TÜRGEV MEZUNİYET TÖRENİ
TÜRGEV’in 2015 Mezuniyet Töreni ve İftar Programı’na katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Günümüzde çocukları ve gençleri ailesinden, eğitim kurumlarından çok televizyon, internet ve sosyal medya gibi iletişim araçları etkiliyor. Bu iletişim araçlarını da etkili şekilde kullanarak yeniden aileyi ve eğitim kurumlarını güçlendirmeliyiz. Bu bakımdan TÜRGEV’in kendi alanında örnek olacağına inanıyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TÜRGEV 2015 Mezuniyet Töreni ve İftar Programı’na katıldı.
Okçular Vakfı’nda düzenlenen programda yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Erdoğan, programı gerçekleştiren Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı’na (TÜRGEV) teşekkür etti.
Eğitime ve gençliğe hizmet yolunda 19’uncu yılına ulaşan TÜRGEV’e çalışmalarında başarılar dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Vakfımızın bugüne kadar yürüttüğü hizmetlerde emeği geçen, katkısı olan herkese, bilhassa hayırseverlerimize şükranlarımı sunuyorum. TÜRGEV yurtlarında kalarak eğitimlerini tamamlayan ve bugün de aramızda bulunan kardeşlerimi tebrik ediyorum” dedi.
“TÜRGEV, EĞİTİM VE GENÇLİĞE HİZMET KONUSUNDA ÜLKEMİZİN ÖNEMLİ MARKALARINDAN BİRİ”
TÜRGEV’in artık, eğitim ve gençliğe hizmet konusunda ülkemizin en önemli markalarından biri haline geldiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, son yıllarda TÜRGEV’i hedef alan kampanyaların gerisindeki en önemli sebeplerden birinin de bu durum olduğunu aktararak şunları söyledi: “Vakfımız büyüdükçe, hizmetlerinin kalitesini yükselttikçe, faaliyet alanını genişlettikçe, aynı şekilde bu saldırılar da artarak devam edecektir. Bilesiniz ki meyvesi olan ağaç taşlanır. Taşlayanlar ne kadar makbulse, şu anda TÜRGEV’e saldıranlar da o kadar makbuldür. Bu tür saldırıları, bu tür ithamları kesinlikle tasvip etmesek de, maalesef bunlar, bizim siyasi hayatımızda sürekli karşılaştığımız hadiselerdir. Ama bu saldırıların, gençlere hizmetten başka bir gayesi olmayan TÜRGEV’e ve benzeri kurumlara yönelmesinden gerçekten üzüntü duyuyorum. Buradaki hizmetten rahatsız olanlar, esasen kendi belirledikleri format dışında ve kendi inisiyatifleri haricinde çalışma yürütülmesini istemiyorlar.”
“TÜRGEV’E SALDIRANLARIN GENÇLİK, EĞİTİM VE HİZMET DİYE BİR DERDİ YOK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TÜRGEV’e saldıranların asla gençlik, eğitim ve hizmet diye bir derdinin bulunmadığını belirterek, “Burada yapılan hizmetleri görüp de, bunlara karşı çıkmak, akıl, vicdan, insaf sahibi hiç kimsenin yapabileceği bir iş değildir. TÜRGEV’in ısrarla siyasi tartışmaların içine çekilmek istenmesinin sebebi, bu çatı altında yetişen gençlerin inançları, tarihleri, kültürleri, medeniyetleri konusunda elde edecekleri müktesebatlarıdır. Biz de, işte tam da bu sebeple TÜRGEV’e sahip çıkıyor, güçlenmesini, hizmetlerinin yaygınlaşmasını arzu ediyoruz. Siyasi tartışmalar, yapılan hizmetleri gölgeleme gayretinin ürünüdür ve algı operasyonundan ibarettir” diye konuştu.
Bugün ülkemizde, vakıf hassasiyetinin, vakıf anlayışının en güçlü olduğu kurumlardan biri TÜRGEV olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, vakfın kasasındaki hiçbir kuruşun eğitim hizmetleri dışında kullanılmadığını, işin içinde olanlar gayet iyi bildiklerini belirterek, “Onun için, tüm bu iftiralara, yalanlara, algı operasyonlarına kafamızı çevirip, vakfımızın asıl amacına yoğunlaşmalıyız. Bu vakfın hayırlı bir niyetle ve hayırlı hizmetler için kurulduğunun, bugüne kadar da böyle çalıştığının en yakın şahidiyim. Bugüne kadar attığı her adımda, yaptığı her hizmette TÜRGEV’in yanındaydım; bundan sonra da yanında olmaya devam edeceğim” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, eğitimin; sağlık, emniyet ve adaletle birlikte, Türkiye’yi üzerinde yükseltmek için 12 yıldır gece gündüz çalıştıkları 4 alandan biri olduğunu vurguladı.
“DÜNYANIN EN ESKİ EĞİTİM KURUMLARINA VE ÜNİVERSİTELERİNE EV SAHİPLİĞİ YAPTIK”
Dünyanın en eski eğitim kurumlarına, üniversitelerine ev sahipliği yapan ülkemiz topraklarının, geçtiğimiz 200 yılda adeta çölleştiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi: “Oysa bizim tarihimizde, Buhara’dan, Horasan’dan, Semerkand’dan, Endülüs’ten, Kurtuba’ya kadar, dönemlerinin en önemli eğitim ve bilim merkezi olan şehirlerimiz vardır. Aynı şekilde İstanbul’la birlikte Kayseri’den Bursa’ya, Erzurum’dan Manisa’ya kadar pek çok şehrimiz, geçmişte eğitim alanında birer yıldız gibi parlamıştır. Devlet ve toplum hayatında yaşadığımız derin sarsıntılar sebebiyle, bu ilim yuvaları ya tamamen yok oldu, ya kendi kabuklarına çekildi. Cumhuriyet döneminde, 1981 yılına geldiğimizde ülkemizde sadece 19 üniversite ve 237 bin üniversitesi öğrencisi vardı. 2002 yılına geldiğimizde üniversite sayımız ancak 76’yı bulabilmişti. Bugün Türkiye, 193 üniversitesi ve 5,5 milyon öğrencisiyle, bu alanda çok ileri bir düzeye ulaştı.”
