaya başladık. Türkiye'nin bu dönemde, bölgesel lojistik bir üs olmasını amaçlıyoruz. İhracat hedefine ulaşmak için büyük ölçekte liman kapasitelerini bu arada hayata geçireceğiz. Turizimde, yabancı ziyaretçi sayısını, 42 milyon kişiye ulaştırmayı, turizm gelirini 45 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz. Müteahhitlik hizmetlerinin yurt dışı taahhüt tutarı yıllık 30 milyar dolar. Bunu da 2018 itibariyle 50 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz."
"EN BÜYÜK SERMAYEMİZ KARDEŞLİĞİMİZ"
Başbakan Erdoğan, okul öncesi eğitimi kapsayan okullaşma oranını yüzde 47'den yüzde 70'e çıkarmayı hedeflediklerini söyledi. "Yükseköğretimde okullaşma oranını yüzde 87'den yüzde 94'e çıkaracağız" diyen Başbakan Erdoğan, sağlık alt yapıcının ise daha da geleceğini söyledi ve "Önümüzdeki 5 yıllık süreçte 80 bin yeni yatak, 30 bin ilave hekim ve 80 bin ilave hemşire kapasitesi ekleyeceğiz" şeklinde konuştu.
Başbakan Erdoğan kalkınma planı ile ilgili olarak konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Her zaman ifade ediyorum; bizim en büyük sermayeyiz, en büyük değerimiz unutmayın kardeşliğimizdir. Kardeşliğimizi yücelterek, birliğimizi, bütünlüğümüzü güçlendirerek inşallah tüm bu hedeflere ulaşacağız. Bütün bu hedeflere ulaşırken, demokrasimizi çok daha ileri hedeflere taşıyacağız. Çözüm sürecimizi tamamlamış olarak milli birlik ve kardeşlik projemizi Türkiye'ye hakim kılarak, el ele, gönül gönüle 76 milyon, hep birlikte çok daha güzel geleceğe yürüyeceğiz.
Sorunları konuşarak, istişare ederek, birbirimize güvenerek, birbirimize inanarak çözeceğiz. Nifaka, fitneye, husumete mahal vermeden, ülkemiz toprakları üzerinde ameliyat yapılmasına müsaade etmeden, aramıza kötü niyetlilerin, art niyetlilerin girmesine fırsat tanımadan geleceği şekillendireceğiz. Hiç kimse karamsar olmasın. Kimse umutsuz olmasın, biz çok büyük bir tarihin, büyük bir ülkenin ve büyük bir milletin evlatlarıyız. Özgüven içinde tarihte yaptıklarımıza bakarak, onlardan ilham alarak inşallah tarih yapmaya, tarih inşa etmeye devam edeceğiz. Allah yolumuzu bahtımızı açık etsin. Allah yar ve yardımcımız olsun."