ERZURUM SU KAYIP ORANININ EN YÜKSEK OLDUĞU İLLER ARASINDA
Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF-Türkiye) araştırma raporuna göre, Erzurum’da kayıp su oranı yüzde 43’lere varıyor. Erzurum, kayıp su oranı yüksekliği bakımından 16 Büyükşehir içinde 10’uncu durumda bulunuyor.
Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF-Türkiye) 16 büyükşehirdeki su şebekelerinde meydana gelen yüzde 43,8 oranındaki su kaybının önlenmesini amaçlayan ''conta hareketi'' kampanyası başlattı.
Kampanyanın tanıtımı dolayısıyla düzenlenen basın toplantısında konuşan WWF-Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Akın Öngör, son dönemde dünyanın en öncelikli meselesinin küresel iklim değişikliği ve bunun getirdiği tehditler olduğunu söyledi.
İklim değişikliğinin en çok etkilediği alanlardan birinin su olduğunu belirten Öngör, ''Türkiye'yi su konusunda zengin bir ülke olarak bilirdik ama Türkiye su konusunda çok dikkatli olması gereken ve su yoksulu olmamak için de önemli önlemler alması gereken bir ülke. Son 20 yılda kişi başına düşen su miktarı 4 bin metreküpten bin 430 metreküpe düştü. Önümüzdeki 10 yıl içindeki tahmin, bin metreküpe düşmesi. Su gittikçe azalıyor, gittikçe kıymetleniyor'' diye konuştu.
Türkiye'de suyun yüzde 70-72'sinin tarımda, yüzde 18'sinin kentlerde, yüzde 10'unun da sanayide kullanıldığını belirten Öngör, Türkiye'nin sulamasının tamamını damlama yöntemiyle yapması durumunda yüzde 40-50 oranında tasarruf yapabileceğini kaydetti. Akın Öngör, bu yönde hükümetin de önemli adımlar attığını belirtti.
ERZURUM’DA SU KAYBI ORANI YÜZDE 43
Öngör, nüfusun yüzde 40'ının, yaklaşık 27 milyon kişinin 16 büyükşehir belediyesinin bulunduğu kentlerde yaşadığını ifade ederek, şöyle konuştu: ''Mersin'de yüzde 12, Ankara'da yüzde 22, Bursa'da yüzde 31, Adapazarı'nda yüzde 32, İstanbul'da yüzde 35, Erzurum'da yüzde 43, Konya'da yüzde 43, Adana'da yüzde 46, Kayseri'de yüzde 46, İzmir'de yüzde 48, Samsun'da yüzde 51, Eskişehir'de yüzde 52, Kocaeli'nde yüzde 53, Gaziantep'te yüzde 60, Antalya'da yüzde 61, Diyarbakır'da yüzde 66. Yani 16 büyükşehirde barajlardan arıtılıp temizlenen suyun yüzde 43,8'i fire olarak veriliyor.
Altyapı eksiklikleri nedeniyle şebeke kayıplarının fazla olduğu şehirlerde belediyelerin acilen altyapı çalışmalarını başlatmasını ve su kayıplarını mümkün olan en az seviyeye indirmelerini talep ediyoruz. Kampanyanın amacı, bu konuda bir farkındalık yaratmak, su kaybının yüksek olduğu bilincini oluşturmak.''
GELİŞMİŞ ÜLKELERDE YÜZDE 8-20
Hatay Milletvekili Mustafa Öztürk'ün çalışmasına göre, gelişmiş ülkelerde sistemdeki su kaybının yüzde 8-20 arasında olduğunu belirten Öngör, Türkiye'deki su kayıplarını gelişmiş ülkelerdeki sistemler örnek alınarak azaltılabileceğini söyledi. Sisteme yılda 6 milyar ton su verildiğini, bunun yaklaşık 3 milyar tonunun fire olduğunu anlatan Öngör, ''3 milyarlık bu kısımdan çok önemli bir tasarruf sağlanabilir. Su kaybını yüzde 20'ye indirebilirsek 4,8 milyar ton suyu tüketicinin kullanımına sunma imkanı vardır'' diye konuştu. Kampanya çerçevesinde 16 büyükşehir belediye başkanına konuya duyarlılık göstermeleri ve alt yapı çalışmaları konusuna eğilmeleri istemiyle birer mektup gönderdiğini bildirdi.
KAMPANYA GENÇ ANNELERE SESLENİYOR
Kampanya ile genç annelere seslendiklerini belirten Öngör, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Genç annelere seslenme nedenimiz ise şu: Türkiye'de ortalama yaşama süresi kadınlarda 73 yıl, erkeklerde, bir de kadınlarla uğraştıkları için daha az. Bu uzun soluklu bir iş. Genç annelerin hem kendilerinin önünde uzun bir yaşam var, hem de çocuklarını düşünerek olaya daha uzun süreli bakabiliyorlar. Dünyayı yöneten yaşlı erkekler yerine anneler olsaydı, çok uzun soluklu bakılır ve küresel iklim değişilkiği konusunda da önemli adımlar atılırdı.''
Türkiye'deki belediyelerin tesisatların gözden geçirilmesine batı ülkelerinin ayırdığının 5'te biri oranında kaynak aktardığını ifade eden Öngör, firenin sıfır olmasının çok pahalıya mal olacağını, zaten ''0'' fireyi de hedeflemediklerini söyledi. Kampanyanın fireler kadar kaçak su kullanımına da dikkat çekmeyi hedeflediğini anlatan Öngör, ''Kaçaklar, hem haksız kullanıma hem de israfa neden oluyor'' dedi. Akın Öngör, reklam filmine gönüllü olarak destek verdiği için Gülben Ergen'e teşekkür etti.
KAMPANYANIN SÖZCÜSÜ GÜLBEN ERGEN
Kampanyanın gönüllü sözcüsü Gülben Ergen de sosyal sorumluluk projelerini her zaman önemsediğini belirterek, WWF-Türkiye'nin ''conta hareketi''nin yüzü olmaktan mutlu olduğunu söyledi. ''Tüm genç anneleri temsilen, şöhretimi kullanarak farkındalık yaratmak için buradayım'' diyen Ergen, anne olduktan sonra geleceğe yönelik kaygılarının ve doğaya duyarlılığının daha da arttığını kaydetti. Ergen, ''Su kaynaklarımızın durumu hakkında bilgilendikçe kişisel olarak yapabileceklerim üzerinde kafa yormaya başladım. Artık evimizde suyu gereksiz yere harcamamak için alabileceğim tüm önlemleri almaya çalışıyorum. Kampanya ile tüm genç anneleri şehirlerimizin suyuna sahip çıkmaya davet ediyorum.''
Gülben Ergen, ''Evinizde su tasarrufu yapmak için neler yaptınız?'' sorusu üzerine, ''Evimdeki bütün tamiratları yaptırdım. 6 ayda bir de kontrol edilmesi gerekiyor. Çamaşır, bulaşık makinalarının tam kapasite kullanılması konusunda ev halkı da çalışanlar da gerekli özeni gösteriyor. Hatta sebze ve meyveleri yıkadığımız sularla çiçekleri suluyoruz. Ufak bir şey ama önemli'' diye konuştu.
''WWW.CONTAHAREKETİ.COM''
WWF Türkiye Genel Müdürü Filiz Demirayak ise annelerin gelecek nesillere daha iyi bir dünya bırakmak için doğal kaynakların kullanımında daha duyarlı olduğunu anlattı. Gelecek nesillerin su fakirliği çekmemesi için bugünden harekete geçilmesini isteyen Demirayak, ''Tüm duyarlı vatandaşlarımızı 'www.contahareketi.org' adresinde bir çatı altında toplamayı hedefliyoruz'' dedi.
''BİR TOPLU İĞNE DELİĞİ GÜNDE YARIM TON SU''
WWF-Türkiye'nin basın açıklamasında, vatandaşların şebeke kayıpları konusunda belediyelerin harekete geçmesini talep etmelerinin yanı sıra evlerindeki su sızıntılarını önlemelerinin, hem su, hem de para tasarrufu sağlayacağını belirtildi.
Evlerdeki sızıntıların, vatandaşa maddi külfet olarak yansıdığı bildirilen açıklamada, ''Sızıntı halinde fazladan harcanan su miktarı ayda 15-650 ton arasında değişiyor. Faturayı ise her ay 33 ile 2.500 YTL arasında artırabiliyor. Tamir ettirilmeyen musluk ya da rezervuarlardan damla şeklinde akan su bir ayda 5 ton su kaybına neden oluyor. 5 ton suyun tüketiciye maliyeti yaklaşık 10 YTL'' denildi. Rezervuar ve musluklardan 0,5 milimetre çapında yani ''bir toplu iğne kalınlığında'' sürekli akan suyun günde yaklaşık yarım ton, ayda ise 15 ton fazladan su harcanmasına neden olduğu kaydedilen açıklamada, şunlar kaydedildi: ''1,5 milimetre kalınlığındaki sızıntı aylık 79 ton, 2 milimetrelik sızıntı ayda 136 ton suyun boşa gitmesi anlamına geliyor. Genellikle imalatta su kullanılan iş yerlerinde daha çok görülen 4 milimetre kalınlığındaki su kaçağı abonenin su saatine 650 ton olarak yansırken, iş yerlerine farklı fiyat tarifesi uygulandığı göz önüne alındığında, fazla suyun faturaya yansıması 2.500 YTL'yi bulabiliyor.''