ford ercihan otomotiv
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
AFAD zamanla yarıştı
AFAD zamanla yarıştı
Artvin – Ardahan yolunda heyelan
Artvin – Ardahan yolunda heyelan
Öğrenciler Sarıkamış şehitlerine yürüdü
Öğrenciler Sarıkamış şehitlerine yürüdü
Sarıkamış Şehitlerinin hatırasına sadakat
Sarıkamış Şehitlerinin hatırasına sadakat
Sarıkamış şehitlerine saygı nöbeti
Sarıkamış şehitlerine saygı nöbeti
HABERLER>TÜRKİYE
20 Ağustos 2013 Salı - 16:55

‘Elimizde belgeler var’

Erdoğan, Mısır'daki darbenin arkasında İsrail'in olduğunu belirterek "Elimizde belgeler var" dedi.

‘Elimizde belgeler var’

ENİSE YAPAR
ANKARA (İHA) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Mısır'daki darbenin arkasında İsrail'in olduğunu belirterek "Elimizde belgeler var" dedi.
Başbakan Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlenen Genişletilmiş İl Başkanlı Toplantısında bir konuşma yaptı. Başbakan Erdoğan, 12 yılı hizmetlerle, eserler ile Türkiye'ye, demokrasiye yaptıkları tarihi nitelikteki katkılarla geride bıraktıklarını belirterek kendilerine ve ülkeye 3 önemli tarih belirlediklerini söyledi. Başbakan Erdoğan, bu tarihlerden bir tanesinin cumhuriyetin 100.yıl dönümü olan 2023 bir diğerinin ise 2053 olduğunun vurgulayarak " O da bir çağın kapatılıp bir çağın açılmasının 600. yıl dönümü, bir diğeri de dedik ki 2071; bininci yıl. Alparslan'ın başlattığı hareketin bininci yıl dönümü. Malazgirt'teki zaferin bininci yıl dönümü. Türkiye için bunlara bir hedef olarak belirledik. Hedefi olmayanın başarıya kilitlenmesi asla mümkün değildir. Üstad Cemil Meriç'in ifade ettiği gibi 'ağaçlar nasıl kökleriyle yaşar, kökleriyle ayakta kalırlarsa; insanlarda, milletlerde, devletler de kökleriyle yaşar kökleriyle ayakta kalırlar'. Kökü olmayan ağaç hafif bir rüzgarda savrulur gider kökü olmayan ağaç esen her yelle yerlere eğilir. Bir çınar ise kökünden aldığı güçle, kökünden aldığı ilhamlarla rüzgarlara, fırtınalara, yağmurlara, boralara direnerek dimdik ayakta kalır. İşte AK Partide tıpkı Türkiye gibi tıptı Türkiye Cumhuriyeti gibi o derin köklerinden o kadim tarihinden güç alarak Allah'ın izniyle eğilmeden, savrulmadan fırtınalara boralara boyun eğmeden büyük bir kararlılıkla geleceğe yürümeye devam edecektir" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, 12 yıl önce AK Parti olarak tezahür etmiş olan kadim hareketin Türkiye ve içinde bulunulan coğrafya için son derece önemli, son derece ibretlik bir sürecin içinden geçerek bugünle ulaştığına dikkat çekerek şöyle devam etti:
"Gerek 12 yıllık tarihimiz gerek gıdasını aldığımız beslendiğimiz o kadim hareket incelendiğinde on yıllar boyunca devam eden sabırla metanetle, adeta ilmek ilmek işlenmiş bir hareketin bir davanın varlığı çok daha net olarak görülecektir.AK Parti'yi diğerinden farklı kılan çok sayıda özelliği olduğunu hepimiz çok iyi biliyor.Hepimiz zaten bunun içinde yaşıyoruz.AK Parti sırtını statükoya dayamış parti , böyle bir dava, böyle bir hareket değildir. AK Parti gücünü yetkisini mevcudiyetinin sınırını belli güç odaklarından belli çevrelerden devşirmiş bir parti değildir. AK Parti dengeleri gözeterek konjektürü okuyarak fırsatları değerlendirerek değil daha en başından itibaren hakka inanarak millete inanarak bu inançtan zerre kadar taviz vermeyerek bu günlere ulaşmış bir partidir.
