DOĞAN CAN CESUR
İSTANBUL (İHA) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Gezi Parkı olayları sırasında Kabataş'ta bir kadına saldırılmasıyla ilgili sözlerini yineleyerek, "Başörtülülere saldırılarda bulundular. Camilerimize saygısızlık yaptılar. Kabataş’ta yavrusu ile beraber bir kızımıza yapılan saldırı ile alakalı onun üzerinden oynamaya başladılar. Bunun altında da boğulacaksınız. Sizler adli tıp raporlarını nereye saklayacaksınız?" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Metro Geçiş Köprüsü açılışında yaptığı konuşmada Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu eleştirerek, “CHP Genel Müdürü uluslararası bir gazeteye röportaj vermiş. Diyor ki, ‘Türkiye kurulduğu tarihten 1071’den bu yana yüzünü medeniyete çevirmiştir’ Türkiye 1071’de mi kuruldu? ‘Bizi bir Orta Doğu ülkesi haline getirmeye çalışıyorlar’ diyor. Bunun neresini düzelteceksin. Seviye bu. CHP Genel Müdürünün seviyesi bu. CHP’nin başında 1071’i Türkiye’nin kuruluş tarihi zanneden bir genel müdür var. Cahiliyet diz boyu. Bu şekilde birilerinin gözüne girmeye çalışıyor. Tarih Coğrafya bilgisi, din kültürü ve ahlak bilgisi, siyaset sıfır. Özgüven sıfırın dahi altında. CHP’nin bu ülkeyi nereden nereye getirdiğini herkes biliyor. CHP iş yapmaz. İş yapılmasına da izin vermez” dedi.
“TAHLİYE KARARINDAN PARALEL YAPININ BORAZANLARI RAHATSIZ OLDU”
17 Aralık operasyonunda tahliye kararlarına değinen Başbakan Erdoğan, “Dün 17 Aralık dalgası ile alakalı bakın tutuksuz yargılama kararları çıktı birileri rahatsız oldu. Kimler rahatsız oldu. Paralel yapının borazanları rahatsız oldular. ‘Yargı bitmiş’ dediler. Tamam da 17 Aralık'ta siz neredeydiniz? 17 Aralık'ta atılan adımlar samimi miydi? Neye göre hangi delille adımlar atıldı? Her şey bir senaryoydu. Bu senaryonun aktörleri, aktrisleri vardı. Bunlar da onun borazanları, dalkavuklarıydı. Bunların içerisinde AK Parti’nin kapatılmasını isteyecek kadar ileri giden, demokrasiden nasibini almamış olanlar vardı. Bunlar İstanbul’un nasıl 3. köprüsü olur. 'İstanbul Boğazı'nı kurtaracak bir kanal nasıl inşa edilir?' gibi soruları soracak kadar nasipsizdiler. Bunları kabullenemiyor ve bunlardan ciddi manada rahatsız oluyorlardı. Unutmayın CHP yapmaz ama aynı zamanda yaptırmaz fakat biz yaptık, yapıyoruz ve yapacağız. Ne engel çıkarırlarsa çıkarsınlar biz bu ülkeyi büyütmeye devam edeceğiz” diye konuştu.
“ADLİ TIP RAPORUNU NERENİZE KOYACAKSINIZ?”
Gezi olayları sırasında Kabataş’ta yaşananlara ilişkin sözlerini yineleyen Erdoğan, “Başörtülülere saldırılarda bulundular. Camilerimize saygısızlık yaptılar. Kabataş’ta yavrusu ile beraber bir kızımıza yapılan saldırı ile alakalı onun üzerinden oynamaya başladılar. O günden bu güne sesleri çıkmayanlar şimdi, ‘Öyle değil böyle’ diyerek yalanlamaya kalkıyorlar. Yazık yazık. Medya dünyasında amiral diye geçinenlere söyleniyorum. Hele bugün attıkları başlığı kendilerine hatırlatıyorum. Bunun altında da boğulacaksınız. Sizler adli tıp raporlarını nereye saklayacaksınız, nerenize koyacaksınız? Bütün görüntüleri koyun bir kenara adli tıp raporundan bahsediyorum. Bunların hayatı yalan üzerine inşa edilmiştir. Haziran üzerinde 8 ay geçti. 8 ay şimdi kendilerine göre yeni yeni senaryolar hazırlıyorlar. O hanımefendi ile çocuğu konusunda yeni bir hazırlığın içine girdiler. Bunları yutturamazsınız. Benim milletim bunu yutmaz. Her şey ortada. O zaman savcının bütün tespitleri ortada, adli tıp raporu ortada. Şimdi siz bunu tersine çevirmek istiyorsunuz. Niye altında boğuldunuz. Şimdi bundan kurtulmak istiyorsunuz. Tarih şimdi bu yalan yanlış senaryonun yanında yer alan medyayı da affetmeyecek” ifadelerini kullandı.
