MUSA ERDOĞAN (İHA) –
Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu'nun Erzurum'daki konuşmasında Kıbrıs ve hava sahasına ilişkin sözleri hatırlatılarak, "Kendisinden böyle bir açıklama bekliyor muydunuz" sorusu yöneltilen Başbakan Erdoğan, "Öncelikle ikili görüşmelerimizde çok çok verimli görüşmeler yaptık. Daha sonra Dışişleri Bakanlarımızı da toplantıya kattık. Onlarla olan görüşmelerimiz de çok çok verimli geçti. Akabinde toplu açılış töreninde Sayın Yorgo'nun yaptığı konuşma gayet güzel, toparlayıcı bir konuşmaydı.”dedi.
//KUVEYT ZİYARETİ
Başbakan Erdoğan, Kuveyt'e hareketinden önce Esenboğa Havalimanı'nda düzenlediği basın toplantısında, ziyaretine ilişkin bilgi verdi, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Kuveyt Başbakanı Şeyh Nasır el-Muhammed el-Ahmed el-Sabah ve Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Hamad Bin Jassim Bin Cabar el-Tani'nin daveti üzerine bu ülkelere resmi ziyarette bulunacağını belirten Erdoğan, her iki ülkede gerçekleştirilecek temaslarda kendisine Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ile milletvekillerinden oluşan geniş bir heyetin refakat edeceğini söyledi. Ayrıca 358 iş adamının da ziyaretlerde kendileriyle birlikte olacağını ifade eden Erdoğan, 2 günlük Kuveyt ziyareti kapsamında, Emir Şeyh Sabah el-Ahmed el-Cabir el-Sabah, Ulusal Meclis Başkanı Jassim Muhammed Abdulmuhsin el-Karafi ve Başbakan Şeyh Nasır el-Muhammed el-Ahmed el-Sabah ile biraraya geleceklerini bildirdi.
Erdoğan, bunların dışında Kuveyt Fonu ve Kuveyt Yatırım İdaresi Başkanlarıyla da görüşmeler yapacaklarını ifade ederek, çalışmaların tamamlanması halinde Türkiye ile Kuveyt arasında Sanayi İşbirliği Mutabakat Zaptı'nın da ziyaret vesilesiyle imzalanacağını söyledi.
//"BÖLGESEL VE ULUSLARARASI KONULAR GÖRÜŞÜLECEK"
Ziyaret kapsamında, Şeyh Fahad el-Ahmed Uluslararası Hayır İşleri Ödülü Kurulu tarafından kendisine İslam Dünyası Mümtaz Şahsiyet Ödülü'nün tevcih edilmesi dolayısıyla bir tören düzenleneceğini de dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
"Takiben 11-12 Ocak 2011 tarihlerinde Katar'a gerçekleştireceğimiz ziyaret çerçevesinde ise Katar Emiri Sayın Şeyh Hamad Bin Halife el-Tani ile bir araya geleceğim. Ayrıca Başbakan ve Dışişleri Bakanı Şeyh Hamad Bin Jassim Bin Cabar el-Tani ile de görüşmem olacak. Ziyaretim çerçevesinde, Türkiye-Katar İş Forumu Toplantısı'na da katılacağım. Ayrıca yine şu anda çalışmaların bitmesi halinde Türkiye ile Katar arasında Arşivler Arası İşbirliği Protokolü de bu ziyaret vesilesiyle imzalanacaktır. Tarihi ve
kültürel bağlara sahip olduğumuz Katar ile ilişkilerimiz son dönemde mükemmel bir şekilde seyretmektedir. Kuveyt tüm körfez ülkeleriyle ilişkilerini, halklarımızın yararı ve ortak çıkarlarımız temelinde, her alanda daha da ilerletmek için çaba sarf etmektedir. Bu çerçevede Kuveyt ve Katar'da gerçekleştireceğim temaslarda ikili ilişkilerimizin mevcut durumunu gözden geçirerek, işbirliğimizin ilerletilmesi imkanları üzerinde duracağız. Gerek Kuveyt gerek Katar liderleriyle bölgesel ve uluslararası konular
hakkında görüş alış verişinde bulunacağım. Ziyaretlerimin Türkiye ile Kuveyt ve Katar arasındaki ilişkilerin daha ileri noktalara taşınmasına, bölgesel barış ve istikrara katkı sağlamasını temenni ediyorum."
//SORULAR
Bir gazetecinin "Tutukluluk süreleriyle ilgili tartışma hâlâ sürüyor. Yeni açıklamalar oldu. Yargıtay Başkanı istinaf mahkemelerinin yargıdaki yükün hafifletilmesi açısından bir an önce kurulması gerektiğini söylemişti. Adalet Bakanı da bunun tek başına çözüm olmayacağını ama radikal önlemler alınacağını ifade etmişti. Siz bu tartışmayı nasıl değerlendiriyorsunuz, bu radikal önlemler ne olabilir" sorususu üzerine, "Bu konularla alakalı gerek Adalet Bakanım, gerek Başbakan Yardımcım zaten çok geniş
açıklamalar yaptılar. Bir, iki bu açıklamalar yapılıyor. Fakat nedense hâlâ bazı konularda ısrarlar var'' dedi.
