AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Allah şahit ki AK Parti davasının tek hedefi, vatanda ve dünyada adalettir. Zalimlere karşı baş kaldırmaktır. Birileri diyor ki, 'Zulüm olursa bırak olsun, sen keyfine bak.' Biz diyoruz ki: Dünyada tek bir mazlum kalana kadar biz hakkın bayrağını, bu al bayrağı kaldırmaya ve bu al bayrağı dünyada mazlum milletlerin bayrağı yapmaya kararlıyız" dedi.
YÖRÜKLERLE SELAMLAŞMA
Davutoğlu, Tosyalı Kapalı Spor Salonu'nda düzenlenen, partisinin Osmaniye 5. Olağan İl Kongresi'nde konuştu.Konuşmasına Osmaniye ve ilçelerini selamlayarak başlayan Davutoğlu, Türkmen obalarını ve bölgenin önemli isimlerini de andı.
Kongre öncesinde kendisini bekleyen Yörük Türkmenlerle selamlaştığını belirten ve beklettiği için Osmaniyelilerden helallik isteyen Davutoğlu, salonun hep bir ağızdan "Helal olsun" demesi üzerine, "Sizlere de helal olsun, Osmaniye'ye her şey helal olsun" diye konuştu.
HER TÜRKMEN OBASINDA BİR HOCA AHMET YESEVİ
Her Türkmen obasında bir Hoca Ahmet Yesevi olduğunu ifade eden Davutoğlu, dedesinin ismini koyarken kendisine Ahmedi Sani dediğini, Ahmedi Sani'nin Hoca Ahmet Yesevi'nin adı olduğunu söyledi.
Davutoğlu, "Her Türkmen oğluna Hoca Ahmet Yesevi'nin mirascısı olsun diye, onun yolunun yolcusu olsun diye Ahmedi Sani dermiş" ifadesini kullandı.
Türkmen obalarının, sadece refah, huzur için değil Anadolu'yu vatan kılmak için, dünyaya adalet dağıtmak için bu topraklara geldiğini aktaran Davutoğlu, şöyle konuştu:
"Aziz Osmaniyeliler Allah şahit ki AK Parti davasının tek hedefi, vatanda ve dünyada adalettir. Zalimlere karşı baş kaldırmaktır. Birileri diyor ki 'Zulüm olursa bırak olsun, sen keyfine bak.' Biz diyoruz ki: Dünyada tek bir mazlum kalana kadar biz hakkın bayrağını, bu al bayrağı kaldırmaya ve bu al bayrağı dünyada mazlum milletlerin bayrağı yapmaya kararlıyız. Onun için anlayamazlar bizi, Suriyelileri bağrımıza basışımızı anlayamazlar."
"BİZİM DERUNUMUZ ASYA'DIR, UFKUMUZ AVRUPA"
"Bizim derunumuz Asya'dır, ufkumuz Avrupa" diyen Davutoğlu, Üsküp'e yaptığı ziyareti anımsattı.
Davutoğlu, "Biz Hoca Ahmet Yesevi'yi unutabilir miyiz? Hoca Ahmet Yesevi'nin mirasını tek edebilir miyiz? Peki Üsküp'teki Evlad-ı Fatiha'nın mirasını sahipsiz bırakır mıyız? Bayırbucak Türkmenlerini sahipsiz bırakır mıyız? Halep'in Araplarını, Türkmenlerini, Kürtlerini, Müslüman kardeşlerimizi, tarihdaşlarımızı yalnız bırakır mıyız? İşte bundan rahatsız oldular. Onun için her türlü oyunu oynadılar" diye konuştu.
ÜSKÜP
Üsküp ziyaretinde kendisinden bayrak istendiğini, her haneye bayrak, Kuran-ı Kerim ve sözlük göndereceklerini hatırlatan Davutoğlu, "Eğer Ankara'da kudretli ve şefkatli bir devlet olmasaydı, Ankara'da gücü yeten bir hükümet olmasaydı, Ankara'da AK Parti olmasaydı, onlara söz verdiğimiz 100 bin bayrak, 100 bin Kuran, 100 bin sözlük oraya gidebilir miydi" diye konuştu.
