Danıştay 13. Dairesi, ihalede 'pazarlık usulü koşulları'nın gerçekleşmediğini bildirdi
ERZURUM gazetesiDanıştay 13. Dairesi, Aras Elektrik Dağıtım A.Ş'nin özelleştirilmesi amacıyla yapılan ihale ile ihale komisyonu kararına ilişkin yürütmeyi durdurma kararı verdi.
TES-İŞ DAVA AÇMIŞTI
Tes-İş Yönetim Kurulu'nun yazılı açıklamasında, Tes-İş'in, TEDAŞ'ın Aras Elektrik Dağıtım A.Ş'deki yüzde 100 oranındaki hissesinin blok satış yöntemi ile özelleştirilmesi amacıyla yapılan ihalesinin ve ihale komisyonu kararının iptali ve yürütmesinin durdurulması amacıyla dava açtığı anımsatıldı. Açıklamada, Danıştay 13. Dairesinin davada yürütmeyi durdurma kararı verdiği belirtildi.
KARARIN GEREKÇELERİ
Açıklamaya göre, dairenin kararının gerekçesinde şu ifadelere yer verildi:"İhalede, Aras Elektrik Dağıtım A.Ş'deki yüzde 100 oranındaki hissenin üzerine ihale edilen teklif sahibi dışındaki şirketin, ihalesi yapılan şirketin hisse değerinin çok altında teklif vermesi, elemesiz turda ve açık arttırmada bu teklifini değiştirmemesi karşısında kanunda öngörülen pazarlık usulü koşulları gerçekleşmemiş ve yeterli rekabet sağlanmamıştır. Dolayısıyla anılan ihalede ve bu ihaleyi sonuçlandıran ihale komisyonu kararında kamu yararına ve kanuna uyarlık görülmemiştir."
TES-İŞ: ÖZELLEŞTİRMEDE KAMU YARARI YOK
Açıklamada, 25 Eylül 2008 tarihinde Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından gerçekleştirilen Erzurum, Ağrı, Ardahan, Bayburt, Erzincan, Iğdır ve Kars gibi geniş bir bölgeyi kapsayan Aras Elektrik Dağıtım Bölgesi'nin ihalesinin, iki firmanın katılımıyla sınırlı kaldığı ve ihalenin herhangi bir açık artırma yapılmadan Kiler A.Ş'nin lehine 128,5 milyon dolara sonuçlandırıldığı anımsatıldı.
SENDİKA’NIN YAKLAŞIMI
Sendikanın, gerek ihale öncesinde yaptığı açıklamalarda, gerekse dava dilekçesinde esas olarak, Aras bölgesi dahil olmak üzere elektrik dağıtım bölgelerinin özelleştirmelerine, kamu yararı olmadığı için karşı çıktığı vurgulanan açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Bu karşı çıkışta, kanuna aykırılıklar ile birlikte, özelleştirmelerin tüketiciler, yatırımlar ve sektör aleyhine olacak olumsuz etkilerinin yanı sıra, 'rekabetin sağlanacağı' adı altında kamu varlıklarının mevcut değerleriyle kıyaslanmayacak bedellerden satılmak istendiği de ısrarla vurgulanmaktadır. Hal böyle iken Danıştayın bu ihalede 'rekabet olmadığı ve işlemin kamu yararına ve kanuna aykırı olduğunu' tespit etmiş olması, ülkemiz açısından memnuniyet verici bir gelişmedir.
Yargı kararı son derece açık iken, ihale aşaması sürmekte olan ve önümüzdeki dönemde benzer sonuçlar doğurabilecek yeni dağıtım özelleştirmeleri yapmanın ne kamu yararı ile ne de hukuk ile bir bağı olacaktır.