//İSTİNAF MAHKEMELERİ
İstinaf mahkemeleriyle ilgili kanaatlerinin, düşüncelerinin belli olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: "Niçin geciktiği, bu da ortada, fakat şu anda öyle zannediyorum ki artık sona doğru yaklaşıyoruz. İstinaf mahkemeleriyle ilgili olarak zaten fiziki şartları bitirmiş vaziyetteyiz. Sadece bu konularla ilgili atama safhasında Adalet Bakanlığımız. Bunun atamalarını da HSYK ile birlikte gerçekleştirecekler. Burada bizim daha başka herhalde bir sıkıntımız kalmadı. Diğer hususlarda ise şu anda yine arkadaşlarımız gerek Cemil Bey, gerekse Sadullah Bey gerekli olan açıklamaları yaptılar. İnanıyorum ki burada
yargının şu anda 'üzerimde toparlanan o ağır iş yükünü nasıl siyasi kanada yıkacağım', buna benzer bazı yaklaşım tarzları var, bunlar da şık olmuyor. Bir defa tamamıyla yargının kendi akışı içerisindedir, bunun siyaset mekanizmasıyla yakından uzaktan bir alakası yoktur. Yani yargıya düşmüş olanları, herhalde biz o dosyaları incelemiyoruz. Dosyaları inceleyen merci bellidir. Eğer siz bunları incelemekte mahir değilseniz, zamanı iyi değerlendirmiyorsanız, bunu kalkıp da siyasetçiye yıkamazsanız. Siyasetçiningörevi, görev alanı bellidir. Hatta hatta yargıya bir defa müdahale etmemek gibi gerek anayasadan, gerekse yasalardan hükmünü alan, bu noktada bize engeller getiren biliyorsunuz, yasal düzenlemeler var. Onun için kimse kalkıp da siyasetçiyi ve siyaseti burada yargılamaya girmesin ve herkes görevini bilsin. Bakın şu anda öyle daire başkanları var ki, 'ben bitirdim bütün işlerimi, önümde herhangi bir dosya yok ve süratle de işlerimi takip ediyorum' diyor. Ama edemeyenler de var herhalde onlar da başka işlerlemeşgul oluyorlar."
// PAPANDREU'NUN SÖZLERİ
Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu'nun Erzurum'daki konuşmasında Kıbrıs ve hava sahasına ilişkin sözleri hatırlatılarak, "Kendisinden böyle bir açıklama bekliyor muydunuz" sorusu yöneltilen Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti: "Öncelikle ikili görüşmelerimizde çok çok verimli görüşmeler yaptık. Daha sonra Dışişleri Bakanlarımızı da toplantıya kattık. Onlarla olan görüşmelerimiz de çok çok verimli geçti. Akabinde toKn çaba sarf etmektedir. Bu çplu açılış töreninde Sayın Yorgo'nun yaptığı konuşma gayet güzel, toparlayıcı bir konuşmaydı. Türkiye-Yunanistan arasında birlik, beraberlik mesajları içeren bir konuşmaydı. Fakat büyükelçiler toplantısındaki konuşma doğrusu benim de beklediğim konuşma değildi. Fakat daha sonra kendisiyle yaptığımız görüşmede de kendisinin aslında böyle anlaşılmak istenmediğini söyledi. Bunu da basın toplantısında gördüğünüz gibi telafi etti. Tabii burada 'ben ne diyorum' bu değil, 'karşımızdakiler ne anlıyor' bu çok önemli. Burada böyle bir incelik vardı. Bu inceliği zannediyorum orada kaçırdılar, ondan dolayı orası biraz şık olmadı. Biz de konuşmamızda zaten ev sahipliği nezaketi içerisinde öyle zannediyorum ki gerekli şekilde, gerekli değerlendirmeyi orada yaptık. Çünkü biz söylemlerimizle Türkiye-Yunanistan ilişkilerini germeye değil, yine de toparlamaya gayret etmeliyiz. bunun gayreti içerisinde olmalıyız. Zira Türkiye büyük bir devlet, güçlü bir devlet. Bu güçlü devlet, büyük devlet kendine yakışır şekilde tavırlarını ortaya koyarsa bölge barışına çok daha büyük katkıda bulunacaktır diye düşünüyorum.''
//"KILIÇDAROĞLU, NEREDEN NE KAPARIMIN PEŞİNDE"
Başbakan Erdoğan, "Papandreu'nun açıklamasının ardından sizin yaptığınız açıklama muhalefeti ikiye böldü. Sayın Bahçeli desteklerken, Sayın Kılıçdaroğlu'nun aksi yönde bir açıklaması oldu. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz" sorusunu ise şöyle yanıtladı:
"Sayın Kılıçdaroğlu, artık şu anda 'acaba ben nereden, ne kaparım' bunun gayreti içerisinde. Sayın Kılıçdaroğlu'nun böyle bir dış politika anlayışı veya dış politikada nasıl bir tavır takınacağım böyle bir yaklaşım tarzı yok, olamaz. Daha bu işe yavaş yavaş belli bir zaman içerisinde alışacak. Öyle düşünüyorum. Ama Sayın Bahçeli'ye de yaklaşımı sebebiyle özellikle teşekkür ediyorum. Milli birlik budur. Burada kişisellik aslında söz konusu olamaz. Milli menfaatlerin gerektirdiği yerde her şey geride
kalır, milli menfaatler en öne çıkar ve bunu hep birlikte başarmalıyız diye düşünüyorum."