Bundan 12 yıl önce Ankara'nın zor durumda olduğunu, IMF'den gelen memurların devletin kaderini şekillendirdiğini belirten Davutoğlu, devlet bürokrasisinde "2001'de fotokopi çektirecek makine ya da kağıt olmadığının" konuşulduğunu anlattı.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni o günlerden bugünlere getirdiklerini vurgulayan Davutoğlu, Gölcük ve Sakarya depremleri yaşandığında o dönemin başbakanının günlerce Ankara'dan bölgeye ulaşamadığını ifade etti.
Davutoğlu, artık Türkiye'nin herhangi bir yerinden değil Somali'den bile bir mazlumun "Ya Rab bize katından bir yardımcı gönder" dediğinde, hiç 20 senedir uçak inmemiş Mogadişu Havalimanı'na al bayraklı Türkiye Cumhuriyeti Devleti Başbakanı'nın uçağının indiğini dile getirdi.
Başbakan Davutoğlu, "2001'de devletimiz o haldeydi ki birkaç yüz milyon dolar borç alabilmek için IMF memurlarına hesap verilirdi. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Başbakanı, Başbakan Yardımcısı ne düşünür kimse merak etmezdi. Acaba IMF'nin gelen memuru ne diyecek herkes onu merak ederdi ama şimdi bırakın IMF'den borç istemeyi IMF'ye borç veren Türkiye Cumhuriyeti var" değerlendirmesinde bulundu.
Artık hiç kimsenin bu ülkenin kaderi hakkında söz sahibi olamayacağının altını çizen Davutoğlu, artık bir kalemde Suriye'den gelen mazlumlara 4,5 milyar dolar yardım yapabilen bir Türkiye olduğuna dikkat çekti.
"BİR İNSANLIK DESTANI YAZIYORSUNUZ"
Suriyeli sığınmacılara yardım ellerini uzattıkları için vatandaşlara teşekkür eden Davutoğlu, dünyada ve insanlık tarihinde başka hiçbir ülkenin, bir başka memleketten 2 milyon kardeşini mülteci kabul etmediğine ve ağırlamadığına işaret etti.
Davutoğlu, bunun devletin büyüklüğünü ve milletin alicenaplığını gösterdiğini dile getirdi. "Bayır Bucak Türkmenleri sınıra geldiğinde kapımızı kapatabilir miydik, Halep'ten kardeşlerimiz hangi ırktan, hangi mezhepten olursa olsun kapımıza geldiğinde kapımızı kapatabilir miydik" diyen Davutoğlu, gönülleri ve merhamet kapıları kapalı olanların bunu anlayamayacağını söyledi.
"Osmaniyeliler, Gaziantepliler, Kilisliler, Hataylılar, Şanlıurfalılar hepinizin anlından öpüyorum destan yazıyorsunuz destan...Bir insanlık destanı yazıyorsunuz" ifadesini kullanan Davutoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "kapıyı kapatın", 6-7 Ekim olaylarıyla ülkeyi kan gölüne çevirmek isteyen HDP'nin de "sadece Kobani'dekileri alın diğerlerini almayın" dediğini belirtti.
"TEK MİLLET, TEK VATAN, TEK DEVLET, TEK BAYRAK"
Davutoğlu, kendilerinin ise "Hoca Ahmet Yesevi'nin, Ahi Evran'ın, Hacı Bektaş'ın torunları kapısına gelen Tanrı misafirine, mazluma kapısını kapatmaz" dediklerine dikkat çekti.
Devleti zeval içinde olanların ayakta duramayacağını kaydeden Davutoğlu, hükümeti kurma görevini aldıktan sonra Anadolu'yu adım adım gezmeye başladıklarına değindi.
AK Parti'nin farkının bu olduğunu belirten Başbakan Davutoğlu, "Biz bu aziz bayrağı Hakkari'de de dalgalandırırız, Muğla'da da, Kars'ta da dalgalandırırız, Edirne'de de, Semerkant'ta da dalgalandırırız Saraybosna'da da, Somali'de de dalgalandırırız Filistin'de de. Dünyanın her yerinde dalgalandırırız" dedi.
Davutoğlu salondan gelen "Vur vur inlesin, Kılıçdaroğlu dinlesin" tezahüratları üzerine ise "Biz derse başladık mı, biz konuşmaya başladık mı hepsi dinleyecek. Muhalefet de dinleyecek, Pensilvanya da dinleyecek, küresel zalimler de dinleyecek çünkü artık Hoca Ahmet Yesevi'nin torunları konuşmaya, bayrağı kaldırmaya başladı. Tek millet, tek vatan, tek devlet, tek bayrak demeye başladı. Hainlerin hepsi hesap verecek" diye konuştu.
12 YIL ÖNCESİ
Davutoğlu, partisinin Osmaniye 5. Olağan İl Kongresinde yaptığı konuşmada, 12 yıl öncesinde Türkiye'nin acziyet içinde bulunduğunu, modernleştirilmek istenen eski tankların başka ülkelere gönderildiğini, AK Parti iktidarında ise devletin kendi tankı Altay'ı yapar hale geldiğini söyledi.
12 yıl önce donanmada başka ülkelerden alınmaya çalışılan ve hep geç verilen eski gemiler bulunduğunu, şimdi ise Türkiye'nin kendi savaş gemisini yaptığını, kendi uydusunu attığını, kendi uçağıyla semalarında ay yıldızlı bayrağını dalgalandırdığını vurgulayan Davutoğlu, "İşte gerçek milliyetçilik bu. Başkasından yardım isteyenler, başkasından borç isteyenler kendi ülkelerinde milli birlik ve beraberlik diyemeyezler. Borç alan talimat alır. Elhamdülillah AK Parti 2013 Mayısı'nda borç defterini kapattı. Allah bir daha bu millete borç isteme zilleti yaşatmasın. Ama borç verme onuru yaşatsın" diye konuştu.
KEŞKE BERABER OLSAYDIK
Başbakan Davutoğlu, Somali'ye, Pakistan'a ve Gazze'ye yapılan yardımlara işaret ederek, "Hani birileri 'orada ne işiniz var' diyor ya, keşke beraber olsaydık. Gazze'ye bombalar yağarken, Gazzeliler ben Gazze'yi ziyaret ettiğimde Yuşa kızımın başında onun babasıyla kucaklaştığımda her bir Filistinlinin elinde bir Türk bayrağı vardı, bir al bayrak vardı. İşte büyük devlet olmak bu" ifadesini kullandı.
Bütün mazlum milletlerin gözünün hep Türkiye'de olduğunu, "Türkiye'ye aman bir şey olmasın" diye dua ettiğini belirten Davutoğlu, "Birileri Türkiye'yi krize sokmaya çalışırken işte o gönlü zengin mazlumlar dünyanın her yerinde size, bize ve aziz milletimize dua ediyor" dedi.
"KİMSENİN ÖNÜNDE SELAM DURMAYIZ"
Konuşmasında, 17- 25 Aralık ve 19 Ocak'taki MİT tırlarına yönelik operasyonlara da değinen Davutoğlu, Dışişleri Bakanlığının da dinlenmeye çalışıldığını anımsattı.
Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:"Neden biliyor musunuz? Bütün meseleleri Türkiye'nin 12 senelik yükselişini durdurmak, bizi güçsüz kılmak, dizlerimizi titretmek, mümkünse AK Parti'yi zaafa uğratmak. Tam da MİT tırları Bayırbucak Türkmenlerine yardıma giderken onları basan, o basma talimatını veren hainler işte bu Türkiye'ye, yükselen Türkiye'ye karşıydılar. Ama yanıldıkları bir yer vardı. Yanıldıkları yer şuydu; biz hiçbir gücün karşısında boyun eğmeyiz, hiçbir zorluğun karşısında dizlerimiz titremez. Çünkü biz gücümüzü Rabbimizden ve milletimizden alırız. Başka kimseye hesap vermeyiz, başka kimsenin önünde selam durmayız."