“BAŞÖRTÜLÜ KIZLARIMIZA SALDIRANLARLA PARALEL YAPI BİRLİKTE HAREKET EDİYOR”
Gezi olayları ve 17 Aralık operasyonu arasında benzerlik olduğunun altını çizen Başbakan Erdoğan, “Türkiye ekonomisine zarar vermek istediler. Oradan sonuç alamayınca 17 Aralık darbe girişimi ile kirli hedeflerine yürümek istediler. Gezi olayları ile 17 Aralık darbe girişimi aynı siyaset mühendislerini girişimidir. Her iki olayda da perde arkasında aynı karanlık yüzler görev aldılar. Roller değişse de senaryolar değişse de her ikisi de Türkiye’yi milli iradeyi hedef aldı. İşte şu anda olanları görüyorsunuz. Elinde bira şişesiyle başörtülü kızlarımıza saldıranlarla, o malum paralel yapı birlikte hareke ediyor. Dün biliyorsunuz birileri en zor zamanlarda başörtüsüne ‘teferruattır’ diyordu. Bugün de işte o başörtüsü düşmanlarının değirmenine su taşıyorlar. Bu milletin hangi milli değeri varsa ona düşmanlık sergiliyor, hangi manevi değeri varsa istismar etme mücadelesi veriyorlar. Her ne yaparsa yapsınlar bu figüranlara ve arkalarındaki karanlık odaklara geçit vermeyeceğiz. Bu ülke büyümeye devam edecek” ifadelerini kullandı.
“HSYK YASASI MECLİS'TEN GEÇTİ”
Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu ile ilgili düzenlemenin dün gece Meclis'ten geçtiğini hatırlatan Başbakan Erdoğan, “Dün gece sabaha kadar HSYK ile ilgili yasa Meclis'te kavga gürültü devam etti. CHP’den zaten orada 5-10 kişi var. MHP’den de o kadar. Hamdolsun kadromuz bütünüyle orada ve meclisten HSYK kanunu çıkardılar. Yürüyeceğiz. İnancımızla azmimizle, milletimizin verdiği vekaleti temsil ederek yürüyeceğiz. Bu çözüm sürecini engellemek isteyenlere fırsat vermeyeceğiz. İstedikleri iftirayı atsınlar, istedikleri ihaneti yapsınlar. Sevgili Peygamberimizi miraçtan indirip kamyona bindirecek kadar ahlaksız bunlar. Değerlerimize ihanet edecek kadar ahlaksız bunlar. Bu millet bunlara asla geçit vermeyecek. Bunlara imkan tanımayacak” dedi.
