ford ercihan otomotiv
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
Emniyet öğrencileri bilgilendiriyor
Emniyet öğrencileri bilgilendiriyor
Erzurum’da YURTLİG heyecanı
Erzurum’da YURTLİG heyecanı
Erzurum'da torbacı operasyonuna 19 gözaltı
Erzurum'da torbacı operasyonuna 19 gözaltı
ATAUNİV’de İletişim buluşması
ATAUNİV’de İletişim buluşması
Erzurumspor FB ile aynı gruba düştü
Erzurumspor FB ile aynı gruba düştü
HABERLER>ASAYİŞ
24 Aralık 2021 Cuma - 09:11

Duman fetöcü hainlerin arka planını anlattı

Prof. Dr. Duman, “Dinler arası diyalog’ ifadesi günümüz Türkiye’sinde FETÖ ile özdeşleşmiştir. Bu kavram, FETÖ söyleminin en kilit ve sembolik kavramıdır. Diyalog yoluyla kendi inanç ve yaşam biçimini aktarma olarak özetlenebilecek olan bu proje, 1960’lı yıllarda Vatikan’da ortaya çıkıyor” dedi.

Duman fetöcü hainlerin arka planını anlattı

Amasya Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve OMÜ Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Önder Duman, “Dinler arası diyalog’ ifadesi günümüz Türkiye’sinde FETÖ ile özdeşleşmiştir. Bu kavram, FETÖ söyleminin en kilit ve sembolik kavramıdır. Diyalog yoluyla kendi inanç ve yaşam biçimini aktarma olarak özetlenebilecek olan bu proje, 1960’lı yıllarda Vatikan’da ortaya çıkıyor” dedi.
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) bünyesindeki Üniversiteli Akil Gençlik (ÜniAK) Topluluğu, Akademik Düşünce Eğitim Medeniyet (ADEM) Topluluğu ve Eğitim-Bir-Sen iş birliğiyle gerçekleştirilen "Amerikan Modeli Bir Örgütün Tarihsel Kodları" konulu konferansta, Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) tarihsel ve uluslararası kodları odağa alındı. Eğitim Fakültesi Konferans Salonu düzenlenen ve Amasya Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve OMÜ Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Önder Duman'ın konuşmacı olduğu konferansa; OMÜ Eğitim Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Şener Şentürk, Eğitim Bir-Sen 2 No'lu Şube Başkanı Tevfik Yılmaz Demir, ADEM ve ÜniAK Topluluk Başkanları ile öğrenciler katıldı.
PROF. DR. DUMAN: “FETÖ’NÜN HEP BİR GİZLİ AJANDASI OLMUŞTUR”
Konferansının başında FETÖ’nün tarihsel arka planından bahseden Prof. Dr. Önder Duman, bu süreci “Başından beri ılımlı görüntü sergilemek isteyen FETÖ’nün Türkiye Cumhuriyeti’ndeki tarihsel süreci; kuruluş dönemi, 1980’lerdeki yapılanma dönemi ve 1990’lı yılların başından itibaren günümüze kadar olan dönem olmak üzere 3 evrede incelenebilir. Türk siyasetinde 1970’li yıllardaki kaos dönemini Fetullahçı Terör Örgütü çok iyi kullanıyor. Sokaklarda sağ-sol çatışması, mezhep çatışmaları, etnik ve demografik sürtüşmeler yaşanırken, bu örgüt çatışmaların dışında kalmaya özen göstermiş ve bu aşamalarda kendi birimlerini, çatışmaların olmadığı güvenli limanlar olarak sunmuştur. 1980 darbesi sonrasında ise Türkiye’de sosyolojik bir yarılma meydana gelmiş, bu darbede her siyasi oluşum ve dinî cemaat yara almasına rağmen FETÖ, hiçbir yara almadığı gibi ‘takiye’ yöntemleriyle kendini geri planda tutarak güçlenmiştir. Örgüt, mevcut siyasi yapılanmayla uyumlu hareket ederek yurt sayısını arttırıyor. Hatta Pensilvanya eyaletindeki mülk de bu dönemde satın alınıyor. Örgüt lideri, 1980’de ‘Huruç Harekâtı’nı (Harekete geçme) başlatıyor ve bu harekâtın kısa süreli olmadığını, başarıya ancak 35 - 40 sene sonra ulaşılabileceğini söylüyor. Dolayısıyla FETÖ’nün 15 Temmuz Darbe Girişimi süreci bu yıllara kadar uzanmakta. Yani örgütün hep bir gizli ajandası olmuştur. 1980 - 1983 yılları arası da örgütün tedbirli davrandığı sıkıyönetim yılları. Bu dönemden sonra ise örgütün siyasete nüfuz ettiği dönemler başlamakta. 1986 yılında yapılan bir düzenleme doğrultusunda özel okul açılmasına izin verilmesi, örgüt açısından önemli bir kırılma noktasını teşkil ediyor. Örgüt, ilk özel okulunu İzmir’de Yamanlar Koleji adı altında açıyor ve ardından diğer okullar geliyor. Örgütün en önemli eleman devşirme araçları hâline gelen bu okullar üzerinden bir halkla ilişkiler stratejisi geliştirdiğini görüyoruz” sözleriyle özetledi.
“AMERİKAN BOARD OKULLARININ HEDEFİ; BATILI, ÇAĞDAŞ BİR EĞİTİM VERMEK VE TÜRKİYE’NİN LİDERLERİNİ YETİŞTİRMEK”
Sunumunda Osmanlı dönemindeki misyonerlik faaliyetleri üzerinde duran Prof. Dr. Duman, Amerikan Board ve Presbiteryen Board misyonerleri ile FETÖ’nün eğitimsel örgütlenme biçimleri arasındaki benzerliklere dikkat çekerek, “Amerikan Board ve Presbiteryen Board’ın 1914 tarihli yıllık raporlarında Amerikalı misyonerlerin Osmanlı İmparatorluğu’nda 473 okul, 54 ortaöğretim kurumu ile 4 teoloji okulu, yanı sıra da 11 koleji yönettikleri, toplamda 32 bin 252 öğrenciye eğitim verdikleri belirtilmektedir. 1923’te Cumhuriyet’in kurulmasıyla misyonerlik faaliyetlerine getirilen kısıtlamalara rağmen Amerikan Board, misyonunu sürdürme kararı alıyor. Bu dönemde sayısı azalmış olsa da ayakta kalan Board Okullarının hedefi; ‘Batılı, çağdaş bir eğitim vermek ve ‘Türkiye’nin liderlerini yetiştirmek’ olmuştur” bilgisini paylaştı.

“HER İKİ YAPILANMA DA ELEMAN VE ÇALIŞANLARINI, KENDİLERİNİN SEÇİLMİŞ ÖZEL İNSANLAR OLDUĞUNA İNANDIRIYOR”
Prof. Dr. Önder Duman, konuşmasında Amerikan Board ile FETÖ’nün benzerlik gösteren amaç ve faaliyetlerinden örnekler sıralarken bu hususlara dair şunları kaydetti:
“Her iki yapılanma da eleman ve çalışanlarını, kendilerinin seçilmiş özel insanlar olduğuna inandırıyor. FETÖ, üyelerini ‘Sen bizim yıldızımızsın’ diye kandırırken; Amerikan Board ise misyonerlerinin, kendilerini ‘Bir dava uğruna acı çeken kutsal kahramanlar’ olarak düşünmelerini sağlamıştır. Dolayısıyla bu ‘seçilmiş insanlar’, amaçlarına ulaşmak için her şeyi yapmayı olumlu bir özellik görüp bu durumu içselleştiriyorlar. Amerikan Board, Türkiye misyonunu önce 5 (Avrupa Türkiye’si, Suriye - Filistin, Batı Türkiye, Merkezî Türkiye, Doğu Türkiye), sonra da 3 misyona bölüyor. FETÖ de Türkiye’yi il bazında önce 7, sonra 5 bölgeye göre planlamıştır: İç Anadolu Bölgesi (merkezi Ankara), Marmara Bölgesi (merkezi İstanbul), Ege Bölgesi (merkezi İzmir), Doğu Anadolu ve Doğu Karadeniz (merkezi Erzurum), Doğu Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu (merkezi Gaziantep). Ayrıca, her iki örgüt de dünya genelinde faaliyet gösterse de Amerikan Board da FETÖ de Türkiye topraklarını birinci öncelik olarak kabul etmişlerdir. Öyle ki Amerikan Board’ın ilk misyonerleri 1820 yılında İzmir’e geliyor, aynı şekilde FETÖ lideri Fetullah Gülen de örgütle ilgili ilk çalışmalarını İzmir’de başlatıyor.”
“BAĞIŞ; İYİ MÜSLÜMAN VE İYİ HRİSTİYAN OLMANIN GÖSTERGESİ”
Her iki örgütte de eğitimin stratejik bir unsur olarak öne çıktığına dikkat çeken Prof. Dr. Duman devamında, “Gerek Amerikan Board gerekse FETÖ, maddi olanağı olmayanlara imkân sağlamak amacıyla açtıkları okullarda kendilerine bağlı bir kitle oluşturmak istiyor. Bu hedefleri doğrultusunda para toplama yoluyla ekonomik kaynak sağlıyorlar. FETÖ, para toplama işini ‘himmet, ‘bağış’, ‘burs’ üzerinden veya dergi abonelikleri vasıtasıyla yürütürken; Amerikan Board ise bazen sembolik bile olsa öğrencilerden aldıkları okul ücretlerinin yanı sıra, misyonerlerin çalıştıkları bölgeden yazdıkları ve ihtiyaç belirtmeleri üzerinden Amerika Birleşik Devletleri’nde yaşayan vatandaşlardan para topluyorlar. Bu anlamda bağış; iyi Müslüman ve iyi Hristiyan olmanın göstergesi hâline geliyor. FETÖ, okullarını açmadan önce öğrenci evleri veya ‘Işık Evleri’ (dershanelerinin bir diğer adı) ile çalışmalarına başlıyor. Amerikan Board misyonerleri de ‘kendi evlerinin bir odasında veya bir binanın tek katında’ açılan ‘Home School’ adlı ‘ev okulları’nda eğitim vermişlerdir. Bu noktada her iki örgüt için öğretmen yetiştirmek, çok büyük bir öneme sahip” ifadelerini kullandı.
LANCASTER METODU İLE ‘ABİ’ VE ‘ABLA’ SİSTEMİ
“Amerikan Board ile FETÖ arasındaki bir başka benzerlik eğitim modeli üzerinden kurulabilir” diyen Amasya Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve OMÜ Tarih Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Duman, bu paralelliğe ilişkin “1831 yılında Board misyoneri Rahip William Goodell, İstanbul’da diğer misyonerler ile birlikte Rum öğrenciler için Lancaster metodu (Lancasterian model) denilen bir çeşit denetleme yöntemine sahip 4 okul açmış ve bir yıl sonra bu okulların sayısı 20’ye yükselmiştir. Bu okullardaki Lancaster metodu, nitelikli bir öğretmen gözetiminde ileri düzey öğrencilerin, kendilerinden alt sınıflardaki genç öğrenci gruplarına eğitim vermesi olarak açıklanabilir. FETÖ eğitim modeli içerisinde yer alan ‘abi’ ve ‘abla’ sistemi de benzer şekilde işlemektedir. Abi ve ablalar, bir nevi gözetmen gibi hareket ederek toplantılar düzenliyor, öğrencilerle iletişim kuruyor, onları denetliyor ve yetiştiriyorlar” sözlerine yer verdi.
“DİNLER ARASI DİYALOG, FETÖ’NÜN EN KİLİT VE SEMBOLİK KAVRAMI”
Dinler arası diyalog kavramından söz eden Prof. Dr. Duman, bu kavramı ilk kez 1930’lu yıllarda Brad William Ernest Hocking’in, yayımladığı kitabında kullandığını belirterek “Dinler arası diyalog ifadesi günümüz Türkiye’sinde FETÖ ile özdeşleşmiştir. Bu kavram, FETÖ söyleminin en kilit ve sembolik kavramıdır. Diyalog yoluyla kendi inanç ve yaşam biçimini aktarma olarak özetlenebilecek olan bu proje, 1960’lı yıllarda Vatikan’da ortaya çıkıyor” diye konuştu.

