Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Kuzey Makedonya Dışişleri Bakanı Nikolay Dimitrov ile düzenlediği basın toplantısında, “Orada 3 gemimiz var, 4.gemimizi de Doğu Akdeniz’e en kısa sürede göndereceğiz” dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Üsküp temasları kapsamında Kuzey Makedonya Dışişleri Bakanı Nikolay Dimitrov ile gerçekleştirdikleri görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Avrupa Birliği’nin (AB) dün aldığı karara ilişkin soruları yanıtlayan Bakan Çavuşoğlu, “Buna yaptırım demek bu işi çok ciddiye almak demektir. Çok da ciddiye almaya gerek yok. Çünkü IPA kesintilerini daha önce yapmışlardı. Bunlar basit şeyler, bizi etkileyecek şeyler değildir” dedi.
“Sivil havacılık görüşmeleri de zaten Rum kesimi yüzünden durdurulmuştu” diyen Çavuşoğlu açıklamasını şu şekilde sürdürdü:
“Aynı şeyi tekrar ediyorlar. Geçmişte de bazı fasılları bloke etti, Avrupa Komisyonu da aynı şeyleri bloke etti ya da Fransa. Aynı şeylerin tekrarıdır. Diğer taraftan Yatırım Bankası’na da gözden geçir diyor. bunun da bağlayıcılığı yoktur. Şu bakımdan önemlidir. Merkez Bankasına ya da bankalara siyasetçilerin müdahale etmesini her zaman AB eleştirir. Serbest piyasa ekonomisi der. Şimdi bankaya böyle tavsiyeler veriyor. Bu da AB’nin başka bir çelişkisi.”
“Faaliyetlerimizi arttıracağız”
Üst düzey görüşmelerin olup olmamasının ehemmiyetinin olmadığını ifade eden Bakan Çavuşoğlu, “AB’nin bize ihtiyacı var. Onlar göç konusu olsun, diğer konularda mecburen bize gelecekler. Temasta bulunacaklar. Başka kaçarı yok. Bu aldıkları kararların uygulanmasının da mümkün olmadığını kendileri de biliyor. Neden? Rum kesimini tatmin etmek için. Saçma sapan dayanışma anlayışı ile Rum kesiminin ve Yunanistan’ın baskısı ile böyle kararla almak durumunda kaldılar. Fakat AB ve AB yöneticileri 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra hemen Türkiye’ye gelmedikleri için pişman olduklarını söylüyorlar. Fakat bu konuda samimi olmadıklarını bir kez daha gördüm. Mogherini’nin kendisi de böyle bir şeyin mümkün olmadığını toplantıya girerken söyledi, konuştuğumuz arkadaşlar da ‘böyle bir şey mümkün olmayacak’ dediler. Ne kadar güvenilir insanlar ya da ülkeler olduğu da açıkça ortadadır. Sorun, Kıbrıs Türk halkının ada etrafındaki haklarının garanti alınamaması. Paylaşım konusunda Rum kesimi AB üyeliğini de suiistimal ederek şımarık bir çocuk gibi bunu yapmak istememektedir. Biz yıllarca uyarı yaptık. ‘Eğer siz bunu yapmazsanız AB yapmazsa veya BM yapmazsa, biz garantör ülke olarak Kıbrıs Türk halkının hakkını koruyacağız ve biz de sondaja başlayacağız’ dedik. Ve başladık. Bundan sonraki süreçte kendilerine söyledik, ‘Türkiye’ye yönelik böyle kararlar alırsanız faaliyetlerimizi arttıracağız’. Orada 3 gemimiz var, 4. gemimizi de Doğu Akdeniz’e en kısa sürede göndereceğiz” açıklamasını yaptı.
“Rum kesimi de AB’yi arkasına almasın”
Türkiye ile böyle yöntemlerle baş edemeyeceklerini kaydeden Çavuşoğlu, “Bizim kıta sahanlığımız içinde ne yapacağımıza zaten biz karar veririz. Kıbrıs Türk halkının hakkını garanti altına almadıkları sürece biz oradaki faaliyetlerimizi arttırmaya devam edeceğiz. Bunu bilsinler. Rum kesimi de AB’yi arkasına almasın. Türk tarafı ile otursun. Burada da saçma bir paragraf var. ‘Rum kesiminin Türkiye ile diyalog kurmasını destekliyoruz’ bizim muhatabımız Rum kesimi değildir, Kıbrıs’taki kalıcı bir çözüm için gayriresmi görüş alışverişlerimiz oluyor, o başka bir şey. KKTC ile koordineli yapıyoruz. Paylaşım için Rum kesiminin muhatabı KKTC’dir, oradaki yöneticilerdir. Bir an önce aklını başına alsınlar ve hakça paylaşım için masaya otursunlar. Aksi takdirde Kıbrıs Türk halkının hakkını kimseye yedirmeyiz. Ne AB’ye yediririz ne de Ruma veya başka bir ülkeye yediririz” dedi.