“CHP, MHP, BÜTÜN MARJİNAL ÖRGÜTLER AYNI İTTİFAKTA BULUŞTU”
Gezi olayları sırasında Kadıköy’de duvara yazılan bir yazıdan bahseden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:“Kadıköy’de, ‘Zulüm 1453’te başladı’ yazdılar. Bunlar bu. Ankara’da bayrağımızı sokakta ateşe verdiler. Bu CHP değil mi yahu seçimlerde Hakkari’ye gidip de mitinginde bir tane Türk bayrağı sallandıramadı. Onun böyle bir değeri yok. Ne kadar manevi değerimiz varsa hep saldırdılar. Bu kadar işte bunlar alçak ve hain. O malum paralel yapı şimdi bunlarla aynı safta. CHP, MHP, bütün marjinal örgütler aynı ittifakta buluştu”
“CEHENNEMİN YOLLARI İYİ NİYET TAŞLARI İLE DÖŞELİDİR UNUTMAYIN”
Konuşmasında isim vermeden Gülen cemaati mensuplarına çağrıda bulunan Başbakan Erdoğan şunları söyledi:“Bu oyuna gelmeyin, bunlarda iyi niyet falan yok. Cehennemin yolları iyi niyet taşları ile döşelidir unutmayın. Bunlar bu şekilde aldattılar, kandırdılar bu oyuna geldik ama bundan sonra asla. Günde 5 kez alnı secdeye varan insanların bunlarla işi olmaz, bayrağını sevenlerin bunlarla işi olmaz diyorum. Sevgili Peygamberimizi, o mübarek zati manevisini kendi kirli işleri için alet edecek kadar saygısız kişilerle benim saf temiz ihlaslı kardeşlerimin işi olmaz. Cenneti, cehennemi, Azrail’i ekranlara tasvir edecek kadar densizleşenlerle samimi kardeşlerimin işi olmaz. Gelin yollarınızı ayırın. Bu paralel yapı CHP ile MHP ile gezicilerle her türlü marjinal sol örgüt ile bir araya geldi. Anadolu'daki temiz kardeşlerimi bir uçuruma taşıyor. Bu oyuna gelmeyin.”
DOĞAN CAN CESUR
İSTANBUL (İHA) - İstanbul’da düzenlenen “Özel Halk Otobüsü Esnaf Buluşması”nda konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Fatih Belediye Başkanını ve 17 Aralık dalgasında içeriye alınanlar veya alanlar, o düzmece senaryoyu hazırlayanlar, orada hukuk var demi? Orada hukuk vardı diyenler şimdi neden hukuk vardı diyemiyorlar. Hukuk şimdi tecelli etti diye mi rahatsız oldular?” dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen Özel Halk Otobüsü Esnaf Buluşması’na katıldı. Burada konuşan Başbakan Erdoğan, “Şunu bütün samimiyetimle ifade etmek istiyorum. Karşınızda İstanbul’da otobüs şoförlüğü yapmanın ne anlama geldiğini çok iyi bilen bir Başbakan var. Ben iş hayatına 24 Temmuz 1974’de 250 lira maaş ile İETT’de başlamıştım. Orada tam 7 yıl çalıştım. İETT Spor’da futbol oynarken sezon dışı zamanlarda Şişli’de garajın arkasındaki İETT kantinini çalıştırıyordum. İETT şoförlerinin çok dertlerini dinledim. Nasıl hangi şartlarda çalıştıklarına bizzat şahit oldum. Sorunlarını yaptıklarını bizzat yaşayarak öğrendim. Elbette her iş zordur ama otobüs şoförlüğü yapmak hele hele İstanbul’da yapmak öyle zannediyorum ki, dünyanın en zor işlerinden biridir. Bu zor vazifeyi hakkıyla yerine getirdiğiniz için sizlere teşekkür ediyorum” dedi.
‘Büyükşehirlerde hizmet üretmeye ve yetiştirmeye çalışıyoruz’ Erdoğan, “Her gün büyüyen, genişleyen bir şehirde hizmet üretiyorsunuz. Nüfusu her yıl katlanarak artan, aynı zamanda turist sayısı da katlanarak artan İstanbul’da hizmet veriyorsunuz. Bütün bunların yanında artan refahla birlikte insanların daha çok seyahat ve hareket ettikleri bir şehirde görev yapıyorsunuz. Böyle bir şehrin trafiğinde insanımızı alıp bir yere götürmek hem de dikkat, sabır hem de tahammül istiyor. İstanbul nüfusu 1960’da 1 buçuk milyon kişide 1980’de nüfus 3 milyon oldu. 1990’da 6 buçuk milyon oldu. İstanbul’a Büyükşehir Belediye Başkanı olduğum 1994 yılında ise 7 buçuk milyon kişi İstanbul’da yaşıyordu. Şu anda ne oldu? Şu anda İstanbul nüfusu 15 milyona dayandı. Bunun yanında İstanbul’da araç sayısı arttı. 20 yıl önce toplam araç 1 milyondu. Şu anda İstanbul’da 3 milyon 200 bine ulaştı. Bakın sadece son 10 yılda İstanbul’da otomobil sayısı 900 binden 2 milyona çıktı. Otobüs sayısı son 10 yolda 16 binden 55 bine çıktı. İşte bu kadar hızlı büyüyen bu kadar hızlı şekilde refahı artan şehirde sizlerde, bizlerde, büyükşehirlerde hizmet üretmeye ve yetiştirmeye çalışıyoruz. İşimiz gerçekten zor ama biz halka hizmetin Hakk’a hizmet olduğuna inanıyorum. Zoru başarmak için gece gündüz çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.
