ERZURUM’UN YÖRESEL MUTFAK KÜLTÜRÜ GÜN GEÇTİKÇE KAYBOLUYOR
Erzurum’daki lokantalarda Güneydoğu ve Karadeniz mutfağına ait yemeklerin ön planda oluşu, kentteki yerli mutfak kültürünü ortadan kaldırmaya başladı. Şehirdeki lokanta ve restaurantlar, yöresel yemekleri pazarlamak yerine, Güneydoğu ve Karadeniz mutfaklarına ait yemeklere ağırlık vermeye başladı. Buna sebep olarak, ‘öğrencilerin dikkatini çekebilme’ amacı gösterilirken, bir diğer sebep ise; Erzurum’da Erzurumlu aşçıların bulunmayışı oldu. Konu ile ilgili olarak GHA muhabirine açıklamada bulunan Çöplen Lokantası’nın İşletmecisi Münir Kökaşık, 33 yıldır sektör içerisinde bulunduğunu anlatarak, “Erzurum’daki lokanta ve restaurantlarda Erzurum’a özgü yemekler yok olmak üzere” dedi.
SEKTÖRÜN BÜYÜK BİR BÖLÜMÜ MESLEKTEN UZAK
Erzurum’da lokantacılıkla meşgul olanların büyük bir bölümünün, meslekle ilgisiz kişilerden oluştuğuna işaret eden Kökaşık, “Erzurum’da her geçen gün yeni bir lokanta açılıyor. Meslekten olmadıkları için işi bilmeyen bu kişiler, sırf müşteri çekebilmek adına, Güneydoğu ve Karadeniz bölgelerine has yemekleri, yine oradan getirttikleri ustaların elinden pazarlıyorlar. Hal böyle olunca, kentin yerli mutfak ürünleri geri planda kalıyor ve Erzurum mutfak kültürü gün geçtikçe kayboluyor. Zaten şehirde yerel mutfak kültürüne sahip aşçı da kalmadı. Büyük bir bölümü ya işi terketti, ya da kentten ayrıldı” diye konuştu.
ERZURUM’UN ÖĞRENCİ ŞEHRİ OLUŞU DA ÖNEMLİ
Öte yandan yerli mutfak kültürünün kaybolmay yüz tutmasının diğer bir sebebinin ise, Erzurum’un öğrenci şehri oluşu olduğuna işaret eden Münir Kökaşık, sözlerini öyle sürdürdü: “Erzurum’da 50 bini aşkın üniversite öğrencisi bulunuyor. Bu öğrencilerin büyük bir bölümü ise, Erzurum dışından geliyor. Haliyle onların damak tatlarına hitap edecek ürünler bulundurmak gerekiyor. Biz buna dikkat ettiğimiz gibi, aynı zamanda yöresel yemekleri de tezgahımızda bulunduruyoruz. Bu arada yöresel yemeklerin unutulmaması ve tanıtılması anlamında çeşitli festivaller yapılabilinir. Bu hususta her türlü organizasyonun içerisinde seve seve yer alabiliriz”