Kocaeli Üniversitesi tarafından Fahri Doktora unvanı verilen Cumhurbaşkanı Erdoğan, törende yaptığı konuşmada terörle mücadele sürecine değinerek, “Allah’ın izniyle hiçbir fitne, hiçbir bozguncu senaryo, hiçbir saldırı amacına ulaşamayacak. Malazgirt’ten beri bu toprakları bize vatan kılmak için hayatlarını feda eden tüm şehitlerimizi, bu kutlu yolda hiçbir fedakârlıktan kaçınmayan tüm gazilerimizi rahmetle, minnetle yâd ediyorum” dedi.
FAHRİ DOKTORA TÖRENİ
Başbakan Yardımcıları Yalçın Akdoğan, Numan Kurtulmuş ve Tuğrul Türkeş, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Çevre ve Şehircilik Bakanı Fatma Güldemet Sarı, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç’ın hazır bulunduğu törene, üniversite yönetimi, öğretim üyeleri ve öğrencileri de iştirak etti. Kocaeli Üniversitesi Kongre Merkezi’nde düzenlenen törende Cumhurbaşkanı Erdoğan bir konuşma yaptı.
ŞÜHEDAYA RAHMET
Konuşmasının başında, dün Hakkari’nin Çukurca ilçesine bağlı Çığlı üs bölgesini hedef alan saldırıda şehit olan 6 asker ve helikopterin düşmesi sonucu şehit olan 2 pilot için Allah’tan rahmet, şehitlerin yakınlarına, silah arkadaşlarına ve millete başsağlığı dileklerinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerinin devamında şunları söyledi: “Vatanınızın bütünlüğü, milletimizin birliği ve devletimizin bekası için hayatlarını feda eden her şehidimiz, bizim bu topraklardaki ebedi varlığımızı tescilleyen birer mühürdür. Ülkemizde, belki “şehitler tepesi” hiçbir zaman boş kalmayacak, ama Allah’ın izniyle hiçbir fitne, hiçbir bozguncu senaryo, hiçbir saldırı da amacına ulaşamayacak. Malazgirt’ten beri bu toprakları bize vatan kılmak için hayatlarını feda eden tüm şehitlerimizi, bu kutlu yolda hiçbir fedakârlıktan kaçınmayan tüm gazilerimizi rahmetle, minnetle yâd ediyorum.”
“MEZUN OLDUĞUNUZ ÜNİVERSİTENİN TARİHİ, SİZLERE HAYAT BOYU REHBER OLACAK”
Kocaeli Üniversitesi tarafından şahsına tevdi edilen fahri doktora unvanı için üniversite rektörüne ve üniversite senatosuna teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kocaeli Üniversitesi’ndekiler başta olmak üzere, üniversite eğitimlerini başarıyla tamamlayarak mezun olmaya hak kazanan tüm öğrencileri kutladığını söyledi. Mezunlara iş hayatlarında, akademik çalışmalarında, bu ülkeye ve millete hayırlı bir birey olma yolunda Allah’tan muvaffakiyetler dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kocaeli Üniversitemizde okuyan ve buradan mezun olacak öğrencilerimizin, bir konuda kendilerini şanslı hissetmeleri gerektiğine inanıyorum. Zira mezun olduğunuz üniversitenin tarihi, eminim sizlere hayat boyu rehber olacak, yol gösterecek derslerle bezelidir” dedi.
1999 MARMARA DEPREMİ
1999’daki Marmara depreminde, maddi varlığının yüzde 75’ini tamamen kaybetmesine rağmen o yıl ki eğitim dönemine 1 aylık gecikmeyle de olsa başlayan Kocaeli Üniversitesi’nin, 2000 yılında inşa edilmeye başlanan Umuttepe Kampüsü’nün, kendilerinin de teşvik ve destekleriyle 4 yılda tamamlandığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, üniversitenin Türkiye’nin en donanımlı devlet üniversiteleri arasında yer aldığını, bünyesindeki teknopark, teknoloji transfer ofisleri ve KOSGEB-TEKMER gibi merkezleriyle bir sanayi şehri olan Kocaeli’nin önünü açtığını kaydetti.
