Prof. Dr. Fazlı Erdoğan, “Palandöken Devlet Hastanesi bugün 250’ye yakın hastaya evde bakım hizmeti sunuyor. Biz hastalarımıza evde hizmet sunarak evdeki yükü hafifletme çabası içerisindeyiz. Çok iyi noktada olduğumuz söylenemez ama dünden daha iyiyiz.” dedi.
ERDOĞAN’IN AÇIKLAMASI
Palandöken Devlet Hastanesi Evde Sağlık Hizmetleri birimi tarafından hasta yakınlarına hasta bakım eğitimi verildi. Palandöken Devlet Hastanesi Kütüphane Salonu’nda gerçekleşen eğitime Erzurum Kamu Hastaneleri Genel Sekreteri Prof. Dr. Fazlı Erdoğan, Palandöken Devlet Hastanesi Başhekimi Opr. Dr. Zülküf Kaya, Evde Sağlık Hizmetleri ekibi ve hasta ve hasta yakınları katıldı.
DÜNE GÖRE DAHA İYİYİZ
Evde Sağlık Hizmetleri ekibinin çalışmalarını anlatan sunumun ardından konuşan Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Prof. Dr. Fazlı Erdoğan, “Palandöken Devlet Hastanesi bugün 250’ye yakın hastaya evde bakım hizmeti sunuyor. Bunun dışındaki diğer hastanelerimizle bin kişiye yakın hastaya hizmet ediyoruz. Belki evde sağlık bakımı hizmeti başlangıçta çok hayaldi, ama çok şükür ki geldiğimiz noktada 250 hastaya bakıyor olmamamız müthiş bir başarıdır. Biz hastalarımıza evde hizmet sunarak evdeki yükü hafifletme çabası içerisindeyiz. Çok iyi noktada olduğumuz söylenemez ama dünden daha iyiyiz. Bu sebeple aranızda bulunuyor olmaktan ve arkadaşlarımızın varlığından gurur duyuyorum. Takdir edersiniz ki hiç kolay bir iş değil. İnşallah Cenabı Allah, bu emeklerinizin karşılığını öbür dünyada nasip eder.” dedi.
BU İŞİN MİMARLARI HASTA YAKINLARIDIR
Palandöken Devlet Hastanesi Evde Sağlık Hizmetleri biriminin 2010 yılında kurulduğunu belirten, Evde Sağlık Hizmetleri hemşiresi Hülya Oluğ, “ Bu işi Erzurum’da ilk başlatan Palandöken Devlet Hastanesi olmuştur. Sizler de takdir edersiniz ki yeni bir birimin kurulması uzun bir süreç gerektirir. Bizler de canla başla mücadele ederek elimizden ne geliyorsa yaparak karda kışta hastalarımıza hizmet vermeye başladık. Ben ekibim adına işin çoğunu başardığımızı düşünüyorum. Bu işin asıl mimarları hasta yakınlarımızdır. Hasta yakınlarının emekleriyle bu noktadayız” diye konuştu.
BÜYÜK DRAMLARA ŞAHİT OLUYORUZ
Sağlık bakımı için evlerine gittikleri hastaların büyük engellerle yüz yüze olduğunu ifade eden Evde Sağlık Hizmetleri hekimi Gülşah Gülçelebi, “Çalışanlar ve hasta yakınları için Evde Sağlık Hizmetleri gerçekten özveri isteyen bir iş. Gittiğimiz yerlerde bir bakıyoruz acılı bir anne. Evinin bir köşesini yoğun bakım ünitesine çevirmiş. Farklı bir eve gidiyoruz yine acılı bir baba. Evinin bir köşesini fizik tedavi ünitesi yapmış ve evladını ayağa kaldırmayı başarabilmiş. Başka bir eve gidiyoruz bir torun evlat. Kaçıncı sınıfa gidiyorsun diye soruyoruz o bize, hocam ailenin tek okuma yazma bileni ben olduğum için beni okuldan aldılar. Nasıl böyle bir şey olur diye sorduğumuz da bize şu cevabı veriyor. Hocam babaannemin insülinini yapabilen tek kişi benim. Şu an nişanlandım ama ailem evlenmeme izin vermiyor. Bir insülin eğitimini bile veremiyorsak bu bizim acımız. Yine farklı bir eve gidiyoruz bir torun daha. Diyor ki, hocam bugün 1 kase yoğurt yedim. Bakıyoruz köşedeki ufak bir masanın üzerinde üniversiteye hazırlık kitapları. Bir başka evde zile basıyoruz ama açan yok. Bakıyoruz adres doğru. Maalesef orada kalan hastamız 30 yaşında MS hastası genç bir bayan evde tek başına kalıyor ve kapıyı sürüne sürüne bize açıyor. Hayata küsmüş, ilaçlarını tamamen çöpe atmış. Bir başka örnek vermek istiyorum. Gittiğiniz bir hastanın yakınına hastanın biraz daha protein alması gerektiğini ve etli yemeklerden yemesi gerektiğini söylüyoruz ama hasta yakınımızın bize söylediği içler acısı. 2 aydır evimize bırakın eti tavuk bile girmiyor diyor. Biz durumu sosyal hizmet uzmanımıza bildirdik ve ertesi ziyaretimizde kocaman bir koliyle gittik. Örneklerden sadece bir kaçı bunlar. Ben göreve başladığımda durumun bu kadar vahim olduğunu bilmiyordum” diye konuştu.
