YUSUF İDİZ (İHA) - Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Ateş, Doğu Anadolu Bölgesi'nin kalkınması için çevre üniversitelerin bir araya gelerek sinerji oluşturmaları kaçınılmaz bir fırsat olduğunu belirtti.
ARGE REKABETİ
Van YYÜ Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Ateş, yaptığı yazılı açıklamada, ülkelerin gelişmişliğini belirleyen asıl faktörün onların teknoloji alanındaki üstünlükleri olduğunu anlattı. Söz konusu ülkelerin gelişmişlik düzeyinin ise araştırma ve deneysel geliştirme (Ar-Ge ) ile inovasyon harcamalarına ayırdıkları kaynakların büyüklüğüyle ölçüldüğünü belirten Ateş, ayrıca gelişmiş ülkelerin, bu alanda amansız bir yarış içinde olduğunu da söyledi.
KÜRESEL ÖLÇEK GERÇEĞİ
Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Ateş, "Çünkü teknolojik ilerleme, iktisadi büyümeye ivme kazandırıyor. Kalkınmanın sihirli anahtarı olarak görülen Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarının ülkemizde yaygınlaştırılması için sinerji oluşturulmalıdır. Başlangıçta devlet desteğine, teşvik edici ve düzenleyici uygulamalara ihtiyaç vardır. Çin sanayisinin kuvvetli olmasının ana unsuru mühendislik sektörüdür. Ülkelerin teknoloji trendini takip ettiğimizde, Çin genç nüfusun bir kısmını, eğitim almak üzere Almanya'ya yolladı ve bilgi transfer etti. Hindistan ise yazılım üzerine yatırım yaptı. Türkiye ise bu konuda küresel ölçekteki şansını maalesef kaçırmaktadır. Ayrıca ülkemizde gelişen sanayi kuruluşlarının en büyük problemleri uluslararası normlara sahip kalifiye eleman ve teknisyen bulunmaması gelmektedir" dedi.
BİLİM ŞEHİRLERİ KURULMASI KAÇINILMAZ
Dünyada teknolojik gelişme üzerine kurulan rekabet, gelişmiş ülkeleri Ar-Ge ve inovasyonda hızlı bir çalışmaya ittiğini ifade eden Ateş, "Bu süreci en iyi değerlendiren ABD ve Japonya; yaptıkları Ar-Ge ve inovasyonlar ile dünyanın teknolojik gelişimine yön veren ülkelerdir. AB bu süreçte rakiplerinden geri kalmamak amacı ile Ar-Ge ve inovasyonu teşvik ederek ve pazarlarını genişletmek için 44 ülkede 550 merkezin içinde bulunduğu Avrupa İşletmeler Ağı (Enterprise Europe Network-EEN) adında bir çalışma başlatmıştır. Günümüzde tarım ve sanayi toplumların özellikleri geride kalmıştır. Çağımız bilgi ve teknolojinin oluşturduğu ekonomi ile yönetilmektedir. Sürekli rekabet üstünlüğünün tek kaynağı bilgi ve teknolojideki yeniliklerle sürdürülebilir. Teknolojik bilgi de ancak araştırma ve deneysel geliştirme (Ar-Ge) faaliyetlerinin sonucunda elde edilebilmektedir. Gelişmiş ülkeler araştırmacılardan daha fazla verim elde etmek için bilim şehirleri kurmuşlardır. Türkiye'de benzer metotların uygulanmasıyla beyin göçü hareketi tersine dönebilir, bunu yapmalıyız" şeklinde konuştu.
DOĞU ANADOLU’NUN KALKINMASI VE UNİVERSİTELERİN ROLÜ
Doğu Anadolu Bölgesi'nin kalkınması için çevre üniversitelerin bir araya gelerek sinerji oluşturmaları kaçınılmaz bir fırsat olduğunu belirten Ateş, şunları söyledi:
"Bir sorunu tespit etmek önemli, fakat daha önemlisi sorunun çözüm önerisini ortaya koymaktır. Ben burada konu ile ilgili şu önerilerde bulunmak isterim: Van ili ana merkez olmak üzere; Yüzüncü Yıl, Hakkari, Şırnak, Bitlis Eren, Muş Alparslan ve Ağrı İbrahim Çeçen üniversiteleri bir araya gelerek, teknolojik olarak önemli ve bölge için gerekli alanlarda güç birliği oluşturarak, katılım ortaklı ve uzman personel yönetiminde 7 gün / 24 saat Ar-Ge' ye açık 'Disiplinlerarası Merkezi Ar-Ge Laboratuvarları' oluşturulması gerekliliğine inanıyorum. Çünkü sanayisi güçlü olmayan bölgelerin ve şehirlerin kalkınması mümkün değil. Teknolojik üstünlük için dünyada ülkeler bir araya gelerek güç birliği oluşturuyorlar. Doğu Anadolu Bölgesi'nin kalkınması için çevre üniversitelerin bir araya gelerek sinerji oluşturmaları kaçınılmaz bir fırsattır."