Şunu burada tüm teşkilatımıza tekrar hatırlatmak istiyorum. Biz bu yola çıkarken bile makamlara ulaşmak hırsıyla böyle bir arzuyla çıkmadık. Biz bu yola çıkarken her ne olursa olsun iktidar bizim olsun anlayışıyla böyle fırsatçı bir yaklaşımla yola çıkmadık. Hiçbir zaman her yol mubah demedik. Hiçbir zaman 'her metod meşrudur' bu anlaşışa teslim olmadık biz zafere değil, hedefe değil, o zafere o hedefe giden yola inanmış bir kadroyuz. Hedefe ulaşmak zafere nail olmak menzile varmak sadece ve sadece Allah'ın taktiridir. Önemli olan o yolda sapmadan tuzaklara düşmeden aldanmadan ve aldatmadan ilerleyebilmektir. Yolun önemini unutanlar yol arkadaşlarının önemini unutanlar, her ne vesileyle her ne vasıtayla olursa olsun kestirmeden menzile varmak isteyenler, o menzile varsalar da orada tutunamazlar. Hedefe kilitlenip her yolu meşru görenler zafer kazandık sansalar da aslında hezimetten başka hiçbir şey elde edemezler. Eğer siz menzile giden doğru yolu bulur o yolda doğru yol arkadaşlarıyla dosdoğru ilerlerseniz menzile ulaşmak mukadder olacak gerçek bir zafer nasip olacaktır sabır yoksa zaferde yoktur. Sabreden için zafer mukadderdir.
İşte bu hareket AK Partinin içinden geldiği misyonunu yüklendiği hareketin altını çizerek ifade ediyorum; en başta sabrı kendisine yol azığı edinmiş bir harekettir. Biz şairinde en güzel şekilde ifade ettiği gibi 'yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer' olduğuna gönülden iman ettik. Biz ne yapsalar boş dedik ve ardından birşey daha ifade ettik göklerden gelen bir karar vardır dedik. Tarih boyunca nice engellerle karşılaştık nice sıkıntılar yaşadık nice yaralar aldık büyük tahribatlara maruz kaldık ama hiçbir zaman vazgeçmedik düştük yine kalktık düştük yine kalktık ve hamdolsun ayakta dimdik yolumuza devam ediyoruz. Hiçbir zaman yılgınlık içinde yeis içinde umutsuzluk içinde olmadık. İlkelerimizden hiçbir zaman taviz vermedik. Mücadele aşkımızdan dava kararlılığımızdan hiçbir zaman geri adım atmadık dikkatinizi çekiyorum biz yenildiğini görüp yenileceğini görüp zaferin çok uzakta olduğunu görüp yoldan çıkanlardan hakkı terk edenlerden yani eline silah alanlardan şiddeti bir metot olarak görenlerden hiçbir zaman olmadık. Çünkü haklı olduğumuzu biliyorduk.Hakkın ve halkın bizimle birlikte olduğuna inandık. Böyle bir inançla böyle bir imanla hareket ettik ve işte bu günlere ulaştık. Bizi şiddete sevk ekmek için tuzak kuranlar tahrik edenler provokasyonlara başvuranlar bunlar biliyorsunuz her zaman oldu. Bizi ezmek bizi yok etmek bizi silmek için kendilerine gerekçe arayanlar bahane arayanlar oldu. Allah'a hamd olsun hiçbirine bu gerekçeyi vermedik. Hiçbirine bu bahaneyi sunmadık. Silah ve şiddet davasının haklılığından kuşku duyanların yöntemidir. Silah ve şiddet arkasına halk desteğini alamayanların yöntemidir. Biz davamızın haklılığına halkımızın hissiyatına güvendik ve gayri meşru yollara hiçbir zaman tebessüm etmedik. İçinde siyaset yaptığımız partilerin nasıl kapatıldığını hangi gerekçelerle kapatıldığını bu gün lütfen tekrar inceleyin hatta 2007 yılında AK Parti'ye açılan kapatma davasını bu gün yeniden inceleyin, bizde inceliyoruz, bizde üzerinde çalışıyoruz o davalarda silah bulamazsınız. O davalarda bulabileceğiniz tek şey ısmarlamayla emir komuta zinciri dahilinde hazırlanmış gazete kupürleridir. O davalarda bulamayacağınız tek şeyde hukuktur adalettir. Apaçık hukuksuzluklara maruz kaldık, apaçık adaletsizliklere maruz kaldık. Düşünün eğitim haklarımızı kaybettik. Kızlarımızı üniversitelerin kapıların da imam hatip okullarının kapılarında hüngür hüngür ağlattılar inim inim inlettiler ve onların eğitim haklarını ellerinden aldılar. Eğitim özgürlüklerini ellerinden aldılar ve bütün bunlara rağmen siyaset yapma haklarımıza kadar nice hakkımızın elimizden zorla gasp edildiğine hep birlikte şahit olduk.
