AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, genel merkezde düzenlenen 26. Dönem Milletvekilleri Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, 23. dönem milletvekillerinin görevlerine anayasa referandumu ile çok iyi bir başlangıç yaptığını ancak arkasından hemen parti kapatma davasıyla partinin üzerine gelindiğini söyledi.
"Tüm çabalara rağmen AK Parti'nin planlarını bozamadılar. Cesaretimizi kıramadılar. Bizi millete hizmet yolundan alıkoyamadılar, alıkoyamazlar, alıkoyamayacaklar" diyen Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:"Bir yandan terörle mücadele dikkatle sürdürülürken bir yandan bu topraklarda kardeşliği yeniden güçlü bir şekilde tesis etmek için milli birlik ve kardeşlik projesini devreye soktuk. Bu süreçte kısa zamanda çok olumlu yol aldık ve akan kanı durdurduk. 2008 yılının son aylarından itibaren bütün dünyada ağır bir ekonomik kriz yaşandı. Türkiye hala etkilerini gösteren bu ekonomik krizi, 23. Dönem milletvekillerimiz ve o dönem hükümetlerinin çabalarıyla aştı. Cumhurbaşkanımızın tabiriyle 'ekonomik kriz Türkiye'ye teğet değip geçti.' Milletin duasıyla hareket edenler bütün krizler karşısında dimdik dururlar, ekonomik ve siyasi krizleri çözme iradesini gösterirler. Dünyanın dev ekonomilerinin ağır sarsıntılar ve iflaslar yaşadığı dönemde Türkiye krizden büyük bir hasar almadan çıktı."
Davutoğlu, küresel kriz şartlarının ülkeye yansıyan bir takım olumsuzlukları nedeniyle 29 Mart 2009 seçimlerinde AK Parti'nin oylarından bir düşüş yaşadığını, oyların yüzde 40'ın altına düşmesinin ardından AK Parti hareketinin inişe geçtiğini söyleyenlerin olduğunu dile getirdi.
AK Parti'nin gücünü nereden aldığını bilmeyenlerin bu hisse kapıldıklarını anlatan Davutoğlu, "Biz millete hizmet için yola çıkanların asla yenilmeyeceğini biliyorduk ve yenilmedik. Daha dik bir şekilde 2011 seçimlerine doğru her türlü tedbiri alarak yolumuza devam ettik. 2010 yılındaki referandumun ardından 2011 seçimlerinde bir siyasi partinin Türk siyasi tarihinde alabileceği en büyük oy oranını alarak iktidarımızı perçinledik. Buradan 24. Dönem milletvekillerimize de saygılarımızı hürmetlerimizi sunuyoruz. 24. Yasama Dönemi büyük bir güçle başlayan bir dönem oldu. Bu dönem ustalık döneminin başladığı tarih oldu. AK Parti 24. Yasama Dönemi'nin misyonunu 'yeni Türkiye'yi inşa' olarak belirledi. Milletten aldığımız destekle eski vesayetçi Türkiye yerine demokratik yeni Türkiye'yi inşa etmek için kararlılıkla yolumuza devam ettik. Bu hedef doğrultusunda bir yandan Türkiye'yi peş peşe büyük projelerle buluşturup bir yandan da kardeşliğimizi tesis etmek ve toplumsal barışı tahkim etmek üzere yolumuza devam ettik" diye konuştu.
Davutoğlu, 2013 Mayıs ayından itibaren Gezi Parkı odaklı olaylar ve 17-25 Aralık darbe girişimleri başta olmak üzere bir takım vesayetçi komplolarla karşı karşıya kaldıklarını aktardı.
Bütün bu komplolara karşı da dimdik durduklarını vurgulayan Davutoğlu, "O zaman başbakan olarak görev yapan Sayın Cumhurbaşkanımızın dirayeti, AK Partililerin sağlam duruşu ve milletin duasıyla bütün bu girişimler boşa çıkarıldı. Yolumuza, ilkelerimizden hiçbir şekilde taviz vermeden devam ettik. Bütün bu olumsuzlukların ardından yapılan 30 Mart seçimleri adeta bir seçim zaferi oldu. Bütün bu badirelerin atlatılmasında başrolü oynayan Sayın Cumhurbaşkanımızı, o zaman cumhurbaşkanlığı makamına gönderdiğimiz seçimler, başlı başına bir dönüm noktası" değerlendirmesinde bulundu.
Davutoğlu, 24 Ağustos 2014'te yapılan olağanüstü kongrenin bir nöbet değişimine sahne olduğunu, ilk günden bu yana partinin başında olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın makamına kendisinin layık görülerek büyük bir onur yaşatıldığını bildirdi.