Ülkemizde eğitim gören uluslararası öğrenci sayısının da, 15 bini Türkiye Burslusu olmak üzere, 70 bini geçtiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin artık, sadece kendi vatandaşlarına değil, çevresindeki tüm dost ve kardeş ülkelerin evlatlarına da eğitim imkânı sunabilen bir seviyeye geldiğini belirtti.
“EĞİTİMİN AMACI VE İÇERİĞİ KONUSUNDA, ALTYAPISINDA GÖSTERDİĞİMİZ KADAR İLERLEME SAĞLAYAMADIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkemizin, eğitim alanındaki kapasite ve fizikî altyapı sorunlarını, büyük ölçüde geride bırakmaya başladığını, bundan sonra artık tüm dikkat ve enerjinin eğitimde kalitenin yükseltilmesine verilmesi gerektiğini anlatarak, “Tabii, üniversiteler başta olmak üzere, her kademedeki tüm öğrencilere eğitimi, hangi ortamda ve hangi imkânlarla verdiğiniz kadar, niçin verdiğiniz de önemlidir. Açıkça ifade etmek gerekirse, eğitimin amacı ve içeriği konusunda, altyapısında gösterdiğimiz kadar ilerleme sağlayamadık. Bu konudaki tüm hassasiyetime, tüm gayretime rağmen, maalesef geldiğimiz yer, kesinlikle benim arzu ettiğim, hayal ettiğim yer değildir. İnşallah bundan sonra, işte bu eksiği gidermek için daha çok çalışıp, daha çok gayret göstereceğiz” değerlendirmesinde bulundu.
“İLETİŞİM ARAÇLARINI EN ETKİLİ ŞEKİLDE KULLANARAK AİLEYİ VE EĞİTİM KURUMLARINI GÜÇLENDİRMELİYİZ”
Zihinlerle birlikte gönülleri de doyuran bir eğitim anlayışına ihtiyaç bulunduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi: “Çünkü günümüzde çocukları ve gençleri ailesinden, eğitim kurumlarından çok televizyon, internet, sosyal medya gibi iletişim araçları etkiliyor. Bu iletişim araçlarını da en etkili şekilde kullanarak, yeniden aileyi ve eğitim kurumlarını güçlendirmeliyiz. Aile ve eğitim kurumları tarafından boş bırakılan zihinler, iletişim araçları vasıtasıyla süratle dolduruluyor. Onun için, çizgi filmlerden, müzikten, bilgisayar oyunlarından başlayarak, evlatlarımızın hayatı ve dünyayı öğrenmesinde etkili olan tüm araçları, kendi eğitim sürecimizin bir parçası haline dönüştürmeliyiz. 3 yaşındaki, 5 yaşındaki evladımız; televizyonda ne bulursa onu değil, bizim değerlerimiz, kültürümüz çerçevesinde hazırlanmış çizgi filmleri seyretmeli. 8 yaşındaki, 10 yaşındaki evladımız; bilgisayarda ne bulursa onunla değil, aynı anlayışla hazırlanmış programlarla meşgul olmalı. 11 yaşındaki, 13 yaşındaki evladımız; popüler kültürün kendisine dayattığı değil, onu da cezbedecek şekilde kendi kültürümüzden üretilmiş müzikleri dinlemeli. 14 yaşındaki, 16 yaşındaki evladımız; inancımızın ve tarihimizin temel eserleriyle çoktan tanışmış olmalı. Üniversite döneminde de evlatlarımız da, işte bu sağlam temeller üzerinde hem mesleki, hem zihni, hem de manevi olgunluk düzeyine ulaşmalı. Bu bakımdan TÜRGEV’in kendi alanında örnek olacağına inanıyorum. Mezun kardeşlerimden de, TÜRGEV’in gönüllü elçileri olarak, yürütülen hizmetlere katkı sağlamalarını bekliyorum.”
“RAMAZAN’IN TÜM MİLLETİMİZ VE İSLAM ÂLEMİ İÇİN HAYIRLARA VESİLE OLMASINI DİLİYORUM”
Konuşmasının sonunda TÜRGEV çatısı altında yürütülen hizmetler için, emeği geçen herkese teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini, “Ramazan’ımız buradaki kardeşlerimizle birlikte tüm milletimiz ve İslam âlemi için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Burası benim mahallem, doğduğum, büyüdüğüm yer burası. Gençliğimin en önemli yılları buralarda geçti. Şimdi ise İstanbul Büyükşehir Belediyemizin burayı böyle faydalı bir merkez haline getirdi. Burada okçularımızın menzil taşlarının olduğu bir alan, buralar dutluktu. Şu alan ordugah gibi bir cami idi. Buralardan sefere çıkarmış ecdadımız, işte böyle bir mekandayız. Onun için bu mekan çok anlamlı bir mekan. Şimdi burada Okçular Vakfı inşallah geleceğin okçuları yetiştirirken, tarihle geleceği bütünleştirdiği için Okçular Vakfı’na da çok teşekkür ediyorum. Rabbimin, bu mübarek ayın hürmetine, tüm mağdurlara, mazlumlara ve yoksullara rahmetiyle muamele etmesini diliyorum. Sizlere sevgilerimi, saygılarımı sunuyor, hepinizi Allah’a emanet ediyorum” diyerek tamamladı.