TİM GENEL KURULU
Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin 22. Genel Kurulu’nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 7 Haziran seçimlerinin sonuçlarına değinerek, “Ekonomimiz, mevcut durumda seçim sonuçlarını hazmetmiş ve bir koalisyon hükümetine kendini hazırlamış görünüyor” dedi.
İstanbul Grand Tarabya Otel’de gerçekleşen toplantıda yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye İhracatçılar Meclisi 22. Genel Kurulu’nun ülkemiz, milletimiz, ekonomimiz için hayırlara vesile olması temennisini dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘İhracat Şampiyonları Ödülleri’ni almaya hak kazanan tüm firmaları ve iş adamlarını kutlayarak, “Türkiye İhracatçılar Meclisi, Başkanı’ndan üyelerine kadar tüm mensuplarıyla, ülkemizin gelişmesine, kalkınmasına, refahına sağladıkları katkılarla, her türlü takdiri, her türlü teşekkürü hak ediyor. Ben de burada milletim adına her birinize ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum” dedi.
“İHRACATÇILARIMIZIN HER MESELESİNİ KENDİ İŞİMİZ GİBİ GÖRDÜK”
TİM üyesi olan iş adamlarının, kendilerinin 12 yıllık mücadelesinin en yakın şahitleri olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi: “Sizlerle birlikte yüzlerce seyahate çıktık, adeta dünyayı dolaştık. Gittiğimiz her yerde Türkiye’yi anlattık, potansiyelimizi, gücümüzü, imkanlarımızı ifade ettik. İhracatçı kardeşlerimin meselelerini en üst düzeyde dile getirdik, çözüm talep ettik, verilen sözlerin takipçisi olduk. Sadece bu alana yönelik çalışan bir bakanlık kurduk. Bu bakanlığa, sizlerin meselelerini bilen, sizinle aynı dili konuşan arkadaşlarımızı görevlendirmenin gayreti içinde olduk. Her ay, bir önceki ayın ihracat rakamlarının açıklanmasını heyecanla bekledik. Beklentilerin üzerindeki artışlarla sevindik. Açıklanan rakamlar beklentimizin altında kaldığında hemen sebebini araştırdık, gereken tedbirleri aldık. İhracatçılarımızın her meselesini, kendi işimiz gibi gördük, o şekilde takip ettik. Ülkemizin ihracatını, işte böyle yoğun bir çaba neticesinde, 12 yılda 36 milyar dolardan 158 milyar dolara çıkardık. Tabii bu başarıda asıl pay sizlerin, işadamlarımızın, ihracatçılarımızın. Çünkü sizler hiçbir zorluktan yılmadınız. Cesaretinizle, aklınızla, enerjinizle sürekli yeni yollar, yeni yöntemler, yeni pazarlar bularak, bu yolculuğu kesintisiz devam ettirdiniz. Avrupa’da sıkıntı çıktığında Afrika’ya, Asya’ya yöneldiniz. Herhangi bir ürünle ilgili sorun çıktığında hemen yeni alternatifleri devreye soktunuz.”
“BAŞARINIZLA ÜLKEMİZİ BAYRAM YERİNE DÖNDÜRDÜNÜZ”
Meşhur Erzurum türküsünün, “Bir Dağ Ne Kadar Yüce Olsa/ Dağ Kenarı Yol Olur/ Buna Bayram Günü Derler/ Dostla Düşman Bir Olur” dizelerine yer veren Cumhurbaşkanı Erdoğan iş adamlarına, “Sizler, karşınıza çıkan dağlar ne kadar yüksek olursa olsun, dağ kenarında mutlaka bir yol buldunuz. Başarınızla ülkemizi bayram yerine döndürdünüz. İhracat, ülkemizin geçtiğimiz 12 yılda ortaya koyduğu büyümenin amiral gemisi oldu. İnşallah, 2023 hedeflerimizin de amiral gemisi, yine ihracatımız, ihracatçılarımız olacak” diye seslendi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yılın ilk çeyreğinde ihracatımızda yaşanan daralmanın, daha ziyade küresel konjonktürden kaynaklandığını bilindiğine işaret ederek, küresel krizin dünya ticaretinde yol açtığı daralmayla karşılaştırdığında ülkemizin yine de iyi bir durumda olduğunu ifade etti.
Konuşmasında ülkemizin dünya ihracatındaki payını artmaya devam ettiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaşanan bu daralmanın da geçici olduğuna yürekten inandığını dile getirdi.