NÖBET DEĞİŞİMİ
Böylesine önemli bir nöbet değişiminin en ufak bir sarsıntı olmadan suhuletle yaşandığını vurgulayan Davutoğlu, şunları kaydetti:"Bu Türk demokrasi tarihine geçen önemli bir nöbet değişimiydi. Üzerimizdeki ağır sorumluluğun farkında olarak kolları sıvadık, çalışmalara başladık. Ancak bizim milletimizle bütünleşerek ülkemizi büyütme çabamızı engelleyemeye çalışanlar da boş durmadılar. Terör odakları Kobani bahane edilerek yapılan o olaylarla yine harekete geçtiler. Bu ülkenin birliğine, dirliğine, gelişme iradesine, kardeşliğine, güven ve istikrar ortamına kasteden nice saldırılar gerçekleştirildi. Hepsi de aynı ilke ve tavırla karşılık buldu. Ne ülke insanlarının güvenliğinden, ne birlik ve kardeşliğimizden vazgeçtik. 1 Kasım bizim kararlılığımızın millet iradesiyle verilmiş nişanesi oldu. Bütün bu süreçlerden geçerek 1 Kasım'da yeniden destan yazdık. Öyle siyasi hareketler vardır ki kaderleri ülkelerin kaderleriyle aynı anda, aynı istikamet üzerinde yürür. Bu hareket içinde olanlar ülkenin kaderleriyle bütünleşmiş olmanın sorumluluğunu taşımalılar. Türkiye Cumhuriyeti'nin ve aziz milletin kaderini kendi kaderiyle bütünleştiren AK Parti kadroları bu dirayet, inanç ve kararı hep gösterdiler. İnanıyorum ki bundan sonra da sizlerle birlikte göstermeye devam edeceğiz. 7 Haziran seçimleri ve sonrası bizim için yeni bir sınavdı. 7 Haziran'da ilk defa tek başına iktidar olamadık. AK Parti'nin sarsılmasını, yenilmesini bekleyenler yine umutlandılar ve yine hayal kırıklığına uğradılar."
Davutoğlu, 26. Dönem Milletvekilleri Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, "1 Kasım zaferini biz, 7 Haziran akşamı burada, bu genel merkez binasında kazandık. Konya'dan Ankara'ya geldiğimde, o zaman Türkiye'nin üzerinde bir karabulut gibi bir yeis ve karamsarlık havası hakimdi. Bizi de aynı karamsarlıkla sanki AK Parti yenilmiş gibi bir havaya sokmak, bir yeis ortamı içinde AK Parti kadrolarının iradesini sarsmak istediler" ifadelerini kullandı.
"MİLLETİMİZE TEKRAR ŞÜKRANLARIMI İFADE ETMEK İSTİYORUM"
Yaptığı balkon konuşmasında, "Birileri bizim başımızı önümüze eğmemizi bekliyor. Esas başımızı kaldırmamız, vakarla başımızı göğe doğru yükseltmemizin vakti şu andır. Hiçbir şekilde yeise kapılmayacağız. Başımız öne eğilmeyecek, başımızı daima dik tutacağız" dediğini hatırlatan Davutoğlu, "7 Haziran'dan bu yana başımızın dik tutulmasına vesile olan bütün parti teşkilatımıza, bütün dava arkadaşlarımıza ama en önemlisi de başımızı dik tutmamızı sağlayan milletimize tekrar şükranlarımı ifade etmek istiyorum" diye konuştu.
Başbakan Davutoğlu, "7 Haziran akşamı psikolojik bir devrim, psikolojik bir restorasyon gerçekleştirmemiş olsaydık ve birilerinin yaptığı hesap gibi AK Parti kadrolarına bir karamsarlık havası hakim olmuş olsaydı bugün burada olmayabilirdik" değerlendirmesinde bulunan Davutoğlu, şöyle devam etti: "Her zorlu kavşağı 14 yıl içinde geçmiş AK Parti kadroları, 7 Haziran'daki sınavı da büyük başarıyla geçtiler. 7 Haziran'da, tek parti iktidarı olamamaktan kaynaklanan psikoloji karşısında yeise kapılmamak ne kadar önemliyse, bugün 1 Kasım seçimlerinden sonra kibre kapılmamak o kadar önemlidir. Bizim dava aşkımız ne yeise ne de kibre izin verir. Hep tevazu ve vakarı bir arada, şahsımızda ve hareketimizde gerçekleştirmeye devam edeceğiz. 7 Haziran akşamı milletimize döndük ve şu sözü verdik, 'Bir an dahi bu ülkeyi hükümetsiz bırakmayacağız, bir an dahi kriz ve kaos senaryolarına izin vermeyeceğiz.' İşte 1 Kasım seçimlerinden sonra, yarın yeni Meclisimizin toplanması vesilesiyle bir kez daha gururla söylüyorum ki 7 Haziran'dan bu yana AK Parti kadroları, hükümetlerimiz bir an dahi ülkeyi yönetimsiz bırakmadı, bir an dahi kaosa, krize izin vermedi. Bu da şunu gösterdi, AK Parti ayaktaysa Türkiye daima emniyet içindedir."
Başbakan Ahmet Davutoğlu, ikinci kritik kavşağı Meclis Başkanlığı seçiminde döndüklerini, "birinci seçilen partinin yapması gerekeni yaparak, AK Parti içinden bir Meclis başkanı çıkardıklarını" söyledi. Muhalefet partilerinin bu noktada da birlikte hareket etmekten uzak olduklarını ifade eden Davutoğlu, muhalefet partilerinin blok oluşturmaya çalıştığını ancak bu bloklarının dağıldığını kaydetti.
25’İNCİ DÖNEM MİLLETVEKİLLERİNE ÖVGÜ
"Bizim 258 kahraman arkadaşımızın, omuz omuza verdiği saf ise hiç çözülmedi" değerlendirmesinde bulunan Davutoğlu, 25. dönem milletvekillerini de saygıyla muhabbetle andığını söyledi.
Meclis başkanlığı seçimi başta olmak üzere, Meclis'te gösterilen dirayetli birlik ve beraberlik olmasaydı 1 Kasım zaferinin mümkün olmayacağının altını çizen Davutoğlu, "Aramızda olan arkadaşlarımıza teşekkür ederken, şu veya bu vesile veya gerekçeyle aramızda olmayan ama aynı aşkla 1 Kasım seçimleri öncesinde kampanyalara katılan dava arkadaşlarımı özellikle selamlıyorum. Onlar her türlü selamı, takdiri hak etmektedirler. Bundan sonra da hem yüreklerimizde hem dava yolumuzda en müstesna yere sahip olacaklar" diye konuştu.
"MUHALEFET PARTİLERİNE TAVSİYEM, KONGREDEN KORKMASINLAR"
Genel Başkan ve Başbakan Davutoğlu, üçüncü önemli kavşağın, AK Parti'nin kurumsallaşması, yenilenmesi açısından önemli olduğuna değinerek, şöyle devam etti:"7 Haziran seçimlerinde milletimiz bizi birinci parti yapmış ama aynı zamanda kendi içimizde bir muhasebe yapmamız gerektiğini söylemişti. Madem ki oylarımızda bir düşüş vardı, muhasebe şarttı. Biz hiç tereddüt etmedik. Ülke yönetiminde dirayetli tutumumuzu sürdürürken, Meclis zemininde Meclis başkanlığı seçimini yaparken partimizin her kademesinde çok kapsamlı bir iç muhasebe gerçekleştirdik. Çok geniş bir istişare zemini oluşturduk, araştırmalar yaptırdık, durumu değerlendirdik ve bunların ışığında kongremize gittik. Kongrede AK Parti'nin birlik ve beraberliğine gölge düşmesini bekleyenlere bir siyaset dersi verdik. O kongrede gösterdik ki siyaset her şeyden önce bir ahlak ve vakar meselesidir. AK Parti'nin kadroları bu ahlaki öze ve vakara sahiptir. AK Parti kongreleri, diğer partilerin kongrelerine benzemez. Birlik ve beraberlikle başlar, birlik ve beraberlikle biter. Yeni bir yola aynı kararlılıkla, aynı inançla devam eder. Bugün seçim yenilgilerinden sonra kongre tartışmaları yapan muhalefet partilerine de tavsiyem, kongreden korkmasınlar. Eğer o kongreye katılanlar, ahlaki bir özle ve millet aşkıyla katılmışlarsa her türlü küçük hesap o kongrede bozulabilir ama kendi kongrelerinden çekinenler, kendi içlerinde istişare etmek ve muhasebe etmekten kaçınanlar, Türkiye'ye aziz milletimize de hiçbir yeni gelecek vaadinde bulunamazlar. Ben tekrar beşinci kongremizin gerçekleşmesine katkıda bulunan ve vakarla bu kongreyi gerçekleştiren bütün delegelerimize buradan saygılarımı, selamlarımı iletiyorum. AK Parti kongreleri şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da birlik ve beraberlik kongreleri olacaktır."
