Ülkemizin hemen her bölgesinde rastlanan çoban çeşmelerinin sayısı hızla azalıyor. Çoğu hayrat maksatlı ve el yordamıyla yapılan bu çeşmeler üzerine yazılmış binlerce öykü, şiir bulunuyor.
Bunlardan birisi de İspir’de hiç durmadan yüzlerce yıldır akan bu çoban çeşmesi. İspirliler, özellikle koruma altında aldıkları ve yüz binlerce insanın susuzluğunu giderdiği bu çeşmeye özel bir önem veriyorlar. Kaybolmaması için ilgililerden yardım istedikleri bu çeşme için Faruk Nafız Çamlıbel’in meşhur "Çoban Çeşmesi" şiirini yazdığını da iddia ediyorlar.
Konuya ilişkin görüşlerini açıklayan İspirliler, “ Çoban çeşmeleri sadece maddi anlamda susuzluk gidermezler, insanların ruhlarını da temizlerler. Şairlerin, ediplerin buralardan ilham almalarının sebebi de budur” değerlendirmesinde bulundular.
Çamlıbel’in meşhur Çoban Çeşmesi:
Derinden derine ırmaklar ağlar,
Uzaktan uzağa çoban çeşmesi,
Ey suyun sesinden anlıyan bağlar,
Ne söyler şu dağa çoban çeşmesi.
"Göynünü Şirin'in aşkı sarınca
Yol almış hayatın ufuklarınca,
O hızla dağları Ferhat yarınca
Başlamış akmağa çoban çeşmesi..."
O zaman başından aşkındı derdi,
Mermeri oyardı, taşı delerdi.
Kaç yanık yolcuya soğuk su verdi.
Değdi kaç dudağa çoban çeşmesi.
Vefasız Aslı'ya yol gösteren bu,
Kerem'in sazına cevap veren bu,
Kuruyan gözlere yaş gönderen bu...
Sızmadı toprağa çoban çeşmesi.
Leyla gelin oldu, Mecnun mezarda,
Bir susuz yolcu yok şimdi dağlarda,
Ateşten kızaran bir gül arar da,
Gezer bağdan bağa çoban çeşmesi,
Ne şair yaş döker, ne aşık ağlar,
Tarihe karıştı eski sevdalar.
Beyhude seslenir, beyhude çağlar,
Bir sola, bir sağa çoban çeşmesi...