 
BİLSEM’ler yaygınlaştırılıyor
 
 Liseliler boksta yarıştı
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Evlat nöbeti 844’üncü gününde
Çocuklarının terör örgütü PKK mensupları tarafından dağa kaçırıldığı iddiasıyla ...
Jandarma ekiplerinden kadınlara narkotik eğitimi
“En İyi Narkotik Polisi; Anne” projesi kapsamında annelere yönelik uyuşturucu ...
Jandarmadan Üniversite öğrencilerine KADES semineri
Kadın ve çocukların maruz kaldığı şiddeti engellemek amacıyla geliştirilerek ...
 
Akü hırsızları yakalandı
Erzurum’da polisten kaçan araç kovalamaca sonucu yakalandı. Araç içerisindeki ...
Kar savurma aracı şarampole devrildi
Karayolları Erzurum 12. Bölge Müdürlüğü ekipleri 2 bin 885 rakımlı Palandöken ...
Canını zor kurtardı
Artvin’de bir kafede çıkan yangında yaralanan 12 kişinin tedavisi devam ...
 
Kızını HDP ve PKK’dan almakta kararlı
9 yıl önce polis kıyafeti giyip 'Baban emniyette, bizimle gel' diyerek ...
Dondurucu soğukta evlat nöbeti
Muş’ta, çocuklarının PKK terör örgütü tarafından kandırılarak kaçırılmasından ...
Teslim olan örgüt mensubu sayısı 197’ye yükseldi
İçişleri Bakanlığı, Interpol tarafından kırmızı bültenle aranan bir terör ...
 
ERZURUM GAZETESİ
YAZARLAR
İslamhan Bulutlar
İslamhan Bulutlar
Kağıt gazete dönemi bitti!
Ali Kemal Koçak
Ali Kemal Koçak
Müslümanlar Müslüman Olmadıkça
Can Umut Avcıgil
Can Umut Avcıgil
Sosyal Medya ve Siyaset: Ahlakın Kaybolduğu Yer mi?
İzzet Fehmi Aksakal
İzzet Fehmi Aksakal
Erzurum tarım ve hayvancılıkla şahlanır mı?
Baki Gezmiş
Baki Gezmiş
Prof. Dr. Fatih Alper Gibi Derman Olacaksın !
Mahmut Akdağ
Mahmut Akdağ
İş Yapma Ayrı Sahiplenme Ayrı İştir Ve Erzurumspor
ERZURUM
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurumspor’un Yeni Sezon Önceliği:

a. Ligde kalmak
b. Playoffa kalmak
c. İlk iki için mücadele


Sonuçları göster Anket arşivi
FACEBOOK'TA ERZURUM GAZETESİ
TWITTER'DA ERZURUM GAZETESİ
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva