/Yargıtay 11. Ceza Dairesi, Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen ve Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner'in "Ergenekon terör örgütü üyesi olmak" suçlamasıyla yargılandığı dava dosyası ile İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde yürütülen "İrtica ile mücadele eylem planı" dava dosyasının, birleştirme kararı beklenmeden Daireye gönderilmesine karar verdi.
Cihaner'in "görevi kötüye kullanma", "evrakta sahtecilik" ve "imar kirliliğine neden olmak" suçlamasıyla yargılandığı davaya, Yargıtay 11. Ceza Dairesinde devam edildi. Duruşma yoğun ilgi nedeniyle Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nda görüldü. Duruşmaya, tutuklu Erzurum Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner, avukatları, babası İsmail Hakkı, annesi Zeynep Cihaner, kardeşleri eşi Muhteber Cihaner, YARSAV Başkanı Emine Ülker Tarhan, YARSAV eski Başkanı ve Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ömer Faruk Eminağaoğlu, Sincan Hakimi Osman Kaçmaz çok sayıda yakını ve kendilerine "Ergenekon tertibine karşı dayanışma gurubu" adını verdikleri bazı vatandaşlar da izledi. Ayrıca, Cihaner'in, Genel Kurul salonuna girişinde salonda bulunanlarca alkışlandığı dikkat çekti.
Duruşma öncesi, "Ergenekon tertibine karşı dayanışma grubu" Yargıtay bahçesinde bir eylem yaptı. Grup adına Semiha Gökçen Boya basın açıklaması yaptı. Grubun elinde, "Onurlu yurtsever subaylara selam olsun", "Tertiplere yalanlara, iftiralara karşı dimdik ayaktayız", "Cihaner onurumuzdur" yazılı pankartlar olduğu görüldü. Duruşma sonrasında da aynı grup, bir süre slogan attıktan sonra dağıldı.
//AYRI AYRI SAVUNMA İSTEMİ
Yargıtay 11. Ceza Dairesi Başkanı Ersan Ülker, Cihaner'in üzerine atılı suçlamaları okuyarak, Cihaner'in her suçlama için ayrı ayrı savunma yapmasını istedi.
Cihaner, Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde savunma yapmadığını susma hakkını kullandığını fakat, Yargıtay'daki duruşmada usule yönelik savunma yapacağını belirtti.
Cihaner, kendisine yüklenen tüm suçlamalara ayrı ayrı yanıt verdi. Ülker, Cihaner'in "Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığının aynı konuda soruşturma yaptığı ve suçu CMK'nın 250. maddesi kapsamında kaldığı bahisle dosyayı istemesine rağmen önce göndermediği ardından soruşturma yapılması için gönderdiği" iddiasını hatırlatması üzerine Cihaner, şunları söyledi:
"Soruşturmayı gizlemek gibi bir şey söz konusu değil. Söz konusu olan görev ve yetki uyuşmazlığı. Bir kere Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığının yaşamış olduğumuz süreç içersinde, bazı hataları var. Başsavcılık kendisini genişletilmiş yetkileri sebebiyle hiyerarşik olarak diğer başsavcılıkların üstünde görüyor. Bunu bir yetki ve görev ayrımı değil de bir çeşit mülakat olarak değerlendirdi. İstediği soruşturmaya el koyup, yasal dayanağı olmayan bir yetkiyi kendilerinde gördüler. Böyle bir şey yok. Söz konusu olan aramızdaki yetki ve görev ayrımıdır. Benim dayanağım terörle mücadele yasasında yapılan değişiklikle cebir ve şiddet kullanılmadan bir örgütsel yapılanma varsa, bu yapılanma artık terör suçu sayılmayacaktır. Böylece bu yapılara yönelik soruşturmalar, genel yetkili Cumhuriyet Başsavcılıkları tarafından yapılacaktır. Kaldı ki onlar haklı olsa bile bu hukuki bir değerlendirmedir. Eğer görev uyuşmazlıklarında haksız çıkan taraf hakkında görevi kötüye kullanma gibi bir sonuca varılırsa, Türkiye'de hakim kalmaz. Benim dayanağım olan yargısal kararlardan biride Ceza Genel Kurulunun, özelikle Fethullah Gülen hakkında açılan davasıdır. Kurul, bir karar vermiştir. Kurulun değerlendirmesi, TCK 220 kapsamında bir yapılanma olmuş bir terör suçu olarak kabul edilmemiştir. Buna rağmen haksız olan Erzurum Başsavcılığıdır. Bu nedenle böyle bir suçlamayı kabul etmiyorum. Ayrıca, Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığının İsmail Ağa cemaatinin cebir ve şiddet kullandıkları yönünde bir tespiti bugüne kadar olmamıştır."