"HER SEFERİNDE YA SABIR ÇEKTİK
Her seferinde sabır dedik her seferinde ya sabır çektik. İşte bu gün bu seviyelere o sabrın o metanetin o dirayetin ve tahammülün bir neticesi olarak ulaştık. Buradan öteye de yine sabırla devam edeceğiz. Bu güne kadar olduğu gibi sabırdan tahammülden en önemlisi Haktan ve halk ile yol arkadaşlığından vazgeçmiyeceğiz. Sırtını statükoya dayayan sırtını millet dışında güç odaklarına dayayan er yada geç kaybetmeye mahkumdur. Sırtını hakka sırtını millete dayayan ise her zaman hiç endişe etmeyin kazanacaktır. Bizler AK Parti olarak çok uzun çok meşakkatli bir yoldan geliyoruz. Her türlü acıyı yaşadık, her türlü baskıya horlamaya dışlamaya ötelemeye maruz kaldık. Dikkatiniz çekiyorum zulme baskıya ötelemeye maruz kalan kadro hareket sadece biz değildik. Bizimle birlikte temsil ettiğimiz sessiz yığınlardı. Bu ülkede çoğunluk her zaman azzınlığın hatta bir avuç elitin bir avuç seçkinin tahakkümüne maruz kaldı. Bunu görmemiz lazım bunu bilmemiz lazım bu ülkede işte o çoğunluğun yani halktın yani milletin seçtiği hükümetler hukuksuzca al aşağı edildi. Bu milletin seçtiği başbakan seçtiği bakanlar bu ülkede hukuksuzca idam edildi. Millet iradesini hazmedemeyenler tarafından milli iradenin tecellisi anlamına gelen demokrasiye darbeler vuruldu. Milletin partileri kapatıldı. Hükümetler hukuk çiğnenerek anayasa yasalar çiğnenerek demokrasinin üzerinde kurumlar ihsas edilerek sınırlandırıldı elleri kolları bağlandı son derece karalık işler çevrildi. Terörle faili meçhullerle, provokasyonlarla adeta hükümetler, adeta milli irade, millet korkutulmak, sindirilmek, tehdit edilmek istendi .
'MISIR'DAKİ DARBENİN ARKASZINDA İSRAİL VAR'
İşte şu anda batının demokrasi sandık değildir veya demokrasi sadece sandık değildir mantığı o zamanda işlendi. Ve şimdi bunu yine işlemek isteyenler var.Ama biz diyoruz ki demokrasinin yolu sandıktan geçe,r sandık milli iradenin ta kendisidir. Şu anda işte Mısır da uygulanan da budur. Mısır' da ne diyorlar, 'demokrasi sandık değildir' diyorlar. Arkasında neresi var İsrail var. Çünkü İsrail elimizde belgesi var 2011 seçimleri öncesinde Fransa' da yapılan bir oturumda adalet bakanıyla Fransa' da bir entelektüel; O da Yahudi aynen şu ifadeyi kullanıyorlar: ' Mısır'da Müslüman kardeşler seçimi kazansa da onlar seçimi kazanamayacak çünkü demokrasi sandık değildir. Aynen uygulama bu o zaman batı demokraside bir defa tanımı yakalaması lazım, öğrenmesi lazım eğer bu yakalanamazsa bu öğrenilemezse demokrasinin tanımındaki bu çelişkiler bu çatışmalar dünyayı başka yere taşıyacak. O da otokritik rejimlere doğru taşıyacaktır; bizim endişemiz budur. Eğer halkın iradesinin egemen olduğu bir dünya istiyorsak o dünya halkın iradesinin tecelli ettiği sandıklara saygı göstermektir olayın aslı budur. Bakın altını çizerek ifade ediyorum bu gün geldiğimiz nokta bu gün ulaştığımız seviye işte bu manada son derece önemlidir. Son derece değerlidir. Onca acıyı yaşadıktan onca badireyi aştıktan onca engel geride kaldıktan sonra bu gün ulaştığımız seviyeleri muhafaza edemezsek mahcup oluruz. Türkiye olarak dünyaya demokrasi dersi vermeliyiz. Gezi olaylarında benim milletim iradesine sahip çıktı. Gereken dersi gerektiği gibi verdi. Cam çerçeve indirerek değil sadece yasalar içersinde meydanlarda ne söylenmesi gerekiyorsa öyle ders verdi. Türkiye'yi eski günlerine taşımak için pusuda bekleyenler var. Halka millete ülkemize kardeşliğimize karşı her saldırı Mehmet Akif'in dediği gibi, 'Cehennem bile olsa sizlerin göğsünde sönüp gitmelidir.' "

"2007 YILINDA AK PARTİ'YE AÇILAN KAPATMA DAVASINI BUGÜN YENİDEN İNCELEYİN ŞİMDİ BİZ DE İNCELİYORUZ"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "2007 yılında AK Parti'ye açılan kapatma davasını yeniden bugün inceleyin şimdi biz de inceliyoruz. O davalarda şiddet, silah, demokrasi dışı meşruiyet dışı hiçbir hareket ve gelişim bulamazsınız. O davalarda bulabileceğiniz tek şey ısmarlamayla emir-komuta zinciriyle dahilinde hazırlanmış gazete küpürleridir" dedi.
Parti genel merkezinde düzenlenen 'Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'na konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti'nin 12 yaşına ulaştığını belirterek, "12 yıl önce AK Parti olarak tezahür etmiş olan kadim hareket, Türkiye ve içinde bulunduğumuz coğrafya için son derece ibretlik bir sürecin içinden geçmiş ve bugünlere ulaşmış. Bu hareket incelendiğinde 10 yıllar boyunca devam eden sabırla işlenmiş bir davanın varlığı çok net görülecektir. AK Parti sırtını statükoya dayamış bir parti değildir, gücünü, yetkisini belli güç odaklarından devşirmiş bir parti değildir. Dengeleri gözeterek konjönktörü okuyarak, fırsatları değerlendirerek değil en başından beri hakka inanarak bundan zerre taviz vermeyerek bugünlere ulaşmış bir partidir" dedi. Belli makamlara ulaşmak hırsıyla bu yola çıkmadıklarına işaret eden Erdoğan, böyle bir fırsatçı yaklaşımla yola çıkmadıklarını ve hiçbir zaman her yol mubah demediklerini ifade etti.
'Önemli olanın o yolda sapmadan, tuzaklara düşmeden aldanmadan ve aldatmadan ilerlemek' olduğunu belirten Erdoğan, "Yol arkadaşının önemini unutanlar, her ne vasıtayla olursa olsun kestirmeden o menzile varmak isteyenler o menzile varsalar da tutunamazlar. Zafer kazandık sananlar da hezimetten başka şey elde edemezler. Doğru yol arkadaşlarıyla dosdoğru ilerlerseniz gerçek bir zafer olacaktır. Sabreden için zafer mukadderdir. AK Parti'nin içinden geldiği hareket en başta sabrı kendisine yol azığı edinmiş bir harekettir. Tarih boyunca nice engellerle karşılaştık, sıkıntılar yaşadık. Büyük tahribatlara maruz kaldık ama hiçbir zaman vazgeçmedik düştük yine kalktık ve hamdolsun ayakta dimdik yolumuza devam ediyoruz. Hiçbir zaman umutsuzluk içinde olmadık. Mücadele aşkımızdan dava kararlılığımızdan hiçbir zaman geri adım atmadık. Biz yenildiğini görüp, zaferin çok uzakta olduğunu görüp yoldan çıkanlardan yani eline silah alanlardan şiddeti metot olarak görenlerden hiçbir zaman olmadık çünkü haklı olduğumuzu biliyorduk. Hakkın ve halkın bizimle olduğuna inandık böyle bir hareket ettik" şeklinde konuştu.
"Bizi ezmek, yok etmek ve silmek için kendilerine gerekçe ve bahane arayanlar oldu" diyen Erdoğan, "Hiçbirine bu gerekçeyi vermedik ve bahaneyi sunmadık. Silah ve şiddet, davasının haklılığından kuşku duyanların yöntemidir. Silah ve şiddet arkasına halk desteğini alamayanların yöntemidir. Biz, davamızın haklılığına güvendik ve gayrimeşru yollara hiçbir zaman tevessül etmedik. İçinde siyaset yaptığımız partilerin nasıl kapatıldığını, hangi gerekçelerle kapatıldığını bugün tekrar inceleyin. 2007 yılında AK Parti'ye açılan kapatma davasını yeniden bugün inceleyin şimdi biz de inceliyoruz. O davalarda şiddet, silah, demokrasi dışı meşruiyet dışı hiçbir hareket ve gelişim bulamazsınız. O davalarda bulabileceğiniz tek şey ısmarlamayla emir-komuta zinciriyle dahilinde hazırlanmış gazete küpürleridir. O davalarda bulamayacağınız tek şey de hukuktur, adalettir. Apaçık hukuksuzluklara maruz kaldık. Adaletsizliklere maruz kaldık. Eğitim haklarımızı kaybettik. Kızlarımızı imam hatiplerin kapılarında ağlattılar, inim inim inlettiler ve onların eğitim özgürlüklerini ellerinden aldılar. Bütün bunlara rağmen siyaset yapma haklarımıza kadar nice hakkımızı elimizden zorla gasp edildiğine hep birlikte şahit olduk" ifadelerini kullandı.

