Erzurum Müftüsü Hasan Hüsnü Sula, Ramazan ayı boyunca çeşitli televizyon kanallarında yayınlanan dini programların içeriği ile ilgili özel değerlendirmelerde bulundu. Her ne kadar kaynak bir olsa da kişilerin kendine özgü farklı yorumlar yapabildiğini dile getiren Sula, bu noktada toplumu yanlış yönlendirebilecek he türlü söylemden kaçılması gerektiğine dikkat çekti.
Ramazanın bir ibadet mevsimi olduğu gibi, bir takım kanallarında kendisini gösterme mevsimi olduğunu söyleyen İl Müftüsü Hasan Hüsnü Sula, kaynağın bir olmasına rağmen herkesin farklı tarzlarda yorum yapabileceğine değindi. Bu noktada niyetin önemine dikkat çeken Sula, yapılan programlarda, verilen sohbetlerde niyet manevi iklimden istifade etmek değil de, maddi gelirler elde etmek ise bu doğrultuda bir takım sıkıntıların ortaya çıkabileceğini kaydetti. Sula, “Niyetleri samimi değil ise Müslümanların kafasını bulandırmanın bir anlamı yok” diye konuştu.
“HERKESİN YORUM TARZI FARKLI OLABİLİR”
Yayınlanan programlarda herkesin kendine özgü yorumlar yapabildiğini söyleyen Sula, “Ramazan bir ibadet mevsimi olduğu gibi, bir takım kanallarında kendisini gösterme mevsimi. Yani hemen hemen bütün televizyon kanallarında kimisi konularında ehil, kimisi daha çok medyatik özelliği olan birçok kişinin programlar yaptığını görüyoruz. Peygamber efendimizin bir sözü var; “Ümmetimin ihtilafı rahmettir”. Yani herkesin her ne kadar kaynak bir olsa da kitabımız bir, peygamberimiz bir, kıblemiz bir, ama herkesin anlayış tarzı, yorum tarzı farklı olabilir. Niyet halis olursa, ihlasla yapılırsa elbette ki sfaydaları vardır. Ama niyet manevi iklimden istifade etmek değil de, maddi gelirler elde etmek ise, işte o zaman bir takım sıkıntılar da ortaya çıkıyor. İslam Hukukunun temel bir kuralı vardır buna göre amellere niyetlere göre değerlendirilir. Zaman zaman bazı dini sohbetlerde daha cazip osun diye abartılı ifadelerde kullanılabiliyor. Yani dualarda bazen ister istemez ihlastan uzak kalınabiliyor. Yani daha çok coşkulu bir biçimde dua veriliyor, oysa duayı tabir ederken biraz daha mütevazı ve hafif bir sesle dualar yapılır. Çeşitli kanallarda bunların farklı yansımalarını görüyoruz. Ama inşallah niyetleri halistir, biz her insanın niyetinin iyi olduğunu düşünürüz” ifadelerini kullandı.
“NİYET SAMİMİ DEĞİL İSE MÜSLÜMANIN KAFASINI BULANDIRMANIN ANLAMI YOK”
Programlarda toplumu yanlış yönlendirecek söylemlerden kaçınılması gerektiğine değinen Sula, “Bunun dışında dini konularda, dini sorularda bu sene diğer senelere göre nispeten o kadar büyük sıkıntılar ortaya çıkmadı. Her sene çok mu oruç tutuyoruz, az mı oruç tutuyoruz bunların tartışmaları olur. Bu sene bunlar çok fazla olmadı. Bütün âlimlerin üzerinde ittifak ettiği bazı konular vardır onlarda sıkıntı yok ama ihtilaflı olan konularda bazen çeşitli kanallarda çıkan hocalarımız bir takım konuşmalarda, açıklamalarda kendilerine özgü yorumlarda bulunabiliyorlar. Bu noktada toplum göz önünde bulundurulmalıdır ve toplumu yanlış yönlendirecek söylemlerden kaçınılmalıdır. Niyetleri samimi değil ise Müslümanların kafasını bulandırmanın bir anlamı yok. Ben Diyanet İşleri Başkanlığını her aman bir çatı olarak, bütün cemaatleri, bütün çeşitli düşünceleri birleştiren, birliği ve beraberliği sağlayan bir kurum olarak görüyorum. Farklı düşüncelerden dolayı kimseyi hor görmeyiz, ama yanlış olan şeyleri de çeşitli bestelerle ikaz etme ihtiyacı duyarız. Ama Erzurum’da vatandaşımızın Diyanet’e olan güveni tamdır” dedi.