ÜÇLÜ HİZMET AYAĞINI OLUŞTURMALIYIZ
Evde Sağlık Hizmetlerinin tek başına yeterli olmadığını savunan Palandöken Devlet Hastanesi Başhekimi Opr. Dr. Zülküf Kaya, “Sunduğumuz hizmet çok önemli. Bizler her daim ekibimizin yanındayız. Ben isterim ki evde sağlık değil evde bakım hizmeti olsun. Bunun üç ayağı olsun. Birincisi sosyal hizmet ayağı. İkincisi sağlık hizmet alanı. Üçüncüsü de belediye ayağı. Bizler üzerimize düşeni yapalım ve elimizden geldiğince sağlık hizmetlerini yerine getirelim. Bizim arkadaşlarımız hastalarınız kanlarını alıyorlar ve buraya gelip ilgili doktorlarla görüşüp sizlere reçetelerle dönüyorlar. Bu büyük bir hizmet. Siz hiç evden ayrılmadan raporlarınız varsa onları çıkarıyorlar. Bu hizmetin yanı sıra bir de bakımla ilgili sosyal hizmet alanı var. Biz bununla ilgili Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’nü ziyaret ettik. Arkadaşlara sıkıntılarımızı anlattık. Sizin yaptığınız projelerde biz de çözüm ortağı olalım dedik. Biz hastaya yardım yapıyoruz ama hastaya yansıyan hiçbir şey yok. Yine bakım ve beslenme sorunu var hasta yine mağdur. Bunu da öyle çözelim diyoruz. Belediyeye düşen görev de var. Bunlar ailenin yaşam ortamını yaşanabilir bir ortama çevirmektir. Gezip görüyoruz hastaların kaldığı ev perişan. Badanası yok, suyu akmıyor, kanepesi çok kötü. Sağlıksız ortamda yaşıyor insanlar. İstiyoruz ki belediyeler de sorumluluklarını yerine getirsin. Bu üçlü ayakla bu hizmeti götürmek lazım. Sadece sağlık hizmeti yetmiyor. Bizim etkimiz yarım saat sürüyor. Belediyelerden destek bulursak aileleri tek tek rapor edeceğiz. Hastaların izinlerini alarak rapor edeceğiz. Biz bir aileyiz. Birbirimizin derdiyle dertlenmezsek çürümüş bir toplum oluruz. Komşusu açken yok yatan bizden değildir diyen bir Peygamberimiz var. Üzerimize düşeni elimizden geldiğince yapmalıyız” diyerek sözlerini tamamladı.
BURAK KULAÇOĞLU’NUN YAŞAM MÜCADELESİ
Eğitim seminerine katılanlar arasında geçirdiği bir trafik kazası sonucu yatalak hale gelen ve büyük bir azim sonucu hayata tutunan oğul Burak Kulaçoğlu’nun babası Mevsim Kulaçoğlu’nun anlattıkları tüm salona duygusal anlar yaşattı. Oğlunun 8 ay bitkisel hayatta kalmasıyla verdikleri zorlu mücadeleyi anlatan Baba Kulaçoğlu, şunları söyledi;
“Evin tek evladı olan çocuğumuz bir trafik kazası sonucu 8 ay bitkisel hayatta kaldı. Bitkisel hayattan çıktıktan sonra yatalak olan oğlumuza evde bakmaya başladık. Çocuğum bir tepki vermeden yarım gözleriyle adeta bir imdat bekliyordu. Bizim o andan itibaren başımızdan aşağı kaynar sular döküldü. Adeta çaresiz bir haldeydik. O gün en zor günümüz oldu. Çocuğumuzu eve getirdikten sonra ne yaparım ne ederim diye her yere başvurdum. Evde Bakım Hizmetleri’ne ulaştık ve hocalarımız sayesinde mücadeleye başladık ve Burak’ın nefesiyle yatıp kalktık. Öncelikle çocuğumuza temiz bir ortam hazırladık. Bize burak yürüyemez dediler ama biz öyle inanmadık. Burak yaşayacak daha iyi olacak ve eskisi gibi yürüyecek diye inandık. Mücadelemizle oğlumuzun durumu iyiye gitmeye başladı. Midesinden beslendiği bir tüp vardı zamanla onu çıkarttık. Ben kendi yediğimiz ürünlerle ona mamalar yapmaya başladım. Fizik tedavi sürecinde çocuğumun sorunlu eklem yerlerine su ve yağ terapisiyle kendimce tedavilerini sürdürdüm. Kendi egzersizlerini çalıştırdım. Burak’ımız bilinçlenmeye başladı. Ona fotoğraf ve televizyon gibi nesneleri izletmeye başladık. Rabbim yardım etti ve oğlumuz şimdi ayağa kalktı. Yapılan hizmetlerin karşılığını aldık. Emeği geçen tüm büyüklerimize teşekkür ediyoruz”
Hasta yakınlarına da çeşitli tavsiyeler veren Baba Mevsim Kulaçoğlu, “ Hasta yakınları için çok önemli bir konu var. Hepimizin başına böyle şeyler gelebiliyor. Lütfen sizlerden ricam, kendimize nasıl davranıyorsak hastalarımıza da o şekilde davranalım. Onları moralini yüksek tutalım” diyerek sözlerini noktaladı.
Duygu dolu anların yaşandığı eğitim seminerinde Evde Sağlık Hizmetleri ekiplerince hasta ve hasta yakınlarına, hasta bakımı eğitimi verildi.