“ÖZEL ARAÇ NE KADAR TERK EDİLİRSE, TOPLU TAŞIMADA O KADAR KALİTE ARTAR”
Özel araçların trafikte yoğunluğa neden olduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, “Modern bir kentte modern ulaşım özel araçlarla değil, toplum taşıma araçlarıyla yapılır. Özel araç aslında lükslüktür. Özel araç lüks olduğu içinde bakıyorsunuz bir aracın içerisinde bir kişi var. Bir araç şoförle birlikte 4 kişiliktir ancak böyle olduğunu görüyor muyuz? Hayır. Çoğunun başında tek başına şoför var ve tek başına gidiyor. Bu aynı zamanda israf olur. Elbette kimsenin özel hayatına biz karışmayız, karışamayız. Böyle bir yetkimiz yok. Biz sadece gereken uyarıları ve hizmeti sağlarız. Çünkü ekonomide israf ve verim ekonomisi vardır. Biz israf mı yoksa verim ekonomisini mi seçiyoruz? Tabi ki verim ekonomisini. Başta İstanbul olmak üzere büyükşehirlerde şu özel araç alışkanlığını yeniden bir gözden geçirilmesi lazım. Şunu açık açık söylüyorum. Özel araç ne kadar terk edilirse, toplu taşımada o kadar kalite artar. Ne kadar az araç trafiğe çıkarsa o kadar fazla otobüs, minibüs ve taksi trafiğe çıkar. Ne kadar az özel araç trafiğe çıkarsa o kadar çok hizmet yapılır” şeklinde konuştu.
Raylı ulaşım sistemlerinin önemine dikkat çeken Erdoğan, “İstanbul’un altını metro ağlarıyla örüyoruz. Bu ne demek oluyor? Metroya bineceksin. Nereden nereye gitmek istiyorsan oraya bineceksin. Aracını da otoparkta bırakacaksın. Sabah aksam bu şekilde yapacaksın. Metro yoksa metrobüs, metrobüs yoksa otobüsü kullanacaksın. Bugün ise Yenikapı’da çok önemli bir açılış yaptık. Şişhane’yi eski İstanbul tarihinin altından, Haliç’in üzerinden Yenikapı’ya bağladık. Hacıosman’dan Yenikapı’ya kesintisiz raylı sistemi böylece inşa etmiş olduk. Bakınız biz laf üretmiyoruz, iş üretiyoruz” dedi.
İstanbul’u metro ağlarıyla öreceklerini ifade eden Erdoğan, “20 yıl öncesine kadar İstanbul’da raylı sistem hemen hiç yokken, şu anda raylı sistem uzunluğu 144 kilometreye ulaştı. 2019'da inşallah 420 kilometre, ardından metroyu 776 kilometreye kadar çıkaracağız. İstanbul’u tamamen metro ağlarıyla öreceğiz. Metro ağları bu kadar genişlerken minibüs halk otobüslerinin önemi azalmıyor. Tam tersine toplu tasıma kültürü artıyor. 20 yıl önceki otobüslerin haline bakın, şimdiki otobüslerin haline bakın. Ben otobüs yöneticilerinin topladığım zaman Büyükşehir Başkanlığım döneminde kendilerine dedim ki, gelin bu adımı atalım ve bizzat teknik gerekçe görüşmeleri yapacağım dedim ve görüşmeleri yaptım. Şu anda kullandığınız otobüslerin büyük bir kısmı o anda temeli atılan o görüşmelere dayanır. Şimdi bende sizinle iftihar ediyorum. Çünkü sadece kalite değil, tüm engellilere yönelik oradaki alınması gereken tedbirleri almışlar. Teknolojiyi ona göre kullanmaya başlamışlar. Bunlar önemli şeylerdir. Yaşlı ve öğrenci hiçbir ayrım yapmaksızın indirimlerden yararlanabiliyorlar. Bunlar güzel şeylerdir. Bunlar milliliktir, insaniliktir. Ben milletimi, ülkemi seviyorum. Ben ülkeme ve yaşlı amcama hizmet veriyorum. Biz bu hareketlerimizle bunu yapıyoruz” diye konuştu.