TÜRKİYE’NİN 2023 HEDEFLERİ
Bir yandan ihracatçılarımızın daha çok gayret göstermesiyle, diğer yandan devletin desteğiyle, kısa sürede yeniden arzu ettiğimiz büyüme rakamlarına ulaşacağımıza olan inancını da ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin ihracatıyla, büyümesiyle, turizmiyle, üretimiyle pek çok defa tahminleri, öngörüleri aşan bir performans ortaya koyduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, önümüzdeki aylarda da benzer bir sürprizi, hem kendi ülkemize, hem de tüm dünyaya yaşatabileceğini ümit ettiğini kaydederek, bu konuda ihracatçılarımıza olan güvenini dile getirdi.
Türkiye’nin bugünlere gelmesinde çok büyük emeği, çok büyük katkısı olan ihracatçılarımızın, Yeni Türkiye’nin inşasında da aynı öncü rollerini sürdüreceklerine belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Esasen bu konuda önümüzde çok somut bir örnek de mevcut. Biliyorsunuz, 2008 küresel krizi, tüm dünyayla birlikte ülkemizi de etkiledi. O dönemde ben, bu krizin ülkemizi teğet geçeceğini söylemiştim. Bu yüzden beni eleştirenler oldu. Halbuki ben, Türkiye’nin potansiyeline, iş adamlarımızın azmine, milletimizin çalışkanlığına inandığım için böyle bir değerlendirme yapmıştım. Nitekim, 2009 yılında yüzde 22,6 oranında düşen ihracatımıza, ekonomimizde yüzde 4,8 oranını bulan küçülmeye rağmen, 2010 yılından itibaren yeniden yükselişe geçtik. İhracatımız 2010 yılında yüzde 11,5; 2011 yılında 18,5 arttı. Büyüme oranlarımız da 2010’da yüzde 9,2 ve 2011 yılında yüzde 8,8 oranlarında gerçekleşti” dedi
“ETRAFI ADETA ATEŞ ÇEMBERİ İÇİNDE OLAN BİR TÜRKİYE VAR”
Türkiye’de siyasi istikrarla büyüme oranları arasında güçlü bir ilişkiye dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkemizde hangi lider, hangi siyasetçi milletin desteğini en güçlü şekilde elde etmişse, onun döneminde Türkiye en yüksek ve sürekli büyüme oranlarını yakaladığını belirterek, “Rahmetli Menderes’in dönemine bakın böyledir. Rahmetli Demirel’in o ilk dönemine bakın böyledir. Rahmetli Özal’ın dönemine bakın, aynı şekildedir” diye konuştu.
Bu bakımdan tek parti iktidarları dönemlerinin, ülkemizde ayrı bir yeri, ayrı bir önemi bulunduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Başbakanlık görevini üstlendiğim 12 yılı aşkın dönem, bu bakımdan Türkiye’de tarihi başarılara imza attığımız bir dönem oldu. Bugün ise, bir yandan küresel ekonomideki gelişmelerden, bir yandan da ülkemizdeki siyasi gelişmelerden kaynaklanan farklı bir durumla karşı karşıyayız. Her iki konuda da kısa sürede olumlu gelişmeler yaşanacağına ve yeniden arzu ettiğimiz büyüme ve ihracat performansına ulaşacağımıza yürekten inanıyorum” dedi.
Ülkemizin değil gerilemeye, durmaya dahi tahammülü bulunmadığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, etrafı adeta ateş çemberi içinde olan Türkiye’nin, hem kendisinin bundan zarar görmemesi, hem de kardeşlerine yardım edebilmesi için güçlü olmasının zorunlu olduğunu vurgulayarak, “Bunun için de, seçim sonrasının geçiş dönemini süratle tamamlayıp, Türkiye’nin yönünü yeniden geleceğe çevirmek mecburiyetindeyiz” dedi.
“SEÇİM SONUCUNDA ORTAYA ÇIKAN TABLO MİLLETİMİZİN TAKDİRİDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 7 Haziran seçimlerinin, Türkiye’de 12,5 yıldır kesintisiz devam eden tek parti hükümetleri döneminin devamına imkân vermeyecek bir sonuç çıkardığını, mevcut şartlarda, Türkiye’nin bir koalisyon hükümetiyle yönetilmesinin kaçınılmaz hale geldiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Meclis’te 4 partinin temsil edildiği bu yeni dönemde, temennimiz, yeni hükümetin bir an önce kurulmasıdır” dedi. Her seçimde olduğu gibi bu seçimde de ekonomimizin ciddi bir imtihandan geçtiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkemizin geçtiğimiz 12 yılda bu bakımdan pek çok sınamaya maruz kaldığını da ifade ederek şunları söyledi: “Ekonomimiz bakımından bu kritik dönemlerin her biri çok ciddi sonuçlar doğurma potansiyeli taşıyordu. Hatta, doğrudan ekonominin hedef alındığı pek çok hadise yaşadık. Hamdolsun, bu saldırıların hepsinin de üstesinden, milletimizle ve sizlerle birlikte geldik. Bugün de, ülkemizin 12,5 yıldır titizlikle koruduğu istikrar ve güven iklimi konusunda ciddi endişelerin yaşandığını görüyoruz. Her şeyden önce şu hususu bir kez daha ifade etmek istiyorum. Seçim sonucunda ortaya çıkan tablo milletimizin takdiridir ve hepimizin buna saygı duyma mecburiyeti vardır. Madem milletimiz böyle bir tablo takdir etti, öyleyse bize düşen, bu şartlarda ülkemiz ve milletimiz için yapmamız gerekenlerin en iyisini ortaya koymaktır. Biliyorsunuz, salı günü Meclis toplanıyor ve seçilen milletvekilleri yemin ediyor. 28 Haziran’da da Meclis Başkanı ve Başkanlık Divanı’nın seçimi başlıyor. Bu seçimin de en geç 5 gün içinde tamamlanması gerekiyor. Bilindiği gibi Anayasa’da Cumhurbaşkanına hükümet kurulamaması halinde seçimlerin yenilenmesine karar vermek için tanınan 45 günlük süre, Meclis Başkanlık Divanı’nın seçimiyle başlıyor. Böyle bir durumda Ağustos ayının ortalarına kadar uzanan bir süreç söz konusu… Türkiye’nin böyle bir zaman kaybına tahammülü olmadığına inanıyorum. Bunun için, koalisyon hükümetinin mümkün olan en kısa zamanda kurulmasını temenni ediyorum. Kimsenin egolarına mahkum olmaması gerekir. Egolar öne geçerse o zaman bu süreç uzayacaktır. O zaman da Cumhurbaşkanı olarak, üzerimize düşen görev, siyasetçiler bu işi çözemiyorsa millet bu işi çözecek tek merciidir, bunu yapmak durumundayız.”
“KİMSENİN SİSTEMİ KİLİTLEMEYE HAKKI YOK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ekonomimiz, mevcut durumda, seçim sonuçlarını hazmetmiş ve bir koalisyon hükümetine kendini hazırlamış görünüyor. Hükümet kurma sürecinin uzaması veya hükümet kurulamaması durumunda da, ekonomimizin dinamiklerinin buna dayanabilecek dirayete sahip olduğuna inanıyorum” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, partilere ve genel başkanlara düşen görevin, ülkenin, milletin ve bilhassa ekonominin sabrını çok zorlamadan, sorumluluklarının bilinci içinde hareket etmeleri olduğunu belirterek şunları söyledi: ”Türkiye, ortak bir dil, ortak hedefler ve ortak akıl çerçevesinde kurulmuş bir koalisyonla, istikrar ve güven iklimini yeniden tahkim edebilir. Müşterekleri değil farklılıkları öne çıkararak, adeta oyun bozanlık eden partiler ve siyasetçiler, bunun hesabını millete vereceğini bilmelidir. Kimsenin, seçimlerin ortaya çıkardığı tablodaki konumunu, millete karşı sorumluluk üstlenmek yerine sistemi kilitlemek için kullanmaya hakkı yoktur. Türkiye’yi hükümet kurulamayan bir ülke durumuna düşürmenin vebali ağırdır. Cumhurbaşkanı olarak bu süreçte ben, milletimin arzusu ve beklentisi doğrultusunda, yeni hükümetin bir an önce kurulmasını teşvik edeceğim. Şunu da şöyleyim; Birileri iki de bir çıkıp, ‘Cumhurbaşkanı anayasadaki yerine çekilmelidir’ gibi ifadeler kullanıyor. Ben anayasadaki yerimi gayet iyi biliyorum. Siyasette ömrümün 40 yılı anayasa ile hareket ederek ve anayasanın verdiği yükümlülükleri bulunduğum her makamda kullanarak geçti ve şu anda da Cumhurbaşkanı olarak, anayasanın bana verdiği görev neyse, yetki neyse bu yetkiyi gayet iyi kullanmasını bilirim, onun için de birilerinin talimatına ihtiyacım yok. Sivil toplum kuruluşlarımızdan ve iş dünyamızdan da bu konuda daha aktif, daha cesaretlendirici bir rol oynamalarını bekliyorum. Ülkemiz için en hayırlısı neyse, onun gerçekleşmesini temenni ediyorum.”
“BU MÜBAREK AYI EN GÜZEL ŞEKİLDE DEĞERLENDİRMELİYİZ”
Konuşmasında Mübarek Ramazan ayının içinde bulunduğumuza işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Allah tuttuğumuz oruçları, yaptığımız ibadetleri katında kabul eylesin. Rahmet kapılarının ilk gününden son gününe kadar açık olduğu bu mübarek ayı hep birlikte en güzel şekilde değerlendirmeliyiz. Oruç, sabırla birlikte iyiliğin ve adaletin de ifadesidir. Bu ayda yapılan iyiliklerin, yardımların, infakların sevabı konusunda bize pek çok müjde veriliyor. Sizlerin, bu müjdelerden ziyadesiyle faydalanmasını bekliyorum. Devletin sosyal yardım şemsiyesi ne kadar genişlemiş olursa olsun, sizlerin yapacağı yardımların yeri başkadır. İftarınızı paylaştığınız, zekâtınızı, fitrenizi, sadakanızı verdiğiniz her ihtiyaç sahibi müminin duası, sizin için doyumsuz bir mutluluk pınarı olmalıdır” dedi.