 "UTANMADAN, SIKILMADAN DİKTATÖRLÜK TÜRKÜLERİ SÖYLEYENLERE MART AYINDA GEREKEN EN ÇARPICI CEVABI HEP BİRLİKTE VERMEMİZ GEREK"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ'a yapılan saldırıyı hatırlatarak, "Saldırıda bulunan kendini bilmez kısa bir süre sorgulandıktan sonra bakıyorsunuz hemen ödüllendirilircesine tutuksuz yargılanmak üzere salıveriliyor. Ondan sonra çıkıyorlar, utanmadan ve sıkılmadan diktatörlükten bahsediyorlar. Kimse kusura bakmasın diktatörlüğün olduğu yerde hiç kimse diktatör kelimesini ağzına dahi alamaz. Diktatörlüğün olduğu yerde gazeteler, televizyonlar sabah-akşam diktatör kelimesini kullanamaz" dedi.
Parti genel merkezinde düzenlenen 'Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'na konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ramazan ayı boyunca il başkanlarının yaptığı çalışmaları hatırlatarak, "Koşuşturmalarınız gerek Genel Başkan yardımcılarım tüm teşkilatımız hakikaten bir örnek teşkil etmiştir. Bundan dolayı sizleri tebrik ediyorum. Boşvermişlik, adamsendecilik, bencillik, hırs ve kibir bu teşkilat içinde bugüne kadar kendisine yer edinemedi. Mart seçim ayımız, biz bu seçime ben değil biz diyerek devam edeceğiz. Bize saldıranlar, milletin değerlerine saldıranlar kadar bizi birbirimiz düşürmeye çalışanlara karşı da her an her saniye uyanık olacağız. Bugün de yarın da tahammülden, hukuktan ve meşruiyetten taviz vermeyeceğiz. Ben olacağım değil, 'ben değil arkadaşım bu işe daha layık diyecek' bir nezaketi göstermek inanıyorum ki bizi çok daha güçlü kılacaktır. Teşkilatımı bir yere koyup ben asla bu yola teşkilat elemanı tevessül etmemeli, ehliyeti liyakatıyla bu seçimlere girmemiz gerekir. Mart ayında sandığın demokrasinin namusu olduğunu herkese göstermek zorundayız. Türkiye'yi şikayet ederek alçalanlara bu ülkenin ne kadar demokratik olduğunu göstermek zorundayız" şeklinde konuştu.
"Utanmadan, sıkılmadan diktatörlük türküleri söyleyenlere Mart ayında gereken en çarpıcı cevabı hep birlikte vermemiz gerek" diyen Erdoğan, "Bize son derece yakışıksız şekilde diktatör diyenlere bugün buradan hodri meydan diyorum. Mart ayında seçim var. Demokratik, özgür ve şeffaf bir şekilde millet sandık başına gidecek. Kimin demokrat kimin diktatörlük özlemi içinde olduğunu o gün millet net bir şekilde ortaya koyacak. Son sözü millet söyleyecek, son kararı millet verecek. Eğer diktatör görmek istiyorsanız buyurun Mısır'a gidin" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, "Hacı Bektaş'ta o muhterem zatın manevi huzurunda bu ülkenin Başbakan Yardımcısına bir kendini bilmez, bir Hacı Bektaş düşmanı alçakça saldırıda bulunuyor. Ana muhalefet Partisi'nin genel başkan yardımcıları, milletvekilleri anında saldırganın etrafında etten duvar örüyorlar. Saldırganı okşuyorlar. Adeta saldırgana sahip çıkıyorlar. Başbakan Yardımcımıza saldırıda bulunan kendini bilmez kısa bir süre sorgulandıktan sonra bakıyorsunuz hemen ödüllendirilircesine tutuksuz yargılanmak üzere salıveriliyor. Ondan sonra çıkıyorlar, utanmadan ve sıkılmadan diktatörlükten bahsediyorlar. Kimse kusura bakmasın diktatörlüğün olduğu yerde hiç kimse diktatör kelimesini ağzına dahi alamaz. Diktatörlüğün olduğu yerde gazeteler, televizyonlar sabah-akşam diktatör kelimesini kullanamaz" ifadelerini kullandı.
"CHP ÇOK TALİHSİZ ELLERDE"
CHP'de çok ciddi bir liderlik boşluğunun olduğunu anlatan Erdoğan, "Şu anda CHP Genel Müdürünün dahi kontrolünden çıkmış durumda. SSK'yı batıran genel müdür atanarak geldiği CHP'yi de en kısa sürede iflasın eşiğine getirmiştir. Şu anda CHP'nin başında kimin olduğu ve kimin yön verdiği en büyük muammadır. CHP şu anda sadece sokakta şiddet uygulayanlarla, cam çerçeve kıranlarla hatta eli kanlı terör örgütleriyle ancak gündeme gelebilen bir partidir. CHP'nin gündemi artık eli kanlı terör örgütleridir" dedi. CHP'nin çok talihsiz ellerde olduğunu söyleyen Erdoğan, CHP'nin seçim sürecini provoke etmek için her yola başvuracağını dile getirdi. Son kararı milletin seçimlerde vereceğine işaret eden Erdoğan, CHP'nin ve onunla birlikte MHP'nin umutsuzluk içinde çirkinleştirmek isteyecekleri bu süreçte kendilerinin her zaman itidalin yanında olacağını ifade etti.