“SON 10 YIL İÇERİSİNDE YOLLAR VE KAVŞAKLAR İÇİN 5 MİLYAR DOLAR HARCADIK”
Son 10 yıl içerisinde yollar ve kavşaklar için 5 milyar dolar harcandığını belirten Erdoğan, “Gerek hükümet yatırımlarıyla İstanbul’un yollarını açık tutmak, İstanbul’a yeni yollar inşa etmek, bu bizim asıl görevimizdir. Son 10 yıl içerisinde yollar ve kavşaklar için 5 milyar dolar harcadık. 286 adet yeni yol ve kavşağı gecen hafta sonu hizmete açtık. 3. köprüyü inşa ederek trafiği rahatlatacağız. Artık uluslar arası, şehirlerarası ağır vasıtalar 2. köprüye girmeyecek. Hepsi 3. köprüde olacak ve şehir için bağlantılarla bağlı olacaklar. Bunların hepsi trafiği rahatlatacak. 3. köprüye otomobilde girecek. Orada trende olacak ve orada toplu taşıma olacak. Bunlar için 2 buçuk milyar dolar harcıyoruz. Devletinden cebinden para çıkmıyor. Yap-işlet-devret mantığıyla oluyorlar” dedi.
Devlet içerisindeki paralel yapının yapılan yatırımları baltaladığını ileri süren Başbakan Erdoğan, “Buraya 42 milyar dolar yatırımla havaalanı yapılacak. 20 yıl işletecekler, 20 yıl sonra devlete teslim edecekler. Bu ihaleyi alanlara ne yaptılar? Bunları içeriye almak istediler. Kim o? Paralel yapı, o paralel devlet inşa etmek isteyenler. Onun için ben halkımın birliğini, beraberliğini ve dirliğini çok iyi biliyorum ve size inanıyorum. Bu ara şimdi birileri çıkmış şunu söylüyor. Yargı bitti, hukuk bitti. 3. havalimanını yapanlar Fatih Belediye Başkanı’nı ve 17 Aralık dalgasında içeriye alınanlar veya alanlar o düzmece senaryoyu hazırlayanlar orada hukuk var demi? Orada hukuk vardı diyenler şimdi neden hukuk vardı diyemiyorlar. Hukuk şimdi tecelli etti diye mi rahatsız oldular?” diye konuştu.
Başbakan Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu ülkede profesör olduğunu zanneden birileri işte bu paralel yapının yandaşı yönetimindeki gazetelere ya da diğer gazetelerle birlikte AK Partiyi kapatılmasına dair haberler yazılar yazıyorlar. Sızın nereniz demokrat ya? Sizin halkın iradesine zerre kadar saygınız yok. Biz sizin yazılarınızla gelmedik, biz milletin iradesiyle geldik. Milletimin iradesiyle giderim. İşte o havalimanını yapanlar 42 milyon dolar harcayarak bunu yapacaklar. Her turlu oyun oynanıyor. Yok yürütmeyi durdurma yok orayı aldılar. Hep tezgah hep oyun. İkili bakıyorlar, alışveriş yapıyorlar. Bir şey buluyorlar. Bir medya grubundan biri almaya çalışıyor. Hakkını, hissesini devrediyor almaya çalışıyor. Diyorlar ki, sen nasıl alırsın. Sana ne kardeşim alır. Ancak bu onları rahatsız etti. Neden rahatsız etti. Çünkü birli çamaşırları bir bir ortaya çıkıyor.”