İyi Parti Eski Erzurum İl Başkanı İbrahim Dumlu, İyi Parti Erzurum Milletvekili Naci Cinisli’nin iddialarına yayımladığı bir mesajla yanıt verdi.
Dumlu yayımladığı mesajda şu ifadelere yer verdi: “İyi Parti Erzurum İl Başkanlığı görevine getirilerek, 'Kurucu İl Başkanı' sıfatıyla il genelindeki teşkilatlanma çalışmalarını büyük bir özveri ve hem de hiçbir aksaklığa mahal vermeyecek bir biçimde yürüttüm. Aynı hassasiyet ve titizlikle sürdürdüğümüz seçim çalışmaları sonucunda Erzurum’da elde ettiğimiz başarı, parti genel merkezi ve bizzat genel başkan tarafından da çeşitli platformlarda dile getirildi, defalarca övgüye değer görüldü. Ancak 31 Mart seçimleri öncesinde İyi Parti’nin yaşadığı eksen kayması, ülkenin yeni demokratik kazanımlar elde etmesi umuduyla bu parti çatısı altında siyaset yapmaya karar vermiş olan birçoğu gibi bizleri de hayal kırıklığına uğrattı. Öyle ki; milliyetçi ve muhafazakar bir siyaset anlayışına sahip olan bizler için, terör örgütü PKK’nın siyasi uzantısı olduğu herkesçe bilinen bir partiyle aynı istikamette yürümek; takdir edilmelidir ki, kesinlikle kabul edilemez bir durumdu. Nitekim yaptığımız istişareler sonucunda bu partiyle yollarımızı ayırmaya karar verdiğimizi Erzurum kamuoyuna duyurduk, İl Başkanlığı görevimizden ve parti üyeliğinden istifa ettik. Kısaca hatırlatmak gerekirse; bizi istifaya sürükleyen sebep çok açıktı. İyi Parti, CHP’nin adayı olan Ekrem İmamoğlu’nu destekleme kararı almış ve yine CHP bu süreçte HDP ile sıkı bir temas haline girmişti. Tek başına bu gerekçe bile bizim o partide siyasete nokta koymamız için yeterli bir sebepti. Ancak gelin görün ki; aynı zamanda bir durum tespiti olan istifamıza en manidar, en üzüntü verici ve en anlaşılamaz tepki, İyi Parti Erzurum Milletvekili Naci Cinisli’den geldi. Milletvekili Cinisli, istifamızın hemen ardından düzenlediği basın toplantısında; başından sonuna kadar haklı olduğumuz istifa gerekçemizi değerlendiremeyeceğinden olsa gerek; hedef saptırmayı, şahsımızı zan ve töhmet altında bırakmayı ve itibarımızı gölgelemeye çalışmayı tercih etmiştir. Şöyle ki; partinin mali kayıtlarını ima ve işaret ederek, şahsımıza bizzat yolsuzluk suçlamasında bulunmuş; 'aldığının, verdiğinin ve sattığının hesabını vermeden kurtulamayacaksın' şeklinde kurduğu tehditvari cümlelerle de, itibarımıza resmen kastetmiştir. Bir hususun bilinmesinde özellikle fayda vardır. O da; istifamızın hemen ardından partinin mali kayıtlarının bir an önce incelenmesi yönündeki yoğun taleplerimiz ve birbiri ardına yaptığımız başvurularımızdır. Ancak ne yazık ki, bizim dönemimize ait kayıtlar ve defterler, istifamızdan aylar sonra ve üstelik bizim baskılarımız sonucunda ancak teslim alınabilmiş ve yapılan incelemenin sonuçları da, yine tutanakla kayıt altına alınmıştır. Söz konusu kayıtlar incelendiğinde rahatlıkla görülecektir ki; şahsımıza ima ve isnat edilen yolsuzluk iddiaları başlı başına bir iftiradan ibarettir. Zira parti hesaplarında yapılan inceleme sonucunda, İbrahim Dumlu olarak sadece şahsımızın parti için hatırı sayılır bir harcamanın yapıldığı tespit edilmiş ve bu durum belgelerle kayıt altına da alınmıştır. Kaldı ki, hakikatin bu olduğunu başından beri bilen Naci Cinisli’nin, istifamız söz konusu olunca bu gerçekleri görmezden gelmiş ve şahsımızı iftiraların hedefine oturtmuş olması ise, ayrıca üzüntü vericidir. Bununla birlikte bizi partinin doğal gaz aboneliğini iptal ettirmekle suçlayan Cinisli, tıpkı internet ve telefon gibi doğal gaz aboneliğinin de parti adına değil, tam tersine İbrahim Dumlu adına yapıldığını bildiği ve de tüm masraflarının yine İbrahim Dumlu tarafından karşılandığından haberdar olduğu halde her nedense bu hakikate de sırt çevirmeyi tercih etmiştir. Üstelik söz konusu partiyle ilişiğini kesmiş olan şahsımızın, doğal gaz aboneliğini iptal ettirmiş olması tabii bir durum olup, bunun altında bile kasıt arayan Cinisli’ye, partinin telefon ve internet aboneliklerinin halen daha şahsımıza ait olduğunu ve faturalarını da yine şahsımızın ödemeye devam ettiğini özellikle hatırlatmak isteriz. Hal böyle iken; Naci Cinisli’nin, vermeden kurtulamayacağımızı ifade ettiği hesabın ne olduğunu açıkçası biz de çok merak ediyoruz. Bilinmelidir ki, ortada verilmesi gereken bir hesap varsa, o da, ancak ve ancak Naci Cinisli’nin bu saatten sonra yargıya vereceği hesaptır.”