MISIR'DA YAŞANAN OLAYLAR
Başbakan Erdoğan, "Bu darbede babasının elleri üzerinde altı aylık bebekler, kadınlar, insanlar acımasızca öldürülmüş ve bu sayı bini aşmıştır. Yaralılar beş bini aştı. Bunların Suriye'de olduğu gibi bizim kutsal mekanlarımıza saygısı kalmamıştır. Sadece bizim değil Hristiyanların da kutsal mekanlarına saygısı da kalmamıştır. Müslüman kardeşler kiliseleri korurken 37 tane kiliseyi yakmışlardır, camileri de aynı şekilde yakmışlardır. Suriye'de yakılan camilerin haddi hesabı yoktur. Yüz bini aşkın Suriyeli ölüyor ve sığınmacıların sayısı artık milyonlarla konuşuluyor. Batı nerede hangi insan hakları evrensel beyannamesi hani insan hakları. İnanın hepsi arkada gülüyorlar, ondan sonra da utanmadan sıkılmadan birkaç tane mesaj veriyorlar. Batı yardımı keserse Arap dünyasında 'biz çok zenginiz biz yardım ederiz' diyen bir zihniyet var. Arap dünyasının içinde zenginlerin olduğunu biliyoruz ama biz İslam coğrafyasının içinde zekata muhtaç olanların olduğunu da biliyoruz" dedi.
Türkiye olarak Mısır'daki darbeye en sert çıkışın yapıldığını anlatan Erdoğan, "Sayın Bahçeli, Başbakan Mısır'daki darbeyi kabullenemedi' diyor. Sayın Bahçeli, siz Mısır'daki darbeyi kabullenebildiniz mi? Bu darbe sizin içinize sindi mi? Bu darbeyi siz hazmedebildiniz mi? Evet, biz Mısır'daki darbeyi kabullenmiyoruz ve kabullenmeyeceğiz. Zira Mısır'daki darbeye sessiz kalırsak yarın aynı felaket başka bir bir ülkede olduğunda sesimizi çıkarmaya hakkımız olmaz. Bugün susarsak, onaylarsak yarın aynı tuzağı bize kurduklarında sesimizi çıkarmaya hakkımız olmaz. Batı, Mısır'daki darbe karşısında iyi bir sınav verememiştir. İslam dünyası Mısır'daki darbe karşısında iyi bir sınav verememiştir. Şu anda İslam dünyası adeta Hz. Yusuf'u kuyuya atan kardeşlerden farksız değildir" ifadelerine yer verdi.
Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti: "Türkiye olarak ilkelerle hareket ederiz ve öyle devam edeceğiz. Sayın Bahçeli sen öncelikle imanının sesini duy ve oradaki mazlumların yanında yerini al. Çocuklarımıza şerefli bir ülke, onurlu bir tarih ve onurlu bir miras bırakacağız. Dünyanın neresinde olursa olsun, kime karşı olursa olsun milli iradeye demokrasiye, hakka ve hukuka yönelik saldırılar karşısında da dimdik durmaya deva edeceğiz. Bizleri çok daha fazla çalışmamız gereken bir süreç bekliyor. Önümüzdeki bir yıl boyunca bir yandan güçlü bir şekilde seçimlere hazırlanacak bir yandan da hizmet üretmeye devam edeceğiz."

