Asılsız Soykırım İddialarıyla Mücadele Derneği Başkanı, Ermeni lobilerinin yanına bir yenisinin daha eklendiğini belirterek, “Yakın bir zamana kadar yurt dışında Ermeni diasporası ve PKK terör örgütü destekçileriyle mücadele eden Türk Devleti, artık bunların yanında açıktan saf tutan FETÖ lobisiyle de mücadele etmek zorunda” dedi.
Asılsız Soykırım İddialarıyla Mücadele Derneği Başkanı, Türkiye’nin Ermeni diasporası ve PKK terör örgütüyle mücadelesinin yanı sıra FETÖ lobisiyle mücade edeceğini belirtti. FETÖ’nün PKK ve Ermenilere desteğinin devam ettiğini ifade eden Eğilmez, “Bilindiği üzere Ermeni diasporası büyük bir bütçeyle, Türkiye aleyhinde başta ABD ve Avrupa ülkeleri olmak üzere küresel çapta agresif bir çalışma yürütüyorlar. Ermeniler bu mücadelede PKK ile çok yakın bir işbirliği içerisinde iken şimdi kendilerine yeni ve önemli bir ortak daha buldular. Fetullahçı Terör Örgütü’nün ABD ve Avrupa’daki militanları, 2013’ten beri Ermenilere ve PKK’ya verdiği örtülü desteği şimdi çok açık bir şekilde artırarak devam ettiriyorlar. Hatta stratejik ortak olarak çalışıyorlar. Yani yakın bir zamana kadar yurt dışında Ermeni diasporası ve PKK terör örgütü destekçileriyle mücadele eden Türk Devleti, artık bunların yanında açıktan saf tutan FETÖ lobisiyle de mücadele etmek zorunda” diye konuştu.
“PKK terör örgütü de Avrupa kıtasında kendisini destekleyecek devlet, kurum ve kişilere çok rahat bir şekilde ulaşabiliyor”
Ermenin lobisinin amacının sözde soykırım kararının ABD kongresinden geçirmek olduğunu vurgulayan Savaş Eğilmez, “Ermeni tarafının Türkiye’yi kuşatma stratejilerinin en önemli ayağı; ABD kongresinden soykırım kararını geçirmektir. Bunu gerçekleştirebilirlerse diğer ülke parlamentolarına da sözde soykırımı rahatlıkla kabul ettireceklerine inanıyorlar. Bu stratejinin ikinci ayağı da AB ülkeleridir. Nitekim PKK terör örgütü de Avrupa kıtasında kendisini destekleyecek devlet, kurum ve kişilere çok rahat bir şekilde ulaşabiliyor. Şimdi de FETÖ stratejik ortakları Ermeni diasporası ve PKK terör örgütünün stratejilerini kullanarak, ABD ve AB de kendisine taraf Türk Devleti’ne de karşı da hasım gruplar oluşturuyor. FETÖ’nün özellikle AB’deki Türkiye karşıtı her faaliyetinde en büyük desteği Ermenilerden ve PKK’lılardan alıyor” ifadelerini kaydetti.
“Önce Ermeniler sonra PKK sonra da FETÖ”
PKK ve FETÖ’nün başkasının amacıyla hareket ettiğini belirten Eğilmez, “Bugün üzerinde bulunduğumuz, dünyanın kalbinin attığı bu bölgedeki Türk hakimiyetini zayıflatmak, kesintiye uğratmak ve nihayetinde sona erdirmek adına, tarih boyunca çok defa etnik veya dini özellikler üzerinden çatışmalar çıkarılmaya çalışılmıştır. Özellikle batının empoze ettiği ayrımcılığın temel sebebi, bu bölgede değişik çıkarlara hizmet edecek yeni bir etnik unsur oluşturabilmektir. Şimdi daha iyi anlaşılıyor ki önce Ermeniler sonra PKK sonra da FETÖ, kiralık katil rolünde başkasının savaşını, başkasının amacını güdüyor. Bugün Feto’nun gerek ülkemiz içerisinde gerekse yurt dışında kullandığı stratejiler, Ermeni terör örgütleriyle büyük benzerlik göstermektedir” şeklinde konuştu.