Ülkemizde bugün 2 milyon civarında Suriye ve Irak’tan gelen muhacir bulunduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün akşam Mardin Midyat’ta muhacirlerle beraber iftar yaptığını ve oradaki tabloyu gördüklerini çadırlarıyla, eğitim kurumlarıyla ensar olmaya gayret ettiklerini anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Midyat’ta dünkü ziyarete katılmış olan BM Mülteciler Yüksek Komiseri ve Angelina Jolie’nin, “Biz dünyanın hiçbir yerinde böyle bir mülteci kampı görmedik. Bundan dolayı Türkiye’ye hayranız, Türkiye’yi takdir ediyoruz” dediklerini aktardı.
“BU ÜLKEYE SIĞINAN HER İNSAN, BİZE ALLAH’IN BİR EMANETİDİR”
Devletin, tüm imkanlarıyla bu insanlara el uzatmanın, destek olmanın çabası içinde olduğunu, buna rağmen, ulaşılamayan veya imkanların yeterli gelmediği durumlar olabildiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aynı şekilde, İstanbul’da, pek çok farklı ülkeden gelen muhacir kardeşlerimiz bulunuyor. Bunların da bir kısmı sıkıntı içinde hayatını sürdürüyor. Şunu hiçbir zaman aklımızdan çıkarmamalıyız: Bu ülkeye sığınan her insan, bize Allah’ın bir emanetidir. Canlarını, namuslarını, onurlarını kurtarmak için sınırlarımızdan içeri giren bu insanlara sahip çıkmak, devlet ve millet olarak boynumuzun borcudur. Tarihin hiçbir döneminde bu millet, kendisine sığınana yüz çevirmemiş, sırtını dönmemiştir. Bugün de böyle bir ayıbın içine asla düşmedik, düşmeyeceğiz. Diğer ülkelerin ne yaptıkları veya ne yapmadıkları bizi ilgilendirmez. Kimi ülkeler, kendisine sığınmak için zor şartlarda sınırlarına ulaşan insanları Akdeniz’in ortasında ölüme terk ediyor olabilir. Kimi ülkeler, kendi refah ve huzurları için, bu insanlara kapılarını kapatıyor olabilir. Biz, inancımızın ve tarihimizin bize yüklediği görevleri, gücümüzü ve imkanlarımızı sonuna kadar kullanarak yerine getirmekle mükellefiz. İlgili devlet kurumları yanında çeşitli sivil toplum kuruluşlarımız, belediyelerimiz de bu konuda önemli görevler üstleniyor. Doğrudan muhacir kardeşlerimize yardım etme imkanı bulamayanlar, sivil toplum kuruluşları eliyle bunu yapabilirler. Kızılay’ımız, AFAD’ımız gibi bir çok kurumlar bunu şu anda yürütüyorlar. Şundan emin olun değerli arkadaşlar. Tarih en büyük hakemdir” diye konuştu.
“BUNDAN SONRA DA HEP YANINIZDA OLACAĞIM”
Cumhurbaşkanı Erdoğan yarın-öbür gün, bu kötü günler geride kalıp da, herkes yerine, yurduna, ülkesine döndüğünde, bu insanlara el uzatan, yardım eden herkesin hayırla yad edileceğini kaydederek sözlerini şöyle tamamladı: “Bu süreçte gönüllerde edindiğimiz yere, inanın bana, dünyanın en büyük hazineleri verilse dahi, sahip olamazdık. Dün akşam konuşmam esnasında o Suriyeli kardeşlerimizin verdiği tepki çok anlamlıydı, çok çok heyecan vericiydi. Çünkü onlar Türkiye’ye çok farklı bakıyorlar. Mübarek Ramazan ayını, bu bakımdan da hayırlı, bereketli, verimli geçirmenizi temenni ediyorum. Bu düşüncelerle, Türkiye İhracatçılar Meclisi’mizin 22’nci Genel Kurulu’nun başarılı geçmesini diliyorum. Bu çatı altında ülkemize, milletimize, ekonomimize hizmet vermiş tüm kardeşlerimi tebrik ediyorum. Bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonraki tüm çalışmalarınızda da yanınızda olacağımı bir kez daha belirtmek istiyorum. Ödül alacak olan tüm firmalarımızı ve iş adamlarımızı bir kez daha kutluyorum.”