Berat Kandili dolayısıyla Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, bir mesaj yayımladı.
Mesajında, Berat gecesinin insanoğlu için her yıl bir hesaplaşma durağı olduğunu ifade eden Diyanet İşleri Başkanı Görmez, “İnsanoğlu için adeta her yıl hesaplaşma durakları olarak oluşturulan bu rahmet gecelerinde, Cenab-ı Hakk’la olan ilişkilerimizi yeniden güzelleştirme, zaman zaman ihmal ettiğimiz kulluğumuzun farkına varma, kendimize çeki düzen verme fırsatı buluyoruz” dedi.
Berat’ın yegâne sahibinin Allah olduğunu ancak her insanın beratının kendi elinde olduğunu kaydeden Başkan Görmez’in mesajında şu ifadelere yer verildi;
“BERAT GECESİ CENAB-I HAKK’LA OLAN İLİŞKİLERİMİZİ YENİDEN GÜZELLEŞTİRMEK İÇİN BİR FIRSAT…”
12 Haziran Perşembe’yi Cuma’ya bağlayan gece Cenab-ı Hakk’ın lütfu ve inayetiyle yeni bir Berat Kandilini daha idrak edeceğiz. Hızla akıp giden ömür içerisinde böylesine bir geceye bir kez daha eriştirip bizlere güzel bir fırsat bahşettiği için Cenab-ı Hakk’a ne kadar hamd ü sena etsek ve ne kadar şükretsek azdır. Her yıl gelişiyle pek çok güzelliğin yaşandığı rahmet, mağfiret ve arınma mevsimi Ramazan-ı şerife yaklaştığımızın habercisi, kurtuluş, af ve arınma gecesi olan Berat Kandili, bizlere manevi bir nefes aldırma, kendimize dönme, tefekkür etme, kendimizi sorgulama, geçici olanla kalıcı olanı fark etme, kalp gözümüzü açma ve gönül dünyamızı temizleme fırsatı sunar. İnsanoğlu için adeta her yıl hesaplaşma durakları olarak oluşturulan bu rahmet gecelerinde, Cenab-ı Hakk’la olan ilişkilerimizi yeniden güzelleştirme, zaman zaman ihmal ettiğimiz kulluğumuzun farkına varma, kendimize çeki düzen verme fırsatı buluyoruz.
“BERAT KANDİLİNİN BİZE ÖĞRETTİĞİ EN ÖNEMLİ HUSUSLARDAN BİRİ ALLAH’IN AFFINA MAZHAR OLMAK DEĞİL, AFFEDİCİ OLMAKTIR…”
Berat Kandili, bizlere her türlü kötülük, çirkinlik, haksızlık ve adaletsizlikten beri olmayı, arzularımızın, tutkularımızın, heva ve heveslerimizin, bencilliklerimizin egemenliğinden, nefsimizin esaretinden kurtularak gerçek özgürlük olan beratımıza nasıl kavuşacağımızı öğretir. Nefis ve şeytanın hile ve tuzaklarından uzak kalmayı öğretir. Müslümanlar bu gecede kendilerini, hayatlarını, hayal ve beklentilerini planlayarak, onları Kur’an ve sünnet ölçüleri içinde bir kere daha gözden geçirerek aslında gerçek mü’min olma ve rıza-yı Bâri’yi kazanma yolunda kayda değer mesafe kat etme imkânına sahip olurlar. Bu mübarek gecenin bize sunduğu manevi iklimde beratımızı almamızın Yüce Rabbimiz’in ilahi mesajına kulak vermekle, Sevgili Peygamberimiz (sas)’in bizlere miras bırakmış olduğu sünnetini ve ahlakî erdemleri hayatımıza yansıtmakla mümkün olacağını bir kez daha anlarız.