"23 TEMMUZ'DA VERDİĞİMİZ TALİMAT BUGÜN DE GEÇERLİ"
Dördüncü kritik kavşağın 20 Temmuz'daki Suruç saldırısı olduğunu belirten Davutoğlu, Suruç saldırısından sonra 20-23 Temmuz'da DAEŞ, PKK ve DHKP-C'nin eş zamanlı saldırıları karşısında kararlık gösterilmeseydi daha büyük sıkıntıların ortaya çıkacağına dikkati çekti. Suruç saldırısının ardından hemen kriz yönetimini oluşturduklarını ve etkin bir şekilde terörle mücadeleyi başlattıklarını kaydeden Davutoğlu, "Bu mücadele devam ediyor. Açık söylüyorum, bizi '1 Kasım seçimleri için terörle mücadeleyi başlattı' diye itham edenlere hitaben de söylüyorum, terör bu topraklardan, bu toprakların her bir dağından, tepesinden, mezrasından, köyünden temizlenene kadar terörle mücadelemiz devam edecektir" ifadelerini kullandı.
Hiçbir zaman siyasi hesaplar üzerinden, Türkiye'nin geleceği üzerinde oyun oynanmasına izin vermediklerini vurgulayan Davutoğlu, 23 Temmuz'da "huzur ve demokrasi operasyonu"nu başlattıklarında verdikleri talimatın bugün de geçerli olduğunu ifade etti.
Davutoğlu, "1 Kasım'a kadar seçim güvenliği için operasyon yapın' talimatının verilmediğini" kaydederek, daha sonra güvenlik güçlerine, "Madem ki terör örgütleri eş zamanlı olarak bize karşı harekete geçmiştir, sizin göreviniz onları bir daha Türkiye'ye karşı harekete geçirmeyecek şekilde zayıflatmak, tasfiye etmektir" talimatının verildiğini vurguladı.
Bir taraftan silahlı kuvvetlerin İki Yaka Dağları'nda terörle mücadele ettiğini ve Ankara saldırılarını gerçekleştirenlerin birer birer beyinleriyle ortaya çıkarıldığını kaydeden Davutoğlu, diğer taraftan da demokrasi ve özgürlük mücadelesinin devam ettiğini dile getirdi.
"BÜTÜN BU GELİŞMELERDEN HERKES DERS ALMALI"
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Paris'te düzenlenen terör saldırılarının, "Terörün, dünyanın her yerinde, her toplum için tehdit" olduğunu gösterdiğine dikkati çekerek, şöyle devam etti:"10 Ekim Ankara saldırısında, biz daha yaralılarımızı hastanelere yetiştirme, cenazelerimizi toplama gayreti içindeyken, devlete 'katil devlet' diyen, Sayın Cumhurbaşkanımıza, bana, 'bu terörün sorumlusu sizler' diye hitap eden o vicdansızlar var ya şimdi Fransa'daki olaydan sonra Fransız muhalefetinin, aydınlarının, basınının gösterdiği tepkiden ders almak zorundalar. Fransız medyasında bir ceset gördünüz mü? Terörün hedeflediği psikolojik ortamın oluşmasına yol açacak herhangi bir resim, bir video gördünüz mü? Herhangi bir Fransız muhalefet liderinin çıkıp, terör odaklarından veya terörü yapanlardan daha çok Fransız Hükümeti'ne saldırdığını gördünüz mü? İşte bütün bu gelişmelerden herkesin ders alması lazım."
Başbakan Davutoğlu, Ankara saldırısı sırasında "Bu saldırı sadece oradaki vatandaşlarımıza değil, bu saldırı onlar üzerinden Türk demokrasisine, Türkiye'nin huzuruna, en önemlisi de seçimlerin sağlıklı bir şekilde yapılmasına karşı bir saldırıydı" dediklerini hatırlattı. Bu saldırıyı yapanların amaçlarına karşı kararlı bir duruş sergilediklerine işaret eden Davutoğlu, "Bir yandan terörü lanetledik, bir yandan saldırıya uğrayan vatandaşlarımızın, siyasi düşüncesi, ideolojisi ne olursa olsun her birine sahip çıktık. Soruşturmayı en hızlı şekilde sürdürerek, sonuca ulaştırdık. Olayın ortaya çıkardığı gerilimden faydalanmayı düşünenlerin oyunlarını bozduk. Kutuplaştırıcı bir atmosferin oluşmasına izin vermedik. Yasımızı tuttuk ama olayın geriliminin seçimlere yansımasına izin vermedik" diye konuştu.
Davutoğlu, muhalefet partilerinin bütün kampanyalarını durdurup, Türkiye'yi "olağanüstü şartlar altında seçime gidiyormuş" intiba oluşturacak şekilde bir imaja sürüklerken, kendilerinin çok net tavır aldıklarını belirtti. Başbakan Davutoğlu, Bursa mitingiyle tekrar meydanlara indiklerini ve "Bu meydanlar AK Parti kadroları ile doldukça, teröristlere bu meydanlarda ve bu vatanda hiçbir zaman yer olmayacak" dediklerini söyledi.