//"SUÇLAMALARI KABUL ETMİYORUM"-
Cihaner, kendisine yüklenilen "İsmail Ağa Cemaatine yönelik soyut olarak soruşturma başlattığı ve yetkili olmadığı yerde işlem yaptığı" yönündeki suçlamalar karşısında ise şöyle konuştu:
"Bunu kabul etmiyorum. Soruşturma başlamadan önce vali ve ilgililerin bulunduğu toplantıda, Erzincan'da ve bağlı yerlerde cemaatin ilköğretim öğrencilerini topladıkları belirtildi. Soruşturma işlemi suç işleme ile başlar. Sanki durup dururken kişiler hakkında araştırmaya girmişim gibi bir hava belirmiştir. Oysa araştırma yaptığım kişiler hakkında Erzurum Savcılığında da gözaltına alınma işlemi yapılmıştır. Dosyanın oraya alınması için yapılmış her şey. Hakkımdaki bu suçlamaları da kabul etmiyorum. İlk soruşturmayı kim yaparsa o devam eder. Kendi yetki sahasında bir suça yönelik soruşturma başlatır. Delilleri toplar. Diğer yer savcılıklarına talimat yazar. İlk nerede soruşturmaya başlanıldığı ise soruşturmayı o savcılık devam ettirir."
//CİHANER’İN SAVUNMASI
Cihaner, savunmasında "22 Eylül'de döndüğü görevine 20 Eylül'de dönüş gibi gösterdiği" suçlamasına ise uygulamanın "yerleşik" bir uygulama olduğunu ifade ederek, "Bu bir bildirimdir. Böyle bir uygulamayı yapmayacak meslektaşım yok. Ben bu konuda kimseye bir talimat vermedim. Sahtecilik suçlamasıyla karşı karşıyayım" dedi.
"İmar kirliğine neden olduğu" yönündeki suçlamaya ise Cihaner, Erzincan'daki lojmanın bahçesine tüm lojman sakinlerinin yararlanması için bir kameliye yapılmasını kararlaştırdıklarını söyledi. Cihaner, yapının ücretinin de aidatlardan kesilerek ödendiğini vurguladı. Cihaner, bu suçlamaya yönelik savunma yapmasından büyük üzüntü duyduğunu söyledi.
"Yürüttüğü soruşturmaları ve soruşturulan kişileri Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcıvekilliği'nden gizlediği yönündeki" suçlamaları da kabul etmediğini belirten Cihaner, şöyle devam etti:
"İsmailağa cemaati soruşturması sırasında Fethullah Gülen, Menzil ve Süleymancılar gruplarının faaliyetlerine ilişkin bilgiler de jandarma ve emniyetten geldi. Erzurum'un benden bilgi ve dosya istediği zaman jandarma ve emniyetten henüz yazılar gelmemişti. Bu yüzden haberdar olmadığım konuda Erzurum'a yanıt vermem mümkün değil. Erzurum'un yazısında somut talep yoktu."
-//ÇİÇEK, "GÖZ ALTINDAKİ ŞAHISLARI SALIVERİN' DEDİ"-
Duruşmada söz alan Cihaner'in avukatı Turgut Kazan ise davanın başlangıç noktasının Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek'in Cihaner'i telefonla araması olduğunu kaydetti. Çiçek'in bazı gazetelere konuya ilişkin verdiği beyanlarda Cihaner'e "gözaltına alınmış çocukları sorduğunu" söylediğini ifade eden Kazan, "Çiçek, İsmail Ağa soruşturması başladığında Başsavcıyı aramış mıdır? Aradığında gazetelere açıkladığı gibi göz altılara alındığını iddia ettiği çocukları mı sormuştur? Zaten göz altına alınan çocuk var mıdır? diye sorulması lazımdır" dedi.
Ardından söz alan Cihaner ise Çiçek'in kendisini arayarak o dönemde cemaatlere ilişkin alınan göz altıların kendilerini siyaseten çok zor durumda bırakacaklarını ifade ederek, "Çiçek, bu göz altıların seçimler öncesi kendilerini zor durumda bırakacağını, cezaların alt ve üst sınırının belli olduğunu, cezaevlerinin ağzına kadar dolu olduğunu söyledi. Çiçek, "göz altındaki şahısları salıverin' dedi. Ben de yasa gereğini yapacağımı söyledim. Üsteledi. Ben de telefonu kapadım. Cemil Çiçek'in aradığı tarihte de göz altında çocuk yoktu" diye konuştu.
Cihaner, dönemin adalet bakanı ile soruşturmaya konu cemaatin mensuplarının kendisi ile ilgili toplantı yaptıklarını ifade ederek, toplantıya yönelik iletişim tespit tutanaklarının da olduğunu öne sürdü.