“ENGELLERE YOĞUNLAŞARAK, BAHANELERE SARILARAK, MAZERET ÜRETEREK BAŞARI YAKALANAMAZ”
Kocaeli Üniversitesi öğrencilerinin, üniversitelerinin ders niteliğindeki başarı hikâyesini de özümsediklerine inandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, öğrencilere hitaben şöyle konuştu: “Başarı, elinizdeki imkânların büyüklüğü ile ölçülebilecek, salt bunlara bağlı olarak elde edilebilecek bir şey değildir. Hayatın her alanında başarının anahtarı, sıkıntılar, zorluklar, yokluklar karşısında yılmadan, hedefleriniz doğrultusunda yürümeyi göze almaktır. Engellere yoğunlaşarak, bahanelere sarılarak, mazeret üreterek başarı yakalanamaz. Bu, kolay olandır. Asıl mesele, ümitsizliğe kapılmadan, Allah’ın yardımına güvenerek, sorumluluklarımızı en iyi şekilde yapmak, “zoru kolay” kılacak bir iradeye sahip olmaktır. Ben sizde bunu görüyorum, bunu başaracaksınız. Ben, bu tüm öğrencilerimizin bu bilinçle hayata yaklaşacaklarına, bundan sonraki çalışmalarını bu prensip doğrultusunda sürdüreceklerine inanıyorum.”
14 YILLIK SÜREÇ
Türkiye, 14 yılda hangi başarılara imza attıysa, hangi projesini hayata geçirdiyse, önüne çıkan türlü engelleri aşarak yaptığını, Türkiye’yi yönetme sorumluluğunu devraldıklarının yüklerinin ağır ve yapılacak işin çok olduğunu bildiklerini dile getiren cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yıllardır bu ülkenin kaynaklarını sömüren, millete tepeden bakan bir avuç seçkinin, yolumuza taş koyacağını biliyorduk. Vesayet odaklarının boş durmayacağının, demokrasinin yerleşmesi, milli iradenin hâkim kılınması için yapılanları sabote edeceğinin farkındaydık. Aynı şekilde, Türkiye’nin büyümesinin, güçlenmesinin, iddia sahibi olmasının, kendi milli politikalarını sürdürmesinin uluslararası güç odaklarını rahatsız edeceğini de gayet iyi biliyorduk” diye konuştu.
“ESKİ TÜRKİYE ELİTLERİNİN ÇIKARLARINI KORUMAK İÇİN ÇİĞNEMEYECEKLERİ İLKE, YAPMAYACAKLARI İHANET YOK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’deki en büyük zorluğun, milletin tayin ettiği yolda yürümek, millete hizmet etmek olduğunu ve geçmişte yaşanan tecrübelerin bunu kendilerine gösterdiğini vurgulayarak şu değerlendirmelerde bulundu: “Eski Türkiye’nin elitlerinin, çıkarlarını korumak için girmeyecekleri işbirliği, çiğnemeyecekleri ilke, yapmayacakları ihanet yoktur. Ben gerek hocalarıma, gerek öğrencilerimize başımızı iki elleri arasına alarak şunu düşünmelerini tavsiye ediyorum: İradesini başka ülkelere, vesayet odaklarına teslim edenler, ihtiraslarını akıllarının önüne koyanlar, 79 milyonluk “Türkiye Gemisini” batırmaktan bir an olsun çekinmeyeceklerini özellikle bilmelerini istiyorum. Bunu 14 yıllık başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı dönemimde yaşayarak gördüm. 4,5 yıllık İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığımda yaşayarak gördüm. Nitekim Cumhuriyet mitinglerinden Gezi olaylarına, 17-25 Aralık darbe teşebbüsünden, 6-8 Ekim hadiselerine kadar bunu birçok kez yaşadık. Emin olun aynı niyetler bugün de farkı biçimlerde devam ediyor.”
MİLLETİN EMANETİ
Tehditlere boyun eğmeden, hedeflerinden vazgeçmeden yollarına devam ettiklerini ifade ederek, “Milletin bize verdiği emaneti çapulculara, ihanet çetelerine, terör örgütünün vandallarına teslim etmedik, etmeyeceğiz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin bugün 14 yıl öncesiyle karşılaştırılamayacak kadar büyük bir ülke olduğunu; her alanda 79 yıllık Cumhuriyet tarihinde yapılan yatırımların katbekat fazlasını gerçekleştirdiklerini, demokraside, insan haklarında, dış politikada, ekonomide, sanayide, eğitimde, sağlıkta çığır açan reformları hayata geçirdiklerini kaydetti.
“2002’DEN ÖNCE IMF KAPILARINDA BORÇ PARA DİLENEN BİR TÜRKİYE VARDI”
2002’den önce IMF kapılarında borç para dilenen, onuru çiğnenen, memurunun maaşını dahi zor ödeyen bir Türkiye’den bugün IMF’e borcunu kapatmış ve veren el konumunda olan bir Türkiye’ye ulaşıldığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Fransız bir IMF Başkanı vardı, şu andaki Lagarde değil, ismini vermeyeceğim diğerinin, Davos’ta -ki o benim son zaten Davos’a gidişimdi- onunla konuşuyoruz, IMF’in Türkiye ile ilişkilerinde dedim ki; ‘Müzakerelerde bu yaptıklarınız doğru değil. Siz bize verdiğiniz borcun takibini yapın, bunun muhasebe kayıtlarını takip edin, niçin verdiniz, nereye harcanıyor, buna bakın. Ama siz eğer kalkar da bize siyasi noktada yön vermeye kalkarsanız, kusura bakmayın, artık bu eski alışkanlıklar geride kaldı, bize siyasette yön veremezsiniz, bu ülkeyi yöneten biziz. Ha, verdiğiniz borcun takibini de muhasebe kayıtlarını takip edin, ama dahi ileri gidemezsiniz.’ O zaman borcumuz 23,5 milyar dolardı, artık bu sıfırlandı. 3 yıl önce yeni yönetim bizden 5 milyar avro borç istedi, biz de kendilerine verebiliriz dedik. Bu noktaya geldi, nereden nereye. Mesele bu; ama bu işte o gücü yakalamak sıradan bir olay değildi.”
MERKEZ BANKASI REZERVİ
27,5 milyar dolar döviz rezervi olan bir Merkez Bankası’nın şu andaki rezervinin 113 milyar dolar olduğunu, bu rezervin en az 150-165 milyar dolara ulaşması gerektiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Artık ekonomik krizlerle boğuşan, bırakın 1 yıl sonrasını 1 gün sonrasını dahi göremeyen bir ülkeden şimdi 2023 hedeflerine ilerleyen 2053 ve 2071 için kendine vizyon belirleyen bir ülkeye geldik; büyük düşünmek budur. Yoksa 24 saatin hesabını yapıyorsanız siz çok küçüksünüz, bunu aşmamız gerekiyordu ve aştık” şeklinde konuştu.
“DURMAYA, DURAKLAMAYA VE YERİMİZDE SAYMAYA HAKKIMIZ YOK”
Aynı şekilde yükseköğrenim alanında da hayal denilen, imkânsız görülen birçok projeyi gerçekleştirdiklerinin altını çizen cumhurbaşkanı Erdoğan, 2002 yılında 76 olan üniversite sayısı bugün 193 olduğuna işaret ederek, kimileri tarafından yeni açılan üniversitelerin ‘tabela üniversitesi’ denerek eleştirildiğini; ancak bugün bu üniversitelerin öğrenci yetiştirdiğini söyledi.
ÜNİVERSİTELER AÇILIMI
Üniversite eğitim hayatında yaşanan köklü gelişmeye rakamlar eşliğinde örnekler veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2002’de 9 bin olan profesör sayısının bugün 21 bine yaklaştığını, başvuru yapan her üniversite öğrencisinin ya burs veya kredi imkânından faydalandığını, 2002’de 45 lira olan lisans öğrencisi bursunun bugün 400 lira olduğunu, ayrıca öğrencilere 270 lira beslenme yardımı yapıldığını, 2002 yılında 190 adet olan yükseköğrenim yurt sayısına 14 yılda 424 ilave edilerek sayının 614’e çıktığını, yurtlarda koğuş sisteminden 1, 3 ve 4 kişilik oda sistemine geçildiğini ve odaların içlerinde banyosu, tuvaleti, buzdolabı, interneti bulunan otel konforuna ulaştığını hatırlattı.