Osmaniye'de tarihin özünün bulunduğunu, bu şehrin ülke tarihinin hülasası olduğunu vurgulayan Başbakan Davutoğlu, şehre yapılacak yatırımları anlattı.
Hızlı trenin Konya'dan, Toroslar'dan Mersin'e, oradan Adana'ya, Osmaniye'ye getirileceğini bildiren Davutoğlu, yörük obalarının develerle, kervanlarla aştığı dağları tünellerle geçeceklerini söyledi.
Başbakan Davutoğlu, İstanbul'dan Konya'ya, Mersin'e, Adana'ya, Osmaniye'ye ve Gaziantep'e giden hattın, Osmaniye'yi merkez kılacağını, Bahçe ile Nur Dağı arasında 10 kilometrelik en uzun demiryolu treninin inşa edileceğini, böylece söz konusu iki yer arasındaki mesafenin 17 kilometre kısalacağını bildirdi.
Salondaki partililerden gelen tezahürat üzerine, Haziran 2015 seçimlerinde en yüksek oyu alan ilçeye özellikle ziyarette bulunacağını kaydeden Davutoğlu, şehirden en az yüzde 55-60 civarında rekor oy beklediğini ifade etti.
Şehirdeki toplam ihracatın 2002'den bugüne 190 kat arttığını dile getiren Davutoğlu, o dönemde sayısı 1 olan organize sanayi bölgesinde 25 kişinin çalıştığını, şimdi sayısı ikiye çıkan organize sanayi bölgesinde ise 10 bin 500 kişinin istihdam edildiğini kaydetti.
Ecdadın bu şehre "cebeli bereket" dediğini, dağının da, ovasının da, ırmağının da bereketli olduğunu vurgulayan Davutoğlu, "Madem ki Osmaniye'nin dağı bereketlidir, ovası bereketlidir, suyu bereketlidir, sandığı da bereketli olsun tamam mı" dedi.
Başbakan Davutoğlu, Haziran 2015 seçimlerinde şehirden güzel haberler beklediğini söyledi.
SANAYİCİLERE ‘İLERİ TEKNOLOJİ’ DAVETİ
Başbakan Davutoğlu, bütün sanayi kuruluşlarını, sadece demir-çelik sektöründe değil, bütün alanlarda yoğun ve ileri teknolojik safhaya geçmeye davet etti.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Geçtiğimiz günlerde Genelkurmay Başkanımızla yaptığımız toplantıda aldığımız bir karar, inşallah Türk donanması, Ertuğrul'un 125. yılında bütün Hint Okyanusu ve Doğu Asya'yı geçerek Japonya'ya 125. yıl dostluk seferine çıkacak. 125 yıl önce Ertuğrul gemisinin taşıdığı dostluk bayrağını Japonya'ya tekrar taşıyacağız" dedi.
Davutoğlu, Osmaniye Organize Sanayii Bölgesindeki Tosyalı-Toyo Çelik Sanayii AŞ üretim tesisleri temel atma törenindeki konuşmasına, Türk-Japon ortakların eşlerine ve annelerine teşekkür ederek başladı.
Yatırım için Japonca olarak da teşekkür eden Davutoğlu, tesisin temel atma törenini 4 açıdan önemsediklerini belirtti.
Davutoğlu, öncelikle sanayinin yapısal ve niteliksel değişimi açısından büyük önem taşıdığını dile getirerek, Türkiye'nin, Afro-Avrasya'nın özellikle Orta Avrupa'dan Doğu Asya'ya ve Afrika'ya kadar uzanan bölgede en büyük üretim üslerinden birisi olduğunu anlattı.
İLERİ TEKNOLOJİYE DAVET
Davutoğlu, bütün sanayi kuruluşlarını, sadece demir-çelik sektöründe değil, bütün alanlarda yoğun ve ileri teknolojik safhaya geçmeye davet etti.
Türkiye'nin bundan sonraki rekabetini güçlendirecek temel hususlardan birisinin Ar-Ge ve inovasyon alanında yapılacak atılımlar olduğuna işaret eden Davutoğlu, şöyle devam etti:
"İnşallah bu 428 milyon dolarlık yatırımla, ikinci önemli boyut olarak demir-çelik sektöründe de niteliksel bir değişim yaşayacağımıza inanıyoruz. Bu konuda da Tosyalı Toyo şirketinin öncülük yapmasını bekliyoruz. Çünkü Türkiye, demir-çelik sektöründe en çok üretim kapasitesine sahip ilk 10 ülke arasına giriyor. Ancak baktığımızda hala ithalatımız, ihracatımızın yaklaşık 2 misli. Demir cevheri ve ileri teknoloji alanlarında yaptığımız ithalat dolayısıyla ihracatın 2 misli bir durumla, dengesizlikle karşı karşıyayız. Bu yatırımla ileri teknolojili ve katma değeri yüksek bir yapıya demir-çelik sektörüne gireceğine inanıyoruz. Bu açıdan da sadece sanayimizin genel dönüşümü bağlamında değil, demir-çelik sektörünün Türkiye'deki kendi içindeki dönüşümü bağlamında da son derece doğru ve stratejik bir adım olarak değerlendiriyoruz."
"Türk-Japon dostluğunun güzel bir nişanesi daha"
Davutoğlu, törenin kendilerini heyecanlandıran, sevindiren üçüncü boyutunun ise Türk-Japon dostluğunun güzel bir nişanesinin daha görülmesi olduğunu söyledi.
Türkiye ile Japonya'nın, son dönemde en üst düzeyde siyasi ilişkiler yanında çok önemli stratejik projeleri yapma yönünde çok örnek işbirliği sergilediğini anlatan Davutoğlu, "Başbakanlık Yatırım Ajansımızı da bu konuda tebrik ediyorum. Yakın takiple özellikle Sayın Cumhurbaşkanımızın Japonya seyahati esnasında bu büyük yatırımın ülkemize gelmesini sağlayacak önemli bir çerçeve oluşturdular. Bundan sonra da Başbakanlık Yatırım Ajansı, bütün bu alanlarda katkı vermeye ve Türkiye'ye daha çok yabancı yatırımın girmesi konusunda da çaba göstermeye devam edecek" diye konuştu.
Türk-Japon ilişkileri bağlamında 2015'in çok özel bir yıl olduğunu vurgulayan Davutoğlu, şöyle devam etti:"Ortak hatıramız olan Ertuğrul gemisinin Japonya'ya gidişinin ve maalesef elim bir kazada batışının 125. yılı. Japon dostlarımızın ve sizlerin huzurunda bir hususu da burada kamuoyumuzla paylaşmak istiyorum. Geçen sene Hiroşima'nın yıl dönümünde Hiroşima'daydım. Ertuğrul faciasının olduğu şehre ve bölgeye de gittim, o hisleri derinden yaşadım. İnşallah bu sene 125. yıl hem bu acı olmakla birlikte Türk-Japon dostluğunun önemli bir dönüm noktasını teşkil eden Ertuğrul dostluk gemisinin yıl dönümünü anmış olacağız hem de bu güzel yatırımı başlatmış oluyoruz. Fakat vurgulamak istediğim husus, geçtiğimiz günlerde Genelkurmay Başkanımızla yaptığımız toplantıda aldığımız bir karar, inşallah Türk donanması Ertuğrul'un 125. yılında bütün Hint Okyanusu ve Doğu Asya'yı geçerek Japonya'ya 125. yıl dostluk seferine çıkacak. 125 yıl önce Ertuğrul gemisinin taşıdığı dostluk bayrağını Japonya'ya tekrar taşıyacağız."
Davutoğlu, Türk-Japon dostluğunun köklü temelde daha da ilerleyeceğinden, bütün alanlarda, nükleer enerji alanında da olduğu gibi çok geniş iş potansiyelini hayata geçireceklerinden hiç kimsenin şüphesi olmaması gerektiğini dile getirdi.