Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “İstanbul’u sel bastı, beyefendi tatilde. Daha dün bir bugün iki. Ben Başbakanlığımda da, Cumhurbaşkanlığımda da böyle tatil yapamadım. Kimi şehrini sel götürürken güneşli beldelerde tatil yaptı” dedi.
TOPLU AÇILIŞ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Artvin’in Yusufeli ilçesindeki teşekkür ziyaretinin ardından memleketi Rize’de toplu açılış törenine katıldı. Burada halka hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rize’ye yapılan yatırımları anlatarak, “Rize'ye geldiğimde Rize'de kalabileceğimiz doğru dürüst bir yer var mı? Şimdi işte Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Vakfı yapmış olduğu hazırlıklarla buyurun size kalacağınız yer dediler. Konutuyla, okullarıyla tüm sosyal donatı alanlarıyla inşallah hocalarımızı burada ağırlayacağız. Üniversitemizin İktisadı ve İdari Bilimler Fakültesi, Hukuk Fakültesi, Ardeşen Turizm Fakültesi, Tıp Fakültesi Klinik Similasyon Eğitim Merkezi ve Ali Hazar Karaahmetoğlu Camii’ni de bugün hizmete açıyoruz. Çaykur bölgemizin elbette Rize'mizin en önemli kurumudur. Bugün Çaykur'un 633 milyon liralık bir yatırımla hayata geçirdiği Çay Paketleme Fabrikasının da açılışını yapıyoruz. Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğümüz il genelinde 103 milyon liralık yatırımla dört adet dere ıslahını tamamladı. Bunlarında resmi açılışını gerçekleştiriyoruz. Çeşitli kurumlarımızın yaptıkları hizmet binaları ile alt yapı çevre düzenlemesi spor tesisi okul gibi kamu yatırımlarının resmi açılışını da bugün yapmış oluyoruz. Tüm bu eserlerin şehrimize hayırlı olmasını diliyorum. Rize'mizi bu eserlere kavuşturan kurumlarımızı ve yöneticilerini tebrik ediyorum. Bizim ata yurdumuza ana ocağımıza yaptıklarımız bunlardan ibaret değil. Geçtiğimiz 17 yılda Rize'de eski rakam ile 18 katrilyonluk yatırım gerçekleştirdik. Eğitimde 20 bine ulaşan öğrencisiyle bölgemizin parlayan yıldızı olan üniversitemizi kurmanın yanında ilk ve orta öğretim öğrencilerimiz için bin 800 yeni derslik inşa ettik. Yüksek öğrenim yurt kapasitemizi 5 bini buldu. Önümüzdeki yıllarda 2 bin 750 kapasiteli yeni yurtlarda şehrimize kazandırıyoruz. Sporun her branşı için pek çok tesisi merkezde ve tüm ilçelerimizde inşa edip faaliyete geçirdik. Sağlıkta 10'u hastane olmak üzere 28 tesisi sizlerin hizmetine sunduk. Rize'ye 800 yataklı bir şehir hastanesi yapmak için şuanda çalışmalarımız sürüyor. İhale sürecinin tamamlanmasının ardından hızla inşaatına başlıyoruz. Ulaşımda bölünmüş yol uzunluğunu 20 km'den 162 km'ye çıkardık. Dedelerimizin, babalarımızın hayali olan Ovit Tüneli'ni bağlantı yollarıyla birlikte inşa edip hizmetinize sunduk. Denizi doldurarak inşa ettiğimiz Rize-Artvin Havalimanı'nın yapımı sürüyor. Şimdi gidişte ve gelişte hava limanı inşaatında gerekli kontrolleri yaptık. İnşallah çok fazla sürmeyecek 1.5 yıl içerisinde bitirip hizmetinize sunacağız. Türkiye'de bu tür iki tane hava limanı var. Dünyada da parmak sayılarını geçmez. Bu denli iddialı bir eser. Rize'nin 2050 yılına kadar içme suyunu karşılayacak projede sona yaklaşıyoruz. Rize'yi ve ülkemizin 80 vilayetinde her alanda yeni eserlerle, yatırımlarla buluşturmaya devam edeceğiz” dedi.
“HEPSİ DE KAPIMIZDA SIRAYA GİRECEKLER”
Doğu Akdeniz'de araştırma ve sondaj gemilerinin deniz ve hava kuvvetleri unsurları eşliğinde bölgede belirlenen alanlardaki çalışmalarının sürdürdüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye Doğu Akdeniz'de hem kendi menfaatlerini korumanın hem de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde kardeşlerimizin haklarını müdafaa etmenin mücadelesini veriyor. Soruyorum sizlere Türkiye'de bundan daha fazla bir milli mesele olabilir mi? İçerideki tüm tartışmaların ötesinde etrafında kenetlenmesi gereken bir konu olabilir mi? Ama maalesef biz ülkemizde bunu sağlayamıyoruz. Çünkü bizde CHP diye bir parti var. Onun başındaki zat ve şürekâsı hep başka yoldan gidiyor. Bu ekip terör örgütleriyle mücadelemizden, Doğu Akdeniz'deki haklarımızın korunmasına kadar her konuda ülkemizin ve milletimizin değil, karşımızdakilerin yanında saf tutuyor. Son olarak Doğu Akdeniz meselesinde yine kinayelerini belli ettiler. Daha öncede aynı meseleyi güya sondaj gemilerimizin ve faaliyetlerimizin maliyeti üzerinden Rum ağzıyla meclisimizde gündeme getirmişlerdi. Yunan gazetelerine manşet olmak için kendi ülkelerine iftara atmaktan çekinmemişlerdi. Tabi biz bunlara aldırmadık. Ülkemizin daha önce hiç sahip olmadığı iki gelişmiş sondaj gemisi ve iki modern sismik araştırma gemisi sahibi yaptık. Daha önce bizim böyle bir şeyimiz yoktu. Sağolsun Maliye Bakanımızın, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı olduğu dönemde bu alışları yaptık. Bu gemilerle Doğu Akdeniz'de araştırma ve sondaj faaliyetlerini başlayınca karşımıza bölgede hesabı olan güçler çıktı. Avrupa Birliği'de Rum'ların yanında yer alarak bu husumet çemberinde yerini aldı. Ülkemize yönelik ithamların ve tehditlerini biri bin para elbette kuru gürültüye pabuç bırakmadık mücadeleyi bir an bile geri çekmedik. Asla geri adım atmadık ve kendi planımızı uygulamaya devam ettik. Araştırma ve sondaj gemilerimiz deniz ve hava kuvvetlerimiz unsurları eşliğinde bölgede belirlediğimiz alanlardaki çalışmaları sürdürüyorlar. Bu sürede CHP'nin başındaki zat çıktı. Doğu Akdeniz'de herkes var. ABD var. Avrupa var. Fransa var. İngiltere var. Sadece Türkiye yok diye bir açıklama yaptı. Ya bu zat kendinde değil. Bir insanın bunu söyleyebilmesi için ya tüm gelişmelerden bir haber şekilde uzayda yaşıyor olması ya da kendi ülkesinden nefret etmesi gerekir. Hadi tüm bu mücadeleyi yok saydın. Gemilerimizin üzerindeki devasa Türk Bayraklarını da mı görmedin. Yoksa o bayrakları başka ülkelerin bayrağımı zannettin. Ama bay Kemal sana Türk bayrağını da öğreteceğiz. Senin gündemin başka olduğu için olup bitenden haberin yok. Bir telefon açıp herhangi birine Doğu Akdeniz'de neler oluyor diye sormak aklına mı gelmedi. Anlaşılan o ki terör örgütlerinin destekçileriyle düşüp kalkmaktan bunların sadece gönülleri kirlenmekle kalmamış gözleri de kör olmuş. CHP'nin başındaki zat istediği kadar çırpınsın istediği kadar Rumların ağzıyla konuşsun. Biz bu işi sonuna kadar götürmekte kararlıyız. Allah’ın izni ve yardımıyla Doğu Akdeniz'de petrol ya da doğal gaz bulduğumuzda bugün ülkemize karşı konuşanların hepsi de kapımızda sıraya girecekler. Çünkü enerji demek güç demektir. Türkiye jeopolitik siyasi ve askeri gücünü enerji kaynaklarının desteklediği ekonomik gücüyle tahkim ettiğinde Rabbimin izniyle önümüzde duracak kimse kalmaz. Bunu engellemeye CHP'nin de al takke ver külah iş birliği içerisinde olduğu bölücü destekçilerinin de güçleri yetmeyecektir. Ankara'dan İstanbul'a bunlarla kol kola yürümek seni kurtarmaz. Büyük ve güçlü Türkiye’mizin silüeti ufukta belirmiştir. İnşallah çok yakın bir zamanda hep birlikte bunun tamamen gerçekleştiğini de göreceğiz. Ne diyor üstat, "Mehmedim sevinin başlar yüksekte , ölsek de sevinin eve dönsek de. Sanma bu tekerlek kalır tümsekte yarın elbet bizim. Elbet bizimdir. Gün doğmuş gün batmış elbet bizimdir" ifadelerini kullandı.
“CHP’NİN YÖNETİMİNE GEÇEN PEK ÇOK BELEDİYEDE ZEHİRLENME YAŞANIYOR”
CHP’li belediye başkanlarının neredeyse tamamının birkaç ay içinde gerçek yüzlerini gösterdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülke yönetmek, şehir yönetmek öyle bir başka işe benzemez. Şayet, milletinizle, insanlarınızla derin bir gönül bağımız yoksa yönetmek için emanetinize verilen güç sizi zehirler. Şuanda CHP’nin yönetimine geçen pek çok belediyede işte bir zehirlenme yaşanıyor. Biz AK Parti olarak 17 yıllık iktidarımızın her anında görev verdiğimiz her bir arkadaşımızı en çok işte bu konuda ikaz ettik. Takip ettik, gerektiğinde de müdahale ettik. Bakanından milletvekiline, teşkilat yöneticisinden belediye başkanına kadar tüm arkadaşlarımızla bu hassasiyet ile seçtik. Gerektiğinde değişikliğe gittik. İdeolojik olarak CHP’ye oy veren kimi ilçe ve illeri bir kenara bırakarak söylüyorum çünkü bunlar artık umutsuz vakadır. Milletimizin hizmet beklentisine yöneldiği CHP’li belediye başkanlarının neredeyse tamamı birkaç ay içinde gerçek yüzlerini gösterdiler. Dertlerinin hizmet etmez, eser kazandırmak milletini gönlüne dokunmak değil, kendi kişisel ve ideolojik iktidarlarının inşa etmek olduğu attıkları her adımla ortaya çıktı” dedi.
“İSTANBUL’U SEL BASTI, BEYEFENDİ TATİLDE”
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu eleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İstanbul’u sel bastı, beyefendi tatilde. Daha dün bir bugün iki. Ben Başbakanlığımda da, Cumhurbaşkanlığımda da böyle tatil yapamadım. Kimi şehrini sel götürürken güneşli beldelerde tatil yaptı. Kimi kimsesiz çocukları sokağa attı. İşte bakıyorsunuz Kandil’de öldürülen bir yavru, öbür yavruya da işte belediyenin içinde hapis ediyorlar. Anne kapıda ‘evladım verilene kadar buradan ayrılmayacağım’ diyor. Kimi belediyeyi ailesinin mülkü sanarak kaynakları peşkeş çekmeye çalıştı kimi millete kabadayılığa yeltendi. Kimi insanımız mukaddes değerlerine savaş açtı. Kimi milli bünyemizi dinamikleyen her türlü ahlaksızlığa sahip çıktı. Kimi şimdiden teslim bayrağını çekerek dönem bitene kadar hiçbir iş yapmayacağını ilan etti. Böyle bir siyaset anlayışını kardeşlerimiz biz kabul etmiyoruz. Biz 1994 yılında İstanbul’a Büyükşehir Belediye Başkanı olduğumuzda karşımızda yanda devasa sorunlar diğer yanda devasa borç yükü vardı. Hem sorunları çözdük hem borçları ödedik. Açtığımız yolda ilerleyen diğer arkadaşlarımız sayesinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi sadece ülkemizin değil dünyanın bütçesi ve operasyonel gücü en büyük kurumlarından biri haline geldi. Aynı şekilde ülkemizde her bir belediyenin akıllı ve çalışkan bir başkanla önünde aşamayacağı hiçbir engel olmadığına inanıyorum” şeklinde konuştu.
“TÜRKİYE’NİN İSTİSNASIZ TÜM ŞEHİRLERİNİ YIKIM DEĞİL İNŞA BELEDİYECİLİĞİ İLE TANIŞTIRACAĞIZ”
“CHP’li belediyenin sorumluluk alanındaki içme suyu, arıtma, raylı sistem, tünel ve diğer önemli altyapı projelerini görevleri olmadığı halde bakanlarımız gerçekleştirdi” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şikayet zayıfların işidir. Şikayet acizlik işaretidir. Önemli mevcut şartlarda ne yapabildiğiniz, şehrinizi nasıl ileriye taşıyabildiğinizdir. Bunu yapamıyorsanız milletin emanetinin hakkını da veremiyorsunuz demektir. Biz milletimizi bu beceriksizlerin insafına bırakacak değiliz. Bakanlıklarımız ve diğer kurumlarımız kendi görev alanlarına giren konularda öncelik sırasına göre her türlü çalışmayı yapmaktadır. Yapmayı sürdürecektir. Pek çok CHP’li belediyenin sorumluluk alanındaki içme suyu, arıtma, raylı sistem, tünel ve diğer önemli altyapı projelerini görevleri olmadığı halde bakanlarımız gerçekleştirdi. Eğer böyle yapmasaydık ülkemizin en batısından en doğusuna kadar pek çok şehrinde sular akmıyor, trafik yürümüyor, alt yapı çalışmıyor olacaktı. İşte İzmir körfezinin hali aynen Haliç’in eski haline benziyordu. Milletimizin bunların gerçek yüzünü, beceriksizliğini, aç gözlülüğünü, yağmacılığını gördükçe taşlar yerine oturmaya başlayacaktır. Bunlar hiçbir zaman yapmak için gelmemiştir. Hep yıkmanın peşinde koşmuşturlar. Nitekim CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı seçim kampanyasında açıkça yıkmak için geldiğini söylemiş, milletimizden de ağzının payını almıştır. Halbuki belediyecilik demek yöneticilik demek öncekinden daha iyisini yapmak, öncekinin eksikliklerini tamamlamak, şehrin daha ileriye taşımak demektir. İnşallah bir sonraki seçimde Türkiye’nin istisnasız tüm şehirlerini yıkım değil inşa belediyeciliği ile tanıştıracağız” diye konuştu.
“TERÖRE KİM PRİM VERİRSE, KARŞISINDA BİZİ BULACAKTIR”
Diyarbakır, Mardin ve Van Büyükşehir Belediye başkanlarının görevden alınmasına ciddiye alınacak hiçbir tepki gelmediğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tabi bir de terör örgütleriyle aralarına mesafe koyamayan belediye başkanlarının durumu var. Milleti değil de teröristlerin kucaklayan belediye başkanlarından söz ediyorum. Hiç kimse kusura bakmasın biz bu ülkenin ve bu milletin tek bir kuruşunun dahi terör örgütlerine peşkeş çekilmesine göz yumamayız. Diyarbakır, Mardin ve Van Büyükşehir Belediye Başkanlarının görevden alınarak yerlerine İl Valilerimizin başkanvekili olarak atanması milletimize karşı sorumluluğumuz bir gereğidir. Dünyanın hiçbir yerinde hiçbir bir devlet belediyelerini terör örgütlerine teslim edilmesine izin vermez. Ne Avrupa’da, ne Amerika’da ne de başka bir yerde böyle bir örnek yoktur. Türkiye bu operasyonları evrensel hukuk kurullarına, uluslararası kabullere ve uygulamalara göre yapmıştır. Nitekim tamamen içi boş ülkemize karşı husumet kokan bir takım açıklamaları bir kenara bırakacak olursanız atılan adıma ciddiye alınacak hiçbir tepki gelmemiştir. Çünkü herkes bu konuda Türkiye’nin haklı olduğunu biliyor. Önümüzdeki dönemde de aynı hassasiyetle takibimizi ve gerektiğinde irademizi ortaya koymaya devam edeceğiz. Teröre kim prim verirse, karşısında bizi bulacaktır. Belediyelerin milletimize ve şehirlerimize hizmet dışında bir amaçla kullanan herkes aynı akıbete uğramaya mahkumdur. Hiç kimsenin ne yaptığıyla, ne dediği ile değil kendi hedeflerimizle ilgiliyiz. Gündemimizde ülkemizi 2023 hedeflerimizi ulaştırmak var. Gündemimizde evlatlarımıza 2053 ve 2071 vizyonlarını hayata geçirebilmeleri için güçlü ve müreffeh bir ülke bırakmak var. Gündemimizde Türkiye’yi çevresini saran ataş çemberinden sağ salim çıkartıp var. 17 yıldır çalıştık hamd olsun ülkemizi bugünlere getirdik. Önümüzdeki 4-5 yılda yapacaklarımız ülkemizin gelecek yarım yüzyılının belirleyicisi olacaktır” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasının yatırım tutarı 1 milyar 103 milyon lira olan 28 adet projenin toplu açılış törenini gerçekleştirdi.