Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Türkiye olarak kendi güvelik stratejimizi biz de şu şekilde özetleyebiliriz; tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Her kim milletimizin birliğine, beraberliğine, kardeşliğine göz dikerse, güvenlik stratejimize saldırmış demektir” dedi.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen 42. Muhtarlar Toplantısı’nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD’nin kendi güvenlik stratejisini açıkladığını belirterek, Türkiye’nin güvenlik stratejisinin ne olduğunu açıkladı. Türkiye’nin güvenlik stratejisini ve bu stratejiye gelecek zarara karşı nasıl mücadele verileceğini açıklayan Erdoğan, “ABD geçtiğimiz günlerde kendi güvenlik stratejisini açıkladı, bu stratejiyi ‘her şey Amerika için’ diyerek özetlemek mümkündür. Elbette her ülkenin kendisine göre bir güvenlik stratejisi belirleme ve bunu hayata geçirme hakkı vardır. Dolayısıyla biz de bu hakka sahibiz. Türkiye olarak kendi güvelik stratejimizi biz de şu şekilde özetleyebiliriz; tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Her kim milletimizin birliğine, beraberliğine, kardeşliğine göz dikerse, güvenlik stratejimize saldırmış demektir. Her kim bayrağımıza, ezanımıza, şehitlerimizin ve gazilerimizin emanetleri olan değerlerimize saygısızlık ederse güvenlik stratejimizi ihlal etmiş demektir. Her kim vatanımızın tek bir taşına dahi el sürmeye dahi tevessül ederse kırmızı çizgilerimizi geçmiş demektir. Her kim devletimizi yıkmaya, paralel devletler icat etmeye çalışırsa güvenlik stratejimizin kadim duvarlarına kafasını çarpmış demektir. Milli birliğimize, egemenliğimize, toprak bütünlüğümüze ve haklarımıza saygı duyan herkesle birlikte yol yürümeye, ittifaklar kurmaya, müttefiklik ilişkisi içine girmeye hazırız. Bu değerlerimizden herhangi birisine el uzatanın elini kırmak bizim boynumuzun borcudur. Türkiye hiçbir zaman terör örgütleri üzerinden başka ülkeleri, toplumları hedef almadığı gibi bu yönteme tevessül edenlere de asla teslimiyet göstermez. Türkiye hiçbir zaman ekonomiyi bir sömürü, tehdit, şantaj aracı olarak kullanmadığı gibi buna kalkışana da eyvallah etmez. Biz kendi özgürlüğümüz, kendi onurumuz ve geleceğimiz için ne kadar hassasiyet gösteriyorsak, kardeşimiz ve dostumuz kabul ettiğimiz toplumlara karşı aynı duyguları besliyoruz. Bunun için Suriye ağladığında bizim gözyaşlarımız akıyor. Irak ağladığında aynı şekilde biz de mahzun hale geliyoruz. Bunun için Filistin’deki masumlara eziyet edildiğinde bizim de yüreğimiz yanıyor. Bunun için Afrika’da çocukları açlıktan bir deri kemik haline gelmiş olarak gördüğümüzde bizim de lokmalarımız boğazımıza diziliyor” diye konuştu.
Sudan, Çad ve Tunus’a bir ziyaret gerçekleştireceğini belirten Erdoğan, “Onlarla beraber dertleşelim, hasbihal edelim, neler yapabiliriz bunun gayreti içinde olmak için gidiyoruz. Bunun için Balkanlar’daki kardeşimiz kendisine ibadet edecek cami bulamadığında secdeye giden alnımız ateş gibi yanıyor ve orada ne yapabiliriz onun gayretine giriyoruz. Bunun için Avrupa’daki göçmenler ırkçıların tacizine uğradığında oturduğumuz koltuk dikene dönüşüyor ve işte 3,5 milyon mülteci bizim topraklarımızda. Onlara biz ensar olduk. Bizim medeniyetimizde ve inancımızda veren el alan elden üstündür. Bunun için Arakan’daki Müslümanların evleri başlarına yıkıldığında biz de gök kubbenin üzerimize indiği hissine kapılıyoruz. Bakın Başbakanımız geniş bir heyet ile Bangladeş’te, oradaki kampları ziyaret etti, oradaki Arakan Müslümanların halini gördü. Bunlar bizim de başımıza gelebilirdi. Biz onların halini görüp halimize hamdedeceğiz. Bunun için Akdeniz’de batan her teknenin haberi ile bizim de kalbimizin bir kısmı sulara gömülüyor. Türkiye olarak, Türk milleti olarak sorumluluğumuz büyük ama bunun üstesinden gelecek gücümüz ve azmimiz daha da büyük” şeklinde konuştu.