ford ercihan otomotiv
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
Aziziye Kahramanı Miralay Bahri Bey’e vefa
Aziziye Kahramanı Miralay Bahri Bey’e vefa
GSİM’den  filenin dadaşlarına motivasyon desteği
GSİM’den  filenin dadaşlarına motivasyon desteği
Erzurum’da aranan 6 şahıs yakalandı
Erzurum’da aranan 6 şahıs yakalandı
Şehit Polis Akoral rahmet niyazlarıyla anıldı
Şehit Polis Akoral rahmet niyazlarıyla anıldı
Emniyet üniversite öğrencilerini bilgilendiriyor
Emniyet üniversite öğrencilerini bilgilendiriyor
HABERLER>SİYASET
12 Eylül 2019 Perşembe - 18:48

‘Mekanları cennet olsun’

Büyükataman, ‘Yapılan sözde yargılama sonucunda ülküdaşlarımız Ahmet Kerse, Ali Bülent Orkan, Cengiz Baktemur, Cevdet Karakaş, Fikri Arıkan, İsmet Şahin, Mustafa Pehlivanoğlu, Halil Esendağ, Selçuk Duracık idam edilmiştir. Mekanları cennet olsun. ‘ dedi

‘Mekanları cennet olsun’

MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman, “12 Eylül'ü unutmak kendini inkar etmektir. Başta Başbuğumuz Alparslan Türkeş olmak üzere ebediyete irtihal etmiş dava adamlarının, gerek 12 Eylül öncesinde verdikleri destansı mücadelede şehadet şerbetini içen, gerekse 12 Eylül’ün idama reva gördüğü her biri ışığımız olan 9 yiğit ülküdaşımızın ruhları şad, mekânları cennet olsun” dedi.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Sekreteri İsmet Büyükataman, 12 Eylül darbesinin yıl dönümü nedeniyle bir açıklama yaptı. Büyükataman, siyasetinin temeline "Demokrasi ile milliyetçilik ikiz kardeştir” felsefesini koyan Milliyetçi Hareket Partisi’nin 50 yıllık şerefli mazisinde demokrasi mücadelesi verdiğini, demokrasinin sürdürülebilir ve güvenilir olması için bedeller ödediğini ifade etti. MHP’nin Meclisin işlemez hale geldiği dönemlerde sorumluluk üstlendiğini, demokrasinin önündeki tıkaçları büyük bir ustalıkla ve titizlikle açmayı bildiğini belirten Büyükataman, “Demokrasi, aziz Türk milleti için bir lütuf değil aksine Türklüğün cevher-i aslisinin gereğidir. Milliyetçi-ülkücü hareket, bu değerlerin yok sayılıp vatandaşın sandığa yansıyan hür iradesinin dışında başka bir iradeye ise asla boyun eğmemiştir. Bu dış irade kimi zaman iktidarın ekonomik ve benzeri tehditlerle yıpratılıp siyasetin dış odaklara bağlı güdümlü siyasi yapılara devredilmesi şeklinde karşımıza çıkmış, kimi zaman da şerefli Türk ordusunun içerisine yerleşme imkanı bulmuştur. Milliyetçi Hareket, siyasete dışarıdan birileri tarafından şekil verilmek istendiğini gördüğü an, devreye girmiş, sandığın yeniden kurulması da olmak üzere memleket adına tüm demokratik çareleri değerlendirmiştir. Bu sayededir ki toplumsal kutuplaşma, çatışmanın önüne geçilmiş, tarihimizde kara birer leke olarak geçebilecek pek çok hadisenin önü alınmıştır. ‘En güçlü silah, fikir; en güçlü fikir, Türk milliyetçiliğidir’ şuuruyla üniversitelerimizde hem kendilerini hem de Anadolu’nun bağrından kopup gelmiş temiz vatan evlatlarını kökü dışarıda bulunan fikir akımlarından, bunların terörist yapılanmalarından korumak isteyen Türk milliyetçileri şehit edilmeye başlanmıştır. Fikrinden başka silahı bulunmayan pek çok ülküdaşımız ilki Ruhi Kılıçkıran olmak üzere vahşice şehit edilmiştir. Odalarını silah deposuna çevirdiği halde insan haklarından, kardeşlikten, özgürlükten bahseden, profesörlük unvanını kendine kalkan yapan sözde aydınların üniversitelerde beslediği teröristler bir oldubitti ile ülkenin bir Sovyet peyki hâline getirilmesi için terörü araç olarak kullanmışlardır. Bir memleket zora girdiğinde ortalıkta kimse görünmezken sağına soluna bakmadan meydana atılanlar, harim-i namus çiğnenmesin diye tatlı canından geçenler o memleketin en has evlatlarıdır. Türk tarihi destanlar çağından günümüze bunun bayraklaşmış timsalleriyle doludur. Çok şükür ki bu timsallerden bir tanesi de mensubu olmaktan şeref duyduğumuz milliyetçi-ülkücü harekettir” açıklamasını yaptı.