Ayrıca Cihaner, Ceza İşleri Genel Müdür Yardımcısı Çetin Şen'in kendisini arayarak soruşturmaların Ergenekon misillemesi olarak yapıldığını ve soruşturmalar nedeniyle "insanın başını belaya sokacağını" söylediğini iddia etti.
Cihaner, yürüttüğü soruşturmalarda tüm arama ve gözaltı işlemlerinin usulüne uygun olarak yapılması için kolluk güçlerine talimat verdiğini de kaydederek, soruşturmalarında hiçbir kişilik hakkının ihlal edilmemesi için özen gösterdiğini, kişilik hakkı ihlali olmadığı söyledi.
//SAVCI DA DOSYALARI İSTEDİ-
Daire Başkanı Ülker, ilk duruşmada sanık İlhan Cihaner'in "Ergenekon terör örgütü üyesi olmak" suçlamasıyla yargılandığı dava dosyasının incelemek üzere Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nden istendiğini, fakat mahkemenin söz konusu dosyayı İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yürütülen "İrticayla Mücadele Eylem Planı" davası ile birleştirilmesine karar verildiğini ifade ettiğini söyledi.
Yargıtay Cumhuriyet Savcısı da Cihaner'in "Ergenekon terör örgütü üyesi olmak" suçlamasıyla yargılandığı dava dosyası ile İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yürütülen "İrticayla Mücadele Eylem Planı" davası dosyalarının incelenmek üzere istenmesini talep etti. Ayrıca, savcı Cihaner'in yürüttüğü İsmailağa cemaatine yönelik soruşturma dosyasının da incelenmek üzere istenmesine karar verilmesini talep etti.
//"BİRLEŞTİRME KARARI HUKUKİ DEĞİL"-
Tekrar söz alan Cihaner, Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin hakkındaki dava dosyasının İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki dava ile birleştirme kararının "hukuki" olmadığını söyledi. Cihaner, Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin, İstanbul'dan dava dosyasını istemeden birleştirme kararı verdiğini, ancak Erzurum'da yargılandığı suçlarla bağlantılı davanın Yargıtay'da yürütülen dava olduğunu öne sürdü.
Cihaner'in ardından söz alan Kazan, "Biz bir fiille karşı karşıyayız. Sami Selçuk ve bazı profesörler raporlar yazdı. Fakat, mahkeme bunları okumaya değer bulmadı" dedi.
Yargıtay'ın önceki duruşmada istediği belgelerin Erzurum'dan gönderilmemesini eleştiren Kazan, "3 günde iddianame yazıldı. 2 günde okundu. Başka bir yargıç göreve başlayacaktı. O yargıç tahliye falan istenir. O yargıç tahliye verir diye iddianame 3 günde yazılıp heyete teslim edildi. Biz dairenizin davayı 14 Mayıs'a atmasını duyunca söz konusu dosyanın buraya gelmeyeceğini biliyorduk. Dosya, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, HSYK ve Türkiye'nin hukuk düzeni değiştirildikten sonra Yargıtay'a getirilmek isteniyor. Cihaner için tutuklu diyemiyorum, "esaret' yaşıyor" dedi.
Yargıtay 11. Ceza Dairesi'nin Erzurum'dan dosyayı istemesine rağmen ilgililerin dosyayı göndermemesinin suç olduğunu dile getiren Kazan, "Buna seyirci kalamayız. Bu aynı zamanda suç duyurusudur. Yargıtay'a gönderdikleri yazı suçtur" diye konuştu.
Kazan, Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki dava dosyasının "derhal" Yargıtay'a getirilmesini isteyerek, İstanbul ve Erzurum'a kurye gönderilerek dosyanın kurye vasıtası ile getirilmesini, bir sonraki duruşmaya kadar Cihaner'in duruşma gününe kadar Ankara'da bir ceza evinde tutulmasını istedi.
Kazan, Erzurum'daki dava dosyası ile Yargıtay 11. Ceza Dairesinde görüşülen dosyaların birleştirilmesini de talep etti.
//DAVA 28 MAYIS'TA
Duruşmaya verilen aranın ardından Daire Başkanı Ülker, Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen ve Cihaner'in "Ergenekon terör örgütü üyesi olmak" suçlamasıyla yargılandığı dava dosyası ile İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde yürütülen ve sanıkları arasında Albay Dursun Çiçek'in de bulunduğu, "İrtica ile mücadele eylem planı" dava dosyasının, birleştirme kararı beklenmeden, incelenmek üzere kurye ile Daireye gönderilmesine karar verildiğini ifade etti. Ülker, Erzurum'daki dava dosyasını göndermeyen ve verdiği cevabi yazıda, yazışma ve nezaket kurallarına aykırı davrandığını gerekçesiyle Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti ve yetkilileri hakkında da Adalet Bakanlığına suç duyurusunda bulunulmasına, HSYK'nın konu hakkında bilgilendirilmesine karar verildiğini söyledi.