FETÖ’nün Ermeni çeteler gibi hareket ettiğinin altını çizen Eğilmez, “Yıllarca devletin tüm kurumlarına sızan Ermeniler, Türk-İslam devletinin en zor döneminde, devlet büyük bir savaşın içerisindeyken bu devleti yıkmak için, yine devletin silahlarını, devletin parasını ve lojistiğini kullanarak büyük bir isyan hareketine başlamışlardır. Fakat sonuçta büyük bir hüsrana uğrayarak, bu topraklardan ilelebet kaçmak zorunda kalmışlardır. Türk Devleti, dünya siyasetinde çok kritik bir dönemden geçerken, PKK terör örgütüyle mücadelede büyük başarılar sağlamıştır. Hemen yanı başında Suriye ve Irak’ta çok önemli gelişmeler yaşanırken, FETÖ terör örgütü, tıpkı Ermeni terör örgütleri gibi devletin silahları ve diğer olanaklarıyla, bölgedeki Türk-İslam varlığını ortadan kaldırmak için harekete geçmiş, fakat tıpkı Ermeniler gibi büyük bir hezimete uğramışlardır” dedi.
“Ermenistan ve diasporanın kendilerini, dünya kamuoyuna masum ve mağdur taraf olduklarını inandırmakta”
FETÖ’nün mağdur edebiyatı yaptığını dile getiren Eğilmez, “Ermeni tarafının elinde soykırımı kanıtlayacak hiçbir somut arşiv belgesi olmamasına, iddialarını hatırat türü kitaplara ve propaganda yayınlarına dayandırmalarına rağmen, Ermenistan ve diasporanın kendilerini, dünya kamuoyuna masum ve mağdur taraf olduklarını inandırmakta büyük bir başarı sağladıkları inkâr edilemez boyutlardadır. Şimdi de FETÖ hainliği, demokrasi düşmanlığı, katilliği ve daha birçok toplum zararında faaliyeti ortadayken, sanki mazlum ve mağdur taraf onlarmış gibi tıpkı ortakları ‘PKK ve Ermeniler’ yaptıkları gibi sınırsız iftira ve yalanlarla Türk Devleti’nin imajını sarsmak için seçilmiş hükümetin yıkılması için AB’nin Türkiye’ye karşı yaptırım politikaları uygulaması için gece gündüz çalışıyorlar. Ermeni meselesi, günümüzde, artık sadece tarihi bir mesele değildir. Tarihsel boyutun yanında, hukuki, siyasi, ekonomik ve kamuoyu oluşturulması boyutları olan uluslararası ilişkiler sorunu niteliği kazanmıştır” açıklamalarında bulundu.
Ermeni lobisinin oluşturmaya çalıştığı mağdur rolün FETÖ için de ortaya çıkmaması için gerekenin yapılmasının önemine değinen Eğilmez şu şekilde konuştu: “Aynı durumun Fethullahçılar için yaşanmaması için, ABD ve AB kamuoyuna FETÖ’nün içyüzü bütün detayları ile anlatılmalıdır. Bunu uygulayacak iç ve dış kurumsal yapının ortaya çıkarılması gerekmektedir. Ve özellikle kamuoyu oluşturulması kapsamında gerekli çalışmalar acilen hayata geçirilmek zorundadır. Çünkü ermeni yalanlarıyla beslenen Avrupa kamuoyunun büyük bir kısmı ne yazık ki Türklerin soykırım yaptığına inanmaktadır. Bu durumun değişmesi ve bunun yanına FETÖ hainlerinin de eklenmemesi için sivil toplum örgütlerine ciddi anlamda iş düşmektedir. Dünya çapında Türkiye karşıtı odaklar çok sıkı bir işbirliği içerisindeyken bizim de mutlaka bir olmamız lazım. Teröre karşı içeride olduğu kadar dışarıda da çok dikkatli bir politikayla mücadele etmemiz gerekiyor. Yani zaman siyasi hesaplar uğruna içimizdeki hainleri koruma kollama zamanı değildir. Bu zor zamanlarda, terörle mücadelede, içeride ve dışarıda tavizsiz ilerlemek zorundayız. Aksi halde büyük bedeller ödemek zorunda kalabiliriz”