“Komünist teröristlerce şehit edildiğimiz yetmezmiş gibi ordunun içerisine sızmış bulunan mandacı zihniyetin çocukları 12 Eylül 1980 tarihinde üzerimizden tanklarla geçmiş, darbe ile alnımıza vatan hainleriyle bir tutulma lekesi çalmaya kalkmıştır” diyerek sözlerini sürdüren Büyükataman, “İşkenceler, insanlık dışı muamelelere hatta darağaçlarına rağmen bu lekeyi kabullenmedik, alnımıza sürmelerine müsaade etmedik. Savcı Nurettin Soyer’in tarihe utanç vesikası olarak geçmiş ve içeriği iftiralarla doldurulmuş olan iddianamesiyle başta Milliyetçi Hareket Partisi'nin lideri Alparslan Türkeş olmak üzere yüzlerce ülkücü dava adamı yargılanmış ve idamla cezalandırılmaları talep edilmiştir. 587 sanıklı ‘MHP ve ülkücü kuruluşlar' davası başlamıştır. 29 Nisan 1981 tarihinde her satırı gerçek dışı ifadelerden oluşan 945 sayfalık bir iddianame ile başlayan ve ‘TCK’nın 146 ve 149. maddelerinde yazılı cürümleri işlemek için silahlı cemiyet oluşturmak’ suçlaması ile açılan davalarda, Alparslan Türkeş’in de içinde bulunduğu 220 kişinin idamı istenmiştir. 5 yıl 11 ay 8 gün süren yargılama, 7 Nisan 1987 tarihinde sonuçlanmıştır. Mahkeme sonucunda 11 yıl 1 ay 10 gün hapis cezasına çarptırılan Başbuğumuz merhum Alparslan Türkeş, 7 Nisan 1985 tarihinde tahliye edilmiştir. Yapılan sözde yargılama sonucunda ülküdaşlarımız Ahmet Kerse, Ali Bülent Orkan, Cengiz Baktemur, Cevdet Karakaş, Fikri Arıkan, İsmet Şahin, Mustafa Pehlivanoğlu, Halil Esendağ, Selçuk Duracık idam edilmiş, nice dava arkadaşımız çeşitli cezalara çarptırılmış ve bazıları da yargılanma sona ermeden ilahi rahmete kavuşmuşlardır. Gencecik fidanlarımızı görevli cellatlar aramızdan alırken, vatan, bayrak, millet ve bağımsızlık diyen dava arkadaşlarımızı vahşiler katlederken vakarımızdan sesimizi dahi çıkarmadık. Bu alçakça teşebbüsün içerisinde yer alanlarla vatanın sahiplerine işkenceleri, idamları reva görenlerle şerefli o ordumuzu asla bir ve aynı görmedik. Ordumuzun peygamber ocağı, devletimizin baba ocağı olduğunun şuuruyla hareket ettik. Cezaevlerini taş medrese, Hazreti Yusuf’un uğradığı iftiraya mülhem Yusufiye bildik. ‘Zalimlerin bir hesabı varsa şüphesiz ki Allah’ın hesabı en güzel hesap, adaleti en güzel adalettir’ dedik. Vatan, millet aşkıyla çilehanelerde çile doldurduk ancak kalplerimize ümitsizliğin zerresi giremedi” ifadelerini kullandı.

Büyükataman, “Biz, devleti ele geçirenlerin kurduğu göstermelik cunta mahkemelerinde İstiklâl Marşı’nı haykırarak milletin istiklaline sahip çıkanlarız” diyerek sözlerini şöyle sonlandırdı:

"Biz, ya istiklâl ya ölüm parolasıyla ölümü öldürenleriz. Biz, varlığını Türk varlığına armağan edenleriz. Biz, celladından helallik isteyen, geride kalanlarımıza davamızı miras bırakanlarız. Biz Türk milletinin kendi dikeni ile kanayan gülleriz. Biz, geceyi aydınlatan umut ışığıyız. Biz, milliyetçi-ülkücü hareketiz. Ne 12 Eylül öncesini ne de kahpe 12 Eylül’ü unuttuk. ‘12 Eylül’ü unutmayacağız, unutursak kanımız kurusun’ dediğimizde bunu bir laf-ı güzaf zannedenler, kararlılığımızı 15 Temmuz gecesi gerçekleştirilen hain darbe teşebbüsünde gördüler. Türk milliyetçilerini hedef alan her hareketin gerisinde Türk milletini dize getirme gayretleri yatmaktadır. 12 Eylül öncesindeki haklı mücadelemizin meyvelerini candan aziz bildiğimiz Türk milletinin toplamasına müsaade etmeyip ‘Bizim çocuklar kazandı’ diyerek geleceğimizi çalanların gayrimeşru çocukları 15 Temmuz’da bu sefer kaybetti. Haçlı emellerinin günümüzdeki temsilcileri; bir olan, iri olan, diri olan Türk milletinin topyekun karşı koyuşuyla geri dönmeye cesaret edememek üzere püskürtüldü. Sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli önderliğinde milliyetçi-ülkücü hareketin duruşu milletimize güven, cesaret vermiştir, vermeye de devam edecektir. Türkiye artık nereden bir saldırı, Türk milletini dize getirmek isteyen bir kalkışma gelecek diye beklemek yerine milli ülküleri ışığında büyük, güçlü Türkiye’yi kurma yolunda önemli adımlar atmaktadır. Bu kutlu yürüyüşte cehennem olsa gelen göğsümüzde söndürmeye Mete’den beri ant içmiş bulunmaktayız. Bu yürüyüş zaferle sonuçlanana dek sürecek, dünyanın beklediği adalet Türk’ün şefkatli ellerinden dünyaya yayılacaktır. 12 Eylül'ü unutmak kendini inkar etmektir. Başta Başbuğumuz Alparslan Türkeş olmak üzere ebediyete irtihal etmiş dava adamlarının, gerek 12 Eylül öncesinde verdikleri destansı mücadelede şehadet şerbetini içen, gerekse 12 Eylül’ün idama reva gördüğü her biri ışığımız olan 9 yiğit ülküdaşımızın ruhları şad, mekanları cennet olsun. O günleri yaşayan ve bugün hayatta olan kıymetli ülküdaşlarımıza Allah sağlıklı ömürler versin. Unutursak kanımız kurusun.”

 
Kentsel Dönüşümde 5 yıllık Eylem Planı
 
Erzurum ‘Leader’ iller arasında
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Kalın’dan ‘dikkat çekici sessizlik’ vurgusu
Kalın, “Türkiye’de başka bir yerde çok daha küçük ölçekli hadiseler meydana ...
Bahçeli: “Kayıtsız kalan da sorumludur”
Bahçeli, "Diyarbakır HDP İl Başkanlığı önünde 9 gündür oturma eylemi yapan ...
Aydemir: 'İbrahim Hakkı Hz.leri Dadaş dehası’
Milletvekili Aydemir'in ziyaret ettiği ERİHDER'de eserleri Batı ülkelerinde ...
 
Kırkpınar’dan annelere destek mesajı
AK Parti İzmir Milletvekili Yaşar Kırkpınar, Diyarbakır HDP İl Başkanlığı ...
'Muharrem ayı hikmet, hak ve hakikat sofrası'
Sekmen, Muharrem ayının, İslam âlemi için ortak bir hüzün ve matem mevsimi ...
Aydemir’den kardeşlik hassasiyeti vurgusu
Milletvekili Aydemir, Muharrem Ayı ve Kerbela olayının inananlara ‘birlikte ...
 
Yakutiye için büyük işbirliği
Büyükşehir Belediyesi, Yakutiye Belediyesi ile birlikte şehir merkezini adeta şantiyeye çevirdi.
Soylu önemli açıklamalarda bulundu
Katıldığı bir televizyon programında gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan ...
“Hiç kimseden korkumuz yoktur”
Bu vatanda misafir olmadığımızı kaydeden Bahçeli, "Şu gerçeği bilhassa ...
 
ERZURUM GAZETESİ
YAZARLAR
Ahmet Göksan
Ahmet Göksan
Çözümün Kuşkulusu
İslamhan Bulutlar
İslamhan Bulutlar
Peki bu işleri kim yapsın?
Ayhan Kara
Ayhan Kara
Bevval-i Ceh-i Zemzem: FETÖ ve İblis..
Ali Kemal Koçak
Ali Kemal Koçak
Berhan Yılmaz hocam kitabın ortasından konuşmuş: Sistem değişmeli
Can Umut Avcıgil
Can Umut Avcıgil
Hitabetin İhtişamı ve Hikâyenin Gücü
Mahmut Akdağ
Mahmut Akdağ
Ehramlı kadınlar çiftçi olamaz mı yani?
ERZURUM
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurumspor’un Yeni Sezon Önceliği:

a. Ligde kalmak
b. Playoffa kalmak
c. İlk iki için mücadele


Sonuçları göster Anket arşivi
FACEBOOK'TA ERZURUM GAZETESİ
TWITTER'DA ERZURUM GAZETESİ
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva