Türkiye’de televizyon dizi ve programları son yıllarda sıkça tartışılır hale geldi. Dizi ve programlardaki ana tema, sanat, felsefe ve mesaj özellikle çocuk ve gençler açısından ciddi problem içeriyor. Olumsuz etki oluşturan bu tür dizi ve programlar genelde toplum ve aile yapısını, özelliklede gençliği olumsuz etkiliyor. Diva- Sen Genel Başkan Yardımcısı ve Erzurum Şube Başkanı Osman Temel, televizyon dizi yapımcıları sadece reyting kaygısı ve para kazanma hırsıyla program hazırladıklarını ifade etti.
Dizilerin çoğunda işlenen ortak temanın toplumsal değerlerle taban tabana zıt olduğunun altını çizen Temel, dizilerde aile mahremiyetinin, korumanın büyük ölçüde ihmal ve inkâr edildiğini söyledi. Temel, “En çok seyredilenler arasında yer alan bu dizilerde, yuva yıkan taraf mazlum ve haklı gösteriliyor. Hikâyeler zengin aileler arasında, lüks konaklarda geçiyor. Kız kardeşlerden biri varlık elde etme amacıyla zengin biriyle evleniyor. Ancak baldızlar devreye girip eniştelerine göz koyuyor. Toplum nezdinde kabul görmeyen ve ahlâk anlayışımızı sorgulatan bu tür ilişkiler, neden sıklıkla ekranlara getiriliyor? Bir dizi tuttu diye benzerlerini çekmek için yarışa giriliyor. Toplumsal değerlerle hiçbir şekilde uyuşmayan bazı diziler, çarpık ilişkiler, gayrimeşru yaşantılar, gelenek ve kültürümüze aykırı davranışlarla toplumun dengesini bozmaktadır. Bir dizide, bir eserde, bir yapıtta olması gereken en önemli unsurlardan; sanat, felsefe ve estetik bugün söz konusu dizilerin pek çoğunda yoktur.” dedi.
REYTİNG YOLUNDA HERŞEY MÜBAHTIR
Reyting uğruna Türk toplum yapısının feda edildiğini belirten Temel, “Sinemanın ve görsel sanatın ruhundan çok daha aşağıda sığ, bayağı ve paçoz bir zihniyet hâkim hale gelmiş durumda. Reyting, fahiş kar ve tanınırlık gibi İslâmi ruhun kabulünden uzak, diğer bütün süfli beklentileri yücelten diziler toplumun ontolojik ve kültürel dinamiklerine dinamit koymaktadır. Böylece geleceğin emanet edileceği bireyler son derece yanlış bir istikamete doğru yönlendirilmektedir. Bu istikamet her halükarda çıkmaz ve bunalım sonuçludur. Televizyon dizileri adeta genlerimizi bozuyor. RTÜK’e vatandaştan gelen şikâyetlerin yüzde 60’ı diziler hakkında olduğu belirtiliyor. Bu oran geçen yıla göre iki kat artmış durumda. Çünkü dizilerde ciddi oranda marjinalleşme bireysel dürtüleri kışkırtıcı yönler ön planda yer alıyor. Tahrik edici sahneler defalarca gösterilerek bilinçaltına kazınıyor. Televizyon dizileri toplumun ahlâkî yapısına aykırı bulunuyor.” diye konuştu.