Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Mısır'ın eski Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin mahkeme salonunda ölümüne ilişkin, “Bizim gözümüzde Mursi inandığı dava uğruna verdiği mücadele sırasında hayatını kaybeden bir şehittir. Tarih şehadetine yol açan zalimleri asla unutmayacaktır” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen “94 Ruhuyla Cihannüma ve Kadim Dostlar Buluşması” programına katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, darbeyle görevinden uzaklaştırılan eski Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin ölümüne ilişkin, “Az önce aldığımız acı bir haberle ilgili üzüntülerimi ifade etmek istiyorum. Muhammed Mursi Müslüman kardeşler hareketi içinde yürüttüğü demokratik mücadele içinde öne çıkmıştır. Halkın desteğiyle cumhurbaşkanlığına gelen, 2013 Temmuz'unda bir darbeyle kendi kabinesi içinde olan Sisi tarafından bir cunta hareketiyle devrilmiş ve hapse atılmıştır. Kendisiyle hem cumhurbaşkanı seçilmeden önce hem de seçildikten sonra yakın dostluğumuz oldu. Mahkeme salonunda son nefesine vermiş olması kendisine ve halkına yıllardır yapılan zulmün sembolüdür. Biz ve tüm Müslümanlar olarak merhum Mursi'yi son nefesine kadar yürüttüğü onurlu mücadele ile hatırlayacağız” şeklinde konuştu.
“MURSİ İNANDIĞI DAVA UĞRUNA VERDİĞİ MÜCADELE SIRASINDA HAYATINI KAYBEDEN BİR ŞEHİTTİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: ”Bana bir sürü teklifle geldiler. Ben bu tekliflerin hiç birini kabul etmedim. Bizim zalimlerle hele ki bu noktada Mursi'nin adeta katili durumda olan bir kişiyle bir araya gelmemiz mümkün değil dedim. Bizim zalimlerle Mursi'nin katili olan kişilerle bir araya gelmemiz asla mümkün değildir, bugüne kadar da gelmedik. Bizim gözümüzde Mursi inandığı dava uğruna verdiği mücadele sırasında hayatını kaybeden bir şehittir. Tarih şehadetine yol açan zalimleri asla unutmayacaktır” ifadelerini kullandı.
“İSTANBUL SENELERDİR ÜZERİNE KARABASAN GİBİ ÇÖKEN FAŞİST CHP ZİHNİYETİNDEN KURTULDU”
23 Haziran'da yapılacak olan İstanbul seçimlerine ilişkin açıklamalarda bulunan Erdoğan, “Bahanelerin ardına saklanmadan milletimize olan taaddütlerimizi tek tek gerçeğe dönüştürdük. Gerek seçim sürecindeki çalışmalarımızda gerekse belediyecilikte ortaya koyduğumuz çalışmayla İstanbul'da sessiz bir devrime imza attık. İstanbul senelerdir ufkunu karartan üzerine karabasan gibi çöken faşist CHP zihniyetinden kurtuldu” diye konuştu.
"HERKESİ KUCAKLAMAK İÇİN GELİYORUM DİYEN KİŞİ ORDU'DA BU MİLLETİN VALİSİNE İT DİYOR, BU NASIL KUCAKLAMA"
CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu'nun, Ordu-Giresun Havalimanı'nda VIP salonuna alınmaması üzerine yaşanan olaya değinen Erdoğan, “Herkesi kucaklamak için geliyorum diyen kişi Ordu'da bu milletin valisine it diyor. Bu nasıl kucaklama sen her şeyden önce bu devletin valisine tahammül edemiyorsun. Sen İstanbul gibi bir şehre belediye başkanı olmak için yola çıkıyorsun. Böyle bir kişi benim milletimden başta Ordu Valimizden özür dilemedikçe böyle bir makama değil layık olmak, böyle bir makama gelemez. Bir defa bu makamda bulunanların her şeyden önce edeple bu makama gelmesi lazım. Bu milletin polislerine şerefsizler diyen bir güruhun yanında da olduğunu düşünün. Valimiz tabi ki bunu yanına bırakmayacaktır. Dava açıp bu süreci devam ettirecektir” şeklinde konuştu.
“(VERİ KOPYALAMA) MADEM SEÇİLDİN BU İŞLERLE NEDEN UĞRAŞIYORSUN? BU FETÖ SANATIDIR”
İstanbul Büyükşehir Belediyesindeki verilerin kopyalanmasıyla ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan, “'18 günde bak neler yaptım' diyor. 18 günde neler yaptığını ben anlatayım. 18 günde başkan vekillerinin ofislerinin odalarının kilitlerini sökmekle meşgul oldu. Veri kopyalama diye işlere girişti. Madem seçildin bu işlerle neden uğraşıyorsun? Bu FETÖ sanatıdır. 31 Mart seçimlerinde yaşananlar CHP zihniyetinin İstanbul'u almak için neler yapabileceğini çok açık net göstermiştir. CHP'nin adayı yolunu parlatan lobiler 18 gün süreyle işgal ettikleri koltuğu İstanbul'un 25 yıllık kazanımları yanında tüm geçmişiyle hesaplaşmanın aracı haline dönüştürmenin gayreti içine düşmüşlerdir” ifadelerini kullandı.
Erdoğan sözlerine şöyle devam etti: “Belediyenin verilerin nereye aktarılacağı belli olamayan bir şekilde kopyalamaya çalışılmasından gönüllü kuruluşlarımıza yapılan yardımlara kadar her konuda bir hesaplaşma adete bir öç alma siyaseti güdülmüştür. Belediyeler vakıflarla iş birliğine girmez mi, girer. Nakti para verme gibi bir durum tabi ki olmaz ama birçok hizmeti onlarla birlikte yapmak hem belediyenin hem de devletin olmazsa olmazları içindedir. Devletin Vakıflar Genel müdürlüğü vardır. Ne iş yapar bu Vakıflar Genel Müdürlüğü? İşte bu tür vakıflarla iş birliği içine girer onlara parasal değil, ya ayni olarak arazi tahsisleri vesaire bu tür şeyler yapar ve oralarda birçok hizmetleri de STK'lar vasıtasıyla yürütür. Bu beylerin malum STK'ları vasıtasıyla yıllarca bu ülkede yaptıklarını biz bilmiyor muyuz? Hepsini biliyoruz ama baktık ki dün akşam böyle şeylerden bahsediyor. Bir de isim veriyor. Ben de mi isim vereyim. Ben o seviyeye düşmem ama biz yaptığımız işlerin hukuk içinde nasıl yürütüldüğü bilerek dikkatli bir şekilde yaptık yapmaya da devam edeceğiz.”
“İSTANBUL'UN TARİHİYLE KAVGALI AZGIN AZINLIĞIN BU ŞEHRİN DOKUSUNU BOZMASINA İZİN VEREMEYİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı CHP zihniyetine geçtiğinde asıl değişecek olan İstanbul'a bakış ve dolayısıyla medeniyet, tarih, kültür anlayışındaki savrulma olacaktır. Bilecik Belediyesinde Osmanlı motiflerini duvarlardan kazıdılar. İstanbul'a yapılacak en büyük kötülük Gezi olaylarında ve daha pek çok örneklerinde tezahürlerini gördüğümüz CHP faşizminin bu şehrin üzerine tekrar karabasan gibi çökmesi olacaktır. Milletin inancıyla, İstanbul'un tarihiyle kavgalı azgın azınlığın bu şehrin dokusunu bu şehrin kadim karakterini bozmasına izin veremeyiz” dedi.
“23 HAZİRAN KÜFÜRBAZLARIN SANDIĞA GÖMÜLDÜĞÜ GÜN OLACAKTIR”
"Kişinin kişiye kırgınlığı olabilir ama davaya kırgınlık asla olamaz" diyen Erdoğan sözlerini şöyle bitirdi: “Hepimiz biz hizmetin içerisindeyiz öyleyse bu davada kırgınlık diye bir şey asla olamaz. İlk gençlik yıllarımızdan itibaren bir işte böyle bir hassasiyetle böylesi bir teşkilat terbiyesiyle yetiştik. 40 yıllık aralıksız sürdürdüğümüz demokrasi mücadelesini de bu anlayışla verdik. Sırtını vesayet odaklarına dayamış bir avuç millet ve memleket düşmanının mazlumların umudu olan bu ülkenin geleceğini çalmasına müsaade etmedik. Bugün de aynısı yapacağız. İstanbul'un anahtarını bu şehrin kıymetini bilecek emin ve ehil bir el olan Binali kardeşimize teslim edeceğiz. 23 Haziran seçimlerinde sırt sırta vereceğiz. İnşallah İstanbul ve Türkiye'nin önünde yeni bir yol açacağız. Yalan siyasetinin milletimizin kafasını karıştırmasına müsaade etmeyeceğiz. Hakikat güneşinin eritemeyeceği hiç bir yalan yoktur. İnşallah 23 Haziran CHP adayının iftira siyasetinin milletimiz tarafından çöpe atıldığı gün olacaktır. 23 Haziran siyaset mühendislerinin parlatmaya çalıştığı küfürbazların sandığa gömüldüğü gün olacaktır. 23 Haziran'da takiye siyaseti kaybedecek bir kez daha samimiyet kazanacaktır.”