DİRENCİN ESERİ
Bu başarıların; azmin, cesaretin, zorluklar karşısında direncin eseri olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Hiçbir başarımız bize lütfedilmedi, bilakis biz önce Allah’ın yardımı, sonra milletimizin desteğiyle, alın terimiz, emeğimizle bunları elde ettik. Ancak geldiğimiz yeri yeterli görmemiz asla mümkün değildir, daha ileri daha ileri daha ileri, muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkmak mecburiyetindeyiz, bunu başaracağız. Türkiye artık küçük düşünerek, içe kapanarak dünyadan yalıtılmış bir vaziyette, ‘küçük olsun ama benim olsun’ anlayışıyla yola devam edemez. İşte şu anda savunma sanayinde geldiğimiz nokta ortada. Bundan önce yüzde 40’ını halledebilen bir ülkeyken, hamdolsun şimdi yüzde 80’i yakalamış bir ülke konumuna geldik; bunlar kolay olmadı. Standartlara uyan değil standartları belirleyen, bilgiye tüketen değil üreten, takip eden değil takip edilen ülke olmak zorundayız, bunu başarmaya mecburuz. Durmaya, duraklamaya, yerinde saymaya hakkımız yok. Şayet 2023 hedeflerimizi gerçekleştirmek, ülkemizi dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri yapmak istiyorsak 79 milyon tamamının çaba sarf etmesi, fedakârlık göstermesi lazım.”
“HALKTAN KOPUK BİR ÜNİVERSİTENİN NE KENDİ ÖĞRENCİSİNE, NE DE ÜLKEYE BİR FAYDASI YOKTUR”
Bu hedeflerin gerçekleştirilmesinde devlet ve millete güç ve destek verecek müesseselerin başında üniversitelerin geldiğine vurgu yaparak, üniversitelerin; ilmi, akademik ve özgün çalışmalarla topluma yol gösterecek, ekonominin her alanına kalifiye insan yetiştirecek merkezler olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Halktan kopuk, şehirlerden kopuk, ülkenin ve milletin dertlerinden kopuk bir üniversitenin ne kendi öğrencisine, ne de ülkeye bir faydası yoktur” ifadelerine yer verdi.
ÜNİVERSİTELERİN VARLIK NEDENİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, üniversitenin, hürriyetlerin kısıtlandığı, tek tip düşüncenin dayatıldığı, köhne ideolojilerin körpe zihinleri esir aldığı bir ortam olmaması gerektiğini kaydetti ve şunları ekledi: “Ne yazık ki kimi üniversitelerimiz zaman zaman varlık nedenlerinin, var olma hedeflerinin tam tersi bir konuma savrulabiliyor. Farklı fikirlere tahammülün, ilmin, bilgi üretmenin zemini olması gereken üniversiteler, ülkemizde uzun yıllar yasaklarla, çatışmalarla, kılık kıyafeti dolayısıyla kapı önlerine konulan gözü yaşlı öğrencilerle anıldı. Biz 14 yıl boyunca attığımız adımlarla, gerçekleştirdiğimiz reformlarla üniversitelerin asli görevlerine dönmeleri için gerekli zemini hazırladık. Hamdolsun bu konuda sizlerin de desteğiyle önemli mesafe kat ettik. Artık kılık kıyafetinden, başörtüsünden, sakalından, inançlarından dolayı hiçbir öğrencimiz ötekileştirilmiyor; bitti o iş. Üniversite kapılarına ikna odaları kurulmuyor, o da bitti. İkna odası kuranların halini gördünüz, millet nasıl dışlıyor. Millet doğruyu her zaman takdir eder; bunu bileceğiz.”
“BAZI ÜNİVERSİTELER BÖLÜCÜ TERÖR ÖRGÜTÜNÜN EĞİTİM KAMPINA DÖNÜŞMÜŞ DURUMDA”
Son dönemde bazı üniversitelerden yansıyan ‘eski Türkiye’ manzaralarından duyduğu rahatsızlığı da aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Maalesef kimi yöneticilerin de göz yummasıyla bazı üniversiteler adeta marjinal grupların, bölücü terör örgütünün eğitim kampına dönüşmüş durumda, bu da hoş değil. Şiddetle, tehditle kendilerine alan açmaya çalışan, diğer öğrencileri baskıyla sindiren bu çetelere asla müsamahama gösterilmemelidir. Eski Türkiye’nin jakobenlerinin elinden kurtarılan üniversiteler, terör örgütleriyle bağlantılı çetelere teslim edilemez. Bu konuda en ufak bir tolerans gösterilmesi, zafiyet yaşanması, öncelikle üniversitenin varlık sebebine terstir” açıklamasında bulundu.
Konuşmasının sonunda şahsına tevcih edilen fahri doktora unvanından dolayı Kocaeli Üniversitesi Senatosu’na teşekkürlerini yineleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini; üniversite öğrencilerine ve hocalarına, başarılarının artarak sürmesi temennisiyle tamamladı.