Konu ile ilgili İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Öğr. Gör. Murat Oto, birçok kaynakta Van'a ait olması muhtemel birçok türkü ve derlemenin TRT ve Kültür Bakanlığı arşivlerinde başka illerde göründüğünü belirtti. 5-6 yaşlarından beri müziğin içinde olan bir insan olduğunu anlatan Oto, Van Türküleri ile ilgili 7 yıldır araştırmalar yaptığını kaydetti.
//VAN'IN 12 BİN YILLIK TARİHİ VAR
Murat Oto, Van'ın Doğu ve Güneydoğu illeri arasında tarihi en eski olan kentlerin başında geldiğini belirterek, "Bakın Harran'ın 5 bin yıllık bir tarihi var. Van'ın 7 bini kesintisiz toplamda 12 bin yıllık tarihi bir geçmişi var. Türkiye'de Erzurum, Elazığ, Diyarbakır ve Urfa'nın isimleri her zaman ön plandadır. Nedeni, bunların türkü kültüründe ağırlıklarının olmasıdır. Geniş repertuarları, önemli sanatçıları olan kentler. Bu durum bana tuhaf gelmişti. Nasıl oluyor da tarihi bu kadar eskiye dayanan bir kent olan Van, müzik kültüründe bunlardan gerideydi. Bunun mutlaka bir açıklaması olmalıydı. Araştırmalarım, beni bunun muhacirlik olayları ile ilgili olduğu yönünde yönlendirdi" dedi.
//1927 YILINDA VAN'IN NÜFUSU 27 BİNE DÜŞTÜ
1915 yılları öncesi Van'ın kent nüfusunun 150 bin civarında olduğunu kaydeden Murat Oto, "Bu nüfusun 70-80 bini kadarı Ermeni, geriye kalanı ise Müslüman halk. Ermeni olaylarından kaynaklı, Rusların Çaldıran ovasına geldiği haberini alan halkın çoğu kenti terk ediyor. Kitlesel göçler şeklinde kenti terk eden halk, Diyarbakır, Elazığ, Adana, Urfa ve Elazığ gibi illere gidiyor. 1915'de olan bu olaydan sonra 1917 yılında Bolşevik ihtilali oluyor. Bu tarih itibari ile Ruslar kentten ayrılıyor. Tehcir kanunu kapsamda, çıkan olaylardan kaynaklı Ermeniler Suriye'ye gönderiliyor ve o tarihte Van'ın nüfusu bir anda sıfır oluyor. 1927 yılında yapılan nüfus sayımında Van'ın nüfusu 8 bin olarak tespit edilmiş. Göçen 150 bin kişiden dönenlerin sayısı ise sadece 2 bin. Bu durum bir anda Van'ın 7 binlik tarihi geçmişi ile olan bütün bağlarını koparıyor" şeklinde konuştu.
Öğr. Gör. Murat Oto, 'Van Türküleri' çalışmasının Van Külliyatı çalışması öncesi ortaya çıkmış bir fikir olduğunu belirtti. 6-7 yıl önce mahalli sanatçılarla tanıştıktan sonra Van'ın çok geniş bir repertuarı olduğunu keşfettiğini belirten Murat Oto, konuşmasını şöyle sürdürdü:
//VAN TÜRKÜLERİ İLK OLARAK 1950'LI YILLARDA DERLENMEYE BAŞLANDI
"O zaman Van Musiki Derneği başkanlığını yürütüyordum. 2005 yılında araştırmaya başladım. Dernek bünyesinde tamamı Van repertuarı olan 5 ayrı konser verdik. 90 kadar türkü seslendirmiştik. Ondan sonra daha bilimsel yöntemlerle yeniden araştırmaya başladım. Van içinde ve dışında yaşayan kaynak kişileri bularak, tek tek sanatlarını kayıt altına aldım. Bu araştırmalar esnasında bazı devlet kurumlarının ciddi araştırmalar yaptıkları halde bunları veri haline getirmediklerini fark ettim. Mesela neydi bu veriler? 1967 yılında ünlü bestecilerimiz Muammer Sun ve Cenan Akın'ın Van'a gelip 662 adet türkü kaydettiği bilgisine ulaştım. Van Milletvekilimiz Kayhan Türkmenoğlu'nun da katkısıyla TRT'de bulunan arşiv kayıtlarına ulaştım. Daha sonra Kültür ve Turizm Bakanlığı arşivlerini inceledik. Van ile ilgili bütün basılı kaynakları, dergileri, il yıllıklarını hatta kütükleri inceledik. 47 ana büyük kaynaktan Van Türkülerinin bahsi geçen tüm verileri topladık. Bu süreç 5-6 yıl sürdü. Bütün veriler dinlendi, dökümü yapıldı. Şu anda bunlar düzenlenecek ve metin haline getirilecek. Ardından nota haline getirilecek."
Halk derlemelerinin Cumhuriyet dönemiyle başladığını, 1950'li yıllarda Van'da ilk çalışmaların Muzaffer Sarısözen tarafından, ikinci çalışmanın ise 1967 yılında yapıldığını anlatan Murat Oto, şöyle konuştu:
//'AYAĞINDA KUNDURA' TÜRKÜSÜ VAN KÖKENLİ
"Bu süreden sonra ne Kültür Bakanlığı ne de TRT tarafından Van ile ilgili başka bir araştırma yapılmıyor. Bunun sonucunda da yüzeysel çalışmalar ve derinliği olmayan sonuçlar çıkıyor. Birçok kaynakta Van'a ait olması muhtemel birçok türkü ve derlemeler TRT ve Kültür Bakanlığı arşivlerinde başka illerde görünüyor. Bu iddianın sahibi de ben değil, Van üzerine çalışma yapan yazar ve ilgili kaynaklardır. Halk kültürünün unsurlarından biri olan türküleri de anlattığımız süreçten doğal olarak olumsuz etkilenmiş, türküleri ya yok olmuş ya da göçler nedeni ile başka illerin repertuarlarına yazılmak şansızlığına uğramıştır. Özellikle Diyarbakır ve Elazığ türkü repertuarındaki türküler ile Van türkü repertuarı çok benzerlikler ve çakışmalar göstermektedir. 1967 yılında Van'da araştırmalarda bulunan Muammer Sun ve Cenan Akın çalışmanın sonuç raporunda ilginç saptamalarda bulunuyorlar. Çalışmanın çözümlemesi devam etmektedir ancak savımızı destekleyecek bir örneği sonuç raporunun orijinalinden aktarmak istiyorum; 2008 yılında Muammer Sun ile yapılan kamera kayıtlı röportajda Muammer Sun, 'Şu an Elazığ repertuarına kayıtlı görünen "Kevenk Yolu Bu mudur" adlı türkünün Van türküsü olduğuna inandığını belirtmiş. Gerekçe olarak bu türkünün 1967 yılında Van'ın dört farklı yerinde dört farklı kişiden, ikisi Kürtçe ikisi ise Türkçe olarak kaydetmiş olmasını göstermektedir. Van'ın o yıllarda göç almadığını, göçlerin doğudan batıya olduğu, ayrıca Elazığ'dan Van'a bu türkü gelse bile Kürtçeye dönüşemeyeceğini belirtmiştir. Bu örnekler çok fazladır. Ayağında Kundura, Yoğurt Koydum Dolaba, Mektebin Bacaları, İki Keklik Bir Derede Ötüyor, Yaş Destanı, Mavi Yelek Mor Düğme gibi bazı önemli türkülerin birçok kaynakta Van kökenli olduğunu dair bilgiler var. Bu çalışmamızda bir yandan da yeni bulunan, ya da kayda geçmeyen türküleri inceliyoruz. Notaları yazılmakta, nota bilmeyenlere ulaştırılması için seslendirme çalışmaları yapmaktayız. Şu an 668 adet kırık hava, 115 uzun hava ve sözsüz ezgi olmak üzere toplam 783 türkü araştırma kapsamımıza alınmıştır. Bu türkülerin tamamı Van ile ilgili kaynaklarda adı geçen türkülerdir. Çalışmalarımızı Nisan 2010 tarihinde bitirmeyi planlıyoruz."