HÜKÜMETİN TARIM POLİTİKALARI
Hükümetin, tarım ve hayvancılık politikalarını başından beri yanlış bulduğunu ve bunu da her fırsatta dile getirdiğini anımsatan Melih Kırkpınar, tarım ve hayvancılığın kalkınmasına yönelik olarak en ufak bir adım atılmadığını öne sürdü. Kırkpınar, il ve bölge ekonomisi için lokomotif özelliği bulunan tarım ve hayvancılık sektörlerinin, son yıllarda üretim ve istihdamdan uzak bir yapıya büründüğünü vurgulayarak, gelinen noktanın tam bir hayal kırıklığı olduğunu ifade etti.
SADAKA KÜLTÜRÜYLE TARIM YÖNETİLEMEZ
Erzurum’u temsil eden seçilmişlerin, hayvancılığın canlandırılması için hiçbir çaba sarf etmediğini söyleyen Kırkpınar, sadaka kültürünün geliştirilmesiyle, sosyo-ekonomik gelişmenin birbirinden ayrı şeyler olduğunu kaydetti.
Mandıracılar Odası Başkanı Kırkpınar, “Bugün sadece Erzurum’un değil, Türkiye’nin olmazsa olmazı hayvancılık ve ardından gelen tarım maalesef bitmiştir. Gelinen noktada sadece sadaka kültürü geliştirilmiştir. Sanki ekonomimize katma değer sağlayacak olan sadaka kültürüdür.” diye konuştu
“ SEKTÖRDEKİ GERİLEME, ET VE SÜT FİYATLARINA TERS ETKİ YAPACAK”
Türkiye’de hayvancılık sektörüne karşı adeta şaşı bakıldığını anlatan Kırkpınar, bu gidişatın devam etmesi halinde 6 ve 7’inci aylarda süt fiyatlarının taban fiyatının 1 TL’ye çıkacağını iddia etti. Kırkpınar, “Yaz aylarında havaların ısınmasıyla yoğurt ve ayrana talep oldukça artacaktır. Bu talepleri karşılayacak üretim olmadığı gibi, sütte ciddi artış yaşanacak. Bugün sütün taban fiyatı 40 kuruş iken yaz aylarında bu fiyat 1 TL’ye yükselecek. Bakın bugün sığır etinin taban fiyatı 8 TL iken, koyun etinin taban fiyatı 15 TL olmuştur. Koyun etinin pahalı olması, koyun etine olan talepten kaynaklanmıyor. Bunun sebebi, piyasada yeterince koyun eti bulunmayışıdır.” şeklinde konuştu
TEŞVİKLER SUS PAYIDIR, İDDİASI
“Teşvikler üretime yönelik değil, sadece sus payıdır” diyen Kırkpınar, “Hayvancılık Türkiye’nin lokomotifidir, olmazsa olmazıdır. Böylesine büyük önem arz eden bu sektör, çaresizlikler içerisinde. İşin enteresan tarafı, canı çıkan sektörü kimsenin diriltme gibi bir düşüncesi yok. Sözde tarım ve hayvancılığı kalkındırmak için çıkan teşviklere baktığımızda, bunların üretime yönelik olmadığını görüyoruz. Teşvikler sadece çiftçiye sus payı olarak çıkmıştır” diye konuştu.
TEŞVİKLER ÜRETİME YÖNELİK OLMALI
Devletin bugüne kadar sunduğu teşviklerin üretime yönelik olmadığını vurgulayan Kırkpınar, kendisinin 12 yıl önce hazırladığı projeyle 1 yıl içerisinde özellikle küçükbaş hayvancılıkta yüzde 50 artış sağlayabileceğini iddia etti. Çözüm önerisini 12 yıl önce açıkladığını ifade eden Kırkpınar, şöyle konuştu: “Yapılacak tek şey, çiftçiye, hayvanlarını satmamak üzere, hayvan alımı için verilecek kredidir. Bu şartta verilecek kredinin kefili de benim. Tüm mal varlığımı ortaya koydum. Ama kimse kulak asmadı. Benim amacım, Erzurum köylüsünü, üretim yaparken görmek. Elini açıp devletten para bekleyen bir köylü görmek istemiyorum, istemiyoruz. Söz konusu projemde 1 yıl içerisinde hayvancılığın gelişmesi yüzde 50 olacak. Bundan eminim. Çünkü bu işi 30 yıldır yapıyorum ve Türkiye’nin önde gelen ilk üç üretim yapan çiftliklerinden birine sahibim”