Her yıl mübarek Ramazan ayına on beş gün kala idrak ettiğimiz Berat Kandilinin bize öğrettiği en önemli hususlardan biri Allah’ın affına mazhar olmak değil, affedici olmaktır. Zira Allah’tan af bekleyen affedici olur. Allah’tan bağışlanma dileyen bağışlayıcı olur. Allah’ın hoşnutluğunu isteyen, hiç kimseyi hor ve hakir görmez. Allah’ın sevgisine ulaşmak isteyen, daima yüreğinde sevgi ve merhamet taşır.
“BERAT’IN YEGÂNE SAHİBİ ELBETTE YÜCE RABBİMİZDİR. ANCAK HER İNSANIN BERATI KENDİ ELİNDEDİR…”
Zira biz O’na bir adım yaklaşırsak O bize bin adım yaklaşır. Her türlü kötü amellerimizden tövbe ile uzaklaşır, salih amel ile O’na yönelirsek Allah’ın mağfireti şüphesiz bize erişir.
Yeryüzünü nimetleriyle donatan Rabbimizin verdikleri karşısında şükran duygusunu ifa ederek mülke ve eşyaya bakışımızı değiştirmeye vesile yapacağımız bu gecelerde elde ettiklerimizin, hayatımızın bütün gün ve gecelerine ahlak olarak yansımasını dua ve niyazlarımızda istemeliyiz. Biz müminlerin hırsları, tutkuları ve arzuları sadece ve sadece Allah’ın rızasını kazanmak olmalıdır. Allah’ın rızası sadece Rabbimize yaptığımız ibadetlerimizle sınırlı olmayıp tüm beşeri ilişkilerdeki ahlaki tutum ve davranışlarımızda da Rabbimizin rızasını kazanma arzu ve iştiyakını içimizde barındırmalıyız. Rabbimizin rızasına muvafık olmayan her türlü dünyevi çıkar ve isteklerden bizi beri kılması için beraat gecesini bir fırsat gecesi olarak görmeliyiz.
“BERAT KANDİLİ, KENDİMİZE, AİLEMİZE, DİN KARDEŞLERİMİZE VE TÜM KÂİNATA KARŞI AFFEDİCİ, ONARICI VE BAĞIŞLAYICI OLMAYI ÖĞRETİR…”
Berat Kandili, Yüce Rabbimiz nezdinde beratımıza vesile olduğu, Rabbimizin affediciliğine ve bağışlayıcılığına sığınmayı öğrettiği gibi, kendimize, ailemize, din kardeşlerimize ve tüm kâinata karşı affedici, onarıcı ve bağışlayıcı olmayı öğretir. Berat, kırılan kalpleri onarma, dargınlık duvarlarını yıkma, kin, nefret ve intikam duygularını aşma günüdür. Yüce Yaradan’ın affına erebilmek için yaratılanı affetme günüdür.
“GÜNAHLARIMIZIN BERAATI AHDİMİZE UYGUN OLMAYAN DAVRANIŞLARIMIZDAN VAZGEÇEREK RABBİMİZİN MAĞFİRETİYLE GERÇEKLEŞİR…”
Bu gece vesilesiyle her türlü fitne ve fesattan kendimizi beri kılmalıyız. Günahlarımızın beraatı ancak misakımızı hatırlayarak ahdimize uygun olamayan davranışlarımızdan vazgeçerek Rabbimizin mağfiretiyle gerçekleşir. Bu gece mağfiret gecesi, bugün rahmetin tecelli edeceği gündür.
Gündelik hayatın getirdiği sıkıntılarla bunalan ruhlara, manevi hayatın ihmaliyle daralan kalplere, bir kandil olması dileğiyle aziz milletimizin ve yurt dışında yaşayan millet varlığımızla birlikte bütün İslâm âleminin Berat Kandili’ni kutluyorum. Yapacağımız ibadet, dua ve yakarışların bizleri istikamet sahibi yapmasını temenni ediyor, bu gecenin, ülkemizin, İslâm âleminin birlik, dirlik ve beraberliğine, insanlığın hidayet, barış ve huzuruna, bütün müminlerin tövbe ve dualarının kabulü ile arınma ve affına vesile olmasını Yüce Allah’tan niyaz ediyorum.