 
BBP Oltu’da seçim startı verdi
 
Attan düştü ağır yaralandı
YORUMLAR
Toplam 1 yorum var, 1 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Hayret! 21 Ağustos 2013 Çarşamba 13:20

Suudii Arabistan- İsrail ve Katar aynı halkada . Çok ilginç

Yorumu oyla      6      4  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Erdoğan, vahşeti lanetledi
Erdoğan, “Bugün Mısır, yarın bir başka ülkeyi, belki Türkiye’yi karıştırmak ...
Hazro'da silahlı çatışma: 8 ölü
Sabaha karşı çıkan çatışma'da çok sayıda da yaralı var!
Türkiye, 'sıfırıncı dakika'ya hazırlanıyor
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Türkiye’yi afet ve deprem anında sıfırıncı ...
 
‘Zalimler Allah’ın gazabına uğrayacaklardır...’
“Mazlumun ahı, titretir arş-ı Rahman’ı” başlıklı hutbede zulmün tanımı ...
Ersoy deprem gerçeğini ele aldı
Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Doğa Bilimleri Araştırma Merkezi Başkanı ...
ASİMDER dikkat çekti
Gülbey, Ermeni diasporasının 2015 yılının “Sözde Ermeni Soykırımı” yalanının ...
 
Erdoğan'dan Firavun hatırlatması
Erdoğan, Mısır'da yaşanan olaylarla ilgili orada sadece insanların ölmediğini, ...
Bir tepki de Diyanet’ten
Mısır’da bu sabah güvenlik güçlerince sivil ve barışçıl gösterilerle darbecileri ...
TYB’den Mısır tepkisi
Türkiye Yazarlar Birliği ve Erzurum Şubesi, Mısır’da barışçı gösteri yapan ...
 
ERZURUM GAZETESİ
YAZARLAR
Ali Kemal Koçak
Ali Kemal Koçak
Devletin “Merhamet” Politikası: Terörü Besleyen Bir Uygulama mı?
İzzet Fehmi Aksakal
İzzet Fehmi Aksakal
Kasadaki Altın Saatler
İslamhan Bulutlar
İslamhan Bulutlar
Kağıt gazete dönemi bitti!
Can Umut Avcıgil
Can Umut Avcıgil
Sosyal Medya ve Siyaset: Ahlakın Kaybolduğu Yer mi?
Baki Gezmiş
Baki Gezmiş
Prof. Dr. Fatih Alper Gibi Derman Olacaksın !
Mahmut Akdağ
Mahmut Akdağ
İş Yapma Ayrı Sahiplenme Ayrı İştir Ve Erzurumspor
ERZURUM
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurumspor’un Yeni Sezon Önceliği:

a. Ligde kalmak
b. Playoffa kalmak
c. İlk iki için mücadele


Sonuçları göster Anket arşivi
FACEBOOK'TA ERZURUM GAZETESİ
TWITTER'DA ERZURUM GAZETESİ
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva